BİR DE FENERBAHÇEYİ Mİ DENESEK?
Futbol, sadece futbol değildir. Bir toplumun heyecan kaynaklarından, ortak duygularından biridir. Maç günleri sokakların boşaldığı, insanların ekran başında 90 dakikayı beklediği günlerdir.
Ortak sevinç, ortak mutluluk, ortak hayal kırıklığı, uzun maç yorumları…
Türkiye’de futbol ise uzun yıllar Türk insanının en büyük mutluluk, heyecan kaynaklarından biri olmuştur. Türk insanı için ‘yaşam şekli’dir. Türk insanı için ‘futbol aşk’tırve daha fazlasıdır…Türk insanı tanıştığında bile ilk sorduğu soru ‘memleketin neresi’ iken ikinci soru da ‘hangi takımlısın’ sorusu olur.
Türk insanınyaşam damarlarından biri olan ‘futbol’ ne yazık son yıllarda eski heyecanını, parlaklılığınımaalesef ki yitirmiştir.
Lefterli, Baba Hakkılı, Taçsız Kral Metin Oktaylı, Dobi Hasanlı, Şeytan Rıdvanlı, Sinyör Can Bartulu, Kral Tanju Çolaklı, Sarı Fırtına Metin Tekinli, Metin-Ali-Feyyazlı günlerin heyecanı artık çok gerilerde kalmıştır.
21. yüzyılda, merkez bankalarının yaşadığı en önemli sorunlardan birisi ekonomik istikrarı sağlayabilmek
için para politikasında hangi stratejinin izlenmesi gerektiğidir. Ben Bernanke’nin de kitabı Karar Alma Cesareti’nde gururla bahsettiği şey, son yıllarda popülaritesi gün geçtikçe artan para stratejisi seçeneklerinden birisi de, orta vadeli sayısal hedeflerin kamuya ilanını içeren ve para otoritesi tarafından açık bir şekilde taahhüt edilen “Enflasyon Hedeflemesi”dir.Bernanke kitabında , ‘enflasyon hedefleme’siyle daha şeffaf ve daha güvenilir yönetim anlayışının hakim olduğundan bahsetmiştir.
Bu yaklaşımda merkez bankasına siyasi baskılardan bağımsız olarak para politikasını oluşturma ve yönlendirme özgürlüğü verilmektedir. Dolayısıyla uygulamanın başarının ve başarısızlığın tek sorumlusu merkez bankasıdır.
Resmi olarak ilk kez 1990 yılında Yeni Zelanda tarafından uygulanmaya başlayan bu yaklaşımda, para politikası oluşturulurken tek bir değişken yerine enflasyonu etkileyebilecek her türlü değişken dikkate alınmakta ve değerlendirilmektedir
Enflasyon hedeflemesi; hükümet, merkez bankası ya da ikisinin birlikte hareket etmesi yoluyla, enflasyon oranı için belirli bir zaman boyutu dâhilinde gerçekleştirilmek amacıyla resmi niceliksel bir hedefin ya da hedef aralığının halka ilan edilmesi şeklinde tanımlanabilir (BERNANKE /MISHKIN, 1997: 98)
Ülkeler ya Tüketici Fiyat Endeksi(TÜFE) ya da bu endeksin bir parçasını oluşturan çekirdek enflasyon göstergeleri kullanmaktadır. TÜFE, kamu tarafından en iyi bilinen endeks olması ve düzenli olarak izlenebilmesi dolayısıyla ülkeler tarafından daha fazla tercih edilmektedir (CROCE /KHAN, 2000: 3).
Güney Afrika, Norveç ve Tayland gibi bazı ülkelerin çekirdek enflasyon göstergelerini hedeflediği görülmektedir.
Bu göstergeler, geçici şoklardan daha az etkilenmesi ve para politikasının kontrolü dışındaki fiyatları dışlaması gibi avantajlara sahip olmasına rağmen hayat pahalılığını tam olarak yansıtamadığı ve bu
nedenle bu göstergelerin tanımlanmasının toplum nezdinde inandırıcılık sorununa neden olacağı
konusunda eleştirilmektedir(KNIGHT, 2007).
1990’lu yılların sonralarına doğru enflasyon hedeflemesi yaklaşımı gelişmekte olan ülkelerin para politikası uygulamalarının merkezine oturmuştur (FREEDMAN, 2006: 1).Gelişmekte olan ülkeler, finansal piyasalarındaki zayıflıklar ve dolayısıyla dünya piyasalarına tam olarak entegre olamamaları nedeniyle gelişmiş ülkelere göre daha fazla dışsal şoklara maruz kalmaktadırlar(CABALLERO/KRISHNAMURTHY, 2003).
2009 yılında Yrd.Doc.Dr. Serdar Öztürk’ün kaleme aldığı, Enflasyon Hedeflemesi Yaklaşımı: Gelişmiş ve Gelişmekte Olan Ülkelerin Karşılaştırmalı Analizi (Yönetim ve Ekonomi Yıl:2009 Cilt:16 Sayı:1 Celal Bayar Üniversitesi İ.İ.B.F.) makalesinde enflasyon hedeflemesi yaklaşımını uygulayan gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin durgunluğa düşmeden, küresel finansal ve ekonomik istikrarın da katkılarıyla,
1990’dan sonraki süreçte hem enflasyonun kontrol altına alınmasında hem de ekonomik büyüme yönünde olumlu gelişmeler gösterdiği değerlendirmesi yapılmıştır.
Türkiye’de Merkez Bankasının enflasyon hedeflemesi uygulamasında ne durumda olduğuna baktığımızda ise 2002 yılı ile 2005 yılı arasında gerçekleşen enflasyonun hedeflenen enflasyonun altında kaldığı, uygulanan sıkı para politikasının amacına ulaştığı ancak sonraki yıllarda değişkenlik gösterdiği son yıllarda ise gerçekleşen enflasyonun hedeflenen enflasyonun bir hayli üzerinde olduğu görülmektedir.
Gittikçe artan enflasyon oranının alım gücünü düşürmesi nedeniyle son günlerin en önemli tartışma konusu ‘enflasyon’un nasıl kontrol altına alınacağıdır. Önemli
isimlerin ‘yüksek faiz enflasyonun sebebidir’ tezine karşılık bazı ekonomistlerin son dönemde uygulanan kredi genişlemesinin bu enflasyonu arttırdığı, kurlarda yaşanan yükselişin maliyet enflasyonu yarattığı yönünde görüşleri mevcuttur.
Enflasyonu düşürmek için de marketlere fiyat düzenlemesi, Merkez Bankası başkanı değişikliği, faiz oran düşüş söylemleri gibi farklı yöntemler geliştirilmektedir.
Bütün bu uygulamalar gündemde iken ister istemez aklıma 2007 yılında Fenerbahçe dergisinde çıkan bir haber geldi.
Fenerbahçe Dergisi'nde yer alan habere göre Eskişehir Anadolu Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İktisat Bölümü İktisat Politikası Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. İlyas Şıklar, , "Fenerbahçe'nin ligde şampiyon olduğu, iyi performans gösterdiği dönemlerde, Türkiye'de enflasyon bir önceki yıla göre düşük çıkar. Örneğin bu sene de biz şampiyon olduk. Göreceksiniz, geçtiğimiz yıl yüzde 10 küsur çıkanenflasyon, bu yıl ondan daha düşük çıkacak. Bu yıl enflasyon yüzde 7-8 civarında çıkacak. Dolayısıyla benim hipotezim yine gerçekleşti" diye açıklamalarda bulunmuştur.
Takımlar üzerine yapılan araştırmalara değinen Prof. Dr.Şıklar, " Yıldız Teknik Üniversitesi'nde yapılan bir araştırmaya göre, Türkiye'de kulübüne en çok sahip çıkan taraftar, Fenerbahçe taraftarı. Bu konuda Fenerbahçe'den sonra Galatasaray ve Beşiktaş'ın geldiğini düşünüyorsanız, bu doğru değil. Araştırmaya göre, kulübüne sahip çıkma konusunda Türkiye'de Fenerbahçe'den sonra Çaykur Rizespor taraftarları geliyor" dedi.
Madem enflasyonu düşürmek için her yolu denedik acaba bir de Fenerbahçe’nin şampiyonluğunu mu denesek ne dersiniz?
Ne diyelim Sayın Ali Koç duy sesimizi
Ponçik:Beşiktaş’a gönül vermiş bir kişi olarak Fenerbahçe’nin şampiyonluğu enflasyonu düşürür mü emin olamasam bile Türk futbolunun eski günlerine dönmesinin büyük moral olacağına eminim.
Galiba en çok ihtiyacımız olan şeyler de son günlerde ‘umut ve moral’