Sürdürülebilirlik, insan faaliyetlerinin çevresel, ekonomik ve sosyal boyutlarda uzun vadeli etkilerini dikkate alarak, gelecek nesillerin ihtiyaçlarını karşılama yeteneklerini tehlikeye atmadan bugünün ihtiyaçlarını karşılayabilme kapasitesidir.
Son yıllarda, sürdürülebilirlik kavramı hem bireysel hem de kurumsal düzeyde giderek daha fazla önem kazanmıştır. Şirketler, faaliyetlerinin çevresel ve sosyal etkilerini azaltmak, aynı zamanda ekonomik performanslarını sürdürülebilir bir şekilde artırmak için çeşitli sürdürülebilirlik standartlarını benimsemektedir.
Sürdürülebilirlik standartları, şirketlerin faaliyetlerini sürdürülebilir bir çerçevede yürütmelerini sağlayan kılavuzlar ve kriterler setidir. Bu standartlar, şirketlerin çevresel ayak izlerini azaltmalarına, sosyal sorumluluklarını yerine getirmelerine ve operasyonel verimliliklerini artırmalarına yardımcı olmaktadır. Şirketler için sürdürülebilirlik standartlarını benimsemek, sadece yasal uyumluluğu sağlamakla kalmamakta, aynı zamanda rekabet avantajı elde etmelerine, itibarlarını artırmalarına ve paydaş memnuniyetini sağlamalarına da katkıda bulunmaktadır.
Bu yazımda sizlerle, sürdürülebilirlik standartlarının tarihçesi ve gelişiminden başlayarak, başlıca sürdürülebilirlik standartlarını, bu standartların uygulama süreçlerini ve şirketlere sağladığı faydaları ele alacağım. Amacım, şirketlerin sürdürülebilirlik standartları hususunda bilinçlenmelerine ve bu standartları etkin bir şekilde uygulamalarına rehberlik etmektir.
Sürdürülebilirlik kavramı, 20. yüzyılın ortalarından itibaren çevre bilincinin artmasıyla birlikte önem kazanmaya başlamıştır. 1970'lerde çevre kirliliği ve kaynakların tükenmesi konusundaki endişeler, sürdürülebilirlik hareketinin temellerini atmıştır. Bu dönemde, Birleşmiş Milletler tarafından düzenlenen Stockholm Konferansı ve çevresel yönetim sistemlerinin geliştirilmesi, sürdürülebilirlik standartlarının ilk adımları olarak kabul edilmektedir.
1987 yılında, Birleşmiş Milletler Dünya Çevre ve Kalkınma Komisyonu tarafından yayınlanan Brundtland Raporu, sürdürülebilir kalkınma kavramını resmen tanımlamış ve küresel düzeyde benimsenmesini sağlamıştır. Bu rapor, sürdürülebilirlik standartlarının geliştirilmesi için önemli bir dönüm noktası olmuştur. 1990'larda, ISO (International Organization for Standardization) ve diğer uluslararası kuruluşlar, çevre ve sosyal sorumluluk alanlarında çeşitli standartlar yayınlamaya başlamışlardır.
Günümüzde, sürdürülebilirlik standartları, şirketlerin faaliyetlerini sürdürülebilir bir çerçevede yürütmelerini sağlayan önemli araçlar haline gelmiştir. Bu standartlar, çevresel yönetimden sosyal sorumluluğa, sürdürülebilir raporlamadan enerji verimliliğine kadar geniş bir yelpazede uygulanmaktadır.
Başlıca Sürdürülebilirlik Standartları
ISO 14001: Çevre Yönetim Sistemi
ISO 14001, çevre yönetim sistemleri için uluslararası bir standarttır. Bu standart, şirketlerin çevresel etkilerini yönetmelerine, kaynak kullanımını azaltmalarına ve çevresel performanslarını sürekli olarak iyileştirmelerine yardımcı olmaktadır. ISO 14001 sertifikasyonu, şirketlerin çevresel yönetim konusundaki taahhütlerini göstermelerine ve yasal uyumluluğu sağlamalarına olanak tanımaktadır. Bu standart, şirketlerin çevre politikalarını oluşturma, uygulama ve sürekli olarak gözden geçirme süreçlerini kapsamaktadır.
ISO 26000: Sosyal Sorumluluk Kılavuzu
ISO 26000, sosyal sorumluluk konusunda rehberlik sağlayan bir uluslararası standarttır. Bu standart, şirketlerin sosyal sorumluluklarını yerine getirmeleri için kılavuzluk etmekte ve topluma olan etkilerini yönetmelerine yardımcı olmaktadır. ISO 26000, şirketlerin etik davranışlar sergilemelerini, paydaşlarla etkili iletişim kurmalarını ve toplumsal sorumluluklarını yerine getirmelerini teşvik etmektedir. Bu standart, sertifikasyon gerektirmeyen bir kılavuz niteliğindedir, ancak şirketlerin sosyal sorumluluk performanslarını artırmaları için önemli bir araçtır.
GRI (Global Reporting Initiative) Standartları
GRI standartları, sürdürülebilirlik raporlaması için dünya çapında en yaygın kullanılan standartlardır. Bu standartlar, şirketlerin ekonomik, çevresel ve sosyal performanslarını şeffaf bir şekilde raporlamalarını sağlamaktadır. GRI standartları, şirketlerin sürdürülebilirlik performanslarını ölçmelerine, yönetmelerine ve raporlamalarına yardımcı olmaktadır. Bu standartlar, şirketlerin paydaşlarına karşı hesap verebilirliklerini artırmakta ve sürdürülebilirlik konusundaki taahhütlerini göstermelerine olanak tanımaktadır.
CDP (Carbon Disclosure Project)
CDP (Carbon Disclosure Project), şirketlerin ve şehirlerin çevresel etkilerini izlemelerine, raporlamalarına ve yönetmelerine yardımcı olan küresel bir çevresel raporlama sistemidir. 2000 yılında kurulan CDP, yatırımcılar, şirketler, şehirler ve bölgeler için iklim değişikliği, su güvenliği ve ormansızlaşma gibi kritik çevresel konularda şeffaflığı ve hesap verebilirliği artırmayı amaçlamaktadır.
BIST Sürdürülebilirlik Endeksi
Borsa İstanbul'un (BİST) Sürdürülebilirlik Endeksi, 2014 yılından bu yana hesaplanmakta olup, şirketlerin sürdürülebilirlik performanslarını ölçmek amacıyla kullanılmaktadır. Endeksin oluşturulmasında, 2021 yılı değerlemelerinden itibaren Refinitiv'in sürdürülebilirlik değerleme sonuçları temel alınmaktadır. Bu değerlemeler, şirketlerin çevresel, sosyal ve yönetişim (ESG) alanlarındaki performanslarını ölçmek ve değerlendirmek için kapsamlı bir yaklaşım sunmaktadır.
21 Kasım 2022 tarihinden itibaren yayınlanan BİST Sürdürülebilirlik 25 Endeksi ise sürdürülebilirlik performansı yüksek, büyük ölçekli ve likit olan şirketleri kapsayarak daha spesifik bir endeks oluşturmayı amaçlamaktadır. Bu endeks, yatırımcıların sürdürülebilirlik kriterlerini dikkate alarak portföy oluşturmasına ve şirketlerin sürdürülebilirlik alanında gösterdikleri ilerlemeyi takip etmesine olanak tanımaktadır.
Borsa İstanbul (BIST), şirketlerin finansal performanslarının yanı sıra çevresel, sosyal ve yönetişim (ESG) faktörlerinin de yatırımcılar ve piyasalar tarafından artan bir ilgiyle değerlendirildiği önemli bir platformdur. Yatırımcıların sadece kâr odaklı değil, aynı zamanda sürdürülebilirlik performansına da önem verdiği günümüzde, BIST'te işlem gören şirketlerin ESG alanındaki performansları, yatırımcıların tercihleri üzerinde belirleyici bir etkiye sahiptir.
BIST, sürdürülebilirlik endeksleri ve göstergeleri geliştirerek şirketlerin ESG performansını ölçmelerine ve karşılaştırmalarına yardımcı olurken, kurumsal yönetişim ilkelerine uyumu teşvik ederek şeffaflığı artırmakta ve sürdürülebilirlik risklerini yönetme kapasitelerini güçlendirmektedir.
AccountAbility AA1000 Assurance Standard
AA1000 Assurance, sürdürülebilirlik raporlaması ve performansının güvenilirliğini artırmak için kullanılan bir standardın bir parçasıdır. Bu standard, şirketlerin sürdürülebilirlik raporlarını ve beyanlarını bağımsız bir şekilde doğrulamak ve güvence vermek için kullanılır. AA1000 Assurance, şirketlerin sürdürülebilirlik performanslarının objektif bir şekilde değerlendirilmesini ve bu bilgilerin paydaşlarla şeffaf bir şekilde paylaşılmasını sağlamak amacıyla geliştirilmiştir.
Bu süreç, şirketlerin sürdürülebilirlik raporlarını hazırlama ve yayınlama süreçlerini denetim, doğrulama ve güvence altına alma sürecidir. Bağımsız denetim firmaları veya sertifikasyon kuruluşları, AA1000 Assurance standartlarına uygun olarak şirketlerin sürdürülebilirlik performanslarını gözden geçirir ve bu performansın doğruluğunu, şeffaflığını ve güvenilirliğini değerlendirir. AA1000 Assurance standardı, şirketlerin sürdürülebilirlikle ilgili raporlamalarının ve beyanlarının hem iç hem de dış paydaşlar tarafından güvenilir bir şekilde kabul edilmesini sağlamak için önemli bir araçtır.
Diğer Önemli Standartlar (EMAS, B Corp, vb.)
EMAS (Eco-Management and Audit Scheme), Avrupa Birliği tarafından geliştirilen bir çevre yönetim ve denetim sistemidir. Bu standart, şirketlerin çevresel performanslarını iyileştirmelerini ve şeffaf bir şekilde raporlamalarını teşvik etmektedir. B Corp sertifikası ise, şirketlerin sosyal ve çevresel performanslarını değerlendiren ve sertifikalandıran bir standarttır. B Corp sertifikası, şirketlerin toplum ve çevre üzerindeki olumlu etkilerini göstermelerine yardımcı olmaktadır.
Sürdürülebilirlik Standartlarının Uygulama Süreçleri
Sürdürülebilirlik standartlarının uygulanması, şirketler için belirli adımları ve süreçleri gerektirmektedir. İlk olarak, şirketler, sürdürülebilirlik standartlarına uyum sağlamak için gerekli politikaları ve prosedürleri geliştirmelidir. Bu süreç, yönetim taahhüdü, çalışan eğitimi ve iç denetimlerin gerçekleştirilmesini içermektedir. Şirketler, sürdürülebilirlik performanslarını sürekli olarak izlemeli ve iyileştirmelidir.
Sertifikasyon süreçleri, şirketlerin belirli bir standarda uyum sağladığını bağımsız bir üçüncü taraf tarafından doğrulayan bir mekanizmadır. Bu süreç, denetimlerin gerçekleştirilmesi, belgelerin gözden geçirilmesi ve saha ziyaretlerini içerebilmektedir. Sertifikasyon, şirketlerin sürdürülebilirlik taahhütlerini göstermelerine ve güvenilirliklerini artırmalarına olanak tanımaktadır.
Sürdürülebilirlik standartlarının uygulanmasında karşılaşılan zorluklar arasında, maliyetler, değişen yasal gereklilikler ve iç dirençler yer alabilmektedir. Bu zorlukları aşmak için şirketlerin, üst yönetim desteği sağlamaları, çalışanları bilinçlendirmeleri ve sürekli iyileştirme kültürünü benimsemeleri önemlidir.
Sürdürülebilirlik Standartlarının Şirketlere Sağladığı Faydalar
Sürdürülebilirlik standartlarının benimsenmesi, şirketlere birçok fayda sağlamaktadır. İlk olarak, bu standartlar, şirketlerin çevresel ve sosyal sorumluluklarını yerine getirmelerine yardımcı olur. Bu da şirketlerin itibarını artırır ve paydaş memnuniyetini sağlar. Ayrıca, sürdürülebilirlik standartları, operasyonel verimliliği artırır ve maliyetleri azaltır. Örneğin, enerji verimliliği ve atık yönetimi uygulamaları, maliyet tasarrufu sağlamaktadır.
Sürdürülebilirlik standartları, şirketlerin yasal uyumluluğunu sağlamakta ve yasal riskleri azaltmaktadır. Ayrıca, bu standartlar, şirketlerin rekabet avantajı elde etmelerine yardımcı olmaktadır. Sürdürülebilirlik performansını artıran şirketler, müşteri sadakatini artırmakta ve yeni pazar fırsatları yaratmaktadır. Sürdürülebilirlik standartlarının benimsenmesi, aynı zamanda şirketlerin inovasyon kapasitelerini artırmaktadır ve sürdürülebilir ürün ve hizmetler geliştirmelerini teşvik etmektedir.
Sürdürülebilirlik standartları, şirketlerin çevresel ve sosyal sorumluluklarını yerine getirmelerine, operasyonel verimliliklerini artırmalarına ve rekabet avantajı elde etmelerine yardımcı olmaktadır. Şirketlerin, sürdürülebilirlik standartlarını benimsemeleri ve uygulamaları, uzun vadeli başarı ve sürdürülebilirlik için kritik öneme sahiptir.
Sürdürülebilirlik standartları ve çerçevelerinin benimsenmesi, şirketler ve toplum için birçok konuda fayda sağlamaktadır. Öncelikle, bu standartlar, şirketlerin aktivist bir duruş sergileyerek toplumun bir parçası olduklarını kabul etmelerine ve beyan etmelerine olanak tanımaktadır. Ayrıca, ortak bir dil oluşturma ve konsensus yaratma sürecini teşvik etmekte, böylece şirketler ve paydaşlar arasında sürdürülebilirlik konusunda uyum sağlanmış olmaktadır. Standartlar, gelişimi tetikleyerek performans artışını sağlamaktadır ve sektörlerin kurallarını değiştirip yönlendirme gücüne sahiptir.
Bu da daha sürdürülebilir iş uygulamalarının yaygınlaşmasına yardımcı olmaktadır.
Ancak, sürdürülebilirlik standartlarının bazı sıkıntılar yaratabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır. Denetim ve raporlama süreçlerinin yoğunluğu, şirketlerde yorgunluğa neden olabilmektedir. Piyasada algıda karışıklık yaratabilir ve greenwashing gibi sorumsuz davranışların maskelenmesine yol açabilmektedir.
Ayrıca, bu kodlar ve standartlar, yasal düzenlemelerin yerine geçemeyecektir; bu nedenle, regülasyonların eksikliği durumunda etkili olamayacaklardır. Bu nedenle, sürdürülebilirlik standartları uygulanırken bu potansiyel sıkıntıların da dikkate alınması ve çözümler geliştirilmesi önemlidir.
Gelecekte, sürdürülebilirlik standartlarının daha da önem kazanacağı ve daha geniş bir yelpazede uygulanacağı öngörülmektedir. Şirketler, sürdürülebilirlik konusunda daha bilinçli ve sorumlu adımlar atmalı, sürdürülebilirlik standartlarını iş stratejilerinin merkezine yerleştirmelidir. Bu, hem çevresel hem de ekonomik açıdan sürdürülebilir bir gelecek için gereklidir.
Sonuç olarak, şirketlerin sürdürülebilirlik standartlarını benimsemeleri, hem kendi başarıları hem de toplum ve çevre üzerindeki olumlu etkileri açısından büyük önem taşımaktadır. Bu standartlar, şirketlerin sürdürülebilirlik performanslarını sürekli olarak iyileştirmelerine ve daha sürdürülebilir bir dünya için katkıda bulunmalarına olanak tanıyacaktır.