Amerikan Bankacılık Sisteminde Gözlemlenen Problemler 2008 Krizinin Tekerrürü mü?
Son günlerde piyasaların önemli seviyede negatif tepkiler vermesine sebep olan Amerika Birleşik Devletleri kaynaklı bankacılık sektörüne ait problemler birçok kesimin kafasında ciddi soru işaretlerinin oluşmasına neden olurken akla ilk gelen ise “2008 Küresel Krizin benzeri bir olayla mı karşı karşıyayız?” sorusu.
Şüphesiz ki bankacılık sektöründe yaşanan sorunlar reel kesim ve finansal kesimin zor bir dönemle karşılaşabileceğine işaret eden göstergelerin başında gelmektedir. Ancak bankacılık sisteminin karşı karşıya kaldığı sorunların tüm sektörü ilgilendirip ilgilendirmediği ve bu sorunların oluşmasının altında yatan nedenlerin neler olduğunu bilmek gerekmektedir. Bu bağlamda söz konusu yazıda Silvergate Capital, Signature Bank ve Silicon Valley Bank gibi bankaların neden battığından bahsedilecek olup 2008 Küresel Kriz ile benzerlikleri değerlendirilecektir.
Peki, Bu Bankalar Neden Battı?
Önce Silicon Valley Bank (SVB)’den başlamakta fayda var. Teknoloji endüstrisi alanında bankacılık hizmetinde uzmanlaşmış olan banka, start-up’ların halka arz süreçlerinde ve kredi sağlama sürecinde önemli bir rol oynuyordu. Amerikan bankacılık sisteminde büyük bankalar sıralamasında 16'ncı sırada yer alan SVB’nin toplam 8.500 çalışanı ile 2022 yılı sonu verilerine göre yaklaşık mevduat toplamı 175,4 milyar dolarken, toplam varlıkları ise 209 milyar dolar kadardı.
Yatırımlarını hazine kâğıtları üzerinden yürüten SVB azımsanamaz bir zararla yüzleşmiş, 2 milyar dolarlık sermaye artışı haberi ile toparlanmayı bekleyen banka hisse değerlerinin aşağı yönlü bir hareket içerisine girmesiyle bugüne kadar gelmiş ve batışı kaçınılmaz olmuştur.
Diğer taraftan Silvergate Capital varlık ve kaynaklarını iki önemli alanda değerlendirmekteydi. Kripto para borsası olan ve Binance ile birlikte en güvenilir borsalar arasında yer alan FTX borsası Silvergate Capital’in kaynaklarını değerlendirdiği alanken, varlıklarını ise hazine kâğıtları üzerinde değerlendirmekteydi.
Buraya kadar her şey normal gözükse de 2022 yılının Kasım ayında Bitcoin’de meydana gelen gözle görülür düşüşler, piyasaya olan güvenin azalması ve üstüne şirketin CEO'su Sam Bankman-Fried’in istifa haberleri piyasalarda önemli ve zor bir sürecin başlamasına sebep olurken, FED’in faiz kararları neticesinde artan faiz oranları hazine kâğıtlarının değerlerinde gözle görülür düşüşlere sebep olmuştu. Bu iki talihsiz ya da (beklenen) olay Silvergate Capital’in çöküşünün kaçınılmaz olmasına sebep olmuştur.
Aynı şekilde yatırımlarını benzer bir şekilde değerlendiren Signature Bank için de iflas kaçınılmaz olmuş, bu söz konusu üç bankanın iflas haberleri piyasalar üzerinde negatif yönlü bir etkiye sebep olmuştur.
Özetle Silvergate Capital, Signature Bank ve Silicon Valley Bank’ın batmasının ardında yatan sebepler aslında aynı. İfade edildiği gibi söz konusu üç bankanın yaşadığı iflas süreçlerinin nedenleri olarak FED’in agresif bir faiz artırımı politikası uyguluyor olması hazine kağıtlarında önemli değer kayıplarına sebep olurken, FTX borsasında meydana gelen çatırdama ve ardı arkası kesilmeyen olumsuz haberler olarak ifade edilebilir.
Yani FED’in faiz kararları neticesinde yatırımcının elindeki para pahalılaştı ve risk iştahında bir düşüş söz konusu oldu. Bu durum ise start-up’ları ve teknoloji firmalarını zor durumda bırakarak, beraberinde riske karşı korkuları artırdı. Müşteri mevduatları ile alınan hazine kâğıtlarının değerlerinde büyük düşüşler yaşandı ve artan panikle birlikte zararına satışlar başladı, artan panik ve nakit ihtiyacı ile mevduat sahipleri paralarını çekmek isteyince olanlar oldu.
2008 Küresel Kriz ile Benzerlikler
Bugün yaşanan olaylar Lehman Brothers’ın iflası ve 2008 Krizinin birçok nedeni ile mukayese edildiğinde benzer özellikler taşıdığını ifade etmek yanlış olmaz.
Bilindiği üzere 2000’li yılların başındaki Nasdaq endeksinde meydana gelen fiyat balonunun sönmesi 2008 Krizinin önemli habercilerinden biriydi. Bugüne baktığımızda benzer bir durumun söz konusu olduğunu görmek pek de zor değil. Kripto para piyasasında oluşan balonların sönmesi, FTX borsasında yaşanan durumlar benzer olaylar olarak kabul edilebilir.
2008 Küresel Krizin sebeplerinden bir diğeri ise kredi derecelendirme kuruluşlarının dürüst davranmaması durumuyken, bugün FITCH, Moody’s ve S&P bu geleneğini devam ettirmekte kararlı gibi gözükmektedir.
Hükümetin tehlikenin ya farkında olmaması ya da görmezden gelmesi 2008 krizinin yine önemli sebeplerinden biriyken bugün çeşitli açıklamalar ile durumun ciddiyetini örtbas etmeye çalışmaktalar. CDS primlerinde meydana gelen artışlar yine 2008 Küresel Krizin önemli habercisiyken, bugün 38 seviyelerinde olan CDS primi 2008 Küresel Kriz öncesi olan CDS priminin üstünde seyretmektedir.
Ekonomistler, akademik çevre ve vatandaşlar her ne kadar 2008 Küresel Krizin özensiz kredilerden kaynaklandığını, bugün ise böyle bir durumun söz konusu olmadığını ifade etmekteler.
Bu değerlendirme çok doğru ancak şunu da bilmek gerekir ki 2008 Küresel Krizi Amerika Birleşik Devletleri'ne ait en büyük elektronik ve otomatik borsa olma özelliğine sahip Nasdaq endeksinde sönen fiyat balonlarının neticesinde baş göstermiş ve kriz özensiz krediler ve CDS primlerinin menkulleştirilmesiyle çığ gibi büyümüştür.
Bugün ise start-up’ların çaresiz bir faaliyet içerisinde olması, kripto para/varlık borsalarında meydana gelen olumsuzluklar, değeri düşen hazine kağıtları ve bu olumsuzlukların belirli bankalara sıçrayıp iflasa kadar gidilmesi çok benzer bir durumun olduğuna işaret etmektedir.
Sonuç ve Değerlendirme
Bireysel ve kurumsal yatırımcılar için önemli göstergeler arasında yer alan dolar endeksi, VIX endeksi, emtia fiyatları ve birçok gösterge şüphesiz ki Amerikan dolarına işaret etmektedir. Altın, platin, doğalgaz, petrol ve hatta sığır etinden tutun da kahve, şeker ve kakao fiyatına kadar pek çok emtianın Amerikan dolarına endeksli olduğu göze çarpmaktadır. Diğer taraftan korku endeksi olarak da ifade edilen VIX endeksi de S&P 500 hisse opsiyon fiyatları kullanılarak hesaplanmaktadır.
Piyasanın geçmişteki hareketlerinin değil, gelecekten beklentilerinin göz önünde tutulduğu bu gösterge görüldüğü üzere Amerika’nın öncü borsa endeksine ait opsiyonları üzerinden hesaplanmaktadır. Bu durum ise Amerikan piyasalarında esen olumsuz havanın finansal bulaşıcılık etkisi ile tüm piyasalara yansıyacağına işaret etmektedir.
Öyle ki bu bulaşıcılık etkisi gelişmiş veya gelişmekte olan ekonomi ayırt etmeksizin hissedilebilecek düzeyde olur. Kaldı ki dünya bu durumu 1929 Büyük Buhran ve 2008 Küresel Kriz ile deneyimledi. İfade edildiği üzere 2008 Krizi ile benzerliklere sahip olan üç bankanın batış serüveni bir finansal krizin yaşandığının değil; yaşanacağının bir habercisi olarak kabul edilebilir.