MERKEZ BANKASI TOPLAM REZERV 125 MİLYAR DOLARI AŞTI, DÖVİZ REZERVLERİ 83 MİLYAR 811 MİLYON
Merkez Bankası Brüt Döviz Rezervleri 83 Milyar 811 Milyona yükseldi. Geçmişten bugüne bakarsak rezervler; 2000 yılında 23.993 Milyon. O dönemde dolar kuru 0.50-0.60 kuruş arasında fiyatlıyor.
Euro 1 Ocak 1999- 1 Ocak 2002 arasında kaydi olarak yürürlükte olsa da 1 Ocak 2002 tarihinde dolaşıma çıkacak. O nedenle 2000 yılı için onu not düşemiyorum. Ons Altın ise 280 Dolar civarında fiyatlıyor.
Verileri karşılaştırılabilmesi için ve Dünya enflasyonunu göz önüne serebilmek için biraz geriden başlayarak yazmak istedim. 2000 yılında Dolar Endeksi ise 105 civarında. Bu seviye size tanıdık gelecek. Zira Dolar Endeksi şimdilerde de 105 Dolar. Geçtiğimiz yirmi yılı aşkın sürede oda zamana zaman değişse de genel çerçevede 70 ila 120 arasında değişiklik göstermiş. Fakat diğer yatırım enstrümanları gibi istikrarlı bir yükseliştense Dolar Endeksinde dalgalı değişim görüyoruz. Ne de olsa Dünya’nın rezerv para birimi Dolar olarak kabul ediliyor.
Dolar kurunun 50 kuruş, asgari ücretin 118 olduğu (236 ABD Doları=26 Gram Altın) 2000 yılında Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Başbakan Bülent Ecevit, Maliye Bakanı Sümer Oral. ABD Başkanı Bill Clinton. Şimdi üniversiteye başlayacak olan yeni nesil bu dönemde henüz doğmamıştı. Mevcut Türkiye iktidar partisi 2001 yılı Ağustos ayında kuruldu. Ve 2022 Türkiye Genel seçimlerinin Kasım’da yapılmasından bu yana iktidar olarak seçilmeye devam etti.
ABD’de bu dönemde 2001 yılında George W. Bush seçiliyor 2009 yılına kadar görevde kalıyor. 2009 yılında Barack Obama bayrağı devralıyor, 2017 yılında Donald Trump seçiliyor ve 2021 ‘de seçilen Joe Biden hala görevde. Bu başkanlardan Clinton, Obama ve Biden Demokrat Parti adayları. Bush ve Trump ise Cumhuriyetçi parti adayları olarak seçiliyorlar. Bu kısmı şu yüzden belirtmek istedim. Aslında bizde istikrarlı iktidar devamlılığı olmasına rağmen ABD siyasetinde devamlı değişim var. Buna rağmen ABD’de işler hiçte fena gitmiyor. ABD ekonomisi her zaman güçlü kalabiliyor.
Hatta pandemi sonrası en hızlı ABD ekonomisi toparladı. Çünkü ekonominin yapı taşları ve siyasetin yapı taşları birbirine doğrusal bağımlı değil. Tabi ki alınan her karar ABD ‘de bütçeye dokunuyor. Fakat her karar alınırken mekanizma birçok akıldan ve sistemden onayla geçiyor. ABD’de başkanın kararname çıkarma yetkisi doğrudan bulunmuyor. Federal Anayasa’da, başkanın yetkisi yasa gücünde olmadığı gibi, Kongre (435 temsilciden oluşan Temsilciler Meclisi ve 100 senatörden oluşan Senatodur.)’nin ilgili kararnameye vereceği destek ile ilerleyebiliyor. Ayrıca 2000 yılında ABD de saatlik asgari ücret ortalama 5 Dolar. Haftada 40 saat çalışan bir kişi, ayda 800 Dolar (Yaklaşık 88 Gram Altın) kazanabilir.
2000 yılı Kasım ayının son haftasında bankacılık sisteminden kaynaklanan ve tüm mali piyasalara güveni sarsan önemli bir kriz yaşandı. Sistem içerisinde kötü yönetilen banka sayısı arttıkça kriz ilerledi. O dönem Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF; Tasarruf sahiplerinin haklarını usulsüzlüklerden korumak amacıyla kurulmuş devlet kurumu)’na devredilen bankaların sahipleri ve yöneticilerinin tutuklanmaları, bankaların arka planındaki birtakım işleyişlerin haberlere konu olması tüm finans piyasasında paniğe yol açtı.
Bu telaşla bankalar açık pozisyonlarını kapatmak için yoğun döviz alımına yöneldiler. Yabancı yatırımcılar hızla tasarruflarını ülkeden çekerken, yurtiçinde döviz kuru hızla artmaya başladı. 1 Kasım 2000 de 0.69 olan Dolar kuru, şubat 2001 de hala 0.69 iken aynı ay içinde 1.17 seviyesine yükseldi. Sonrası Dolar kuru 2003 Mart ayı 1.77 seviyesine kadar ilerliyor. Kasım 2000 de Merkez Bankasında yaklaşık 19 Milyar Döviz Rezervi,1 Milyar Dolar üzerinde Altın rezervi var. Dolar kuru arta dursun rezervlerde artmaya devam ediyor 2003 Mart ayında Merkez Bankası rezervleri 27 Milyarın üzerine çıkıyor, 26,3 Milyarı Döviz rezervi, 1,2 Milyar Doları Altın rezervi. 2000 yılı Kasım’da 1 Milyar Dolarlık Altın var Merkez Bankasının kasasında. 2003 Mart’a ise 1 Milyar 279 Milyon Dolarlık Altın Rezervi var.
Döviz rezervi ılımlı artarken Altın rezervi de artıyor. Yıllar içerisinde kurda çok fazla bir dalgalanma olmuyor hatta Merkez Bankası rezervleri de istikrarlı artışa devam ediyor. 2013 yılı Eylül ayında ilk kez 2 Lirayı görüyor Dolar kuru. Merkez Bankasında 108 Milyar Doların üzerinde döviz rezervi, 20 Milyar Doların üzerinde Altın rezervi var. Toplam Rezervler 130 Milyar Doların üzerinde. Bu sırada 2013 Ağustos’ta Dolar Endeksi 80’lere kadar düşmüş durumda, Ons Altın 1300 Dolar. 2013 yılında asgari ücret 978 TL, net olarak 773 TL alınıyor. Gram Altın 83 TL, yani 1 aylık maaş 9 gram Altın alabiliyor. Aynı dönemde ABD Saatlik ücretler 7 Dolar, aylık 1120 Dolar kazanılabiliyor.
Bir Amerikalı aylığı ile 26 gram Altın alabiliyor. 2000 yılına kıyasla baktığınızda 88 gram kazanan bir Amerikalı ve 26 gramla asgari ücret alan bir Türk 13 yılda neredeyse üçte birini alabilecek konuma gelmiş. Dolar Endeksi %25 düşmesine rağmen Ons Altın fiyatı %465 artmış. Altın fiyatı bariz artmış küresel piyasalarda. Bu şartlara ve Merkez Bankasının rezervlerine bakınca ekonomide en güçlü yıllardan birinin 2013 olduğu söylenebilir.
2013 ve 2017 arasında Türkiye’de Dolar kuru artmaya devam ediyor, aynı zamanda Dünya’da da Dolar Endeksi yükseliyor. 2013 de 80 seviyesinde olan Dolar Kuru yeniden 2016 sonunda 105 seviyesine kadar çıkıyor. Merkez Bankası bir yandan kurdaki oynaklığı baskılamaya çalışırken 2013 Eylül ayında Altın ve Döviz rezerv toplamı 130 Milyar Dolar’ın üzerinde görünüyor.
Sonrasında dolar kuru artış hızı başlatıyor ve 2018 Temmuz ayında Rahip Brunson olayı ile Türkiye’ye yaptırımların gündeme gelmesi ve Ağustos’ta 4.5 seviyesinden anda 7.2 ye yükselen Dolar kuru olduğunu görüyoruz. 2018 Temmuz ayında Merkez bankasında; 76,9 Milyar Dolar döviz ve 22,2 Milyar Dolar Altınla rezervler toplamı 100 Milyar Dolar. Ağustos ayında ise 68 Milyar Dolar döviz ve 18 Milyar Dolarla Merkez Bankası toplam rezervleri 88 Milyar Dolara kadar düşüyor.
Bu ataklar ekonominin ne kadar kırılgan olduğunun göstergesi. Temmuz 2018’de Merkez Bankasının 100 Milyar üzerinde Döviz rezervi varken sonrasında Merkez bankası rezervleri toparlanmakta zorlanıyor.
2020 yılı Ağustos ayında Döviz rezervi yaklaşık 38,7 Milyar Dolar, Altın rezervleri ise 43,4 Milyar Dolar. 2000 sonrasını ele aldığımız için bu dönemde ilk kez bu tarihte Altın rezervleri, döviz rezervlerin üzerinde seyrediyor. Ve 2020 yılında Döviz rezervlerinin oransal ve miktarsal olarak ciddi anlamda düşmüş olduğunu görüyoruz.
2019 yılında Pandemi ile beraber Altın fiyatlarında yükseliş devam ederken, Altın talebi hiç olmadığı kadar artıyor. Ülkemizde Altın sahaları olmasına rağmen bu kadar Altın talebi tabi ki ithalatla mümkün olabiliyor. Dolayısı ile döviz açığı yaratan ve rezervlerin düşmesine neden olan sebeplerden biri fiziki Altın talebi.
2021 Temmuz’da yeniden Merkez Bankası toplam rezervleri 105,7 Milyar Dolar. Altın rezervleri 41,5 Milyar Dolar iken döviz rezervleri 62,6 Milyar Dolara kadar toparlasa da devamlı kur artışı görüyoruz. 2021 Temmuz ayında Dolar kuru 8,60 seviyesinde. Yoğun döviz talebi olması kurdaki artışı tetikliyor. 2021 yıl sonu Dolar kuru 13,5 seviyesine kadar yükseliyor. Dolarizasyona ve Altın talebine karşı bankalardaki Altın işlemlerine teşvik, kur korumalı mevduat hesabı, Altın sertifikası gibi birçok finansal enstrümanla destek sağlanmaya çalışılsa da ticaret açığı ve ülke içinde enflasyondaki artışa ilave bir başka önemli unsur faizlerdeki düşüş yabancı yatırımcıların çıkışını beraberinde getiriyor. 2019 Yılı itibariyle faizlerin düşmesi mevduatlardaki getirinin enflasyon karşısında anlamsızlaşması, yabancı yatırımcının Türkiye’den parasını çekmesini ve kişileri Dolarizasyona ve Altın’a yönlendiren en önemli sebeplerden biri.
Birde bu dönemde enflasyonu tetikleyen gayrimenkul fiyatlarındaki aşırı artış ve verilen düşük faizli gayrimenkul kredileri oldu. Pandeminin hemen ardından ekonomide önemli bir yeri olan inşaat sektörünü canlandırılmak istenirken aslında bu düşük faizli krediler insanların birikimlerini gayrimenkule çevirmesi yerine ağırlıklı olarak kredi ihtiyacı olmayan kesimin bu krediyi alarak kolay ev almasını sağladı.
Şimdilerde uygulanması beklenen konut kredilerindeki en iyi detay, verilecek olan düşük faizli kredilerin gerçekten ihtiyaç sahiplerine, hiç konutu olmayan kesime yönelik olması olacaktır. Refah böylece tabana yayılabilir. Eğer yapılacak olan yatırımlara belirli bir süre satış yapılamaz kotası gelirse, kredileri al sat karı güden değil konut ihtiyacı olan kesimin alması söz konusu olur. İlave olarak belli bir süre al-sat’a girmeyecek olan konut enflasyonu işler yoluna girene dek tetikleyici etki oluşturmayacaktır.
Son açıklana rezervlere göre Mayıs genel seçimlerinde 97 Milyar Dolara kadar düşen Merkez Bankası toplam Rezervleri son açıklanan bilgiye göre 125 Milyar Doları aştı. Yaz ortasında 110 Milyardı. Ve her ay toplam rezervler içerisinde miktarsal olarak Döviz rezervleri ayrıca güçleniyor. Son açıklanan 125 Milyar Dolar rezervin 85 Milyar Doları döviz rezervinden oluşuyor. İstikrarlı ilerleyişin 2024 yılının ikinci yarısına yansımasını bekliyoruz.