CUMHURİYET BAYRAMINIZ KUTLU OLSUN! NİCE 100 YILLARA…
Cumhuriyet’in 100. Yılı tarifsiz bir haklı gurur. Saray rejiminden halkın rejimine geçişin 100. yılı O nedenle bu hafta Türkiye Cumhuriyet’inin kurulduğu yıllara ve ekonomiye bakalım isterim.
Türkiye Büyük Millet Meclisinin 29 Ekim 1923 günü gerçekleşen oturumunda Mustafa Kemal'in hazırladığı anayasa değişikliği teklifinin kabul edilmesiyle Türkiye Devleti'nin yönetim şekli cumhuriyet olarak belirleniyor.
Cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren milli ekonomi benimseniyor ve Türkiye İş Bankası ihtiyaç duyulan sermayeyi karşılamak üzere 1924’de kuruluyor. Öncelikli özel girişimciliği teşvik etmek için yasal düzenlemeler yapılıyor, girişimci bir sınıfın oluşması için çaba sarf ediliyor. Amaç sadece tarımda değil ihtiyaçların her alanında kendine yeten fazlasını satarak gelir elde eden bir ülke olmak.
Ekonomik kalkınmanın gücü ile milli ve manevi değerleri güçlü çağdaş uygarlık düzeyinde bir ülke olmak. Atatürk’ün kurulan yeni devleti muasır medeniyetler seviyesine çıkarma ülküsü ve azmi uğruna verdiği mücadelede ekonomi çalışmaları hızla yapılıyor. 1926 yılında Türk Medeni Kanunu ile özel mülkiyet güvence altına alına alınırken ardından 1927’de Sanayi Teşvik Kanunu çıkarılıyor.
Ve İlk kağıt para; 1925 yılının sonunda Türkiye Cumhuriyeti banknotlarının basılması kararı alınıyor. Türkiye Cumhuriyeti’nin bastırdığı ilk kağıt para detaylı çalışmalar ile 5 Aralık 1927 tarihinde tedavüle giriyor. İlk banknotlar 1 Kasım 1928 Harf Devrimi'nden önce bastırıldığı için ana metinleri eski yazı Türkçe, kupür değerleri ise Fransızca olarak basılıyor.
1927 yılında çıkarılan Sanayi Kanunu gibi sanayiyi geliştirmeyi amaçlayan bir yasa aslında Osmanlı döneminde 1913’ de "Teşvik-i Sanayii Muvakkatı" adı altında çıkarılıyor. Fakat Osmanlı sanayisine yoğun bir şekilde yabancı sermaye hâkim olduğundan kanun kapsamında verilen kredilerin büyük kısmı yabancı sermaye tarafından kullanılıyor. Yani devletin kaynakları yanlış politika nedeni ile sanayileşme amacına hizmet ederken refahı yabancıya veriyor.
Dolayısı ile 1927’de Cumhuriyet Döneminde çıkarılan Sanayi teşvik kanunun farkı yerli sermaye teşvik edilerek milli bir ekonomi amaçlanmasıdır.
Sanayi devrimi, 18. Yüzyılın ortalarında Britanya’da buhar ve su gücünün sanayide kullanılmaya başlanmasıyla başlamış. Böylece insanlık tarihinde ilk kez kas gücünün yerini makinelere bırakması söz konusu.
Sanayi Devrimi'nin itici gücü içinse James Watt'ın buhar motorunun keşfi gösteriliyor.
Buhar motoru verimsiz bir buluşken James Watt, var olan buhar motorlarının verimini artırması yaptığı çalışmalarla lokomotifler, buharlı gemiler, traktörler ve endüstriyel devreler olmak üzere birçok alanda kullanım alanı bulmuş. 18. Ve 19. Yüzyıllarda geliştirilen sanayi 19. Yüzyılın ikinci yarısında elektriğin sanayide kullanmaya başlanması kitlesel üretimi de beraberinde getirmiş ve günümüz teknolojisi öncesi en önemli devrimini yaşamış.
Yeni kurulan Cumhuriyet bu dönemde milli servet yaratmaya ve kendi fabrikalarını kurmaya başlıyor. Türkiye'de sanayileşme hareketini başlatan ve devlet tarafından yapılmış ilk tesis olan Sümerbank Kayseri Bez Fabrikası, sonrasında Bursa Süt Fabrikası, Zonguldak Taş Kömür Fabrikası, Barut, Tüfek ve Top Fabrikası, İstanbul Otomobil Montaj Fabrikası, Paşabahçe Şişe Ve Cam Fabrikası, Alpullu Şeker Fabrikası, Ankara Çimento Fabrikası, Malatya Bez Fabrikası ve İzmir Klor Fabrikası ve daha onlarcası.
Atatürk ‘her fabrika bir kaledir’ diyor. Bağımsızlığın temelinde ekonomi yatıyor ve ekonomiyi bağımsız kılmak kendi üretimini yapmaktan geçiyor. Atatürk’ün kurduğu bu fabrikalar sayesinde 1938 ‘e kadar olan dönemde ağır sanayi üretimi yüzde 152 artarken toplam sanayi üretimi yüzde 80 artıyor.
Cumhuriyetimizin 100. Yılını onurlanarak kutlarken önümüzdeki yıllarda ekonomiyi katlayarak ilerletmeyi, refahı tabana yaymayı ve kendi üreten ülke olmayı umut ediyoruz. Ekonomide refahın üretimden geçtiği her dönemde baki kalandır. Günümüzde ise artık çağın teknolojisini yakalamak zorunluluk olmuştur.
Üretimin birinci ismi Çin mesela. Çin her yıl milyonlarca yazılımcı, mühendis çıkarırken ve işin en önemli noktasında bu kişiler diploma dışında aktif üretim yapabilecek kapasitede iken istiyorum ki bizimde gençlerimiz ellerinde diploma ile iş aramasınlar.
Üretsinler. Üretip geliştirsinler daha iyisini yapsınlar ve başarsınlar.
Başarıya hasret kaldığımız şu günlerde Atatürk’ün şu sözünü unutmasınlar ‘Benim bütün ümidim gençliktedir.’ Doktorlarımız, öğretmenlerimiz, esnafımız, çiftçimiz toplumun her bireyi için üretmek birinci öncelik olmalıdır. Ve devlet üzerine düşeni yapıp yerli sermayeyi, işgücünü, girişimi öncelikli şekilde desteklemelidir.
Cumhuriyet Bayramınız kutlu olsun! Nice 100 yıllara…