YATIRIMCILAR MAKRO EKONOMİYİ TAKİP ETMELİ
Piyasalarda tam beklenti mevsimi. Büyük yatırımcıların pozisyon almak için en sevdiği zamanlardan geçiyoruz. Veri akışına dayalı politikalar piyasalara yön veriyor. Orta-Uzun vadede şimdi alınan kararların meyvesini vermesi kaçınılmaz görünüyor.
Pandemi sonrası sıkılaşma politikaları yani faizler Dünyanın her yanında yükselirken, her köşede artan fiyatlar, büyüyen bilançolar, yükselen getiriler oldu. Ayrıca ABD ve Avrupa’da zirveye gelen faizler artık enflasyonla mücadele için yeterli seviyede görülüyor ve 2024’ün ikinci yarısında Merkez Bankalarından faiz indirimleri bekleniyor. Merkez bankaları başkanları açıklamalarında verilere baktıklarını adımlarını veri akışlarına göre şekillendireceklerini söylüyor.
Son faiz artışlarının ne zaman yapılacağına ve ne zaman pas geçileceğine karar vermeye çalışıyor. Son artışlar daha kritik bir öneme sahip çünkü piyasa tepkisi daha hassasiyet ve volatilite ile karşılık buluyor.
Ne noktadayız bir bakalım. Amerika’da Türkiye’de pandemi sonrası devam eden politika faiz indirimleri yerini yeni dönemde faiz artışlarına bıraktı ve yıl sonuna kadar her ay Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası para politikası kurulu toplanarak durum değerlendirmesi yapacak ve faizi revize edecekler. Önümüzdeki ilk toplantı 21 Eylül Perşembe günü gerçekleşecek. Önceki toplantı 24 Ağustos’ta yapıldı ve TCMB politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını 750 baz puan artırarak yüzde 17,5'ten yüzde 25 düzeyine çıkarttı. Açıklanan son Orta Vade Program’da ise yıl sonu enflasyon beklentisi yüzde 65 olarak tahmin ediliyor.
Avrupa’ya baktığımızda Avrupa Merkez Bankası (ECB)’nın 27 Temmuz’da yüzde 4 olan faizi, 25 baz puan artış ile yüzde 4,25‘e taşıdı. Avrupa’da ise orta vade enflasyon hedefi yüzde 2 ve mevcutta ise Avrupa Merkez Bankası Eylül ayı makroekonomik tahminleri, 2023'te ortalama enflasyonun yüzde5,6 olacağını öngörüyor. 14 Eylül Perşembe günü Avrupa Merkez Bankası 25 baz puan daha artış yaparak yüzde 4,25 olan faizi yüzde 4,50 olarak revize etti. Yani faiz ev enflasyon arasında yüzde25’lik bir marj var.
Amerika da ise 26 Temmuz’da yapılan toplantı da yüzde 5,25’den yüzde 5,50’ye çıkarılan faiz ile mevcutta 5,3 oranında olan enflasyonu baskılamaya çalıştı. 20 Eylül’de ise ABD tarafında FED yeni faizin kaç olacağını duyuracak.
Avrupa ve Amerika’ya kıyasla bizim faiz yolunda daha çok atılacak adımımız olduğu görülüyor. Enflasyonun kontrol edilemez bağımsız değişkinlerinden enerji maliyetlerindeki artış her tarafa aynı şekilde enflasyonu yukarı yönlü tetikliyor. Son haftalarda petrol miktarındaki kısıtlamalar, Avustralya’da başlayan doğalgaz krizi derken enerji maliyetleri yükseldikçe yükseldi.
Küresel piyasalarda düşüşler izledik. Borsa İstanbul’da ise bu sırada 7.000’lerdeki BİST100 Endeksi (Borsa İstanbul'da işlem gören, piyasa değeri ve işlem hacmi bakımından en yüksek 100 hisse senedinin performansını ölçmekte kullanılan gösterge) yükselişine devam etti ve 8.000 seviyesinin üzerine çıktı. 8.350 üzerinde tutunamayarak 11 Eylül haftası itibariyle de satışlar gelmeye başladı.
Seçici kredi ile ilgili haber akışları, ihracata yönelik krediye öncelik verirken, diğer yandan talep enflasyonunu baskılamak için Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in kredi kartlarına düzenleme getirilecek açıklamasının ardından esas gelir kaynağı krediler olan Banka hisse senetlerinde başlayan düşüş ile Endeks 8.350 seviyesi üzerinde tutunamadı.
Sadeleşme adımları kapsamında, artık sonlandırılması istenen Kur Korumalı Mevduat hesaplarıyla ilgili düzenleme de 14 Eylül’de geldi. Merkez Bankası, 6 ay vadeli Kur Korumalı Mevduat hesapları için yüzde15 olan zorunlu karşılıkları 10 puan artırarak yüzde 25’e çıkardı. 1 yıla kadar vadeli ve 1 yıl ve daha uzun vadeli olanlar için zorunlu karşılık oranı ise yüzde 5 olarak belirlendi.
Bu haber ile zaten düşüşte olan Bankacılık hisseleri daha çok geriledi. İlginç olan her ne kadar düzenlemeler gelse de Bankacılık hala çok karlı ve çarpan değerleri o kadar uygun ki yabancılar en çok BİST 30 hisse senetlerine alım yaparken, 11-15 Eylül haftasında lot bazlı baktığımızda ilk sıralarda bankalar olduğunu net görüyoruz.
Faiz ve enflasyon arasındaki makas hala çok açık iken orta-uzun vade yatırımcılar için hisse senedi piyasası cazibesini koruyor ve yeni rekorlara imza atmayı bekliyor diyebiliriz. 18-22 Eylül haftasında FED’den gelecek olan faiz kararı, TCMB para politikası kurulundan çıkacak olan faiz kararı ve İngiltere’nin faiz kararı yakından takip edilmeli. Kararlar hem hisse senedi piyasasına hem de emtia fiyatlarına mutlaka yansıyacaktır. Önümüzdeki dönemde ihracat oranı yüksek, döviz borcu yüksek olmayan firmalar parlamaya devam ederken, enflasyon karşısında temel ihtiyaca dayalı, gıda perakendeciliği hisse senetleri de portföylerde yer alabilir.