MERKEZ BANKASI PARASAL SIKILAŞMANIN SONUNA YAKLAŞILDIĞININ SİNYALİNİ VERDİ
Dolar yükselişi yatay pozitif devam ediyor. Yükseliş sürmemeye devam etse de önceki aylardaki hızını kesti. Bir süredir Dolar Endeksindeki düşüşle destek bulan Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası para politikası faizleri etkisini göstermeye başladı.
Kur korumalı mevduat hesaplarından çıkışlar sürerken, faizin cazibesine kapılarak düz vadeli mevduat hesaplarına geçen yatırımcı sayısı hergeçen gün artıyor. Borsa İstanbulda da son iki aydır kalıcı olarak geçilemeyen 8.000 psikolojik direnci biraz bunda etkili oldu denilebilir.
Yüksek enflasyonla mücadele kapsamında yurtiçinde faiz oranları son beş toplantıda yüzde 8.50 seviyesinden yüzde 35 seviyesine yükseltilmişti. 23 Kasım Perşembe günü yapılan para politikasında ise 500 puan artış ile yüzde 40 seviyesine yükseltildi.
Açıklanan karar metninde ‘Kurul, dezenflasyonun tesisi için gerekli parasal sıkılık düzeyine önemli ölçüde yaklaşıldığını değerlendirmiştir. Bu çerçevede, parasal sıkılaştırma hızı yavaşlatılacak ve sıkılaştırma adımları kısa bir zaman diliminde tamamlanacaktır.
Fiyat istikrarının kalıcı tesisi için gerekli parasal sıkılığın ise gerektiği müddetçe sürdürüleceği değerlendirilmiştir.’ denildi. Görülen o ki yurtdışında faiz kararları pas geçilirken küresel piyasaların izle gör politikasının etkisi yurtiçi faiz politikaları üzerinde baskı da oluştudu.
Dış finansman koşullarındaki iyileşme, rezervlerde süregelen artış, talepteki dengelenmenin cari işlemler hesabına desteği, Türk Lirası varlıklara yurt içi ve yurt dışı talebin artması tüm bunların yanısıra döviz kuru artış hızının yavaşlaması önümüzdeki dönemlere Merkez Bankasının sıkı yapa poltikasını yavaşlatmasına imkan veren iyileşmeler.
Enflasyonla mücadele sadece Türkiyede değil Avrupa ve ABD ‘de de devam ediyor. Son açıklanan TÜFE rakamlarında aylık abzda ABD’de artış görülmezken , Avrupada son gelen düşük verilerde iyimser bir tablo çizmişti.
Fakat bu iyimser tabloda petrol etkisini görmezden gelmek doğru olmaz. Petrol fiyatları Ekim başından bu yana %20 düştü. Petrol fiyatlarındaki bu düşüş yurtiçi enflasyon hızınıda yavaşlatırken, Dolar Endeksinin de Ekim başından bu yana düşmesi çift yönlü iyi etki oluşturdu.Hem Doların yurtiçinde artış hızı yavaşladı hemde enflasyon beklentilerinde tahminler azda olsa geriledi.
Borsa İstanbul’da BİST100 Endeksi 8.000 üzerinde kalıcılık sağlayabilirse önümüzdeki günlerde yeniden dikkatleri üzerine çekebilir. Üçüncü çeyrek bilanço rakamları çok iyi gelmesine karşılık İsrail-Hamas gerilimi ile fiyatlanamayan hisse senedi piyasasında bilanço bazlı ayrışmalar bu yükselişte ortaya çıkabilir. Ayrıca artan finansman giderleri açısından dezavantaj taşıyan firmalar ise yüksek Fiyat/Kazanç Oranları nedeniyle bir süre daha durgun kalabilir.
Mevcutta defter değerinin altında seyreden Bankacılık ve Gayrimenkul hisse senetlerinde ise yatırımcıdan alım talebi gelmemesi piyasada gündem oluşturmaya devam ediyor. Bankalar özellikle neredeyse en yüksek karlılık oranlarına sahip olmalarına rağmen alıcı bulmakta zorlanıyor.
Avrupa’da hisse senedi piyasasında da satışların devam ettiğini gördüğümüz bankacılık sektöründe yüksek faiz, kredi hacimlerini tehdit ediyor. Ana gelir kaynağı krediler olan bankaların yurtiçinde enflasyonla mücadele kapsamında yüksek faizin neden olduğu kredi hacim riskine ilave olarak seçici kredi politikası da yatırımcıların banka karlarına güvenmesini zorlaştırıyor.
Yüksek faiz nedeniyle durgunluk yaşanan bir başka alan ise konut piyasası. 23 Kasım’da Merkez Bankası faiz kararı ardından piyasada pozitif fiyatlama hakim olurken, sektör endeksleri içerisinde İnşaat Endeksi negatif ayrıştı.
Artan maliyetler nedeniyle yükselen konut fiyatlarının önümüzdeki günlerde düşme ihtimali konuşuluyor. Ana neden enflasyonla mücadele kapsamında yükselen faizlere ilave olarak seçici faiz uygulaması konut satış rakamlarının düşmesi.
Satışlar durgun, maliyetler yüksek iken TÜİK ise artan yeni yapı ruhsatlarını açıkladı. Kısacası talep yok ama arz artıyor. Enflayon hızı göz önüne alırsak konut fiyatlarının hızla düşmesini beklemek makul olmayacağından belki Dolar bazlı düşüşü konuşulabilir. Türk Lirası bazlı ise yaz dönemine dek yatay fiyatlama görebiliriz.