FAİZ ORANI DİNAMİKLERİ VE KOBİ EKOSİSTEMİ
Faizlerin Dansı: Enflasyon ve Merkez Bankası Arasındaki İlişki
Enflasyon, bir ekonomide mal ve hizmet fiyatlarının genel seviyesinin yükselerek para biriminin satın alma gücünün azalmasına yol açan oran ve aslında ekonomi genelinde fiyatların bir önceki yıla göre ne kadar arttığının bir ölçüsüdür. Enflasyon zaman içinde paranın gerçek değerini aşındırarak tüketicileri, işletmeleri ve genel ekonomiyi etkileyebilir.
Düşük ve istikrarlı enflasyon sağlıklı bir ekonomi için hayati öneme sahip olduğu için merkez bankaları genellikle fiyat istikrarını ve ekonomik büyümeyi sürdürmek için enflasyonu hedef aralıkta yönetmeyi hedefler. Faiz, borç verenin borçluya borç verdiği tutara ek olarak geri ödenmesi gereken tutar, faiz oranları, borç almanın maliyetinin bir ölçüsüdür. T.C. Merkez Bankası tarafından faiz oranı kararları, mevcut ekonomik gerçekliğe tepki olarak düzenli olarak alınmaktadır.
Bireylere ve işletmelere borç aldıklarında uygulanan faiz oranları Merkez Bankası tarafından belirlenen taban orana bağlıdır; bu da aldıkları herhangi bir kararın daha geniş ekonomi üzerinde önemli zincirleme etkileri olduğu anlamına gelir.
Enflasyonu düşürmek için faiz oranlarını yükseltmenin ardındaki mantık; yüksek faiz oranlarının insanların daha az borçlanıp daha fazla tasarruf edeceği anlamına geleceğini varsayar. Borç almanın ve mevcut borcu ödemenin maliyeti arttığı vakit, tüketiciler cüzdanlarını sıkılaştırıp kişisel harcamalarını kısar, daha fazla tasarruf ederek reel ekonomide daha az harcama yapar; işletmeler bu baskıyı daha hızla hissederler ve bu da fiyat artışlarını frenleyerek enflasyonu azaltır.
Küçük İşletmeler için Faiz Oranı Bulmacası
Peki bu küçük işletmeler için ne anlama geliyor? Faiz oranları, KOBİ'ler için borçlanma maliyetlerinin belirlenmesinde önemli bir rol oynamaktadır. Merkez bankaları kısa vadeli faiz oranlarını belirledikçe, ekonomideki genel kredi maliyetini etkileyerek ticari bankaların KOBİ'ler de dahil olmak üzere işletmelere verdiği kredi faiz oranlarını etkilemektedir. Faaliyetlerini veya büyümelerini finanse etmek için kredilere güvenen KOBİ’ler daha yüksek borçlanma maliyetleri ile karşı karşıya kalacaklardır.
T.C. Merkez Bankası taban oranını takip eden kredileri olan işletmeler, faiz oranlarıyla birlikte borçlanma maliyetinin de artması nedeniyle bu yıl geri ödeme maliyetlerinin de muhtemelen artacağını göreceklerdir. Aylık ödemelerin artması işletme kârlılığının azalmasını beraberinde getirebilir.
Bununla birlikte artan faiz oranları beraberinde KOBİ’leri yeni yatırımlar yapmaktan veya mevcut faaliyetlerini büyütmekten caydırabilir diğer bir ifadeyle büyüme planlarının ertelenmesine veya iptal edilmesine yol açabilir.
Daha yüksek faiz oranları artan kredi kartı faizleri de dahil olmak üzere tüketiciler için borçlanma maliyetlerinin artmasına neden olabilir. Faiz oranlarının 2024 yılı içerisinde daha da yükseleceği tahmin edilirken, borçlu tüketiciler daralmaya devam edecek ve özellikle temel olmayan mallara yönelik tüketici harcamalarının yavaşlaması muhtemel olacaktır. Peki bu ne anlama gelecektir? Tüketici talebine dayalı KOBİ’leri etkileyebilecek tüketici harcamalarının azalabileceği, talep azaldıkça işletmelerin stok alımlarını yeniden gözden geçirmeleri veya tüketici harcamalarını teşvik etmek için fiyatları düşürmeleri gerekebileceği, anlamına gelmektedir.
Daha yüksek faiz oranları, fazla nakit rezervine sahip KOBİ’ler için tasarruf ve yatırım getirilerinin artmasına yol açabilmekte ve Bu onların yatırım gelirlerini artırabilmekte ve artan maliyetlere karşı tampon sağlayabilmektedir. Ancak güçlü nakit rezervine sahip olmayan KOBİ’ler için durum böyle değildir. Artan faiz oranları işletme borcunu daha pahalı hale getirdiği için KOBİ’lerin faiz maliyetlerini karşılayabilmek adına daha fazla nakit kullanması gerekmektedir bu da beraberinde KOBİ’ler için nakit akışı zorluklarını getirmektedir.
KOBİ’ler genel mali durumuna ve kâr marjlarına bağlı olarak, uzun vadeli büyümeye yatırım yapma konusunda daha az esnekliğe veya daha az günlük nakit akışı istikrarına sahip olabilirler. Bu sebeple daha yüksek faiz maliyetlerine karşı işletme sermayelerini ve bütçelerini dikkatli bir şekilde yönetmeleri, gereksiz harcamalarını azaltmaları oldukça önemlidir. KOBİ’ler, artan faiz oranlarının olumsuz etkilerini azaltmak için mevcut kredilerin sabit faiz ile yeniden finansmanı yoluna gidebilirler.
Krediye Erişim Zorluğu ve İcra Takibi Stresi
Bireysel kredilerini, kredi kartı borçlarını ödeyemeyenlerin yanı sıra vadesinde ödeyemediği banka kredilerinden kaynaklı icra takibine düşen KOBİ sayısı günden güne artmaktadır. GGYD Başkanı N. Allıoğlu icra takibindeki KOBİ sayısının 200.000’e yaklaştığını belirtmiştir. KOBİ ile banka arasındaki geri ödeme planları ve faiz oranları da dahil olmak üzere kredinin hüküm ve koşullarının özetlendiği sözleşme; ödemelerin kararlaştırıldığı şekilde yapılmaması durumunda KOBİ tarafından ihlal edilmektedir. Ödenmeyen tutarlara faiz tahakkuku ve geç ödemeler için cezalar gibi ek maliyetler KOBİ’lerin borçlu olduğu toplam tutarı önemli ölçüde artırmaktadır.
Kalıcı ödeme yapılmaması, bankanın krediyi temerrüde düşürdüğünü beyan etmesine neden olabilir, böylece banka yalnızca vadesi geçmiş ödemelerin değil kredi tutarının tamamının derhal geri ödenmesini talep etme hakkını haizdir. Ticari bir kredinin ödenmemesi şirketin kredi notunu olumsuz etkileyecektir. Hasar görmüş bir kredi notu, şirketin gelecekteki finansmanını riske atacaktır.
Kredi için verilen teminatlar, yasal işlemlerin başlatılması, borç tahsilatının icrası, hatta iflas yaşanma ihtimali olan diğer zorluklardır. Değişken faizli kredileri olan bazı KOBİ’ler daha yüksek faiz ödemelerini karşılamakta zorlanabilmektedir ve bu da potansiyel olarak kredi riskinin artmasına yol açabilmektedir.
Kredi verenler daha temkinli davranabilmekte ve sonucunda KOBİ’lerin krediye erişimini zorlaştırmaktadır.