Elektrikli Araçların Gelişiminde Otomotiv Sektöründeki Değişim ve Tüketici Finansmanı
Elektrikli araçlar, tüm otomotiv sektörü ve yan sanayide büyük bir değişime neden olacak. Mevcutta içten yanmalı motorlu araçlarda otomotiv endüstrisinin sağladığı yan sanayi ve teknoloji gereksinimi yapıyı tamamen değiştirecek.
Bu anlamda otomotiv sektöründe yeni pazarlar, yeni tedarik süreçleri ve yeni bir ekosistem oluşacak.
Elektrikli araçlarda en önemli ve üzerinde ciddi AR-GE yatırımları barındıran piller yakın zamanda daha uzun mesafeleri kapsayacak, otomotiv firmaları ve yan sanayi bu konuya uzun vadeli yatırımlar yapacak.
2020 ve sonrasında yaşadığımız cip krizi ve hammadde sıkıntısı nedeniyle otomotiv sektörünün otonom, bağlantılı ve elektrikli araçlarda ihtiyaç duyduğu sensörlerle birlikte yan sanayi pazarının 2030 ve sonrasında tamamen değişeceği öngörülüyor.
İçten yanmalı motorlarda kullanılan motor parçaları, şanzıman ve enjeksiyon sistemleri ise yavaş yavaş tarih olacak. Bu durumu çok büyük bir değişim ve yeni bir ekosistem olarak tanımlamamız gerekiyor. Tüketici beklentileri ve finansman ihtiyacının yanında, özellikle otomotiv endüstrisinin ve yan sanayinin de ticari anlamda uzun vadeli finansmanı sektörün gelişimi için daha da önem arz edecek.
Otomotiv sektörünün büyük oyuncuları yeni gelişen startup veya teknoloji firmaları ile ortaklıklarını artırıp AR-GE yükünü paylaşırken, değişime de ayak uydurmaya çalışacak. Elbette otomotiv sektöründeki bu değişim işgücünde de bazı gelişmeleri beraberinde getirecek. Şu an yapılmayan ama gelecekte çok farklı dinamiklerle şekillenen yepyeni adımlarla, yeni işgücü, yeni kariyer noktaları oluşacak.
Ekonomik etkisi ilk başta sancılı gibi gözükse de bu yeni dinamikler hem sürdürülebilir dünya hem de yeni istihdam imkânlarının oluşmasıyla dengeye oturacak. Otomotiv sektöründeki bu değişimle daha da gelişmesi beklenen pil üretimi, pil hammaddeleri için gerekli maden sanayisini de geliştirecek. Yaşanacak hızlı değişim ve talep artışı ilk başta nikel ve lityum gibi hammaddelerde fiyat artışlarına neden olacak.
Bu hammaddelerinin çıkarıldığı bölgelerde konumlanan pil üretim tesisleri zamanla diğer kıtalara da yayılacaktır. 2025’te küresel otomobil endüstrisi, bu yılki 6,6 milyona kıyasla 20,6 milyon elektrikli araç satacak.
Tamamen içten yanmalı araçların satışları,2025 yılında toplam otomobil satışlarının çoğunluğunu oluşturmaya devam edecek olsa da, düşecek. Amerika’da elektrikli araçlar, Nisan’dan Haziran’a kadar yeni otomobil satışlarının yüzde 5,6’sını oluşturdu.
Genel olarak, yeni araba satışları yüzde 20 düştü. 2025 yılına kadar Çin ve Avrupa’da %39 pazar payına ulaşması bekleniyor.
Bazı Avrupa ülkelerinde satışların daha da yüksek bir bölümünü oluşturmasını da bekleniyor.abilirler, Örneğin elektrikli araçlar İngiltere , Almanya ve Fransa’da binek araç satışlarının %40 ila %50’sini oluşturuyor.
Çin ve Avrupa’nın 2025’te küresel olarak tüm elektrikli araç satışlarının %80’ini oluşturacağını ve ABD’nin dünyadaki elektrikli araç satışlarının yalnızca %15’ini temsil edeceğini tahmin ediyor.
ABD’deki satışlar, önümüzdeki on yılda, büyük otomobil üreticileri ve başlangıç şirketleri, tüketicilerin satın almayı sevdiği araçların elektrikli versiyonlarını üretmeye başladıkça, keskin bir şekilde yükselmeye başlayacak Otomobil üreticileri, elektrikli otomobiller için benzinli araçlardan daha önemli olan yarı iletken kıtlığıyla mücadele ederken, lityum ve piller için gerekli diğer hammaddelerin fiyatları yükseldi.
Otomobil üreticileri ve tedarikçileri, fabrika ağlarını ve tedarik zincirlerini yükseltmek için 2026 yılına kadar dünya çapında 500 milyar dolardan fazla yatırım yapmayı planladıklarını açıkladılar.
Ancak üretim kapasitesinin talebi karşılaması birkaç yıl alacaktır. Kamuya açık şarj cihazlarının artması , özellikle sitelerde, müstakil evlerde garajları veya site otoparklarında şarj imkanının oluşturulması çok önemli olacak.
Amerika’da elektrikli araç satışları hızla artarken, Avrupa ve Çin’in daha hızlı ilerlediğini görüyoruz.
Elektrikli araçlar, Avrupa’da satılan yeni otomobillerin yüzde 10’undan fazlasını ve Çin’de yaklaşık yüzde 20’sini oluşturuyor. Burada teşviklerin büyük bir rol oynadığını aynı zamanda , ancak daha düşük fiyatlı modellerinde artmasının etken olduğunu görmekteyiz. Ülkemizde 2021 yılı sonunda hibrit araçların 49.493 adetlik bir satış rakamına ulaştığını görüyoruz.
Bir önceki yılın aynı döneminde bu rakam 24.131 adetti. Elektrikli araçlar ise yine 2021 sonunda 2.846 adetlik satış rakamına ulaştı, 2020’de bu rakam 844 idi. Bu da bize elektrikli ve hibrit araçların yıldan yıla daha fazla tercih edilmeye başladığını gösteriyor.
Ocak-Haziran 2022 döneminde ise hibrit otomobil satışları 27.582 adetle %9,9 pay alırken 2.263 adet elektrikli otomobil satışı gerçekleşti. 2021’nin aynı döneminde ise bu rakamlar hibritte 25.119, elektrikli otomobillerde ise 891 adetti.
Ülkemizde elektrikli araçların yaygınlaşmasını olumlu etkileyecek gelişme ise geçtiğimiz günlerde Resmi Gazete’de yayımlanarak hayata geçen elektrikli araçlar için yeni ÖTV düzenlemesi oldu.
Düzenlemeyle birlikte motor gücü 160 kW’ı geçmeyen ve matrahı 700 bin TL altında olan araçlarda ÖTV yüzde 10 olarak uygulanacak.160 kW altı, ancak matrahı 700 bin TL ve üstü olan araçlarda yüzde 40; 160 kW üstü ve matrahı 750 bin TL’yi geçmeyenlerde yüzde 50, geçenlerde ise yüzde 60 olarak belirlendi.
Rakamlar da tüketicilerin giderek artan ilgi ve talebinin somut yansımaları olarak göze çarpıyor. Elektrikli araçların gelişiminde en önemli unsurlardan birisi de tüketicilerin elektrikli araçları daha kolay benimsemelerini sağlamak için ülkelerinin şarj altyapısını hızlandırması gerekliliği... Elektrikli araç filosu ile uyumlu şarj altyapısı oluşturmak, önümüzdeki yıllarda en önemli konu olacak.
Şu an elektrikli araçlarının gelişiminde en büyük engel olan şarj istasyonlarının azlığı şehirlerarası yollarda da yaygınlaşarak bu gelişmeyi hızlandıracaktır. Bu anlamda ülkemizde özel sektör tarafından hayata geçirilecek elektrikli şarj istasyonları konusunda da öncü uygulamalar ve teşvikler verilmeye devam ediyor.
Daha önce 1500’den fazla yüksek hızlı şarj istasyonunun kurulacağı, 300 milyon lira bütçeli şarj istasyonları destek programı açıklandı. 200’den fazla firmanın başvuruda bulunduğu bu programla bir yılda 1 milyar liraya yakın şarj istasyonunun devreye alınması bekleniyor.
Böylelikle yakın zamanda 81 ilimizin tamamında 1500’den fazla yüksek hızlı şarj istasyonu devreye girecek. Program ile asgari 90 kWs’lik
hızlı şarj imkânı sunulacak 1572 istasyon ile 180 MW’dan fazla kurulu gücün sektöre kazandırılmasını hedefleniyor. Bu sayede, Türkiye hızlı şarj kapasitesini en hızlı artıran ülkelerden biri haline gelecek.
Garanti BBVA, olarak “Dünya’ya iyi bakın, geleceğe iyi bakın” anlayışımızla müşterilerimizin sürdürülebilir bir geleceğe erişmesine katkı sunmayı önceliğimiz olarak belirledik.
Bu anlamda mobiliteyi desteklemek, 2053 karbon nötr hedefimize doğru ilerlemek için hem bireysel hem de kurumsal müşterilerimize diğer taşıt kredilerine göre daha uygun faizle çevreci taşıt kredisi sunuyoruz.
Ayrıca 2021 yılından beri bu araç sahiplerine ücretsiz HGS sağlıyoruz.
Ekonomik etki düzeyi yüksek ve birden çok sektörde gelişimi hızlandırma potansiyeline sahip elektrikli araçların ve bu araçların şarj istasyonlarının kurulması için ilerleyen dönemde daha fazla finansmana ihtiyaç olacak.
Yenilikçi, sürdürülebilir ürün ve hizmetleriyle Türkiye’nin iklim kriziyle mücadelesine destek veren Garanti BBVA, elektrikli araçlar için hızlı şarj istasyonlarının kurulması ve elektrikli araç şarj istasyonu finansmanı için bireysel müşterilere alışveriş kredisi sağlıyor.
Şarj cihazlarının sitelere ve müstakil evlere kurulması, bunun alımına yönelik tüketicinin finansmanı artık büyük önem arz ediyor. Biz de banka olarak akıllı, güvenilir ve emisyonsuz bir mobilitenin geleceğinin temellerini atmak için bu önemli adımda, e-şarj istasyonu kurmak isteyen bireysel müşterilerimize 3 ila 36 ay vadeyle 30.000 TL’ye kadar kullanılacak alışveriş kredisini anlaşmalı firma bayileri aracılığıyla sunuyoruz. Krediyle sitelere, apartmanlara ve müstakil konutlara kurulum yapılabiliyor.
Böylece bireysel müşterilerimizin kolayca alışveriş kredisi kullanabilmesini sağlıyoruz. Şehirlerimizde hareket etme özgürlüğü, tüketici davranışlarını gelecek yıllar için şekillendirirken, bu dönüşüm için teknoloji ve yasal düzenlemeler aynı hızda geliyor. Mobilite, mikromobilite ve sürdürülebilir mobilite daha fazla gündemde yer alacak.
Tüketiciler de elektrikli araçlarla birlikte mikrobilite finansmanı için farklı arayışlarda olacak. Yapılan birçok araştırmada tüketicilerin artık paylaşımlı araç kullanımına hem maliyetler hem de sürdürülebilirlik ekseninde yaklaştığını görüyoruz.
Şüphesiz hukuksal düzenlemeler farklı finansman bakışlarını da getirecek, elektrikli paylaşımlı mobilite’yi bireysel araba sahibi olmaya gerçek bir alternatif olarak ortaya koyacak.
Elektrikli araç üreticileri ve tedarikçilerinden finansörlere, bayilere, enerji sağlayıcılarına ve şarj istasyonu operatörlerine kadar tüm mobilite ekosistemi dönüşümü başarıyla gerçekleştirdiğinde yeni gelecek, otomotiv sektörünü daha hızlı dönüştürecek.