BİZİM GELİN SAĞIR!!!!!!!!!!!!
Kışın yüzünü hissettirdiği, soğuk havaların kapımızı çaldığı şu günlerde yazmam gereken bin yüz konu, makale ve kitap varken yine bir çılgınlık yapıp araya bir enflasyon yazısı sıkıştırmak istedim.
Eeee ne de olsa Acemi Finansçının çılgınlıkları bitmez
Enflasyon, mal ve hizmetlere dair fiyat düzeyinin yükselmesi sebebi ile paranın satın alma gücünde meydana gelen düşüşü ifade eder. Burada etkileyici unsur mal ve hizmetlerin genel fiyat düzeyinin artış göstermesi sonucu alım gücünde meydana gelen azalmadır. Enflasyon fiyat artışının süreklilik arz etmesi durumudur.
Ilımlı enflasyon(Sürünen Enflasyon): Genel fiyat artışlarının düşük düzeylerde gerçekleştiği ve enflasyon beklentisinin meydana gelmediği durumlar için kullanılan bir terimdir. Zamana ve mekana bağlı olarak her ekonomi için farklı bir orana işaret edebilecek Bu tür bir enflasyonun ekonomiye olumsuz etkileri olmaz.
Yüksek enflasyon: Bu enflasyon, ekonomiyi zarara uğratabilen bir türdür. Bu enflasyon türünde piyasaların işleyişi bozulabilir, gelecek hakkında yüksek belirsizlikler söz konusu olabilir, paranın bir değer ölçüsü ve tasarruf aracı olma özelliği büyük oranda zayıflayabilir.
Hiperenflasyon: Çok yüksek oranda meydana gelen bir enflasyon türüdür. Paranın fonksiyonlarını yitirmesine sebep olan hiperenflasyonun özelliği, piyasa işlemlerinin ulusal parayla değil, döviz üzerinden yapılmasıyla sonuçlanması ve ulusal para sistemini çöküşe uğratmasıdır. Genelde ülkenin çok ağır koşullardan geçtiği dönemlerde meydana gelir ve bu ülkeler yeni para birimine geçmek durumunda kalabilir.
Enflasyonların Nedenlerine Göre Sınıflandırılması
Talep enflasyonu: Toplam talep düzeyinin arzı aşması ve sürekli olarak fiyatların yükselmesine sebep olması durumunda talep enflasyonu oluşur.
Maliyet enflasyonu: Üretimin girdisi olan mal ve hizmetlerin maliyetlerinin artmasının bir sonucu olarak fiyatlarda meydana gelen sürekli artışlar ile maliyet enflasyonu oluşur.
ABD’de Baltimore’daki John Hopkins Üniversitesi’nin Ekonomi bölümünden dünyanın önde gelen hiperenflasyon uzmanlarından Profesör Steve Hanke’ın yaptığı çalışmalarda hiperenflasyon yaşayan ülkeleri ve dönemleri incelenmiştir.
Hiperenflasyon yaşayan ülkelerden en çarpıcı olanlarından iki tanesi şöyledir:
Macaristan 1946
Günlük enflasyon oranı: %207
Fiyatların ikiye katlanış hızı: 15 saat
1946 yılının Temmuz ayında Macaristan’da enflasyon ayda yüzde 41,9 katrilyon gibi inanılmaz bir düzeye çıktı. Bu, tarihte kayıtlara geçen en yüksek enflasyondur. Fiyatlar 15 saatte bir ikiye katlanıyordu. İnsanların sabah cebinde olan para, akşam olduğunda yarıya inmiş oluyordu. En yüksek para birimi 100 kentilyon pengo banknotu idi. İkinci Dünya Savaşı Macaristan’ın milli servetinin yüzde 40’ını silip süpürmüş, başkenti Budapeşte’nin yüzde 80’i harap olmuş, yolları ve demiryolları bombalanmış ve hükümet savaş sonrası
büyük tazminatlar ödemeye zorlanmıştı.
Hükümetin enflasyonu durdurma çabaları devam ederken artık Macarlar söylemesi iyice zorlaşan paraları renkleriyle adlandırıyor ve tanıyorlardı
1 Ağustos 1946’da hükümet, katı bir vergi reformu, ülke dışına çıkarılan altın cinsinden varlıkların geri getirilmesi ve altın ve değerli dövizlerle desteklenen yeni para birimi forintin benimsenmesini de içeren radikal bir istikrar programı uygulamaya başladı.
Zimbabve 2008
Günlük enflasyon oranı: %98
Fiyatların ikiye katlanış hızı: 25 saat
Zimbabve’de 1990’larda beyaz toprak sahiplerinin mülklerine el konulmasını da kapsayan tartışmalı toprak reformu sonrasında tarım üretiminde keskin bir düşüş yaşandı. Bu durum, Zimbabve’nin 1998 yılında Kongo’daki savaşa karışmasının mali faturası ve 2002 yılında Robert Mugabe hükümetine AB ve ABD tarafından uygulanan yaptırımların da eklenmesiyle iyice kötüleşti. 2000’li yıllar boyunca fiyatlardaki artış giderek hızlandı ve 2008’in Kasım ayına gelindiğinde enflasyon ayda yüzde 79 milyar gibi inanılmaz bir orana yükselmişti.
Dükkanlar günde bir kaç kez fiyat değiştiriyordu. Ekonominin çökmesi insanları su ve elektrik kesintileri, bankalar, benzin istasyonları ve büyük gıda sıkıntısı nedeniyle marketler önünde oluşan kuyruklarla yaşamak zorunda bıraktı. Bir çok Zimbabveli ABD dolarıyla temel ihtiyaçlarını alabilmek için Güney Afrika veya Botsvana’ya geçmeye başladı.
Enflasyonlu yaşamda herkes kendine çözüm yolları aramaya başladı.
John Hopkins Üniversitesi’ne bağlı Uygulamalı İktisat ve Küresel Sağlık Enstitüsü’nün kurucusu ve başkan yardımcısıolan Prof. Steve Hanke1994 yılında yaşanan krizden itibaren Türkiye’yi de yakın takibe almıştır.
2020 yılında Dünyaca ünlü ekonomist Prof. Steve Hanke, Twitter hesabından, Türkiye ile ilgili ekonomik tahminlerde bulundu. Türkiye'deki enflasyon sorununun altına endeksli bir para sisteminin hayata geçirilmemesi halinde çözülemeyeceğini öne süren Hanke, Türkiye'de yıllık enflasyonun resmi rakam olan %11.89 yerine %48.49 düzeyinde olduğu değerlendirmesinde bulundu.
Hanke, iletisinde, "Cumhurbaşkanı Erdoğan, TCMB başkanı Murat Uysal'ı görevden alarak yerine Naci Ağbal'ı getirdi. Sizce bu Türkiye'nin enflasyon sorunlarını çözecek mi? Ağbal, Altına endeksli bir para sistemi hayata geçirmeyi planlamadıkça, cevap sert bir "hayır" olarak kalacaktır. Türkiye'deki enflasyonu yılda %48.49 olarak ölçüyorum" ifadelerine yer verdi.