Sürdürülebilirlik ve Sanat
Son dönemlerde çok sık rastladığımız “Sürdürülebilirlik” kavramı, gıdadan tarıma, modadan ekonomiye, enerjiden sanata kadar birçok alanda karşımıza çıkıyor.
“Sürdürülebilirlik” ulusal ve uluslararası hukuksal süreçlerden, kentsel planlama, ulaşım, tedarik zincirlerinin yönetimi, yerel ve bireysel yaşam tarzı ve etik tüketim konularına kadar uzanan geniş bir yelpazede toplumsal ve bireysel olarak verilen sosyal bir mücadelenin de ifade biçimi.
Daha sürdürülebilir bir yaşam yaratmak amacıyla eko-köyler, eko-belediyeler ve sürdürülebilir şehirler ile yaşam koşullarını yeniden düzenlemek; sektörleri ekonomik açıdan permakültür, yeşil bina, sürdürülebilir tarım gibi başlıklarda yeniden değerlendirmek; yeşil teknolojiler, yenilenebilir enerji ve sürdürülebilir fisyon ve füzyon gücü ile bilim odaklı yeni teknolojiler geliştirmek ve bu sistemleri esnek ve geri dönüşümlü bir şekilde tasarlayarak, doğal kaynakları koruyan bireysel yaşam tarzlarına geçiş yapmak gibi hedeflerin her geçen gün artarak hayata geçirilmesi amaçlanıyor.
Sanat alanında ise “sürdürülebilirlik” atık olarak nitelendirdiğimiz her türlü malzeme, obje ve nesneyi sanat zemininde yeniden var edebilmek ve izleyicisini de “sorumlu tüketim” kavramı üzerinden yeniden düşünmeye, kullanım alanlarını tekrar gözden geçirmeye ve daha bilinçli bir bakış açısıyla hareket etmeye teşvik ettirmektir.
Diğer yandan böyle bir sanat yaklaşımının kabul görmesi, sanat algısının da toplumsal bazda daha geniş kitlelere yayılmasında etkili olacaktır. Nitekim herkesin günlük hayatta kullandığı, yakından tanıdığı ve hali hazırda elinin altında olabilecek malzemelerle meydana getirilmiş bir sanat eserinin son derece ilgi çekici ve kolay iletişim kurulabilir bir tarafı bulunmaktadır.
2030’da daha “yaşanabilir” bir dünyaya ulaşmak amacıyla Birleşmiş Milletler tarafından oluşturulan 17 maddelik “Sürdürülebilir Kalkınma Hedefi”ni incelediğimizde, sanat alanında en çok ön plana çıkan maddenin 12. sırada yer alan “Sorumlu Üretim ve Tüketim Hedefi” olduğunu gözlemliyoruz. “Sorumlu Üretim ve Tüketim” derken burada kast edilen en yalın tanımıyla, şirketlerin operasyonlarının her aşamasında çevreye duyarlı seçimler yaparak hareket etmeleri ve ürünlerinde doğal malzeme kullanımını arttırmalarıdır.
Seri olarak üretimi yapılan birçok üründe bu hedefe yönelik gelişme sağlayabilmek adına, ürün tasarımı yapan sanatçılar, yaptıkları tasarımların temellerini yeniden değerlendirerek sürdürülebilir adımlara ulaşmak için revizyonlar getiriyorlar.
Ürün bazında yüksek düzeyde gelişmeler yaşanırken, sürdürülebilirlik fikri aynı zamanda günlük yaşamları ve bireysel sanatçılar tarafından üretilen bireysel işleri de etkiliyor. Sürdürülebilir sanat, maddi beklentilerden biraz daha uzak durarak, potansiyel çözümler önermeyi ve sanatçının tutku alanına göre “sürdürülebilirlik” konularında farkındalık ve farklılık yaratmayı amaçlıyor.
Özellikle okullarda çocuklarımızın bu konularda bilgilendirilmesi, örnek gösterilen projeler ve sanat eserleri ile hem erken yaşta tanışmaları hem de ilham almaları sağlanarak, gelecek yaşantıları ve toplumda oluşacak bilinçlenmeye yönelik önemli bir adım olacaktır. Bu bağlamda emek veren tüm sanatçıları desteklemenin önemine ve toplumun sesi olan sanatçılarımızın bu alandaki çalışmalarıyla önemli bir bilinçlenme ve aydınlanma yaratacağına inanıyorum .
Umarım “Sürdürülebilir Sanat” alanında daha fazla sanatçımız desteklenir ve bizler de bu konuda daha fazla eserle buluşma şansına sahip oluruz.