MERKEZ BANKASI YABANCI YATIRIMCI’YA GÜVENİYOR…
Borsa İstanbul’da tazelenen rekorlarla haftayı kapatıyoruz.
17 Temmuz haftası G-20 Zirvesi ve Körfez ziyaretleri gündemiyle başlayarak Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının faiz artış kararıyla sonlandı.
Borsa İstanbul dalgalı seyrederek zaman zaman yatırımcıları paniğe sürüklese de, yeni rekorlarla da risk iştahını tazeledi. Önümüzde yani ayın son haftasında, 2. Çeyrek bilanço takvimi fiyatlamaları ve yurtdışında da Amerika, Avrupa, Japonya Merkez Bankalarının faiz kararlarını takip edeceğiz. Sektör bazlı ayrışmalar ve haber başlıklarından etkilenen hisse senetleri göreceğiz.
Perşembe günü Merkez Bankası 250 baz puan artış yaparak politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranının yüzde 15’ten yüzde 17,5 düzeyine yükseltilmesine karar verdi.
TCMB karar metnine göre, doğrudan yabancı yatırımlar, dış finansman koşullarındaki belirgin iyileşme, rezervlerde süregelen artış ve turizm gelirlerinin desteğiyle cari işlemler hesabındaki dengelenme fiyat istikrarına güçlü katkıda bulunulması bekleniyor.
Piyasada genel beklenti 500 puan artıştı fakat karar metninde de yazıldığı gibi doğrudan yabancı yatırımcılar ile sıcak para girişi kısa vadede gerçekleşirse bu kadar hızlı gitmemek sektörler arasındaki denge açısından daha iyi oldu. Son hafta raporlarına göre TCMB rezervlerinde de iyileşme söz konusu. 250 baz puan artışın ardından piyasa negatif bir tepki vermemiş olsa da dolar kurunda hafif yükseliş devam ediyor. Bir sonraki TCMB toplantısı 24 Ağustos’ta gerçekleştirilecek. Bu aradaki 1 aylık sürede yabancı yatırımcıların döviz giriş miktarı akışı belirleyen birinci faktör olacaktır.
Körfez ziyareti öncesi konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, "Bu ülkelerin Türkiye'den belirli 'asset'leri alma durumları olacak, 'BOTAŞ'ı satıyorlar' gibi bir şey yok. Neyin satılıp satılmayacağını çok iyi biliriz" demesi üzerine bahsedilenlerin hangi assetler olduğu merak konusu oldu.
Daha önceki yıllarda yabancılara yapılan varlık satışları ve ardından kurumlar vergisinde yapılan düşüşler hatırlandı. Lübnan siyasetine yön veren Hariri ailesinin, Suudi Telekom Şirketi’yle (STC) ortak olduğu Oger Telecom, 2005’de Türk Telekom’un yüzde 55’ini satın almıştı. Satın alma Oger Telecom’un Türkiye’de kurduğu Ojer Telekomünikasyon A.Ş. (OTAŞ) adlı şirket üzerinden yapılmıştı.
2005 yılında yapılan TTKOM satışında yabancılar yurtdışı bankalardan kredi bulamamış, kredi için Türk Bankalarına başvurmuştu. Sonra bu kredilerin ödemesi yapılmamış ve Ojer Telekom’un yüzde 55 hissesini borcu nedeniyle alacaklı bankalara resmen devretmişti.
26 Ağustos 2016’da Başbakanlığa bağlı bazı şirketleri yönetmek için Türkiye Varlık Fonu kuruldu ve Şirketin kuruluş amacı 65. Türkiye Hükûmeti tarafından, "sermaye piyasalarında araç çeşitliliği ve derinliğine katkı sağlamak, yurt içinde kamuya ait olan varlıkları ekonomiye kazandırmak, dış kaynak temin etmek, stratejik, büyük ölçekli yatırımlara iştirak etmek için Türkiye Varlık Fonu ve bu fona bağlı alt fonları kurmak ve yönetmek" olarak açıklandı. 10 Temmuz 2018 tarihinde 1 Numaralı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile Cumhurbaşkanlığı'na bağlandı. Halkbank, Türk Hava Yolları, Borsa İstanbul ve Ziraat Bankası dahil olmak üzere çeşitli büyük bütçeli kamu kuruluşları ve hazine arazileri bu fona devredildi. Bazı varlıkların satışı gündeme gelince piyasada gözler ilk varlık fonu bünyesindeki kurumlara döndü.
Borsada halka açık olan bu şirketlerin hisse senetleri ise yatırımcılar tarafından ön plana alındı. Diğer bir satışı olabilecek ihtimalse Varlık Fonuna devredilmiş olan büyük tarım arazileri olarak gündeme düştü.
Her durumda artık sıkı para politikasına giren ve faiz artışlarıyla küresel piyasalara uyumlu hareket eden kontrol mekanizması gelecek olan yabancı para kaynaklarıyla yaz sonuna kalmadan etkisini gösterecektir. Beklendiği üzere yabancılara satışlar hemen gerçekleşmese dahi TCBM Kademeli faiz artışı yapıyor olması piyasada esnekliği sağlıyor. Faiz artış kararının etkisini fiyatlar üzerinde olumlu görüyoruz. Bundan sonraki süreçte Borsa İstanbul’da her geri çekilme alım fırsatı olabilir.
Kendi iç hikayesiyle devam eden fiyatlama yapacak olan hisseler ön planda olurken, bankacılık, holdingler, ulaştırma, teknoloji hisse senetlerinde ise beklenti devam ediyor…