Bu yazı Kurumsal Yatırımcılar Derneği Dergisi Ekim 2020 sayısında yayınlanmıştır
TANRILAR ÇILDIRMIŞ OLMALI!!!!!!!!!!!!
İnsan, doğadaki tüm canlılar gibi yaşamını sürdürmeye kodlanmıştır.Bunun için de değişen şartlara uyum sağlamak ve en doğru kararı vermek zorundadır.Peki insan her durumda ve her şartta akılcıl kararlar verebilir mi?
1711'de kurulan Güney Denizi şirketi İspanya Veraset Savaşı esnasında imzalanan bir anlaşmayla İspanya'nın Güney Amerika kolonilerinde tekel konumuna gelmiştir. Karşılığında savaş esnasında İngiltere'nin yüklendiği borcu üstlenmiştir. İngilizler borçlandıkça şirket yeni pay senetlerini piyasaya sürüyor ve eski fiyatın üstünde fiyat belirliyordu.Şirketin hisse değerleri her geçen gün artıyordu.
1720 yılında Güney Denizi şirketin pay senedi fiyatları yaklaşık 5 ayda 77 sterlinden 1.000 sterlini çıkmıştı.Yatırımcılar çılgınlar gibi hisse senedini alıyorlardı.
Güney Denizi Şirketinin pay senetlerinin fiyatındaki bu artış, İspanya’nın şirketin Amerika ile olan ticaretini kısıtladığı haberinin duyulması sona erdi Ağustos’ta Güney Denizi hisseleri 700 sterline düştü, Eylül’de ise 131 sterline inerek en alt seviyesini gördü. Çöküşün İngiliz ekonomisine yayılmasıyla banka ve şirket iflasları had safhaya ulaştı ve İngiltere Bankası, Güney Denizi hissesi alarak krizi yavaşlatma planının ardından, kendisine hücumu önlemek durumunda kaldı.
1630’lu yıllarda Hollanda’da savaşların geride kalmasının da yarattığı olumlu havayla pay senetlerinin
değeri artmış, konut fiyatları yükselmiş, insanlar bu tür değerleri ve malları spekülatif amaçlarla alıp
satmaya başlamışlardı. Bu talep artışıylaspekülatif amaçlı alım satımlar lale soğanı için de yapılmaya başlandı.
Talep artışı lale soğanı fiyatlarının artmasına ve giderek özel lale piyasaları oluşmasına yol açtı.
Hollanda’da o tarihte Lale soğanlarının fiyatı ise 200 – 250 gulden aralığına kadar fırlamış, yani bir
çalışanın yıllık ücretine eşit hale gelmişti.
Sahip oldukları lâle soğanlarına daha yüksek kar marjıyla alıcı bulmayı umut eden halk, fiyatları gitgide yukarı çekiyordu. Fiyatlar yükseldikçe yükselmiş, geleceğe dönük sözleşmeler yapılmıştı.
Bu tür sözleşmelerle lale soğanı alanların bunları daha pahalıya satarak para kazanacakları inancında olmaları da fiyatları yukarı çeken bir etmendi.
3 Şubat 1637 tarihinde bütün piyasa alaşağı oldu ve lale sözleşmelerinin alıcısı kalmadığı anlaşılınca sözleşme sahipleri lale yetiştiricilerine sözleşme borçlarını ödeyemediler. Lale piyasası çöktü ve fiyatlar
hızla düştü. Balon patlamış, lale yetiştiricileri de spekülatör sözleşme sahipleri de büyük zararlarla karşılaşmışlardı.
Dijital paraların en bilineni olan Bitcoin, 2008 yılında SatoshiNakamoto tarafından deneysel olarak başlatılmış, herhangi bir merkez bankası, resmi kuruluş, vs. ile ilişiği olmayan, ancak ülkelerin para birimleriyle alınıp satılabilen, herhangi bir üçüncü parti hizmetine aracı kurumuna gerek kalmadan transferi yapılabilen bir tür dijital para birimi olarak işlem görmeye başlamıştır.
Sanal portföylerde takip edilen Bitcoin, ödeme sistemlerinde kullanılmak üzere oluşturulsa da bir anda yatırım aracına dönüşmüş ve değeri hızla artmıştır.
Yatırımcıların yoğun ilgisiyle 2017 Aralık ortası 19.343 USD ile rekor kıran Bitcoin Ocak 2018 % 30’luk bir düşüş yaşayarak 13.000 USD kadar gerilemişti. Aynı dönemde, ikinci büyük kripto para birimi olan
Ethereum hızlı çıkış (% 66) ve hızlı düşüşlerle (% 25) çalkalansa da aynı dönemde piyasa değerini üçe katlayarak yatırımcılarına en az Bitcoin kadar kazandırmış oldu.
Lale Soğanı çılgınlığı, Güney Denizi Balonu, Dot-Com Balonu, Bitcoin çılgınlığı, 2008 krizi öncesi emlak balonu... tarihten günümüze gelen sayısız varlık balonlarının sadece birkaçıdır.Tarihleri farklı olsa da kahramanları aynı kişilerdi ‘yatırımcı’lar.
Klasik ekonomide yatırımcılar Homo Economicus’tur, yani yatırımcılar rasyoneldir.Peki öyleyse yaşanan olaylarda 1 lale soğanına 1 yıllık ücret veren yatırımcı davranışlarınasıl açıklanacaktı?
İnsanlar, yaşamlarını sürdürme konusuda rasyonel davranmaları gerekirken finansal kararlarını verirken neden akılcı davranamıyorlardı?İşte bunu ‘davranışsal finans’ açıklamaya çalışmaktadır.
1960ların sonlarında iki bilişsel psikolog Kahneman ve Tversky‘davranışsal finans’ alanının kurucuları
olarak çeşitli psikolojik kavramların finans alandaki davranışlarla nasıl ilişkili olduğuna odaklanmışlardır.
Kahneman ve Tversky, bireylerin hem irrasyonel hem de beklenmedik davranışlarda bulunmalarına neden olan bilişsel önyargı ve sezgisel (yani problem çözme yolları) konusunda uzmanlaşmıştır.
Kahneman ve Tversky’nin davranışsal finansın kurucularıdır. Richard Thaler’inise bu alanın yeniden doğmasına ve ana akım haline gelmesi ne yol açan çalışmalar yapan bilim insanıdır.Thaler’in teorileri, gerçek dünyadaki davranışlara ilişkin olarak geleneksel finans teorilerinin eksiklikleri konusunda artan bir farkındalıktan geliştirmiştir..
Yaşanan varlık balonlarında sürü psikolojisiyle hareket eden insanın, finansal karar alma sırasında duygusal etkiler altında kaldığı ortaya koymuştur. Yatırımcılar, ‘korku ve coşku’yla hareket ederkenirrasyonel kararlar verdikleri görülmektedir.
Güney Denizi şirketi pay senedini satın alan ünlü bilim insanı Newton, 1720 yılların ortalarında senetlerini 7000 pound karla satmıştı ancak daha sonra tekrardan aynı senetten almış 20.000 pound zarar etmiştir.
Newton,kendisinin de yer aldığı bu durumu ‘Gök cisimlerinin hareketini açıklayabiliyorum ama insanların çılgınlıklarını asla’ diyerek özetlemiştir.
Yaşananlar, insanlık tarihi boyunca ortaya çıkan finansal ürünler, şartlar değişse de ‘insanın’ duygularıyla hareket etmeye devam edeceğini ortaya koymuştur. Davranışsal finans ise yine ‘insanın duygularının karar almaya’ etkilerini açıklamaya çalışan bir alan olarak önemli bir yer alacağı ortadadır.
Yatırımcılar, Tanrılar Çıldırmış Olmalı filmindeki Xi ve kabilesinin yaşadığı uçaktan düşen içecek kutusunun Tanrı tarafından gönderildiğine inanıp peşinden koştukları, hayatlarının merkezine aldıkları gibi yeni finansal ürünlerin peşinden koşmaya devam edeceklerdir. Hatta o kapalı kabilede yaşanan içecek kutusu için rekabete girdikleri gibi yatırımcılar rekabete girecek ve yine duygusal kararlar almaya devam edecekleri açıktır
Altın, döviz, dijital para, pay senedi…dönem ve tercihler farklı olsa da yaşananlar ‘yatırımcılar çıldırmış olmalı’dır.
TANRILAR ÇILDIRMIŞ OLMALI!!!!!!!!!!!!
İnsan, doğadaki tüm canlılar gibi yaşamını sürdürmeye kodlanmıştır.Bunun için de değişen şartlara uyum sağlamak ve en doğru kararı vermek zorundadır.Peki insan her durumda ve her şartta akılcıl kararlar verebilir mi?
1711'de kurulan Güney Denizi şirketi İspanya Veraset Savaşı esnasında imzalanan bir anlaşmayla İspanya'nın Güney Amerika kolonilerinde tekel konumuna gelmiştir. Karşılığında savaş esnasında İngiltere'nin yüklendiği borcu üstlenmiştir. İngilizler borçlandıkça şirket yeni pay senetlerini piyasaya sürüyor ve eski fiyatın üstünde fiyat belirliyordu.Şirketin hisse değerleri her geçen gün artıyordu.
1720 yılında Güney Denizi şirketin pay senedi fiyatları yaklaşık 5 ayda 77 sterlinden 1.000 sterlini çıkmıştı.Yatırımcılar çılgınlar gibi hisse senedini alıyorlardı.
Güney Denizi Şirketinin pay senetlerinin fiyatındaki bu artış, İspanya’nın şirketin Amerika ile olan ticaretini kısıtladığı haberinin duyulması sona erdi Ağustos’ta Güney Denizi hisseleri 700 sterline düştü, Eylül’de ise 131 sterline inerek en alt seviyesini gördü. Çöküşün İngiliz ekonomisine yayılmasıyla banka ve şirket iflasları had safhaya ulaştı ve İngiltere Bankası, Güney Denizi hissesi alarak krizi yavaşlatma planının ardından, kendisine hücumu önlemek durumunda kaldı.
1630’lu yıllarda Hollanda’da savaşların geride kalmasının da yarattığı olumlu havayla pay senetlerinin
değeri artmış, konut fiyatları yükselmiş, insanlar bu tür değerleri ve malları spekülatif amaçlarla alıp
satmaya başlamışlardı. Bu talep artışıylaspekülatif amaçlı alım satımlar lale soğanı için de yapılmaya başlandı.
Talep artışı lale soğanı fiyatlarının artmasına ve giderek özel lale piyasaları oluşmasına yol açtı.
Hollanda’da o tarihte Lale soğanlarının fiyatı ise 200 – 250 gulden aralığına kadar fırlamış, yani bir
çalışanın yıllık ücretine eşit hale gelmişti.
Sahip oldukları lâle soğanlarına daha yüksek kar marjıyla alıcı bulmayı umut eden halk, fiyatları gitgide yukarı çekiyordu. Fiyatlar yükseldikçe yükselmiş, geleceğe dönük sözleşmeler yapılmıştı.
Bu tür sözleşmelerle lale soğanı alanların bunları daha pahalıya satarak para kazanacakları inancında olmaları da fiyatları yukarı çeken bir etmendi.
3 Şubat 1637 tarihinde bütün piyasa alaşağı oldu ve lale sözleşmelerinin alıcısı kalmadığı anlaşılınca sözleşme sahipleri lale yetiştiricilerine sözleşme borçlarını ödeyemediler. Lale piyasası çöktü ve fiyatlar
hızla düştü. Balon patlamış, lale yetiştiricileri de spekülatör sözleşme sahipleri de büyük zararlarla karşılaşmışlardı.
Dijital paraların en bilineni olan Bitcoin, 2008 yılında SatoshiNakamoto tarafından deneysel olarak başlatılmış, herhangi bir merkez bankası, resmi kuruluş, vs. ile ilişiği olmayan, ancak ülkelerin para birimleriyle alınıp satılabilen, herhangi bir üçüncü parti hizmetine aracı kurumuna gerek kalmadan transferi yapılabilen bir tür dijital para birimi olarak işlem görmeye başlamıştır.
Sanal portföylerde takip edilen Bitcoin, ödeme sistemlerinde kullanılmak üzere oluşturulsa da bir anda yatırım aracına dönüşmüş ve değeri hızla artmıştır.
Yatırımcıların yoğun ilgisiyle 2017 Aralık ortası 19.343 USD ile rekor kıran Bitcoin Ocak 2018 % 30’luk bir düşüş yaşayarak 13.000 USD kadar gerilemişti. Aynı dönemde, ikinci büyük kripto para birimi olan
Ethereum hızlı çıkış (% 66) ve hızlı düşüşlerle (% 25) çalkalansa da aynı dönemde piyasa değerini üçe katlayarak yatırımcılarına en az Bitcoin kadar kazandırmış oldu.
Lale Soğanı çılgınlığı, Güney Denizi Balonu, Dot-Com Balonu, Bitcoin çılgınlığı, 2008 krizi öncesi emlak balonu... tarihten günümüze gelen sayısız varlık balonlarının sadece birkaçıdır.Tarihleri farklı olsa da kahramanları aynı kişilerdi ‘yatırımcı’lar.
Klasik ekonomide yatırımcılar Homo Economicus’tur, yani yatırımcılar rasyoneldir.Peki öyleyse yaşanan olaylarda 1 lale soğanına 1 yıllık ücret veren yatırımcı davranışlarınasıl açıklanacaktı?
İnsanlar, yaşamlarını sürdürme konusuda rasyonel davranmaları gerekirken finansal kararlarını verirken neden akılcı davranamıyorlardı?İşte bunu ‘davranışsal finans’ açıklamaya çalışmaktadır.
1960ların sonlarında iki bilişsel psikolog Kahneman ve Tversky‘davranışsal finans’ alanının kurucuları
olarak çeşitli psikolojik kavramların finans alandaki davranışlarla nasıl ilişkili olduğuna odaklanmışlardır.
Kahneman ve Tversky, bireylerin hem irrasyonel hem de beklenmedik davranışlarda bulunmalarına neden olan bilişsel önyargı ve sezgisel (yani problem çözme yolları) konusunda uzmanlaşmıştır.
Kahneman ve Tversky’nin davranışsal finansın kurucularıdır. Richard Thaler’inise bu alanın yeniden doğmasına ve ana akım haline gelmesi ne yol açan çalışmalar yapan bilim insanıdır.Thaler’in teorileri, gerçek dünyadaki davranışlara ilişkin olarak geleneksel finans teorilerinin eksiklikleri konusunda artan bir farkındalıktan geliştirmiştir..
Yaşanan varlık balonlarında sürü psikolojisiyle hareket eden insanın, finansal karar alma sırasında duygusal etkiler altında kaldığı ortaya koymuştur. Yatırımcılar, ‘korku ve coşku’yla hareket ederkenirrasyonel kararlar verdikleri görülmektedir.
Güney Denizi şirketi pay senedini satın alan ünlü bilim insanı Newton, 1720 yılların ortalarında senetlerini 7000 pound karla satmıştı ancak daha sonra tekrardan aynı senetten almış 20.000 pound zarar etmiştir.
Newton,kendisinin de yer aldığı bu durumu ‘Gök cisimlerinin hareketini açıklayabiliyorum ama insanların çılgınlıklarını asla’ diyerek özetlemiştir.
Yaşananlar, insanlık tarihi boyunca ortaya çıkan finansal ürünler, şartlar değişse de ‘insanın’ duygularıyla hareket etmeye devam edeceğini ortaya koymuştur. Davranışsal finans ise yine ‘insanın duygularının karar almaya’ etkilerini açıklamaya çalışan bir alan olarak önemli bir yer alacağı ortadadır.
Yatırımcılar, Tanrılar Çıldırmış Olmalı filmindeki Xi ve kabilesinin yaşadığı uçaktan düşen içecek kutusunun Tanrı tarafından gönderildiğine inanıp peşinden koştukları, hayatlarının merkezine aldıkları gibi yeni finansal ürünlerin peşinden koşmaya devam edeceklerdir. Hatta o kapalı kabilede yaşanan içecek kutusu için rekabete girdikleri gibi yatırımcılar rekabete girecek ve yine duygusal kararlar almaya devam edecekleri açıktır
Altın, döviz, dijital para, pay senedi…dönem ve tercihler farklı olsa da yaşananlar ‘yatırımcılar çıldırmış olmalı’dır.