YATIRIMLARDA RİSKİ DOĞRU YÖNETMEK TEMEL VE TEKNİK ANALİZ YAPMAKTAN GEÇİYOR
Geçtiğimiz haftalarda jeopolitik gelişmelerin negatif yansımalarının ardından, bu hafta az hacimle tutunma gösteren hisse senedi piyasası izledik.
Para kazanmak için yoğun bilgi akışı içerisinde zaman zaman yön tayin etmek güçleşirken, süreci başarılı yönetmek ve kayıpları azaltmak bilgi akışını sıkı takip etmeyi ve temel-teknik analizi doğru yapabilmekten geçiyor.
Karar verme aşamasında yatırımın miktarı, taşınmak istenilen risk, alınan işlem pozisyonunun türü ve zamanı işlemi yapmadan belirlenmiş olmalı. Fakat görüyoruz ki birçok yatırımcı anlık hisler ile ve afaki olarak deneme yanılma ile borsa işlemlerinden para kazanmaya çalışıyor. Bankaların yatırım departmanları ve borsa aracı kurumların günlük analiz bültenleri olsa yatırımcılar günün sonunda ağırlıklı bu şekilde ilerliyor.
Oysa ki göstergeleri ve teknik analizde kullanılan diğer araçları bir araya getirerek yatırımcıların kendi stratejilerini belirlemeleri gerekir. Gelirinizin atı kalan veya tasarruf ettiğiniz kısmını yatırıma yönlendirmek enflasyonist dönemlerde ekonomik refahınızı dinamik tutar. Aksi takdirde yastık altında duran nakit değerini yitirecektir. Yatırım yapmakta temel amaç parayla ifade edilen değerin artırılmasıdır.
Paranızı bankaya yatırabilir, arsa veya ev gibi gayrimenkule ya da dövize çevirebilirsiniz. Paranızı bankaya yatırmak dışında Sermaye piyasalarında yatırım yapmak ise hisse senedi, tahvil, devlet tahvili, yatırım fonu katılma belgesi, vb. sermaye piyasası yatırım araçları ile mümkündür.
Borsaya giren insanların, kısa vadeli alım satım yapanların çoğu sistemli bir şekilde para kaybetmektedir. Dolayısı ile ilk adım riske atılan tutarı nötrleyecek bir pasif gelirin mutlak olmasıdır. Böylece sermayeyi en azından koruyacak sigorta görevi görecek bir unsur olur. Risksiz getiri sağlayan ürünün akabinde riskli yatırım ürünleri arasında en sık hisse senedi işlemleri tercih ediliyor. Bu nedenle popüler kültüre ithafen bu yazıda hisse senedi işlemleri üzerinden ilerleyelim.
Hisse senedi seçerken temel ve teknik analiz yapmak şarttır. Yıl içinde açıklanan bilanço, firmanın yaptığı açıklamalar ve orta-uzun vade planları, gelişimin yanı sıra büyüme, küçülme stratejileri bize temel analizi oluştururken, ortak Pazar(borsa) üzerinde gördüğü işlem fiyatlarının takibi ve çeşitli matematiksel hesaplamaları ise teknik analizi gösterir.
Dolayısı ile temel ve teknik her iki açıdan da hisse olumlu ise o isse senedi yatırım yapılabilir bir hisse senedi denilir. Temel analizde bilanço kalemleri arasında ana dikkat edilen kalemler şu şekilde sıralanabilir; Net satış rakamları, uzun ve kısa vadeli borçlar, dönen ve duran varlıklar, dönem karı/zararı, finansman giderleri. Bu kalemlerin dışında uzun vadeli bir yatırımcıysanız mutlaka firmanın temettü yani kar dağıtımını yapıp yapmadığına ve üretici bir firma ise araştırma geliştirme faaliyetlerinde harcamaların olup olmadığına bakılmalıdır.
Bilanço incelemesi standart bir işlem değildir. Firmanın kendi sektör özellikleri, mevsimsel etkilerin olup olmadığı, hazır hizmet sunucu ya da üretici olup olmadığına göre birçok faktörden dolayı değişkenlik gösterir. Dolayısı ile bilançoda bir kalemi incelerken firma yapısını iyi bilmek ve sektör ortalamalarına hem lokal hem uluslararası olarak hakim olmak gerekir.
Teknik olarak ise geçmiş fiyat hareketlerinin incelenerek gelecekte buna benzer hareketlerin oluşabileceği beklentisine dayanan analiz yöntemidir. Destek/direnç seviyeleri, trend çalışmaları, formasyonlar ve indikatörlerin platformlar üzerinde kullanımı gibi detaylar teknik analizin konusudur. En sık kullanılanlar; Hareketli Ortalama (MA), Stokastik Osilatör, MACD (Moving Average Convergence Divergence), Göreceli Güç Endeksi RSI (Relative Strength Index), Bollinger Bantları ve Ichimoku Bulutu (Ichimoku Cloud) sayılabilir.
Eğer teknik analizi iyi ise hisse senedinin ve birbiriyle uyumlu teknik analiz verisi söz konusu ise o hisse senedi için yatırıma uygun hisse senedi diyebiliriz.