KÜÇÜK İŞLETMELER, BÜYÜK ETKİ ve AMAÇLI KÂR: KOBİ’LER İNOVASYON YAPIYOR
Küçük İşletmelerin Gücü ve Yeşil Büyüme Küçük ve Orta Ölçekli İşletme (KOBİ), genellikle çalışan sayısına ve yıllık ciroya göre belirlenen, büyüklük olarak belirli bir eşiğin altına düşen bir işletme kategorisidir.
Nitelikli sürdürülebilirlik faaliyetleri yürüten küresel ölçekteki işletmeler küresel kirliliğin %30’unu oluştururken; dünyamıza olan çevresel etkisi %70 olan dünya genelindeki işletmelerin %90’ını oluşturan KOBİ’ler sürdürülebilirlik alanında daha çekingen adımlar atmakta hatta adım atmaya korkmaktadır.
KOBİ’ler yeni ekonomik modele geçişin anahtarıdır. Çünkü küçük adımlar büyük etkiler yaratmaktadır ve sürdürülebilirlik küçük işletmelerle başlamaktadır.
KOBİ’ler, sürdürülebilirlik çabalarını yerel ve küresel düzeyde teşvik eden önemli bir rol oynamaktadır ve bu sebeple sürdürülebilirlik için büyük bir potansiyele sahipler
Küçük ama Cesur: KOBİ’ler Sürdürülebilirlik için Risklerle Mücadele Ediyor Bir çevre problemi olarak başlayan küresel ısınma sonrasında ekonomi ve kalkınma ile de ilişkilendirilmiş ve bu çerçevede Avrupa Birliği, Avrupa Yeşil Mutabakatını açıklarken bunun esasen yalnızca bir başlangıç olduğunu, birçok ek planla sektörlerin dönüşümünü hedeflediğini açıklamış ve iklim değişikliğini; politika alanlarının önceliği haline getirmesi akabinde bu alanlara yönelik mevzuat ve politikalarını şekillendirmeye başlamıştır.
Artık, çağ değişiyor değil değişti.
Ekonomik model yeniden tasarlandı. İşletmelerin sürdürülebilirliği ekonomik modellerinin merkezine koymaları zamanı geldi de geçiyor. Avrupa Birliğindeki üreticiler rekabet güçlerini koruyabilmek adına sürdürülebilirlik standartlarına uyum sağlamayan alt üreticileri tedarik zincirlerinden çıkaracaklar. KOBİ’ler karşılaşacakları sürdürülebilirlik taleplerine karşı hazırlıklı olmalıdır.
KOBİ’ler sürdürülebilirlik bilgisi sağlamaya yönelik veri toplamaya ilişkin olarak tedarik zinciri ortaklarından, finansman koşulları olarak bankalar ve yatırımcılardan ya da satın alma başvuruları için kamu yetkililerinden gelecek talep ve baskılarla karşı karşıya kalmaktadır ve kalacaktır.
KOBİ’lerin Şeffaflık Taahhüdü: Sürdürülebilirlik Raporlaması Sürdürülebilirlik raporlaması kısa, orta ve uzun vadeli iş hedeflerin geliştirilmesine yardımcı olmakla birlikte ayrıca özellikle herhangi bir paydaşın, şirketin sürdürülebilirlik ve diğer konularda neler yaptığını görebilmesi ve anlayabilmesi açısından da faydalı bir girişimdir.
Çünkü sürdürülebilirlik raporu tedarik ve değer zinciri nezdinde şeffaflığı sağlamaya, müşteri tabanını güçlendirmeye ve yenilerini eklemeye de hizmet etmektedir. KOBİ’ler için sürdürülebilirlik raporlamasının değeri, içsel faydalar ve dışsal faydalar olmak üzere ikiye ayrılmaktadır.
İçsel faydalar, sürdürülebilirlik vizyonunun ve stratejisinin geliştirilmesi, yönetim sistemlerini ve iş süreçlerin iyileştirilmesi ve hedeflerin belirlenmesi, güçlü ve zayıf yönlerin belirlenmesi, çalışan motivasyonunu kapsarken; dışsal faydalar, itibarın artırılması, güven ve saygının kazanılması, yatırım ve fon yani finansmanın çekilmesi, rekabet avantajı ve liderliğin elde edilmesi ve paydaş katılımını içine almaktadır.
Etkiyi Sergilemek: İlerlemeyi Ölçmek, Fark Yaratmak Sürdürülebilirlik raporu, şirketin olumlu ve/veya olumsuz çevre, toplum ve ekonomi ile ilgili en önemli etkileri hakkında bilgi sağlamaktadır. Sonrasında bu bilgiler, fırsatları ve riskleri değerlendirmek hem işletme hem de müşteriler, paydaşlar arasında daha bilinçli karar almayı sağlamak için kullanılabilmektedir.
Sürdürülebilirlik ve işletme arasındaki bağlantılara ilişkin anlayış geliştirilip iletilerek, şirket performansı ölçülebilmekte ve değişim yönetilebilmektedir. Sürdürülebilirlik raporlaması, şirketin içindeki gelişmeyi ve yeniliği teşvik edecektir.
Raporlama süreci; şirketinizi daha sürdürülebilir bir şekilde faaliyet göstermeye ve daha sürdürülebilir ürün ve hizmetler sunmaya yönelik vizyon ve stratejinizi belirleyebilmeniz için teşvik edecektir. Sürdürülebilirlik raporunuzu tamamlamak için düşünmek, analiz etmek ve ölçülebilir değerler koymayı öğrenmek gerekmektedir.
Zira ancak ölçtüğümüz şeyi yönetebilmekte ve gerektiğinde değişiklik yapabilmekteyiz. Enerji, malzeme ve iş gücü verimliliğine ilişkin verilerinizi toplayıp analiz ettikten sonra göreceksiniz ki; aslında birçok tasarruf mümkün ve işleri daha verimli hale getirmenin birçok yolu var.
Çeşitli bölgelerde sürdürülebilirlik raporlarını yayınlamaya başlamış olan KOBİ’ler; raporlama sürecinin değerinin, sürecin başında beklediklerinden çok daha büyük olduğunu söylemektedir.
Sürdürülebilirlik raporlamasının, odaklanılacak en önemli konuları belirlemelerine ve oradan üretkenliği artırıp maliyet tasarrufu sağlamalarına yardımcı olduğunu, ayrıca, yeni pazarlara ve yeni müşterilere erişim sağladıktan sonra rekabet güçlerini de artırdıklarını belirtmişlerdir. Çünkü işletmeler, şeffaflığı ve güveni artırarak çevreye duyarlı tüketiciler ve yatırımcılar için daha çekici hale gelmektedir.
Amaçlı Kâr: Sürdürülebilirliği Benimseyen KOBİ’ler KOBİ’ler sürdürülebilirliği işmodellerine entegre ederek, sermaye ve finansman elde edebilmekte, işletme maliyetlerini azaltabilmekte, iş hacmini, hizmet ve müşteri yelpazesini genişletebilmekte, “markalaşma” sürecini hem hızlandırabilmekte hem de güçlendirebilmekte, işletmenin yarattığı olumlu ve olumsuz çevresel ve toplumsal etkileri yönetebilmektedir.
Finansal Desteğin Anahtarı: Sürdürülebilirlik Raporlaması Ulusal ve uluslararası yatırımcılar artık çevresel ve sosyal konulara duyarlı yatırımlara özel ilgi göstermektedir. Avrupa Yeşil Mutabakatının uygulanabilirliği bağlamında temel bir araç olan Avrupa Birliği Taksonomisi, sürdürülebilir ekonomik faaliyetlerin bir listesini oluşturan sınıflandırma sistemidir.
Taksonomi sayesinde gerçekten sürdürülebilir olan yatırımlara finansman sağlanmakta, yatırımcıları, şirketleri ve politika yapıcılarını sermayelerini yeşil ve sürdürülebilir iş modelleri destekleme ve geliştirme doğrultusunda yönetmeye sevke etmektedir.
AB içerisindeki kurumsal yatırımcılar ve varlık yöneticileri sürdürülebilir fonlarının AB taksonomisi ile uyumlu şekilde yönetildiğini ispat etmekle yükümlü olacaktır ve bu da yatırım ve varlık yöneticileri tarafından finanse edecekleri şirketlerden AB taksonomisine uyum noktasında belirli ölçümleme ve rapor talep edilmesi anlamına gelmektedir.
Avrupa Sürdürülebilirlik Raporlaması Standartları kapsamında yapılacak raporlamaların finansal kuruluşlar ve yatırımcılar tarafından da dikkate alınacağını göz önünde bulundurursak, AB taksonomisi ile uyumlu hale gelerek finansman sağlayabilecek, aynı zamanda şirket olarak prestijinizi artırabileceksiniz fakat bunun için Avrupa Birliği pazarındaki rekabet güçlerini korumak isteyen Türk firmalarının acilen raporlama çerçevelerine uyum göstermeleri şarttır.
Küresel Pazarlara Açılan Yolumuz: Sürdürülebilirlik Avrupa Birliği kendi ekonomisi ve sanayisi için birçok regülasyon yapmaktadır ancak bu regülasyonlar sınırları aşmakta ve yalnızca AB ekonomisini ve sanayisini değil Türkiye gibi üçüncü ülkeleri etkilemektedir. Türkiye gibi hem coğrafya yönünden hem de ekonomi yönünden tedarik zincirinin kritik bir noktasında olan bir ülke için sürdürülebilirlik gerekliliklerine cevap vermek Türk şirketlerinin geleceği açısından oldukça kritiktir.
Küreselleşen dünyanın bir kuralı olarak, başka bir ülkenin kanunları, mevzuatları, düzenlemeleri, regülasyonları adı her ne olursa olsun artık bizi de etkilemektedir. Avrupa Birliği, Türkiye’nin en büyük ticaret partneridir ve artık ihracatta karşılamamız gereken yeni normlar yer almaktadır.
Avrupa Birliğinde yer alan hizmet ve ürünlere ilişkin getirilecek olan düzenlemelere Türkiye’den Avrupa Birliği’ne ihracat yapan firmaların da uyması gerekmektedir. Avrupa Birliği’nde yer alan şirketler Türk firmalarından daha fazla rapor ve belge talebinde bulunacaktır.
Eğer işlerinizi büyütmek hatta işinizi elinizde tutmak istiyorsanız, rekabetçi bir piyasada, küresel ekonominin bir parçası olarak kalmak ve uluslararası şirketlerle çalışmak istiyorsanız, firmanızın yurt dışındaki özellikle Avrupa Birliği’ndeki şirketlerin tedarik ve değer zincirinde kalmasını istiyorsanız Avrupa Birliği düzen, takip ve uyum için adım atmak zorundasınız.
Sınırda Karbon Vergisi Mekanizmasından çok daha geniş yelpazede firmaları etkileyecek olan Avrupa Birliği Yeni Sanayi Stratejisidir. Yeşil ve Döngüsel Ekonominin sektörler ve ürünler için vücut bulmuş hali Sürdürülebilir Ürün İnisiyatifidir. Sürdürülebilir ürün inisiyatifi, ara ürünler de dahil olmak üzere piyasaya arz edilen veya hizmete sunulan tüm fiziksel malları kapsayacaktır.
AB Kurumsal Raporlama Direktifi ve Avrupa Sürdürülebilirlik Raporlama Standartları, önemli sayıda AB ve AB dışı şirketler için geçerli olacak ve sürdürülebilirlik ile ilgili raporlamaların önemi büyük ölçüde artıracaktır. 2024 yılından itibaren AB’deki şirketlerin Türkiye’deki şirketlere yönelik çok daha fazla bilgi ve belge talebinde bulunacağını öngörebiliyoruz.
Türkiye’nin tüm bu gelişmeleri çok yakından takip etmesi gerekmektedir. Tedarik zinciri sürdürülebilirliği, uçtan uca görünürlüğün artırılması demektir. Alman Tedarik Zinciri Yasası hem Alman şirketlerine hem de Alman şirketlerinin tedarik zincirinde yer alan oyunculara önemli yükümlülükler getirmektedir.
Alman tedarik zincirinde yer alan Türk tedarikçilerin uyum sistemlerini bu kanunun getirdiği yükümlülüklere göre düzenlemesi gerekmektedir. Avrupa Birliği Kurumsal Sürdürülebilirlik Özen Yükümlülüğü, şirketlerin tedarik zincirinde bulunan KOBİ’leri de etkileyecektir.
Bu yükümlülük ile şirketler hem kendi faaliyetlerinden hem de iş ilişkisi kurduğu tedarik zincirindeki kuruluşların faaliyetlerinden soumlu tutulabilecekler. Kısaca Avrupa Birliği ülkeleri ile ticaret ilişkisi içerisinde olan işletmelerimiz için açıkça görülüyor ki çok yakın zaman içerisinde uymak ile yükümlü olduğunuz birbiri ile sıkı sıkıya bağlantılı olan tüm bu yasal düzenlemelerle dört bir yandan etrafınız sarılmış olacak.
Sürdürülebilirliğin Kuzey Yıldızı olan Profesyonellerle Rotanın Çizilmesi Sürdürülebilirlik temelinde hareket eden, yeşil ve döngüsel ekonomi ile uyumlu bir şirket misiniz sorusunda vereceğiniz olumlu bir cevap artık yeterli değildir; bunu ayrıca kanıtlamanız gerekmektedir.
Eskiden sürdürülebilirlik algısı “yaparsan iyi olur” şeklinde olsa da yeni ekonomik modelin normlarının koyulması ve yatırımcı etiğinin değişmesiyle birlikte artık bu konu sizin inisiyatifinize bırakılan bir konu olmaktan çıkmıştır. Gönüllülük esasına dayalı kurumsal sürdürülebilirlik mevzuatların ve düzenlemelerin hangi sektörleri ilgilendireceği konuları da artık çok eskide kalmıştır.
Sürdürülebilirlik bütün şirketlerin iş yapış şekillerini etkilemektedir. Kurumsal itibarınızın atması, tedarik zincirinde daha çok tercih edilir hale gelmeniz ve finansmana erişiminizin kolaylaşması için adım atmanız ve Küresel'deki mevzuat ve güncel gelişmelere uyum sağlamak için profesyonellerle iş birliği yapmanız gerekmektedir
Very well explained