BORSA’DA YENİ ZİRVE YEREL SEÇİM ÖNCESİ GÖRÜLEBİLİR
Geçtiğimiz hafta yeni yılda ilk merkez bankaları toplantı sonuçlarını gördük.
Çin’de merkez bankası faiz değişikliğine gitmezken zorunlu karşılıklarda indirime giderek piyasalarını desteklemeye devam etti. Japonya’da ise herhangi bir faiz politikasında değişiklik olmazken, merkez bankasının önümüzdeki dönem faizlerde yukarı yönlü değişiklik yapabilir beklentisi ile Japon Yen’inde değer kazanımı yaşandığını gördük.
Avrupa Merkez Bankası (ECB) hafta içi kararını açıklayan ve herhangi politika faizinde değişikliğe gitmeyen 3. majör merkez bankası olarak karşımıza çıktı. Faiz değişikliği olmasa da ECB Başkanı Lagarde açıklamalarında ekonomik gerçekleşmeleri takip etmeye devam edecekleri, enflasyonun ve yüksek faizlerin piyasaları büyüme yönünde aşağı yönlü baskılamaya devam ettiğini söyledi.
Diğer taraftan en yakın faiz indirim beklentisinin daha önce söylediği gibi yaz aylarında olabileceğini belirtti. Yurt içinde yılın ilk toplantısında TCMB PPK toplantısından 250 baz puan faiz artışı açıklandı ve politika faizi %45 seviyesine yükseltildi. Açıklanan metin içinde hedeflenen sıkı para politikası seviyesine ulaşıldığını önümüzdeki dönemde sterilizasyon ve makro ihtiyati tedbirlerle enflasyonla mücadeleye devam edeceğini açıkladı.
Diğer taraftan yurt dışında son 10gündür birçok Pazar ve üründe yatay fiyatlama küresel ölçekte ABD dolarında ve ABD tahvillerinde değer değişimlerinin sınırlı kalması ile devam ediyor. S&P ve DAX gibi Amerika ve Avrupa’da gösterge endeksler bu yıl geldikleri yeni zirvelerde yatay fiyatlamalar ile devam ediyorlar. Dolar endeksi 103,50, ABD 10 yıllık tahvil faizi ise %4,10 seviyelerine yakın seyrederken ons altında hafta genelinde 2000-2050 dolar aralığında fiyatlamaların devam ettiğini söyleyebiliriz. Önümüzdeki hafta yurt dışında veri akışı yoğun olmaya devam edecek.
2024 yılının ilk ayının kapanış haftasında Avrupa’da 2023 yılı son çeyrek büyüme verisi ile Ocak ayı enflasyon verisi açıklanacak. ABD’de ise Fed FOMC toplantısı Çarşamba günü gerçekleşirken, bu toplantıda herhangi politika faizi değişikliği beklenmezden başkan Powell açıklamalarında yüksek seyreden enflasyon ve güçlü görünümüne devam eden ekonomik aktivite nedeni ile şahin tonda açıklamalar yapması olasılıklar dahilinde olduğunu söyleyebiliriz.
Yurt içinde genel olarak piyasalarda güven ortamının devam ettiğini söyleyebiliriz. Merkez bankasının faiz artışına gitmesine rağmen tahvil faizleri ve kur tarafında oynaklığın sınırlı kaldığını görüyoruz. Merkez bankası rezervlerinde düşüş 3. haftada da devam ederken aynı zamanda yabancıların Borsa İstanbul’a olan ilgisinin devam ettiğini söyleyebiliriz.
Bu gelişmeler ile birlikte Türkiye’nin İsveç’in NATO üyeliğine onay vermesi ve ABD’nin F-16 uçaklarının Türkiye’ye satışı ile ilgili ABD Dışişleri Bakanlığı açıklaması ile 23 milyar dolarlık satışa onay verdiği açıklaması ile desteklenen Borsa İstanbul’da BİST-100 endeksinde 8,150 puan seviyesi geçtiğimiz hafta yukarı yönlü kırılarak daha önce gerçekleşen 8,500-8,600 arasındaki eski zirve seviyesine doğru Cuma günü 100 milyar TL endeks işlem hacmi ile yükseliş gerçekleştiğini söyleyebiliriz.
Önümüzdeki hafta yurt içinden veri akışının sınırlı olması haber akışının takip edilmesine neden olacaktır. Ekonomik güven endeksi, dış ticaret dengesi ve imalat PMI verilerinin açıklanacağı yurt içi piyasalarda ülke risk primi (CDS) 311 seviyesine kadar tekrar geriledi. Borsa İstanbul’da haftayı 8,346 seviyesinden kapanış yaptığı düşünülürse geçen yıl kapanışında yabancı ilgisinin mart ayı sonunda gerçekleşecek yerel seçimler sonrası yoğunlaşabileceği beklentisinin öne çekilerek yeni zirvelerin bu hafta içinde test edilmesi beklenebilir.
Genel olarak mevduat faizlerinde yaşanan geri çekilme, kurda yatay fiyatlamanın devamı ile reel getirinin Türk Lirası tarafında gerçekleşmesi, gayrimenkul ve otomotiv sektöründe fiyatlamaların yatay veya aşağı yönlü trend içine girmesi Borsa İstanbul’u tekrar teknik yükselişin gerçekleşmesi ile cazip durumu getiriyor.
Bu nedenle bu hafta içi gelişmeler dışında sürpriz haber akışı olmaması durumunda Bilanço sezonunun başladığı Borsa İstanbul’da yükselişin devam edebileceğini düşünüyoruz.