NATO DIANA Programında Bir Türk Kadını Uzay Teknolojileri Geliştiriyor
Hepimizin rüyası Uzay’a gitmek ve yeni gezegenler keşfetmek. Tüm bu keşifler ve çalışmalar Uzay alanında da söz sahibi olmak için. Uzay denildiği anda akla birçok ülkenin çalışmaları karşımıza çıkıyor.
Uluslararası Uzay Ajansı, Nasa, SpaceX gibi birçok kurum farklı çalışmalar yürütüyor. Türk Uzay Ajansı ise yaklaşık beş yıl önce çalışmalarına başlamış ve hızla birçok konuda ilerleme kaydetmiş durumda. Hatta Türk Uzay Ajansı bu ay ilk insanlı uzay çalışması, kısa adı AX-3 görevi için 17 Ocak tarihini işaret ediyor. Hava şartları el verirse 2024 yılı başında SpaceX Dragon aracıyla Florida’da bulunan Kennedy Uzay İstasyonu Fırlatma Merkezi 39A’dan ilk Astronotumuz Uzay’a adım atacak.
Türkiye Uzun yıllardır Türksat Uydularımız sayesinde Uzay’da kendine bir yer edinmiş durumda fakat artık başka alanlarda da söz sahibi olmak istiyoruz. Bazı yerli şirketlerimizde küp uydular ile farklı amaçlarla projeler geliştirmeye bir yandan devam ediyorlar. Sizi bu çalışmalar ilerlerken yeni bir şirket ve Türk Bilim Kadını ile tanıştırmak istiyorum.
SPACELIS şirketinin kurucusu Sayın Dr. Güler Koçak kendisi ODTÜ Kimya lisans mezunu. Güler Koçak Ortadoğu Teknik Üniversitesindeki lisans eğitimi ardından Fizikokimya alanında çalışmalarını yoğunlaştırıyor. Yüksek lisans çalışmalarında ise Organik Elektronik ve daha çok Organik LED’ler üzerinde çalışmalar gerçekleştiriyor. Bu esnada Master çalışmaları süresince de Sanayi ve Ticaret Bakanlığı teziyle beyaz polimer ledler üzerinde ilerliyor. Esnek organik elektronikler aynı zamanda Savunma Sanayii Müsteşarlığı ve Aselsan iş birliğiyle de yeşil polimer led ekranlar geliştirmek üzerine çalışmalarını tamamlıyor. Hatta kendi kişisel gelişimi için bu çalışmalarını da zamanından önce tamamlıyor. Bu çalışmalar kendisini sevdiği alan olan Esnek Organik Fotovoltaik Teknolojiler üzerine yoğunlaştırıyor ve ilgili doktora başvurularını da bu alanda yapmak için araştırmalara başlıyor. Yaptığı araştırmalar sebebiyle çalışmalarını ilerletmek amacıyla 2016 yılında Avustralya’ya esnek organik güneş hücreleri çalışmadıklarını yapmak için gidiyor.
Avustralya’da birlikte çalıştığı bilim ekibinde yer alan Polimer Kimyacısı olan hocası ile deneyimlerini geliştirmeye devam ediyor. Çalışmalarını gerçekleştirdiği Üniversitenin bazı yeterliliklerde eksik kalmasını onu yıldırmıyor ve çalışmaları için başka Üniversiteler ile bağlantıya geçerek onların laboratuvarlarını kullanmaya başlıyor. Bu sürecin bir doktora öğrencisi için zorlukları olsa da pes etmeyerek ilerlediğini aktarıyor.
Bir laboratuvardan şehrin diğer bir noktasındaki laboratuvara ulaşmak ciddi zamanlar alsa da pes etmemiş Güler hanım.
Bazen deneyler ve testler için insan ilişkilerinin çok önemli olduğunu belirtiyor. Doktora öğrencilerine de buna dair yetkinliklerini geliştirmeleri tavsiyesinde bulunuyor. Üniversite’de sistematik deneylerini yaparken çevreye duyarlı organik güneş hücreleri geliştirme üzerine çalışıyor. Birçok uluslararası kongreye katılarak hem ulusal alanda hem de Avustralya’da çalışmalarını ilgili çevrelere sunuyor. Pandemi geldiğinde aslında kendisi içinde birçok şey değişmeye başlıyor. Avustralya tamamen sınırlarını kapatıyor ve uluslararası öğrencilere ülkeden ayrılmalarını desteklerin sağlanmayacağını bildiriyor.
Bu durum kendisini “Ne yapabilirim ve geleceğimi yeniden nasıl kurabilirim?” sorgusuyla baş başa bırakıyor. Başarmak istedikleri, prensipleri, tutkuları ve ilgi alanları onu pes etmemeye itiyor. Hızlıca bir girişimcilik programına kaydoluyor. Avusturalya’da katıldığı bu program Üniversite Sanayi iş birliği alanında onun ufkunu açıyor ve Mentörleri kendisini Avusturalya’daki Uzay Hızlandırma Programına katılması yönünde destekliyorlar.
Güney Avustralya eyaletinin programında uluslararası 9 projeye destek veriliyor ve bu 9 girişim arasına seçiliyor. Güler Koçak SPECALIS’in ilk tohumlarını bu proje ile atıyor. Hem enerji sektörü hem uzay sektörü alanında düzenlenen programda edindiği deneyimlerle Türkiye’de neler yapabileceğine de odaklanıyor. Bu çalışma ile Avustralya’da aşamayacağını handikapları aslında Türkiye’de aşabileceğini çünkü Türkiye’nin de son beş senede genç girişimcilere çok büyük desteklerinin olduğunu görüyor. Özellikle akademik deneyimleri ve bu alanda araştırmaları olan kişilerin daha şanslı olduklarını paylaşıyor. Avustralya’dan geri dönüş planını bir yıla yayarak bu esnada Türkiye’deki gelişmeleri takip ediyor. Avustralya’da oluşturduğu iş birliklerini oradaki küp uydu üreticiler ile olan bağları sayesinde fikrine inanan şirketlerle bağlarını arttırıyor. Prototipini yaptığı güneş panellerini uydu sistemlerinde küp uydularında kullanmak istediklerini iletiyorlar. Bu şirketler NASA ve SPACEX 2024 den itibaren uçuş anlaşmaları yapan şirketler oldukları için Güler hn bu sayede Uzay ile bağlantılanacak çalışmalar için hazırlıklarına başlıyor. Bir Türk kadını olarak Uzay projeleri geliştirilmesi ülkemizin gelişimi ve ilerlemesi için önemliydi ve bu hedef için çalışmaya başladığını aktarıyor.
Türkiye’ye geldiği zaman hızlıca ekosistemi araştıran Güler Koçak yine ODTÜ’de karar kılıyor ve Teknokent’te SPACELIS’ı kuruyor. Ürünlerini savunma sanayisine de entegre etmek istediği için uluslararası fonlara başvuruyor.
Bu başvurusu sonrası Ülkemizi de gururlandıran bir başarıya imza atıyor. Bu yıl ilk defa NATO Hızlandırma Programlarından Kuzey Atlantik Savunma Hızlandırıcısı DIANA programına kabul alıyor. 31 ülkenin aslında enerji güvenliğini sağlamak ve katastrofik durumlarda bu problemlerin önüne geçmek için derin teknolojiler geliştirilmesini planlayan bu programa SPACELIS kabul ediliyor. Türkiye’den kabul alan 2 girişimciden biri olması gurur verici. 2024 yılının başında başlayacak Amerika merkezli bu program ile ürünlerin ticarileştirmesi için çalışmalarını devam ettirecek. Esnek ve sarılabilir güneş ve plastik ürünlerini savunma sanayisi ve uzay sanayisinde görebileceğiz. Genel olarak elektronik olarak kullanılan mobil ürünleri daha güvenli şekilde ve ek enerjiye ihtiyaç duymadan tasarlamak çok değerli. SPACELIS bu özel teknolojileri geliştirecek ve tasarımlar da Tubitak ve NATO’ya sunularak kabul görmüş durumda. Hem Türk Uzay Sanayisi ve hem de Türk Silahlı Kuvvetleri için daha yenilikçi teknolojilerin üretilmesi mümkün hale gelebilecek.
Dünyada savunma ve uzay sanayiinde öncü olmak hem de ürünlerimizin küreselde kullanılabilmesi için bu tip yenilikçi ürünler çok değerli. Yenilikçi fikirler ülke güvenliği için de önem arz ediyor. Uzay ve havacılık sektörünü düşünürsek, özellikle küçük uydu ve küp uydularda ilk denemelere başlanması planlanıyor. Mars ve Ay görevleri şu an ülkeler ve Türkiye içinde çok önemli. Üreteceğimiz ürünler Ay üzerinde kurulumu yapılabilecek fabrikasyon üretimde dahi kullanılabilir ve bu potansiyele sahip olduğumuzu iletiyor Güler hn.
Hatta Ay yüzeyinde bile SPACELIS’in üretim yapılabileceğini düşünüyor. Giyilebilir elektronikler, organik güneş hücreleri, giyilebilir kamuflaj ve onlara entegre edilebilir güneş panelleri üretmeyi de planlıyorlar. Bir astronot veya bir askerin kullandığı yenilikçi derin teknolojilerin enerji kaynağını karşılayabilecek ürünler üretilmesi de planlamalar arasında.
SPACELIS ve Dr. Güler Koçak tüm bu muhteşem çalışmaları sebebiyle Türk Kadınının Uzaydaki gururu olmayı hedeflemiş ve emin adımlarla yoluna devam ediyor. Kendisini destekleyecek kurum ve yatırımcılarla bir araya gelmek konusunda da istekli. Bu tür çalışmaları destekliyor ve bayrağımızı sadece göklerde değil Uzay’da da dalgalandıracak bu muhteşem çalışmaların bizleri daha da ileriye taşımasını istiyoruz.