Geçen ay bu sayfalarda yayınlanan yazımda ilk düğmenin doğru iliklenmesinin öneminden yola çıkarak, kırılma noktalarından yararlanabilen ülkelerin beklenmedik veya beklenenin çok üzerinde sıçrama elde edebileceklerinden bahsetmiştim.
Aslında ben bu konu üzerinde daha fazla durmayı düşünmüyordum ama önemli bir gelişme üzerine biraz daha bu konuyu sündürmenin faydalı olacağına olan inancım arttı.
Öncelikle belirtmek isterim ki ülkeye yapılan her yatırım değerlidir. Burada tartışmak istediğim neden belirli bir yatırımın yapıldığı değil, daha iyi yatırımların yapılıp yapılamayacağıdır. Sonuçta, aynı bireyler gibi milli ekonomilerin de temel kaygısı kıt kaynakları en etkin şekilde kullanmaktır. Geçen ayın makalesinde de belirttiğim gibi eğer bu kaynakları doğru zamanda iyi bir planlama ile doğru alana yöneltebilirseniz, sıçrama kaçınılmaz olacaktır.
Tekrar bu konuya dönme gerekçemi önemli bir gelişmeye bağlı olduğunu söylemiştim. Bu önemli gelişme, 20 Ocak tarihinde göreve başlar başlamaz çok sayıda başkanlık kararnamesine imza atan Amerika Birleşik Devletleri başkanı Trump’ın duyurusunu yaptığı yapay zeka konusundaki girişimdir.
Stargate adı verilen ve yatırım büyüklüğünün 500 milyar dolara ulaşacağı söylenen bu girişimin başarıyla yürütülmesi hem kısa hem uzun vadede önemli etkilere sahip olacaktır.
Yapay zeka yatırımları önemli bir alt yapı yatırımı olarak değerlendirilmelidir. Alt yapı yatırımları aslında riskli yatırımlardır. Çoğu zaman katkıları dolaylı olan bu yatırımlar, görünürlükleri de az olduğu için kitleler tarafından yanlış değerlendirilebilirler. Yerel yönetim mantığıyla bakarsanız, kanalizasyon sistemini düzeltmek yerine yeni bir bina veya oyun parkı inşa etmek size bir sonraki seçimde daha büyük katkı sağlayabilir mesela. Yani görünür çıktıları olan yatırımlar seçmen için daha değerli olabilir veya en azından algılanması daha kolay olabilir.
Yapay zeka veya bilişim sektörüne yapılacak yatırımlar, çıkardıkları üründen ziyade yaratacakları hızlandıran ve çoğaltan etkileri ile değerlendirilmesi gereken yatırımlardır. Dolayısıyla bir ülkenin bu alana yaptığı yatırım belki bugünü değil ama yarını şekillendirecektir.
İşte günümüzün kırılma noktalarından biri bu alana yapılacak akılcı ve sistematik bir yapıya sahip yatırımlardır.
Yapaya zekaya yapılacak yatırımlar orta vadede otomasyon ve süreç optimizasyonu ile işgücü verimliliğini artırır, yeni ürün ve hizmet gelişimini hızlandırır, kişiye özgü ürün ve hizmet üretimini daha etkin olmasını sağlar, çağımızın temel gücü olarak kabul edilen veri işleme ve analizi aracılığıyla daha doğru strateji ve politika geliştirilmesini sağlar ve bütün bu etkileri ile ekonomik büyümeyi hızlandırır.
Ekonomik yapımızı, sanayi ve hizmetler sektörümüzü dikkate aldığımız zaman gelişmiş ekonomilerin terk etmeye başladığı ve çoğunlukla sürdürülebilirlik açısından sorunlu sektörlerde oluşan geçici rekabet avantajını elde etmek şirketlerimizin birçoğu açısından değerli bir strateji olabilir. Ancak şirketlere kıyasla daha uzun vadeli düşünmesi gereken yönetim otoritelerinin yatırım planlamasındaki ufku, bu sektörlerden ziyade bilişim ve teknoloji altyapısını geliştirecek yatırımların organizasyonunu kapsamalıdır.
Hani çok kullandığımız bir deyim vardır; “Amerikayı baştan keşfetmek” diye, gerçekten de bu sefer Amerikayı baştan keşfetmek yerine takip etmek faydalı olacak gibi görünüyor.