EĞİTİM EKONOMİSİ VE ULUSLARARASI ÖĞRENCİLER
İktisat derslerinin başında, iktisat biliminin gerekliliği “sınırsız ihtiyaçlar” ve “kıt kaynaklar” arasındaki dengesizlik belirtilerek anlatılır. Eğer kaynaklar, sınırsız ihtiyaçları karşılayacak kadar bol olsaydı bu bilim dalına ihtiyaç olmayacağı anlatılır.
Zaman içinde teknolojideki gelişme, günlük yaşam alışkanlıklarımızdaki değişme derken eski zamanlarda bol olan bazı kaynakların kıtlaştığını, kıt olan bazı kaynakların ise bollaştığını söylemek olanaklıdır. Bollaşan kaynakların başında ise özellikle bilgi iletişim teknolojilerindeki hızlı gelişime bağlı olarak bilgi gelmektedir.
Öğrenmek isteyenlerebelirli bir alanda bilgi kazandırmayı amaçlayan faaliyetlere eğitim adı verilmektedir. Dolayısıyla eğitimin temelini oluşturan da son yıllarda hemen herkese ulaşabilir hale gelen bilgidir.
Mantıksal olarak bilgiye ulaşım kolaylaştıkça ekonomik değerinin azalması, buna bağlı olarak da eğitim için talebin ve dolayısıyla istenen bedelin de düşmesi beklenmelidir. Ancak birçok özellikli mal ve hizmette olduğu gibi bilginin ve eğitimin değerinin bu mantıksal sürecin dışına çıkarak daha çok istenir olduğunu, buna bağlı olarak da değerinin azalmadığını söylemek yanlış olmayacaktır.
Özellikle uluslararası öğrencilerin hareketliliğine baktığımız zaman bu durumu rahatlıkla görmek mümkündür. Kuşkusuz uluslararası öğrencilerin hareketliliğinde eğitime ulaşma amacının yanı sıra başka sosyal, ekonomik ve kültürel etkenlerin varlığı da önem taşımaktadır.
Studyportals.com tarafından 2019 yılında hazırlanan raporda, 2016 yılında küresel olarak uluslararası öğrencilerin yarattığı ekonomik büyüklüğün 300 milyar Amerikan doları olduğu belirtilmektedir.
Geçen son 5 yılda bu rakamın daha da büyümüş olduğunu tahmin etmek mümkündür. Institute of International Education (İie.org) verilerine göre 2000 yılında1,6 milyon olan uluslararası öğrenci sayısının 2020 yılında 5,6 milyona ulaştığı görülmektedir.
Ülkemizde de özellikle son yıllarda uluslararası öğrenci konusunda üniversitelerin yoğun bir çaba içine girdikleri görülmektedir. Yüksek Öğretim Kurumu’nun istatistiklerinde de bu çaba ve sonuçları açıkça görülebilmektedir. 2013-2014 yılında ülkemizdeki uluslararası öğrenci sayısı 48.183 iken 2019-2020 eğitim yılında toplam sayı 185.047’ye ulaşmıştır. 8 yılda uluslararası öğrenci sayısı 2,84 kat artarken, vakıf üniversitelerinde bu artış 3,15 devlet üniversitelerinde 2,76 olarak gerçekleşmiştir. Dünya genelinde 2000Eden 2020 yılına kadar toplam artışın 2,5 kat olduğu düşünülünce, ülkemizdeki 6 yıllık artışın değeri daha iyi anlaşılacaktır.
Yıllar içinde sayılardaki artış kadar yoğunlaşma ve uyruklardaki değişimin de dikkat çekici olduğunu söylemek gerekir. Geleceğe yönelik olarak oluşturulacak politikaların belirlenmesinde bu dağılımların toplam sayılara göre çok daha anlamlı olduğu açıktır. Kuşkusuz uluslararası öğrenci teminine yönelik politika geliştirme çalışmalarında, öğrencilerin hareketliliklerine neden olan etkenlerin tam anlamıyla analiz edilmesi de bir zorunluluktur.
Yapılan çalışmalarda uluslararası öğrencilerin üniversiteler ve ülkeler için farklı açılardan değer taşıdıkları ortaya konulmaktadır. Üniversitelerin rekabet baskısı, bütçe kısıntıları nedeniyle uluslararası öğrencilere daha çok ilgi gösterdikleri; ülkelerin ise ekonomik getirilerinin yanı sıra eğitimli işgücü temini, kültür alışverişine olanak sağlanması gibi gerekçelerle bu alanda politika geliştirdikleri hemen bütün araştırmalarda belirtilen nedenler arasında yer almaktadır.
Zaman içinde teknolojideki gelişme, günlük yaşam alışkanlıklarımızdaki değişme derken eski zamanlarda bol olan bazı kaynakların kıtlaştığını, kıt olan bazı kaynakların ise bollaştığını söylemek olanaklıdır. Bollaşan kaynakların başında ise özellikle bilgi iletişim teknolojilerindeki hızlı gelişime bağlı olarak bilgi gelmektedir.
Öğrenmek isteyenlerebelirli bir alanda bilgi kazandırmayı amaçlayan faaliyetlere eğitim adı verilmektedir. Dolayısıyla eğitimin temelini oluşturan da son yıllarda hemen herkese ulaşabilir hale gelen bilgidir.
Mantıksal olarak bilgiye ulaşım kolaylaştıkça ekonomik değerinin azalması, buna bağlı olarak da eğitim için talebin ve dolayısıyla istenen bedelin de düşmesi beklenmelidir. Ancak birçok özellikli mal ve hizmette olduğu gibi bilginin ve eğitimin değerinin bu mantıksal sürecin dışına çıkarak daha çok istenir olduğunu, buna bağlı olarak da değerinin azalmadığını söylemek yanlış olmayacaktır.
Özellikle uluslararası öğrencilerin hareketliliğine baktığımız zaman bu durumu rahatlıkla görmek mümkündür. Kuşkusuz uluslararası öğrencilerin hareketliliğinde eğitime ulaşma amacının yanı sıra başka sosyal, ekonomik ve kültürel etkenlerin varlığı da önem taşımaktadır.
Studyportals.com tarafından 2019 yılında hazırlanan raporda, 2016 yılında küresel olarak uluslararası öğrencilerin yarattığı ekonomik büyüklüğün 300 milyar Amerikan doları olduğu belirtilmektedir.
Geçen son 5 yılda bu rakamın daha da büyümüş olduğunu tahmin etmek mümkündür. Institute of International Education (İie.org) verilerine göre 2000 yılında1,6 milyon olan uluslararası öğrenci sayısının 2020 yılında 5,6 milyona ulaştığı görülmektedir.
Ülkemizde de özellikle son yıllarda uluslararası öğrenci konusunda üniversitelerin yoğun bir çaba içine girdikleri görülmektedir. Yüksek Öğretim Kurumu’nun istatistiklerinde de bu çaba ve sonuçları açıkça görülebilmektedir. 2013-2014 yılında ülkemizdeki uluslararası öğrenci sayısı 48.183 iken 2019-2020 eğitim yılında toplam sayı 185.047’ye ulaşmıştır. 8 yılda uluslararası öğrenci sayısı 2,84 kat artarken, vakıf üniversitelerinde bu artış 3,15 devlet üniversitelerinde 2,76 olarak gerçekleşmiştir. Dünya genelinde 2000Eden 2020 yılına kadar toplam artışın 2,5 kat olduğu düşünülünce, ülkemizdeki 6 yıllık artışın değeri daha iyi anlaşılacaktır.
2013-2014 Eğitim Yılı | 2019-2020 Eğitim Yılı | |||||||
Ülke | Öğrenci Sayısı | Yüzde | Yüzde Toplamı | Ülke | Öğrenci Sayısı | Yüzde | Yüzde Toplamı | |
TÜRKMENİSTAN | 6.941 | 0,14 | 0,14 | SURİYE | 37.236 | 0,20 | 0,20 | |
AZERBAYCAN | 6.901 | 0,14 | 0,29 | AZERBAYCAN | 21.069 | 0,11 | 0,32 | |
İRAN | 4.343 | 0,09 | 0,38 | TÜRKMENİSTAN | 18.016 | 0,10 | 0,41 | |
AFGANİSTAN | 2.332 | 0,05 | 0,43 | IRAK | 9.752 | 0,05 | 0,47 | |
SURİYE | 1.785 | 0,04 | 0,46 | İRAN | 8.776 | 0,05 | 0,51 | |
IRAK | 1.585 | 0,03 | 0,50 | AFGANİSTAN | 7.517 | 0,04 | 0,55 | |
YUNANİSTAN | 1.501 | 0,03 | 0,53 | SOMALİ | 6.104 | 0,03 | 0,59 | |
KIRGIZİSTAN | 1.410 | 0,03 | 0,56 | ALMANYA | 4.637 | 0,03 | 0,61 | |
KAZAKİSTAN | 1.306 | 0,03 | 0,58 | YEMEN | 4.386 | 0,02 | 0,63 | |
KOSOVA | 925 | 0,02 | 0,60 | MISIR | 4.109 | 0,02 | 0,66 | |
DİĞERLERİ | 19.154 | 0,40 | 1,00 | DİĞERLERİ | 63.445 | 0,34 | 1,00 |
Yıllar içinde sayılardaki artış kadar yoğunlaşma ve uyruklardaki değişimin de dikkat çekici olduğunu söylemek gerekir. Geleceğe yönelik olarak oluşturulacak politikaların belirlenmesinde bu dağılımların toplam sayılara göre çok daha anlamlı olduğu açıktır. Kuşkusuz uluslararası öğrenci teminine yönelik politika geliştirme çalışmalarında, öğrencilerin hareketliliklerine neden olan etkenlerin tam anlamıyla analiz edilmesi de bir zorunluluktur.
Yapılan çalışmalarda uluslararası öğrencilerin üniversiteler ve ülkeler için farklı açılardan değer taşıdıkları ortaya konulmaktadır. Üniversitelerin rekabet baskısı, bütçe kısıntıları nedeniyle uluslararası öğrencilere daha çok ilgi gösterdikleri; ülkelerin ise ekonomik getirilerinin yanı sıra eğitimli işgücü temini, kültür alışverişine olanak sağlanması gibi gerekçelerle bu alanda politika geliştirdikleri hemen bütün araştırmalarda belirtilen nedenler arasında yer almaktadır.