BORSADA ENERJİ SEKTÖRÜ VE BEKLENTİLERİ
Uluslararası Ticaret Odası’nın ‘’Ekonomik büyüme ve çevresel sorumluluğun, sosyal kalkınmadaki ilerlemeyi desteklerken, karşılıklı olarak pekiştirici bir şekilde birlikte çalıştığı bir ekonomi’’ olarak tanımladığı yeşil ekonomi ve bu ekonomik modelin benimsendiği politika dünya genelindeki ülkelerin ortak hedefi haline geldi.
Toplumun gereksinimlerini, sonraki nesilleri olumsuz etkileyebilecek neticeler doğurmadan karşılamayı hedefleyen bu modelde yenilenebilir enerji kaynakları alt sektörünün rolü şüphesiz çok büyük.
Günümüzde sanayileşme ve şehirleşmenin bir sonucu olarak enerjiye olan ihtiyaç her geçen gün artmaktadır. Özellikle son zamanlarda bu ihtiyaçların yanı sıra gerek pandeminin gerekse Ukrayna-Rusya gibi bölgesel savaşların hem ulusal hem de küresel boyutta enerji ihtiyacının yaşamsal önemini artırdığı bir dönem yaşadık.
Artan enerji ihtiyacına karşın tükenebilir fosil yakıtların kaynakları ise azalmaktadır. Üstelik bu yakıtların kullanımı hem çevreye zarar vermekte hem de ülke ekonomisine yük olmaktadır. Petrol-gaz gibi enerji ürünlerinin temini konusunda dışa bağımlı olan ülkelerin cari açıklarında da bu faktörün etkisi oldukça fazladır.
Türkiye’nin de cari işlemler hesabında kaydedilen açıklarda enerji ithalatının negatif etkileri gözlenmektedir. Enerji, üretim başta olmak üzere ekonomik kalkınmanın en önemli girdisini oluşturan bir unsurdur.
Yenilenebilir enerji kaynakları sayesinde ise ülkelerin dışa bağımlılığı azalır. Özellikle doğal kaynaklar bakımından zengin ülkelerin kalkınma fırsatı olarak gördüğü yenilenebilir enerji modeline yönelik ülkemizde de önemli adımlar atılmıştır.
Türkiye’de elektrik enerjisi, ilk kez 1888 yılında İstanbul’da Haliç Tersanesi’nde kurulan elektrik fabrikasının işletmeye açılması ile üretilmeye başlanmıştır. Rüzgâr enerjisinden elektrik elde etme amacına yönelik çalışmalar 1986 yılından itibaren başlamış ve ilk rüzgâr santrali yine 1986 yılında İzmir’in Çeşme ilçesi Altın Yunus Tesisleri’nde kurulmuştur.
Şebekeye bağlı rüzgar enerjisi ile elektrik üretimi ise ilk olarak 1998 yılında başlamış ve 2005’te çıkarılan Yenilenebilir Enerji Kanunu ile birlikte resmi alt yapı kazanmasıyla güç ve enerji üretimi pozitif ivme kazanmıştır. Türkiye’nin deniz sondaj çalışmaları ise Akdeniz ve Karadeniz’de olmak üzere 1970 yılında başlamıştır.
Son dönemde bu çalışmalara ağırlık verilmesi üzerine özellikle Karadeniz Kuzey Sakarya gaz sahasında gerçekleştirilen son çalışmalardan heyecan verici gelişmeler de takip edilmeye başlandı.
21 Ağustos 2020’de ülke tarihinin en büyük doğalgaz rezervi keşfi gerçekleştirilmiş, 2100 metre derinlikte 320 milyar metre küplük rezerv sonrasında 710 milyar metre küp olarak da güncellenmişti.
Sanayi ve şirket tüketimleri de dâhil Türkiye’nin yaklaşık 12 yıllık tüketimini karşılaması beklenen doğal gaz rezervinin ise 2023’te ulusal doğal gaz iletim sistemimize dâhil edilmesi planlanmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’de ilk sondaj gemisi Fatih olmak üzere, Yavuz ve Kanuni 3 sondaj gemisi filosuna son katılan Abdülhamid Han gemisi ile birlikte bu sayı 4’e çıktı ve böylelikle Türk enerji filosu dünyanın en güçlü filolarından biri oldu.
Türkiye’de kamu hariç özel sektöründe enerji yatırımları yakından takip edilmektedir. Borsa İstanbul’da ki hızlı yükselişte enerji hisselerinin de öne çıktığını görüyoruz. Halka arz enerji şirketlerinin faaliyetleri, yeni yatırımları ve hisse performansları da yatırımcıların ilgi odağında olmaya devam ediyor.
2022 yılında Consus Enerji (CONSE), Alfa Solar Enerji (ALFAS), Hun Yenilenebilir Enerji (HUNER) şirketleri halka arz olan bazı şirketlerden. Son olarak enerji sektöründe halka arzlara 2023 yılının Ocak ayında Astor Enerji (ASTOR) ve Akfen Yenilenebilir Enerji (AKFYE) dâhil olan şirketler oldu. 2023 yılında ise CW Enerji, Yeşil Global Enerji, Europower Enerji ve Omega Enerji ise halka arzlarını beklediğimiz bazı şirketlerden. Yeni halka arzlar ile birlikte hali hazırda yatırımcıların uzun zamandır takip ettiği hisselere ve performanslarına baktığımızda da yüzde 45 ile yüzde 2500’lere varan getiri performansları dikkat çekiyor.
Yatırımcıların yatırımlara karar verirken ilgili işletmelerin çevre politikaları da göz önünde bulunduruluyor. Yatırım yapılacak elektrik ve enerji sektöründe faaliyet gösteren şirketlerin yeni yatırım çalışmaları kadar çevresel kriterlere bağlılıkları da önemli.
Yapılan bazı çalışmalar bize gösteriyor ki, sosyal sorumluluk ve sürdürülebilirlik faaliyetlerinden dolayı yatırım yapmaya değer bulunan şirketlerin seçilen diğer şirketlere göre aktif karlılığı oranları arasında anlamlı farklılıklar söz konusu.
Yatırım seçimleri norm ve değerlerle paralellik gösteriyor. Bu da şirketlerin sürdürülebilirlik projelerine ve bu çerçevede yapılan yatırımlarına yansıyor. Bugün borsada yıllardır işlem gören enerji şirketlerinden son halka arzlara kadar baktığımızda şirketlerin sürdürülebilirlik yönetimine dair misyon ve vizyonları her geçen gün daha tatmin edici olmaya devam ediyor.
2000 yılından bu yana borsada işlem görmeye başlayan ve hâlihazırda %36’lık bölümü halka açık olan Zoren Enerji (ZOREN), yenilenebilir enerjiyi ölçeklendiren, çevre ile uyumlu, bu hususta inovasyon ve Ar-Ge yatırımları gerçekleştiren Türkiye’de 7 hidroelektrik, 1 rüzgâr, 4 jeotermal ve 2 doğalgaz santrali bulunan bir şirket. Türkiye’deki kurulu gücünün %87’si toplam kurulu gücünün ise %62’si yenilenebilir enerji kaynaklarına dayanan köklü şirketlerimizden biri.
Bununla birlikte daha yakın zamanda halka arz olan enerji şirketlerine baktığımızda da 2022 Mart ayında halka arz olan Smart Güneş Teknolojileri (SMRTG), faaliyet alanı güneş panelleri üretimi olan sürdürülebilir kalkınmada etki ve fark yaratmak prensibi ile yeşil bir gelecek hedefini benimsemiş, yenilenebilir enerji ve teknoloji çözümleri sunan hem sektöre hem de endekse dâhil enerji şirketleri içerisinde performansa dayalı değer katan bir başka enerji şirketi olarak yakından izleniyor.
Son zamanlardaki performans ile göz dolduran bir diğer şirket ise 2021 yılında halka arz olan özellikle 2022’nin ortalarından itibaren pozitif ivme kazanan ve sürdürülebilirliği amaçlayan, ‘’yeşil’’ zihniyeti benimsemiş rüzgâr, hidroelektrik, güneş enerjisi santralleri bulunan Girişim Elektrik (GESAN), sektöre olan hizmetlerine devam ediyor.
Jeopolitik krizlerin tetiklediği enerji sorunu hala engel olsa da 2023 yılında yenilenebilir enerji sektöründe %11’lik bir büyüme öngörülüyor.
Fosil yakıtlara nazaran alternatif enerji yatırımları 2023 yılında güçlü fırsatlar barındırabilir. Bu yıl toplam enerji ihtiyacının %30’unun yenilenebilir enerji kaynaklarından karşılanması hedefleniyor.
Enerji sektörünün borsaya olan etkilerinin yanı sıra Borsa İstanbul’da genel görünüm ise özellikle ABD’de bankacılık sektöründe yaşanan krizlerden sonra yurt içinde de Bankacılık Endeksinde gözlenen sert kayıplar ve satış baskısı ile birlikte önemli bir seviye olarak gördüğümüz 5350 seviyelerinden geri çekilmeler gözleniyor.
Son zamanlarda bankacılık endeksinde yaşanan güçlü yükseliş sonrası hisselerde görülen satışların kısa vadeli düzeltme hareketi olarak değerlendirilip değerlendirilmeyeceği ve BIST100 endeksine olan etkileri kritik destek 5250 seviyesi ile birlikte takip edilmesi önemli.
Seçim sürecinde olduğumuz şu günlerde Borsa İstanbul’a getirilen tedbirlerle birlikte geri çekilmelerin sınırlı kalmasını 5,000 endeks seviyesinin altında kalıcılık olmadığı sürece aşağı hareketlerin sınırlı kalmasını ve 5,500 endeks seviyesi yukarı geçilmedikçe yükselişlerin de çok güçlü olmayacağını düşünüyoruz.