ŞALVARBANK
Biliyorum yazının başlığını görünce sen de mi Çiftlikbank’ı yazacaksın Acemi dediğinizi duyar gibi oluyorum ama yanıldınız.Ben Çiftlikbank olaylarını çoooookkkkk önce Acemi Finansçının Günlüğü’nde ‘Kalbi Kırık Yaşlı Kurt’ hikayesinde aşklı-meşkli kahkahalı anlatmıştım.
Son günlerde çok sevdiğim, Türk sinemasının efsane oyuncularından rahmetli Sadri Alışık’ı sık anmaya başladığım için bu yazıyı kaleme almak istedim.Beş parasız turist Ömer tiplemesi kalplerimizde yer etmiş bir aktördür.Bir oyuncuya parasızlık bu kadar mı yakışır.Fakir , gururlu, saf halleri her bir filmde insanı ayrı bir büyüler.
Son günlerde ise 1986 yılında yönetmenliğini Hulki Saner’in yaptığı Şalvar Bank filmi nedense gözümün önünden gitmiyor. Başrollerini değerli oyuncular Sadri Alışık, Ergun Köknar , Göksel Kortay, Selma Poyraz, Nami Esatgil, Aysel Kipper’in paylaştığı filmde Reşit(Sadri Alışık) , zengin olmak için karısıyla beraber köyünden İstanbul’a göç eder. Eşiyle beraber İstanbul'a gelen ve parası çalınınca zor durumda kalan Reşit uzaktan akrabası olan Selahattin’in evine gider. Ancak Selahattin’in karısı evlerinde kalmasına izin vermez. Arkadaşından umduğu yardımı göremeyen Reşit, şalvarının "özelliğini" keşfeder. Ne zaman elini cebine atsa, kağıt para çıkmaktadır. Bu "kaynağı" kullanarak banka kurar ama asıl sorunlar o zaman başlar. Şalvarın sihrini çözenler onun peşine düşerler
Filmdeki komik olayları ve filmin sonunu sizlere bırakıyorum.Gelelim Şalvar Bank filmini neden hatırladığıma
Klasik ekonomi eğitiminde politika yapıcıların ekonomi politikaları için iki aracı olduğundan anlatılır.1)Para Politikası 2) Maliye Politikası
Para Politikası, ülkenin ekonomik amacına yönelik olarak piyasadaki likiditeyi Merkez Bankası aracılığı ile yönetilmesidir.Merkez bankası para politikasını, çoğunlukla açık piyasa işlemleri aracılığıyla yürütür. Merkez bankası para karşılığında tahvil satın alıp piyasadaki para stokunu arttırır ya da tahvil satıp para stokunu azaltır. Merkez bankasının toplam talebi ve bu yolla gelir düzeyini arttırmak ya da işsizliği azaltmak için para arzını arttırmasına genişletici para politikası denir. Diğer taraftan toplam talebi kısıp, enflasyonun önlenmesi amacıyla para arzının azaltılmasına da daraltıcı para politikası denir.
Maliye Politikası ise Maliye Bakanlığı, Hazine Müsteşarlığı gibi kamu kurumları aracılığıyla ülkenin ekonomik amacına yönelik olarak ekonomiye vergi politikaları, kamu harcama politikası gibi yöntemlerle müdahalelerinden oluşur.Vergi politikası, artırılan ya da azaltılan kamu harcama politikası, kamu borçlanma politikası veya teşvik ve dış ticaret politikaları yöntemeriyle maliye politikası yürütülür.
Her iki politikanın da birbirlerine göre üstünlükleri vardır.Örneğin para politikasında faizlerin arttırılıp düşürülmesi ile maliye politikasına göre çok daha kısa sürede ve daha az maliyetle(oy kaybına neden olmadan) likiditeyi belirlemeye yardımcı olur.Maliye politikası ise orta ve uzun vadede gelir dağılımında adalet gibi toplumsal amaçlarda ekonomik yapıyı iyileştirme konusunda daha etkindir.Ekonomi kitaplarında bu politikalar IS-LM eğrileri ile açıklanırken uygulanan politikayla arz-talebin ne yönde haraket edeceği detaylı olarak açıklanmaktadır.
Türkiye’deki durum ise sermaye hareketlerinin tam serbestliğe sahip olduğu ve dışticaret işlemleri itibariyle dünya ticaretindeki küçük bir yere sahip olması itibari ile Türkiye açısından dalgalı kur rejimi altında para politikası, maliye politikasının tam tersine daha etkili olduğu yapılan çalışmalarda açıklanmıştır.Yapılan çalışmalardan şu örnek olarak verilmektedir: Teorik olarak tüm diğer etkenler sabit olduğunda Merkez Bankası’nın para arzını artırmak suretiyle genişletici bir para politikası izlediğinde ülkenin faiz oranları dünya faiz oranlarının altına düşecek, ülke parasının yabancı paralar karşısında değerinin düşmesine yol açacaktır Ülke parasının yabancı paralara göre değerinin düşmesine ihracatın artıp ithalatın azalması ya da özetle net ihracatın artmasını sağlayacaktır.
Şimdi açıklanan bu teorileri bir kenara bırakacak olursak cari açık-bütçe açığı ikiz açıkların aynı zamanda yüksek büyüme oranlarının ekonomik ısınmadan kaynaklandığı konuşulduğu şu günlerde uygulanan ve uygulanacak ekonomi politikalarında KGF’lerin kalıcılığı, teşvikler, özelleştirmeler , varlık fonu aracılığı ile kaynak bulma, kobilerin yurtdışından kaynak bulması gibi çözümlerin sunulması bana hep Şalvar Bank filmini hatırlatır.
Reşit gibi elimizi cebimize attik hop KGF, elimizi cebimize attik hop teşvik derken şalvarın cebi hiç delinmeyecekmiş şeklindeki politikaları ne para politikası ne de maliye politikasına oturtturabiliyorum.Belki bu benim acemiliğimdendir. Bana göre olsa olsa bu ‘Şalvar Bank Politikası’dır.
Ne zaman ki gerçekleri, üretim ekonomisini konuşmaya başlarız işte o zaman para politikası mı uygulamalıyız maliye politikası mı uygulamalıyız, hangisi daha etkin olur onu tartışırız.O günler gelene kadar ‘Şalvar Politikası’na devam………
Nur içinde uyu Sadri baba, biz de senin gibi canlandırdığın Reşit gibi fakir ama zengin olma sevdasındaki cebinden para çıkan karakterleri çok seviyoruz……..
Keşke hayat, senin filmlerindeki gibi saf ve temiz olsa...
Gülümseten finans kitabı ‘Acemi Finansçının Günlüğü’ D&R’da tükendi.İlginize çok teşekkür ederiz.