SEDA SAYAN’IN EVLİLİK SORUNSALI
DİKKAT BU BİR EKONOMİ YAZISIDIR!!!!!!!
Türk televizyonlarının en uzun soluklu isimlerinden olan Seda Sayan, gündüz kuşağı programlarında sunucu, yarışma programlarında jüri olarak yer almış, her sezon farklı bir projede boy göstermiştir. Yapılan anketlerde ise Türk halkının en güvenilir bulduğu ünlülerden birisi olduğu açıklanmıştır.
Televizyonda gösterdiği uzun soluklu bu çizgi ne yazık ki evlilik yaşamında karşılığını bulamamıştır. Bu sezon GelinimMutfakta adlı programın sunuculuğunu yapan Seda Sayan, son günlerdeki haberlerinde ‘6 Kere evlendim de ne oldu’ diye basında yer almıştır.
Konut Sektörü
İnsanlık tarihinin ilk yıllarından itibaren barınma, insanın temel bir ihtiyacıdır. İnsanlar, tarım devrimiyle birlikte köy yaşamını inşa edip köyde barınmaya, sanayii devriminden sonra ise şehirlerde kendilerine yaşam alanı yaratmışlardır.
Konut sektörü toplum yaşamının bir parçası olarak yerini almaya başlamıştır.
Her ülke için konut sektörü önemli bir rol oynarken Çin, Hindistan, Türkiye gibi nüfusu yoğun, gelişme hızı yüksek ülkelerde iken kritik bir sektör halindedir.
Konut sektörü ana fonksiyonu insan barınma ihtiyacını karşılamak olsa da hizmet ettiği fonksiyonlardan biri de ekonomik faaliyetin canlandırılmasıdır. Konut sektörü geri planında 200 sektörün canlanmasını sağlamaktadır. İstihdam, demir-çelik, çimento vb Bazı kaynaklarda Mısır piramidlerinin yapımının gerekçesinin de bu olduğu belirtilmektedir. Ünlü iktisatçı Keynes, 1930lu yıllarda yaşanan büyük buhrana çare olarak ürettiği Keynesyen politikalardan biri de devletin inşaat işlerini üstlenmesiydi. Bu sayede ekonomi hızla toparlanmasına hizmet edilmesi planlandı.
Türkiye’de ise konut sektörü 1980 li yıllarda köyden kente göçle birlikte ivme kazanmıştır. 1980li yıllardan itibaren hızla büyüyen konut sektörü Türkiye ekonomisinin büyüme hızını da etkilemiştir.1999 Depreminden sonra ise kentsel dönüşüm, yeniden yapılanma adı altında konut sektöründe çalışmalar yoğunlaşmıştır.Konut sektöründeki bu süreç 2001 yılından sonra AVM , köprü , otoyol inşaatlarıyla yenibir ralliye girmiştir.
Konut Alım Finansmanı
Türkiye’de insanların sadece barınma amacıyla değil konut edinmeyi yatırım aracı olarak talepleri de oluşmuştur.
Son yıllarda konut fiyatlarındaki artış ise konut sektörünü cazip hale getirmştir.*
Büyük kentlerde yapılan toplu/lüks konut projeleri, TOKİ’nin konut yapımları, hızla büyüyen nüfusun ve göçlerle artan konut talepleri derken konut sektörü düşük konut kredileriyle uzun süre desteklenmiştir.
Pandemi gibi ekonominin yavaşladığı bir dönemde bile Eylül 2020 itibariyle 277 milyar TL konut kredisi varolduğu TBB’nin raporundan görülmektedir. İlgili raporda bireysel kredilerin %35’lik kısmının ise konut kredisine ait olduğu paylaşılmıştır.
Konut alım finansmanında uzun zamandır var olan bir yöntem de ‘Tasarrufa Dayalı Finansman Sistemi’dir.
En eski örneklerine milattan önce 200 yılında Çin’de rastlansa da modern anlamda ilk tasarrufa dayalı finansman sistemi Avrupa’da 1775 yılında Kettley’sBuildingSociety’nin Birmingham, Birleşik Krallık’ta kuruluşu ile başlamıştır. 1779 yılında aynı bölgede kurulan ikinci yapı tasarruf kuruluşu ile yüzyıl sonuna kadar ülke genelinde toplamda yaklaşık elli adet zaman içerisinde ortaya çıkmıştır.
Sanayi Devrimi nedeniyle hızla kentleşen Birleşik Krallık’taki artan konut ihtiyacına cevaben ilk kez ortaya çıkan sistem önce AngloSakson etkisi altındaki bölgelere yayılsa da ilerleyen yıllarda Kıta Avrupası’na sıçramış ve Almanya’da kökleşmiştir. Almanya modelinde Türkiye’nin aksine tasarrufa dayalı finansman sistemi banka kredilerine alternatif olmaktansa konut finansmanını tamamlayıcı görev üstlenmektedir.
Halen Almanya’da yaygın bir şekilde kullanılan sistem 2000 sonrasında ülkemizde önce taşıt finansmanı ardından da gayrimenkul finansmanı için tercih edilmeye başlamıştır.
Tasarrufa dayalı yapı finansman sistemi küçük kaynakların bir araya getirilmesiyle oluşan havuzdan yüklü gayrimenkul satın alımlarının sırayla fonlanmasına dayanmaktadır.
Sistem dünyada genel olarak gayrimenkul için kullanılmışsa da Türkiye örneğinde gayrimenkul yanında yaygın olarak taşıt edinimini finanse etmek için de kullanılmaktadır. Faizsiz konut edinme modeli olarak da yaygınlaşmaya başlayan bu modelle ilgili ayrıntılı bilgi TSPB’nin Yaz Gösterge 2020 sayısından ulaşılabilirsiniz.
Bu alanda faaliyet gösteren şirketlere ilişkin bilgiler aşağıda yer almaktadır.
Bu kuruluşlar aracılığı ile konut edinme talebine ilişkin müşteri sayısı, finansal büyüklüğe ilişkin yayınlanan rapor , konsolidetablo vs bulunmamaktadır.
Konut Sektörünün Geleceği
PWC’in gayrimenkul sektörüne ilişkin hazırladığı globalgayrimenkul raporunda sektöre ilişkin şu değerlendirmeler yapılmıştır. Raporda yatırım yapılabilir gayrimenkule ait küresel hisse senetlerinin, 2012 yılındaki toplam 29,0 trilyon dolarlık değere göre 2020 yılına kadar yüzde 55'ten fazla büyüyerek yaklaşık 45,3 trilyon dolara ulaşacağını ve 2030'a kadar benzer oranda tekrar artış göstereceğini öngörülmektedir.
Gayrimenkul 2020: Geleceği İnşa Etmek (Real Estate 2020:Building thefuture) global çapta hazırlananraporuna göre, özellikle gelişmekte olan pazarlarda olmak üzere, hızlı şehirleşme ve demografik değişiklikler önümüzdeki altı yıl içinde gayrimenkul yatırım sektöründe önemli ölçüde büyüme sağlayacağı ve sektördeki fırsatların arttıracağı, sektöre yapılan varlık yatırımları da artacağı belirtilmiştir.
Pandemiyle birlikte raporda öngörülen büyümede yavaşlama olsa da beklentiler halen büyüme yaşanacağı şeklindedir.
Gayrimenkule dayalı yatırım ürünlerinin (gayrimenkul yatırım fonları, gayrimenkul yatırım ortaklıkları gibi) büyüklükleri de büyüme beklentilerini doğrular niteliktedir.
Türkiye’de ise artan nüfus, deprem bölgelerinde yeniden yapılandırma-kentsel dönüşüm, göçle gelen insanların barındırılması gibi gerekçelerle konut sektöründe beklentiler, yatırım kararları gibi konular yine gündemde olacağı görülmektedir. Ancak dar gelirlinin konut edinme sorunu, ödenemeyen konut kredileri nedeniyle bankalardan icra yoluyla satılan konutların fazlalığı, tamamlanamayan büyük konut projeleri, kentsel dönüşümün gerektiği ve sağlıklı ilerlememesi, tamamlanan ancak satılamayan konutların büyüklüğügibi konular konut sektöründe sorunların çok da kolay ve kısa sürede çözüme kavuşamayacağını göstermektedir.
Velhasılıkelam; Türkiye’de senelerdir Seda Sayan’ın evlilik konusunun basında yer aldığı gibi Türk halkının konut sorunsalı da uzun süre yine gündemde kalacağı açıktır.
Ponçik;Türkiye Sermaye Piyasaları Birliği(TSPB) periyodik yayınlarıyla( aylık, üç aylık gibi) pek çok konu hakkında çok değerli araştırmalarpaylaşmaktadır.Tasarrufa Dayalı Konut Finansmanı modeliyle ilgili ayrıntılı bilgiyeTSPB’nin Yaz Gösterge 2020 sayısından ulaşmanızı tavsiye ederim.
*Bir yatırım aracı olarak konut satın alan kişilerin yatırım bedelini kira ya da değer artışı sayesinde geri kazandıkları süreye amortisman yani geri dönüş süresi adı verilmektedir. Bir yatırımın karlı bir yatırım olarak görülebilmesi için kısa sürede kendi bedelini çıkarabilmesi oldukça önemlidir. Son verilere göre Türkiye'de bir konutun geri dönüş süresi en az 16 yıl olarak tahmin ediliyor.
DİKKAT BU BİR EKONOMİ YAZISIDIR!!!!!!!
Türk televizyonlarının en uzun soluklu isimlerinden olan Seda Sayan, gündüz kuşağı programlarında sunucu, yarışma programlarında jüri olarak yer almış, her sezon farklı bir projede boy göstermiştir. Yapılan anketlerde ise Türk halkının en güvenilir bulduğu ünlülerden birisi olduğu açıklanmıştır.
Televizyonda gösterdiği uzun soluklu bu çizgi ne yazık ki evlilik yaşamında karşılığını bulamamıştır. Bu sezon GelinimMutfakta adlı programın sunuculuğunu yapan Seda Sayan, son günlerdeki haberlerinde ‘6 Kere evlendim de ne oldu’ diye basında yer almıştır.
Konut Sektörü
İnsanlık tarihinin ilk yıllarından itibaren barınma, insanın temel bir ihtiyacıdır. İnsanlar, tarım devrimiyle birlikte köy yaşamını inşa edip köyde barınmaya, sanayii devriminden sonra ise şehirlerde kendilerine yaşam alanı yaratmışlardır.
Konut sektörü toplum yaşamının bir parçası olarak yerini almaya başlamıştır.
Her ülke için konut sektörü önemli bir rol oynarken Çin, Hindistan, Türkiye gibi nüfusu yoğun, gelişme hızı yüksek ülkelerde iken kritik bir sektör halindedir.
Konut sektörü ana fonksiyonu insan barınma ihtiyacını karşılamak olsa da hizmet ettiği fonksiyonlardan biri de ekonomik faaliyetin canlandırılmasıdır. Konut sektörü geri planında 200 sektörün canlanmasını sağlamaktadır. İstihdam, demir-çelik, çimento vb Bazı kaynaklarda Mısır piramidlerinin yapımının gerekçesinin de bu olduğu belirtilmektedir. Ünlü iktisatçı Keynes, 1930lu yıllarda yaşanan büyük buhrana çare olarak ürettiği Keynesyen politikalardan biri de devletin inşaat işlerini üstlenmesiydi. Bu sayede ekonomi hızla toparlanmasına hizmet edilmesi planlandı.
Türkiye’de ise konut sektörü 1980 li yıllarda köyden kente göçle birlikte ivme kazanmıştır. 1980li yıllardan itibaren hızla büyüyen konut sektörü Türkiye ekonomisinin büyüme hızını da etkilemiştir.1999 Depreminden sonra ise kentsel dönüşüm, yeniden yapılanma adı altında konut sektöründe çalışmalar yoğunlaşmıştır.Konut sektöründeki bu süreç 2001 yılından sonra AVM , köprü , otoyol inşaatlarıyla yenibir ralliye girmiştir.
Konut Alım Finansmanı
Türkiye’de insanların sadece barınma amacıyla değil konut edinmeyi yatırım aracı olarak talepleri de oluşmuştur.
Son yıllarda konut fiyatlarındaki artış ise konut sektörünü cazip hale getirmştir.*
Büyük kentlerde yapılan toplu/lüks konut projeleri, TOKİ’nin konut yapımları, hızla büyüyen nüfusun ve göçlerle artan konut talepleri derken konut sektörü düşük konut kredileriyle uzun süre desteklenmiştir.
Pandemi gibi ekonominin yavaşladığı bir dönemde bile Eylül 2020 itibariyle 277 milyar TL konut kredisi varolduğu TBB’nin raporundan görülmektedir. İlgili raporda bireysel kredilerin %35’lik kısmının ise konut kredisine ait olduğu paylaşılmıştır.
Konut alım finansmanında uzun zamandır var olan bir yöntem de ‘Tasarrufa Dayalı Finansman Sistemi’dir.
En eski örneklerine milattan önce 200 yılında Çin’de rastlansa da modern anlamda ilk tasarrufa dayalı finansman sistemi Avrupa’da 1775 yılında Kettley’sBuildingSociety’nin Birmingham, Birleşik Krallık’ta kuruluşu ile başlamıştır. 1779 yılında aynı bölgede kurulan ikinci yapı tasarruf kuruluşu ile yüzyıl sonuna kadar ülke genelinde toplamda yaklaşık elli adet zaman içerisinde ortaya çıkmıştır.
Sanayi Devrimi nedeniyle hızla kentleşen Birleşik Krallık’taki artan konut ihtiyacına cevaben ilk kez ortaya çıkan sistem önce AngloSakson etkisi altındaki bölgelere yayılsa da ilerleyen yıllarda Kıta Avrupası’na sıçramış ve Almanya’da kökleşmiştir. Almanya modelinde Türkiye’nin aksine tasarrufa dayalı finansman sistemi banka kredilerine alternatif olmaktansa konut finansmanını tamamlayıcı görev üstlenmektedir.
Halen Almanya’da yaygın bir şekilde kullanılan sistem 2000 sonrasında ülkemizde önce taşıt finansmanı ardından da gayrimenkul finansmanı için tercih edilmeye başlamıştır.
Tasarrufa dayalı yapı finansman sistemi küçük kaynakların bir araya getirilmesiyle oluşan havuzdan yüklü gayrimenkul satın alımlarının sırayla fonlanmasına dayanmaktadır.
Sistem dünyada genel olarak gayrimenkul için kullanılmışsa da Türkiye örneğinde gayrimenkul yanında yaygın olarak taşıt edinimini finanse etmek için de kullanılmaktadır. Faizsiz konut edinme modeli olarak da yaygınlaşmaya başlayan bu modelle ilgili ayrıntılı bilgi TSPB’nin Yaz Gösterge 2020 sayısından ulaşılabilirsiniz.
Bu alanda faaliyet gösteren şirketlere ilişkin bilgiler aşağıda yer almaktadır.
Bu kuruluşlar aracılığı ile konut edinme talebine ilişkin müşteri sayısı, finansal büyüklüğe ilişkin yayınlanan rapor , konsolidetablo vs bulunmamaktadır.
Konut Sektörünün Geleceği
PWC’in gayrimenkul sektörüne ilişkin hazırladığı globalgayrimenkul raporunda sektöre ilişkin şu değerlendirmeler yapılmıştır. Raporda yatırım yapılabilir gayrimenkule ait küresel hisse senetlerinin, 2012 yılındaki toplam 29,0 trilyon dolarlık değere göre 2020 yılına kadar yüzde 55'ten fazla büyüyerek yaklaşık 45,3 trilyon dolara ulaşacağını ve 2030'a kadar benzer oranda tekrar artış göstereceğini öngörülmektedir.
Gayrimenkul 2020: Geleceği İnşa Etmek (Real Estate 2020:Building thefuture) global çapta hazırlananraporuna göre, özellikle gelişmekte olan pazarlarda olmak üzere, hızlı şehirleşme ve demografik değişiklikler önümüzdeki altı yıl içinde gayrimenkul yatırım sektöründe önemli ölçüde büyüme sağlayacağı ve sektördeki fırsatların arttıracağı, sektöre yapılan varlık yatırımları da artacağı belirtilmiştir.
Pandemiyle birlikte raporda öngörülen büyümede yavaşlama olsa da beklentiler halen büyüme yaşanacağı şeklindedir.
Gayrimenkule dayalı yatırım ürünlerinin (gayrimenkul yatırım fonları, gayrimenkul yatırım ortaklıkları gibi) büyüklükleri de büyüme beklentilerini doğrular niteliktedir.
Türkiye’de ise artan nüfus, deprem bölgelerinde yeniden yapılandırma-kentsel dönüşüm, göçle gelen insanların barındırılması gibi gerekçelerle konut sektöründe beklentiler, yatırım kararları gibi konular yine gündemde olacağı görülmektedir. Ancak dar gelirlinin konut edinme sorunu, ödenemeyen konut kredileri nedeniyle bankalardan icra yoluyla satılan konutların fazlalığı, tamamlanamayan büyük konut projeleri, kentsel dönüşümün gerektiği ve sağlıklı ilerlememesi, tamamlanan ancak satılamayan konutların büyüklüğügibi konular konut sektöründe sorunların çok da kolay ve kısa sürede çözüme kavuşamayacağını göstermektedir.
Velhasılıkelam; Türkiye’de senelerdir Seda Sayan’ın evlilik konusunun basında yer aldığı gibi Türk halkının konut sorunsalı da uzun süre yine gündemde kalacağı açıktır.
Ponçik;Türkiye Sermaye Piyasaları Birliği(TSPB) periyodik yayınlarıyla( aylık, üç aylık gibi) pek çok konu hakkında çok değerli araştırmalarpaylaşmaktadır.Tasarrufa Dayalı Konut Finansmanı modeliyle ilgili ayrıntılı bilgiyeTSPB’nin Yaz Gösterge 2020 sayısından ulaşmanızı tavsiye ederim.
*Bir yatırım aracı olarak konut satın alan kişilerin yatırım bedelini kira ya da değer artışı sayesinde geri kazandıkları süreye amortisman yani geri dönüş süresi adı verilmektedir. Bir yatırımın karlı bir yatırım olarak görülebilmesi için kısa sürede kendi bedelini çıkarabilmesi oldukça önemlidir. Son verilere göre Türkiye'de bir konutun geri dönüş süresi en az 16 yıl olarak tahmin ediliyor.