TÜRKİYE’NİN DÜNDEN BUGÜNE ENERJİ HAMLESİ
Türkiye'nin enerji hamlesi dünden bugüne önemli bir gelişim süreci geçirdi. 2000'li yıllardan itibaren ülkemizde enerji sektöründe birçok değişim ve dönüşüm yaşandı.
Şimdi Türkiye'nin hızlı dönüşümdeki global anlamda sürece adaptasyonu ile yapılmış olan enerji hamlesinin dününe ve bugününe yakından bakalım..
Özelleştirme Politikaları..
İlk olarak ; Türkiye, 2000'li yılların başından itibaren enerji sektöründe özelleştirme politikalarını başlattı. Bu kapsamda, devletin kontrolünde olan bazı enerji varlıkları özel sektöre açıldı ve enerji üretimi, dağıtımı ve iletimi gibi alanlarda özel şirketlerin faaliyet göstermesi teşvik edildi. Bu kapsamda, elektrik dağıtım bölgeleri, hidroelektrik santralleri, termik santraller ve doğalgaz dağıtım şirketleri gibi birçok enerji varlığı özel sektöre devredildi. Bununla beraber, enerji sektöründe lisans düzenlemeleri de önemli bir rol oynadı. Özel sektör şirketlerine enerji üretimi ve dağıtımı için lisans verilirken, bu alanda rekabetin artması amaçlandı.
Lisans almak için açılan ihalelerde, uluslararası ve yerli şirketlerin katılımı teşvik edildi. Yabancı yatırımları enerji sektörüne çekmek hedeflendi ve Türkiye, enerji varlıklarının özelleştirilmesi ve lisans düzenlemeleriyle birlikte yabancı şirketlere daha fazla fırsat sunarak uluslararası yatırımları teşvik etti. Böylece, enerji sektöründe rekabetin artmasını hedeflendi. Özel şirketlerin faaliyet gösterdiği ve enerji üretimi, dağıtımı ve iletimi gibi alanlarda rekabetin sağlanması, daha etkin ve verimli bir enerji sektörünün oluşmasına katkı sağladı.
Özelleştirme politikaları, enerji sektöründe kamu-özel sektör işbirliğini teşvik etme, verimliliği artırma, rekabeti güçlendirme ve yatırımları çekme gibi hedefleri taşıdı. Bunun sonucunda, Türkiye enerji sektöründe özel sektörün rolünün ve katkısının arttığı, daha sürdürülebilir ve yenilikçi bir enerji piyasasının oluştuğu bir döneme girdi.
Yenilenebilir Enerji Yatırımları..
Türkiye’nin en büyük Enerji Hamlesi ise, Yenilenebilir Enerjiye Yatırımların önünün açılması oldu. Son yıllarda yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırım yapılması konusunda önemli adımlar atılarak, özellikle rüzgar enerjisi ve güneş enerjisi gibi kaynaklara olan ilgi artması sağlanarak, bu alanda birçok projenin hayata geçirilmesi mümkün oldu. Böylece yenilenebilir enerji kaynaklarından elde edilen elektrik üretiminin payı da önemli ölçüde artırıldı. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın 2022 yıl sonunda yayınlamış olduğu Türkiye Ulusal Enerji planında 2035 yılına kadar olan hedefler belirlenerek, Türkiye’nin elektrik sisteminde mevcut durumda sahip olduğu ve ilerleyen dönemlerde sahip olabileceği esneklik imkanları ve yenilenebilir enerji kaynaklarındaki potansiyel dikkate alındığında rüzgar ve güneş gibi kesintili yenilenebilir enerji kaynaklarının toplam elektrik üretimi içindeki paylarının yükseltilmesi öngörülmüşdü.
Buna göre 2035 yılında kurulu güç; Rüzgar enerjisinde 29,6 GW (24,6 GW kara, 5 GW deniz) ve Güneş enerjisinde 52,9 GW düzeyine yükselme hedefi bulunmaktadır. 2020 yılında 95,9 GW olan elektrik kurulu gücü 2035 yılında 189,7 GW’a yükselmesi planlanmaktadır. 2020 yılında kurulu güç içinde %52,0 olan yenilenebilir enerji kaynaklarının payı 2035 yılına kadar %64,7’ye ulaşması öngörülmektedir. Hidroelektrik santraller, orta-uzun dönemde 35,1GW kurulu güç değerine ulaşacaği, Rüzgar enerjisi kurulu gücü 29,6 GW’a ve güneş enerjisi kurulu gücü 52,9 GW’a yükseleceği düşünülmektedir.
Enerji Kaynaklarına Göre Kurulu Güç
(Kurulu Güç: bir elektrik santralinin karşılayabileceği, bir elektrik şebekesinin taşıyabileceği ve bir tesisatın kaldırabileceği maksimum kapasite anlamına gelir.)
2023 yılı Haziran ayı sonu itibarıyla ülkemiz kurulu gücü 104.904 MW’a ulaşmıştır. 2023 yılı Haziran ayı sonu itibarıyla kurulu gücümüzün kaynaklara göre dağılımı; %30,1’i hidrolik enerji, %24,2’si doğal gaz, %20,8’i kömür, %11’i rüzgâr, %9,7’si güneş, %1,6’sı jeotermal ve %2,6’sı ise diğer kaynaklar şeklindedir. Ayrıca Ülkemizde elektrik enerjisi üretim santrali sayısı, 2023 yılı Haziran ayı sonu itibarıyla 12.144’e (Lisanssız santraller dâhil) yükselmiştir. Mevcut santrallerin 751 adedi hidroelektrik, 67 adedi kömür, 362 adedi rüzgâr, 63 adedi jeotermal, 346 adedi doğal gaz, 10.064 adedi güneş, 491 adedi ise diğer kaynaklı santrallerdir.
2022 Yıl Sonuna Ait Birincil Kaynaklara Göre Santral Adetleri ve Kurulu Güç
Türkiye Ulusal Enerji Planı, 2022 yılı sonunda 9,4 GW olan güneş enerjisi kapasitesinin 2035 yılına kadar 52,9 GW’a ulaşmasını hedeflemektedir. (‘’Enerji Kaynaklarına Göre Kurulu Güç’’ Tablosunda görüldüğü gibi) Bu artışla, güneş enerjisinin Türkiye’deki tüm elektrik üretimi kaynakları arasında en büyük kurulu güce sahip olması ve 2035’te payının %16,5’e çıkması anlaşılmaktadır.
Türkiye'nin enerji hamlesi kapsamında yenilenebilir enerjiye yapılan yatırımlar önemli bir öncelik haline gelmiş böylece, enerji üretimini çeşitlendirmek ve dışa bağımlılığı azaltmak amaçlanmaktadır. Bu kapsamda yapılan yatırımlar şekillerde gerçekleşmiştir:
Yenilenebilir Enerji Kaynaklarına Dayalı Yatırımlar ile Türkiye, rüzgar enerjisi, güneş enerjisi, hidroelektrik enerji, biyokütle enerjisi gibi yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı enerji üretimi arttırılmış, özellikle rüzgar enerjisi ve güneş enerjisi alanında kurulu kapasite hızla artmıştır. Bununla beraber, yenilenebilir enerji sektörünü teşvik etmek için destek mekanizmaları geliştirmiştir. Örneğin, Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Elektrik Enerjisi Üretimi Amaçlı Kullanımının Desteklenmesi Hakkında Kanun ile yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı elektrik üretimi teşvik edilmektedir. Bu teşvikler arasında alım garantisi, vergi teşvikleri ve lisanssız üretim gibi önemli açılımlar mümkündür.
YEKA Projeleri: Türkiye, YEKA (Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanları) projeleri ile büyük ölçekli yenilenebilir enerji santralleri kurmayı hedeflemiş, rüzgar, güneş ve hidroelektrik enerjisi gibi kaynakların kullanıldığı YEKA projeleri, ihaleler yoluyla belirlenen alanlarda kurulmaktadır.
Enerji Hamlesinde Nükleer Enerjiye İlişkin Projeler
2010 yılında Türkiye'nin ilk nükleer enerji santrali için Rusya ile anlaşma imzalandı. Bu bağlamda Akkuyu Nükleer Güç Santrali inşaatı devam etmekte ve tamamlandığında Türkiye'nin nükleer enerji kapasitesi önemli ölçüde artacaktır. Santral, Mersin iline bağlı Büyükeceli beldesinde inşa edilmektedir. Proje, Rusya'nın Rosatom şirketi tarafından yürütülmekte ve Türkiye'nin ilk nükleer santrali olacak olan Akkuyu NGS, toplamda dört reaktörden oluşan bir projedir. Toplamda 4,800 megavatlık (MW) kapasiteye sahip olması planlanan Akkuyu NGS'nin inşaatı 2018 yılında başlamış ve her biri 1,200 MW kapasiteye sahip olan dört VVER-1200 tipi reaktör kullanılamaktadır.
Akkuyu NGS projesi, enerji üretimine katkıda bulunmanın yanı sıra Türkiye'nin enerji arz güvenliği ve çeşitliliğini artırmayı hedeflemektedir. Akkuyu NGS'nin ticari işletmeye geçiş süreci 2024 yılında başlaması beklenmektedir.
Türkiye'nin ikinci nükleer santrali için çalışmalar devam etmekte olup, İkinci nükleer santral projesinin ise , Sinop'ta yapılması planlanmaktadır. Türkiye ve Japonya arasında imzalanan anlaşma doğrultusunda, Japonya'nın Mitsubishi Heavy Industries (MHI) ve Itochu Corporation firmaları, Sinop Nükleer Güç Santrali'ni inşa etmek üzere Türkiye ile ortaklık kurmuştur.
Sinop Nükleer Güç Santrali projesi, 4 adet nükleer reaktör içermesi planlanan projede, toplam kapasitesi 4.5 GW (gigawatt) olması planlanmaktadır. Bu santral projesi ile de Türkiye'nin enerji üretim kapasitesinin artırılması hedeflenmektedir. Projenin lisans süreci devam etmekte olup, inşaatın başlama tarihi net olarak belirlenmemiştir. Ancak projenin ekonomik ve çevresel değerlendirme süreçleri, radyasyon güvenliği, tasarım ve inşaat gibi konularda çalışmalar sürmektedir.
Enerji Verimliliği ve Tasarruf Politikaları
Ülkemizde enerji tüketimini daha verimli hale getirmek ve enerji tasarrufunu teşvik etmek için politikalar geliştirilerek, enerji verimliliğini artırmak amacıyla binaların enerji tüketimine yönelik standartlar belirlendi, enerji verimliliği projeleri desteklendi ve enerji etiketleme sistemleri yaygınlaştırıldı. Enerji Verimliliği, mevcut enerji kaynaklarının daha etkin bir şekilde kullanılması ve enerji tüketiminin azaltılması anlamına gelir. Enerji verimliliğine yönelik çeşitli çalışmaları vardır:
1. Binalarda Enerji Verimliliği: Binalarda enerji verimliliğini artırmak amacıyla çeşitli projeler yürütülmektedir. Enerji Verimli Bina Tasarımı Standartları ve Binalarda Enerji Performansı Yönetmeliği gibi düzenlemeler ile yeni binaların enerji verimliliği standartlarına uygun bir şekilde inşa edilmesi sağlanmaktadır. Ayrıca, mevcut binalarda enerji verimliliğini artırmak için yalıtım, aydınlatma sistemi yenileme, verimli cihaz kullanımı gibi önlemler teşvik edilmektedir.
2. Endüstriyel Enerji Verimliliği: Endüstriyel sektörde enerji verimliliğini artırmak için çeşitli politika ve programlar uygulamaktadır. Enerji verimliliği danışmanlığı, enerji yönetim sistemleri ve enerji performansı anlaşmaları gibi önlemler ile endüstriyel işletmelerin enerji tüketimini azaltması ve enerji kaynaklarını daha verimli kullanması hedeflenmektedir.
3. Ulaşımda Enerji Verimliliği: Ulaşım sektöründe enerji verimliliğini artırmak elektrikli araçların teşvik edilmesi, enerji verimli toplu taşıma sistemlerinin geliştirilmesi, trafik yönetimi ve akıllı ulaşım sistemlerinin kullanımı gibi önlemler ile ulaşımda enerji tüketiminin azaltılması hedeflenmektedir.
4. Tarımda Enerji Verimliliği: Sulama sistemlerinin modernizasyonu, sera teknolojilerinin kullanımı ve enerji verimli tarım makinelerinin yaygınlaşması gibi önlemler ile tarımda enerji tüketimi azaltılmakta ve enerji kaynakları daha etkili bir şekilde kullanılmaktadır.
Enerji dönüşümünde enerji verimliliğini ön plana çıkarılarak sürdürülebilir bir enerji kullanımı sağlamayı hedeflemektedir. Bu sayede enerji kaynaklarının daha etkin kullanımıyla enerji ithalatının azaltılması, çevresel etkilerin azalması ve ekonomik açıdan daha sürdürülebilir bir enerji sektörü oluşturulması amaçlanmaktadır.
Dijital Dönüşüm,
Dijital dönüşüm, enerji üretimi, dağıtımı ve tüketimi gibi alanlarda teknolojik gelişmelerin kullanılması ve dijital uygulamaların yaygınlaşması anlamına gelir. Enerji sektörünün dijital dönüşümü şu şekillerde gerçekleştirilmektedir:
1. Akıllı Şebekeler: Akıllı şebekelerin (smart grids) yaygınlaşması için proje ve pilot çalışmalara önemli yatırımlar yapılmaktadır. Akıllı sayaçlar, uzaktan okuma sistemleri, enerji yönetim sistemleri gibi teknolojiler kullanılarak enerji tüketiminin daha etkin bir şekilde izlenmesi ve yönetilmesi hedeflenmektedir. Bu sayede enerji verimliliği artırılarak kaynakların daha etkin kullanılması sağlanmaktadır.
2. Büyük Veri Analitiği: Enerji sektöründe elde edilen büyük veri (big data) analizi, enerji üretimi ve tüketimi ile ilgili değerli bilgilere erişimi kolaylaştırmakta ve daha iyi kararlar alınmasına olanak sağlamaktadır. Yapay zeka ve makine öğrenimi gibi teknolojiler kullanılarak büyük veri analitiği yapılarak, enerji talepleri ve enerji üretimi daha iyi yönetilebilmektedir.
3. Enerji İzleme ve Kontrol Sistemleri: Enerji yönetimi ve kontrolü için dijital platformlar ve yazılımlar geliştirilmektedir. Enerji tüketim verilerinin gerçek zamanlı olarak izlenmesi, enerji tüketim profillerinin analizi ve enerji tasarrufu için önerilerin sunulması gibi özellikler içeren sistemler kullanılarak enerji yönetimi kolaylaştırılmaktadır.
4. Elektrikli Araç Altyapısı: Dijital dönüşümün bir parçası olarak , elektrikli araçlar için şarj altyapısını geliştirmekte ve elektrikli araç kullanımını teşvik etmektedir. Akıllı şarj istasyonları, mobil uygulamalar ve uzaktan izleme ve kontrol sistemleri gibi dijital teknolojiler kullanılarak elektrikli araç şarj işlemleri yönetilebilmektedir.
5. Veri Güvenliği ve Siber Güvenlik: Dijital dönüşüm sürecinde enerji sektöründe veri güvenliği ve siber güvenlik büyük bir önem taşımaktadır. Enerji altyapısını korumak ve siber saldırılara karşı önlem almak amacıyla dijital güvenlik sistemleri geliştirmektedir.
Enerji dönüşümünde dijital teknolojileri ve uygulamaları kullanarak enerji verimliliğini artırmak, enerji kaynaklarını etkin ve sürdürülebilir bir şekilde kullanmak ve enerji sektörünü daha güvenli hale getirmek amacıyla yapılan çalışmalarla enerji üretimi, dağıtımı ve tüketimi daha akıllı bir şekilde yönetilebilmektedir.
Sürdürülebilir Çizgide Yeşil Dönüşüm ve Dijital Dönüşüm
Mevcut gelişmeler Türkiye'nin enerji sektöründe önemli bir dönüşüm sürecine girdiğini göstermektedir. Ülkemiz, enerji kaynaklarını çeşitlendirme, yenilenebilir enerjiye geçiş, yerli kaynakları kullanma, enerji verimliliğini artırma ve enerji ithalatını azaltma hedefleri doğrultusunda ilerlemektedir. Özetle;
Sürdürülebilir Yeşil Dönüşüm ile enerji sektöründe sürdürülebilirlik ilkelerine dayalı bir dönüşümü hedeflemektedir. Bu dönüşüm kapsamında yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı teşvik edilmekte, rüzgar, güneş, hidrolik, biyokütle ve jeotermal enerji gibi yenilenebilir kaynaklardan elektrik üretimi artırılmakta, aynı zamanda enerji verimliliğinin artırılmasına yönelik çalışmalara da ağırlık verilmektedir. Yine yeşil dönüşüm ile, enerji üretimi ve tüketimi ile çevre koruma arasındaki etkileşimi sağlanarak, sera gazı emisyonlarının azaltmayı hedefleyen politikalar uygulamakta ve enerji sektöründe karbon salımlarını en aza indirilmesi planlanmaktadır.
Bu doğrultuda, fosil yakıtlara dayalı enerji üretimini azaltma, temiz enerji teknolojilerini geliştirme ve enerji sistemlerini çevre dostu çözümlerle entegre etme gibi adımlar atılmaktadır.
Enerji sektöründe dijital dönüşümü hızlandırmak için çeşitli adımlar atılarak, akıllı şebeke sistemleri, enerji talebi yönetimi, veri analitiği ve IoT (nesnelerin interneti) teknolojilerinin kullanımı gibi dijital çözümler ile, enerji verimliliğini artırmak ve enerjinin daha akıllı bir şekilde yönetilmesini sağlamak amacıyla kullanılmaktadır. Ayrıca, elektrikli araç şarj altyapısının geliştirilmesi ve enerji yönetimi uygulamalarının yaygınlaşması gibi önlemler de dijital dönüşümün bir parçası olarak öne çıkmaktadır.
Ülkemizde sürdürülebilirlik, yeşil ve dijital dönüşümü enerji sektöründe bir araya getirerek daha verimli, temiz ve akıllı enerji sistemleri oluşturmak hedeflenmektedir. Bu sayede enerji üretimi ve tüketimi daha çevre dostu ve sürdürülebilir hale gelirken, teknolojik yeniliklerin kullanımıyla enerji sektöründe global anlamda, daha güçlü ve rekabetçi bir pozisyon elde edilmesi amaçlanmaktadır.