OTOMOTİVDE SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK ADIMLARI VE SATIN ALMADAKİ SON TRENDLER
Otomotiv sektörü önemli bir dönüşüm sürecinden geçiyor. Tüketiciler çevre konusunda daha bilinçli hale geldikçe ve hükümetler şirketlerin çevre üzerindeki etkilerini hayata geçirdikleri uygulamalarla daha fazla düzenledikçe otomotiv sektörü de buna uygun elektrikli araç üretimini artırıyor.
Bu ürünler çevresel ayak izini azaltırken aynı zamanda adil ticareti de destekliyor. Bu alandaki trend ve gelişmeler, hammadde üreticilerinden perakendecilere ve son tüketiciye kadar uçtan uca değer zinciri boyunca etkileri olduğundan tek başına ele alınıyor.
OTOMOTİVDE GERİ DÖNÜŞTÜRÜLMÜŞ MALZEME KULLANIMI ARTIYOR
Sürdürülebilir tedarikte dikkate değer bir eğilim, geri dönüştürülmüş malzemelerin kullanımının artmasıdır. Birçok otomotiv yan sanayi şirketi hem ürünlerinde hem de ürün ambalajlarında geri dönüştürülmüş içeriğin daha fazla kullanılmasına odaklanıyor. Bu sadece işlenmemiş malzemelere olan talebi azaltmakla kalmıyor, aynı zamanda israfın en aza indirilmesine ve doğal kaynakların korunmasına da yardımcı oluyor.
Benzer şekilde çevresel etkilerini azaltmaya odaklanan otomotiv şirketleri geri dönüşüm veya imha etme ihtiyacını sınırlayan ürünleri rafa hazır ambalajlarda sunmaya çalışıyor.
Bazı şirketler, geri dönüştürülmüş malzemeleri kullanmanın yanı sıra, atığı azaltmanın diğer yenilikçi yollarını gözden geçirerek döngüsel ekonomiyi iş stratejilerine nasıl entegre edebileceklerini araştırıyor. Bazıları sıfır atık üretim süreçlerini uygulama veya yaşam döngülerinin sonunda parçalara ayrılıp geri dönüştürülebilen ürünler tasarlama fırsatlarını arıyor. Diğerleri ise geleneksel, yenilenemeyen malzemelerin yerini alabilecek ve plastiğe olan bağımlılığı azaltabilecek yeni, çevre dostu malzemeler yaratmak için Ar-Ge'ye yatırım yapıyor.
KARBON AZALTIMI VE DENGELEME
Otomotiv şirketleri, karbon emisyonlarını ve genel çevresel etkilerini azaltmak için çalışırken iddialı net sıfır hedefleri belirledi. Bu şirketler, yan sanayileriyle birlikte üretimden kaynaklı yüksek karbon emisyonu üretimini; daha yeşil kaynaklar geliştirmek için tedarikçileri ve tedarik sağladıkları şirketlerle işbirliği içinde çalışmalar yapıyor.
Şirketler ayrıca başka yerlerdeki sera gazı emisyonlarını azaltan veya ortadan kaldıran projelere yatırım yaparak kendi karbon emisyonlarını telafi etmek için karbon dengeleme uygulamalarını da seçiyor. Karbon dengeleme giderek daha popüler hale gelse de perakendeciler yine de tedarikçilerini mümkün olan her yerde emisyonları kaynağında azaltmaya teşvik etmelidir. Karbon dengeleme, sürdürülebilir uygulamaları artırmaya yönelik kapsamlı bir stratejide rol oynayacak.
Diğer taraftan birçok otomobil üreticisi şirket rüzgar ve güneş enerjisi gibi yenilenebilir enerji kaynaklarına da yatırım yapıyor. Bu yatırımlar yalnızca genel karbon emisyonlarının azaltılmasına yardımcı olmakla kalmıyor, aynı zamanda uzun vadeli maliyet tasarrufu ve artan enerji güvenliği de sağlıyor.
Otomotiv dünyası jeotermal enerjiyi benimserken, yakın zamanda büyük bir üretici yaptığı bir duyuruyla, Almanya'daki bir jeotermal projeden enerji sağlamayı planladığını açıkladı.
Bir başka Avrupalı büyük otomotiv üreticisi 2023 yılı başında yılın sonuna yaptığı açıklamada jeotermal projesini tanıtmış ve projenin tesise gaz ihtiyacının %70'ini yerel ve yenilenebilir kaynaklardan karşılayabilecek karbonsuz ısı sağlamasını hedeflediğini iletmişti.
OTOMOTİVDE ÇEVRESEL ADIMLAR ÖNCELİKLİ
Bu eğilimler, daha sürdürülebilir satın alma uygulamalarına yönelik önemli bir ilerlemeyi temsil etse de, hâlâ yapılması gereken çok iş var ve şirketlerin çevresel etkilerini daha da azaltmak için yenilikler yapmaya ve sınırları zorlamaya devam etmeleri gerekiyor.
Dünyanın dört bir yanında hükümetler ve otomobil üreticileri, elektrikli araçları karbon nötr yolda ilerlemek ve iklim değişikliğiyle mücadele etmek için önemli bir teknoloji olarak teşvik ediyor. Birçok büyük üretici, 2035 yılına kadar içten yanmalı motorlu otomobil ve hafif kamyon satışını durdurmayı hedeflediğini ve elektrikle çalışan modellere yöneleceğini söyledi. Bazıları da daha da hızlı hareket edeceğini ve 2030 yılına kadar tamamen elektrikli bir seri sunacağını belirtti.
Elektrikli otomobiller ve kamyonlar ana akım haline geldikçe geleneksel araçlara göre daha iklim dostu bir seçenek olduğu konusundaki düşünceler daha da yaygınlaşacak.
Yeni malzemelerin keşfedilmesi, yenilenebilir enerjiye yatırım yapılması, daha verimli üretim süreçlerinin geliştirilmesi veya lojistik ve tedarik zincirinin sürdürülebilir adımlarla şekillenmesiyle karbon nötr yol daha aydınlık olacak.
Sürdürülebilir üretimin ve tedariğin sadece bir trend olmadığı, dünyamızın geleceği için bir zorunluluk olduğu anlayışı yaygınlaştıkça otomotiv endüstrisindeki şirketler, sürdürülebilir bir gelecek yaratılmasında önemli bir rol oynamaya devam edecek.