Kripto Para Çılgınlığı
Dünyanın iktisadi tarihine şöyle bir göz atıldığı vakit insanlık hep kolay zengin olma gayesi içinde davranış sergilemiş ve bu tutumları çeşitli ekonomik krizlerin oluşmasında önemli bir rol oynamıştır.
Lale çılgınlığı, Güney Denizi balonu, Mississippi balonu, 1929 Büyük Buhran ve yakın dönemde yaşanan ve küresel ekonomiyi önemli düzeyde etkisi altına alan 2008 Küresel Kriz bu örneklerin sadece birkaçını temsil etmektedir. Tarihin en önemli örnekleri olan söz konusu bu beş krizin ortak noktalarına bakıldığında fiyat balonu oluşumları ve bu oluşumlar neticesinde patlayan balonlar gösterilebilir.
1636 yılındaHollanda’da lale soğanlarına olan ilginin artması neticesinde fiyatların tepe noktalara gelmesio dönemki yatırımcıların yüksek kârlar elde etme arzusu içine girmesine sebep olmuştur.
Bu sayede artan alış baskısı neticesinde fiyatlarda keskin artışlar meydana gelmiş ve kolay yoldan zengin olmak isteyen toplumun büyük bir kısmı elinde neyi var neyi yoksa lale soğanı almak için satmıştı.
Bu süreçte öyle bir talep baskısı oluşmuş ki bir lale soğanı 10.000 Guilder değerini bile geçmişti.
Diğer bir ifade ile bir lale soğanı birinci sınıf bir konut fiyatı değerine denk gelmeye başlamıştı.
Bu durum karşısında halk fiyatların devamlı aynı şekilde yükseleceğine inanmış ve 1937 yılına
gelindiğinde oluşan fiyat balonları patlayarak insanlar ellerinde değersiz bir lale soğanı ile kalakalmışlardı.
Diğer bir örnek ise 1920 yılında karşılaşılan iki farklı Avrupa ülkesindeki fiyat balonları ve bu balonların neden olduğu iktisadi sorunlardır. 1920 yıllarında İngiltere’de güney denizi şirketi ile Fransa’da büyük bir depresyona sebep olan Mississippi balonudur. 1700’lü yılların ilk çeyreği İngiltere’sinde dâhil olunan savaşlarında beraberinde getirdiği maddi yükümlülükler ve borç artışları karşısında bir çözüm yolu
aranmaya başlanmıştı. Bir paravan şirket kurulmasına karar veren hükümet 1711 yılında Güney Denizi Şirketi’ni kurmaya karar vermiş ancak altı yıl sonra tam anlamıyla faaliyete geçirebilmiştir.
İngiltere hükümeti devlet tahvillerine sahip olanların söz konusu şirket hisse senetleri ile değiştirilmesinin yolunu açmış, şirketin hükümet ile ilişkisinin iyi olduğu haberleri piyasalarda dolaşmaya başlayınca hisse senedi fiyatları devamlı bir tırmanış halinde devam etmişti. Bu sayede devamlı fiyatları artış içinde hareket eden hisse senetleri sonunda yine kolay yoldan zengin olmak isteyen yatırımcıların cazibesi haline gelerek artan alım baskısıyla inanılmaz fiyat seviyelerini zorlamıştı. Ocak 1720’de hisse fiyatları 128 sterlin iken, Mayıs ayında 550 sterline kadar yükselmişti.
Bu durumun sürekli devam edeceğine inanan yatırımcılar artık 1000 sterline dayanan hisse fiyatlarının dahada yükseleceğine iyice inanmışlardı. Akıllı yatırımcı diye ifade edilen yatırımcılar sonunda kârlarını almak istemişler ve hisselerini satarak fiyatların geri çekilmesine zemin oluşturmuşlardır. İleriki dönemlerde oluşan panikle artan satış baskısı fiyatları dip seviyeye taşımış yine olan küçük yatırımcılara olmuştu. Tabii bu durum sadece yatırımcıları değil ekonomiyi de önemli düzeyde etkilemişti.
Fransa kanadında da durum aynı idi. Mississippi şirketi ülkenin yine ekonomik durumları düzeltmek açısından paravan bir şirket olarak kullanılmıştı. Dönemin maliye bakanı John Law tarafından verilen akıllar ile kurulan bu şirketinde aynı İngiltere’deki Güney Denizi Şirketi’nde olduğu gibi hisse senetleri tavan yaptı ve artan alım baskısı ve ilgi ile fiyatlar gerçek fiyatlarından saparak insanların kolay zengin olma arzusu içinde yüklü alımlar yapmasına sebep oldu. Yine sonuç küçük çaplı yatırımcıların ödediği bedel ile birlikte ekonominin zor bir durum içerisine girmesine sebep oldu.
1929 Büyük Buhran dönemine gelindiğinde yine tarih kendini tekerrür etti ve bu tekerrürün her daim olacağını insanlığa bir kez daha göstermiş oldu. Amerika’nın 15 farklı ekonomiye karşı alacağı giderek artmakta ve I. Dünya Savaşı’ndan mütevellit artan borç giderek katlamaya başlamaktaydı. I. Dünya Savaşı’nda“süper güç”sıfatını kazanan Amerika’da ekonomi ve finansal piyasalar muazzam bir seviyeye gelmişti.
Otomotiv sektöründe lider konumda olması ve üretim bantlarının diğer ekonomilere nazaran daha iyi seviyede olması Amerika’nın gücüne güç katmaktaydı. 1927 yılından 1929 yılına kadar gelinen nokta iyiye işaret etse de bu dönem içinde Amerikan toplumunun büyük bir kısmı yine kolay zengin olma gayesi içinde devamlı hisse senetlerine büyük alımlar yapmakta ve artan hisse senedi fiyatlarının devamlı yükseleceği inancı içinde davranmaktaydılar.
23 Ekim 1929 tarihinde 2,5 milyon hisse senedi satışı ve ertesi gün 13 milyon hisse senedi satışı ile oluşan panik yine piyasaları alt üst etmiş ve bu durum sadece Amerika ile sınırlı kalmayarak devam eden satış baskıları ile çeşitli ülkelerde de iktisadi sorunlara yol açmıştır.
2008 Küresel Krizi yine dünyanın hemen hemen tamamını etkisi altına almıştır. 2000’li yıllara gelindiğinde yoldan geçen bir vatandaşa sorsanız dahi bunu bilir. Burada yine konut sektöründe oluşan fiyat balonları, CDS primlerinin menkulleştirilmesi ve yine bu menkulleştirilen araçlarda oluşan fiyat balonları ve bu balonların tek tek patlaması 2008 Küresel Kriz’in en büyük sebepleri olarak göze çarpmaktadır.
Tabi özensiz kredilerin verilmesi, finansal sistemin iyi denetlenmemesi ve bu yapay oluşumun ABD
hükümeti tarafından gizlenmesi gibi sebepler krizin oluşmasına tuz biber ekmiş ve 1929 Büyük
Buhran gibi kayıpların oluşmasına zemin hazırlamıştır.
Bu ifade edilen beş farklı dönem ve yaşanan krizler incelendiğinde bunların altında yatan iki sebep mevcuttur. Bunlardan ilki kolay zengin olma arzusu içinde olan insanlık, diğeri ise bu arzunun oluşturduğu alım baskısı neticesinde oluşan fiyat balonları ve bu balonların sönmesi. Bu iki temel unsur ekonomik krizlerin oluşumunda önemli bir rol alan finansal krizlerin en büyük sebepleri arasında yer almaktadır.
Bugüne gelindiğinde tıpkı lale soğanı çılgınlığı gibi çılgınlık haline gelen kripto para alım ve satımı yine tekerrür eden tarihin kanıtı olarak göze çarpmaktadır.
Menkul kıymet, Forex, türev ve birçok piyasada alım satım yapan yatırımcıların bir anda gözdesi haline gelen bu kripto paralar lale çılgınlığı dönemini hatırlatan bir husustur. Öyle ki kripto para alımı yapmak için kredi çeken, gayrimenkulünü satan birçok yatırımcıya rastlamak da mümkündür. Devamlı yükseliş içinde olacağına inanan bu yatırımcılar çeşitli medya kuruluşları veya milyarderlerin ifadelerine bağlı kalınarak alınıp satılmakta.
Bir hisse senedinin gelecekteki fiyatının tahmini için şirketin mali tablolarına bakılabilir
yada bir döviz çiftlisi için uygulanan para politikası veya makroekonomik göstergelere bakılabilir.
Ancak kripto paralar neye göre ve nasıl hareket etmekte? Bunun tahmini imkânsız olmakla birlikte büyük yatırımcıları değil ama ileride o kredi çeken veya gayrimenkulünü satan küçük yatırımcıların hayatlarına
ciddi zararlar verebilir.
Unutulmasın ki tarih patlayan fiyat balonlarının örnekleri ile dolu ve bu fiyat balonu da bir gün patlayacak. . .
Dünyanın iktisadi tarihine şöyle bir göz atıldığı vakit insanlık hep kolay zengin olma gayesi içinde davranış sergilemiş ve bu tutumları çeşitli ekonomik krizlerin oluşmasında önemli bir rol oynamıştır.
Lale çılgınlığı, Güney Denizi balonu, Mississippi balonu, 1929 Büyük Buhran ve yakın dönemde yaşanan ve küresel ekonomiyi önemli düzeyde etkisi altına alan 2008 Küresel Kriz bu örneklerin sadece birkaçını temsil etmektedir. Tarihin en önemli örnekleri olan söz konusu bu beş krizin ortak noktalarına bakıldığında fiyat balonu oluşumları ve bu oluşumlar neticesinde patlayan balonlar gösterilebilir.
1636 yılındaHollanda’da lale soğanlarına olan ilginin artması neticesinde fiyatların tepe noktalara gelmesio dönemki yatırımcıların yüksek kârlar elde etme arzusu içine girmesine sebep olmuştur.
Bu sayede artan alış baskısı neticesinde fiyatlarda keskin artışlar meydana gelmiş ve kolay yoldan zengin olmak isteyen toplumun büyük bir kısmı elinde neyi var neyi yoksa lale soğanı almak için satmıştı.
Bu süreçte öyle bir talep baskısı oluşmuş ki bir lale soğanı 10.000 Guilder değerini bile geçmişti.
Diğer bir ifade ile bir lale soğanı birinci sınıf bir konut fiyatı değerine denk gelmeye başlamıştı.
Bu durum karşısında halk fiyatların devamlı aynı şekilde yükseleceğine inanmış ve 1937 yılına
gelindiğinde oluşan fiyat balonları patlayarak insanlar ellerinde değersiz bir lale soğanı ile kalakalmışlardı.
Diğer bir örnek ise 1920 yılında karşılaşılan iki farklı Avrupa ülkesindeki fiyat balonları ve bu balonların neden olduğu iktisadi sorunlardır. 1920 yıllarında İngiltere’de güney denizi şirketi ile Fransa’da büyük bir depresyona sebep olan Mississippi balonudur. 1700’lü yılların ilk çeyreği İngiltere’sinde dâhil olunan savaşlarında beraberinde getirdiği maddi yükümlülükler ve borç artışları karşısında bir çözüm yolu
aranmaya başlanmıştı. Bir paravan şirket kurulmasına karar veren hükümet 1711 yılında Güney Denizi Şirketi’ni kurmaya karar vermiş ancak altı yıl sonra tam anlamıyla faaliyete geçirebilmiştir.
İngiltere hükümeti devlet tahvillerine sahip olanların söz konusu şirket hisse senetleri ile değiştirilmesinin yolunu açmış, şirketin hükümet ile ilişkisinin iyi olduğu haberleri piyasalarda dolaşmaya başlayınca hisse senedi fiyatları devamlı bir tırmanış halinde devam etmişti. Bu sayede devamlı fiyatları artış içinde hareket eden hisse senetleri sonunda yine kolay yoldan zengin olmak isteyen yatırımcıların cazibesi haline gelerek artan alım baskısıyla inanılmaz fiyat seviyelerini zorlamıştı. Ocak 1720’de hisse fiyatları 128 sterlin iken, Mayıs ayında 550 sterline kadar yükselmişti.
Bu durumun sürekli devam edeceğine inanan yatırımcılar artık 1000 sterline dayanan hisse fiyatlarının dahada yükseleceğine iyice inanmışlardı. Akıllı yatırımcı diye ifade edilen yatırımcılar sonunda kârlarını almak istemişler ve hisselerini satarak fiyatların geri çekilmesine zemin oluşturmuşlardır. İleriki dönemlerde oluşan panikle artan satış baskısı fiyatları dip seviyeye taşımış yine olan küçük yatırımcılara olmuştu. Tabii bu durum sadece yatırımcıları değil ekonomiyi de önemli düzeyde etkilemişti.
Fransa kanadında da durum aynı idi. Mississippi şirketi ülkenin yine ekonomik durumları düzeltmek açısından paravan bir şirket olarak kullanılmıştı. Dönemin maliye bakanı John Law tarafından verilen akıllar ile kurulan bu şirketinde aynı İngiltere’deki Güney Denizi Şirketi’nde olduğu gibi hisse senetleri tavan yaptı ve artan alım baskısı ve ilgi ile fiyatlar gerçek fiyatlarından saparak insanların kolay zengin olma arzusu içinde yüklü alımlar yapmasına sebep oldu. Yine sonuç küçük çaplı yatırımcıların ödediği bedel ile birlikte ekonominin zor bir durum içerisine girmesine sebep oldu.
1929 Büyük Buhran dönemine gelindiğinde yine tarih kendini tekerrür etti ve bu tekerrürün her daim olacağını insanlığa bir kez daha göstermiş oldu. Amerika’nın 15 farklı ekonomiye karşı alacağı giderek artmakta ve I. Dünya Savaşı’ndan mütevellit artan borç giderek katlamaya başlamaktaydı. I. Dünya Savaşı’nda“süper güç”sıfatını kazanan Amerika’da ekonomi ve finansal piyasalar muazzam bir seviyeye gelmişti.
Otomotiv sektöründe lider konumda olması ve üretim bantlarının diğer ekonomilere nazaran daha iyi seviyede olması Amerika’nın gücüne güç katmaktaydı. 1927 yılından 1929 yılına kadar gelinen nokta iyiye işaret etse de bu dönem içinde Amerikan toplumunun büyük bir kısmı yine kolay zengin olma gayesi içinde devamlı hisse senetlerine büyük alımlar yapmakta ve artan hisse senedi fiyatlarının devamlı yükseleceği inancı içinde davranmaktaydılar.
23 Ekim 1929 tarihinde 2,5 milyon hisse senedi satışı ve ertesi gün 13 milyon hisse senedi satışı ile oluşan panik yine piyasaları alt üst etmiş ve bu durum sadece Amerika ile sınırlı kalmayarak devam eden satış baskıları ile çeşitli ülkelerde de iktisadi sorunlara yol açmıştır.
2008 Küresel Krizi yine dünyanın hemen hemen tamamını etkisi altına almıştır. 2000’li yıllara gelindiğinde yoldan geçen bir vatandaşa sorsanız dahi bunu bilir. Burada yine konut sektöründe oluşan fiyat balonları, CDS primlerinin menkulleştirilmesi ve yine bu menkulleştirilen araçlarda oluşan fiyat balonları ve bu balonların tek tek patlaması 2008 Küresel Kriz’in en büyük sebepleri olarak göze çarpmaktadır.
Tabi özensiz kredilerin verilmesi, finansal sistemin iyi denetlenmemesi ve bu yapay oluşumun ABD
hükümeti tarafından gizlenmesi gibi sebepler krizin oluşmasına tuz biber ekmiş ve 1929 Büyük
Buhran gibi kayıpların oluşmasına zemin hazırlamıştır.
Bu ifade edilen beş farklı dönem ve yaşanan krizler incelendiğinde bunların altında yatan iki sebep mevcuttur. Bunlardan ilki kolay zengin olma arzusu içinde olan insanlık, diğeri ise bu arzunun oluşturduğu alım baskısı neticesinde oluşan fiyat balonları ve bu balonların sönmesi. Bu iki temel unsur ekonomik krizlerin oluşumunda önemli bir rol alan finansal krizlerin en büyük sebepleri arasında yer almaktadır.
Bugüne gelindiğinde tıpkı lale soğanı çılgınlığı gibi çılgınlık haline gelen kripto para alım ve satımı yine tekerrür eden tarihin kanıtı olarak göze çarpmaktadır.
Menkul kıymet, Forex, türev ve birçok piyasada alım satım yapan yatırımcıların bir anda gözdesi haline gelen bu kripto paralar lale çılgınlığı dönemini hatırlatan bir husustur. Öyle ki kripto para alımı yapmak için kredi çeken, gayrimenkulünü satan birçok yatırımcıya rastlamak da mümkündür. Devamlı yükseliş içinde olacağına inanan bu yatırımcılar çeşitli medya kuruluşları veya milyarderlerin ifadelerine bağlı kalınarak alınıp satılmakta.
Bir hisse senedinin gelecekteki fiyatının tahmini için şirketin mali tablolarına bakılabilir
yada bir döviz çiftlisi için uygulanan para politikası veya makroekonomik göstergelere bakılabilir.
Ancak kripto paralar neye göre ve nasıl hareket etmekte? Bunun tahmini imkânsız olmakla birlikte büyük yatırımcıları değil ama ileride o kredi çeken veya gayrimenkulünü satan küçük yatırımcıların hayatlarına
ciddi zararlar verebilir.
Unutulmasın ki tarih patlayan fiyat balonlarının örnekleri ile dolu ve bu fiyat balonu da bir gün patlayacak. . .
Daha iyi anlatılamaz.
Çok yararlı bir yazı olmuş Hakan hocam. Lale çılgınlığı konusuna doktora tezinizde rastlayıp öğrenmiştim bu şekilde konuyla bağlantılı hatırlamakta güzel oldu. Teşekkür ederiz emeğinize sağlık, daha çok yorumlarınızla buluşmak dileğiyle.
Çok yararlı bir yazı olmuş Hakan hocam. Lale çılgınlığı konusuna doktora tezinizde rastlayıp öğrenmiştim bu şekilde konuyla bağlantılı hatırlamakta güzel oldu. Teşekkür ederiz emeğinize sağlık, daha çok yorumlarınızla buluşmak dileğiyle.
Detaylı anlatımınız için teşekkür ederim