Çin Ekonomisinden Futbola Veda
Uluslararası Spor Ekonomistleri Birliği’nin (IASE) 7-9 Kasım 2017 tarihleri arasında Çin’in Şanghay şehrinde düzenlenen 17. Uluslararası Spor Ekonomisi Konferansı ve IASE, Genel Kuruluna katılarak, Çin’de spor ekonomisi ile ilgili izlenimlerde bulunma şansına sahip olmuştum.
Bu izlenimler; Yükselen Spor Endüstrisinin; üretim ve organizasyon olarak, sadece batının ekonomik sistemlerine (Avrupa, Amerika) ait olmadığı, doğunun ekonomik sistemlerinde de, (Çin, Asya ) önemli bir yere sahip olduğunu bizlere göstermişti
(1). Alibaba’nın kurucusu Jack Ma, LeEco’nun CEO’su Jia Yueting ve Wanda’nın yönetim kurulu başkanı Wang Jianlin gibi Çinli zenginlerin önemli bölümü spor pazarına girdiklerini biliyoruz. Çin’li Milyarderler, hem Çin’de hem de yurt dışında spor kanallarını ve futbol takımlarını satın alarak markalarının bu pazarda da yer almasını istiyorlardı.
Hükümet ise spor pazarının 800 milyar Dolar’lık bir sektöre dönüşmesi için yatırımlar yapmıştı.
Wang Jianlin’in 52 milyon Dolar’a Atletico Madrid hisselerinin %20’sini, China Media Capital’ın
(CMC) da 400 milyon dolar karşılığında Manchester City ve New York City FC’nin sahibi olan City Football Group’un %13’ünü satın alması ve CMC’nin kurucusu Li Ruingang’in de yönetim kurulana yer alacak olması en çok öne çıkan anlaşmalar olarak bilinmektedir.
Çinli yatırımcılar, Avrupa’nın üst düzey liglerinde oynayan oyuncularını transfer etmek için rekor ücretler ödemeye de hazır olduklarını ifade ediyorlardı. Çinli spor otoriteleri Uzman yöneticileri ve antrenörleri Çin’e getirmek ve genç sporcuların daha iyi imkânların olduğu denizaşırı ülkelerde çalışabilmesini kolaylaştırmak için yurt dışında da yatırımlar yapmaktadırlar. Ayrıca uzmanlara göre Avrupa’daki finansal sorunlar nedeniyle bölgedeki mülk ve şirketlerin değerleri yatırımcılar için çekici geldiği ifade edilmekteydi
(2). Çinli futbol kulüplerinin Ramires, Ezequiel Lavezzi, Jackson Martinez ve Alex Teixeira gibi pek çok tanınmış futbolcuyu transfer etmesinin dünya futboluna etkilerini inceleyen KPMG Football Benchmark
Ekibi, “Çin’in futbola 331 milyon Euro harcaması pek çok insanı şaşırttıysa da yakından takip edenler için öyle değildi. Bu durum dünyanın en hızlı büyüyen futbol pazarlarından biri için aslında yeni bir dönemin ilk işaretleri ” yorumunu yapmıştı.
Çin, spor endüstrisine hem maddi hem de politik destek sunmuştu. 2015 yılında Çin Devlet Başkanı Xi Jinping, Çin’de önemli bir spor reformu yapmaya başlayarak ülkenin futboldaki yerini 2026 veya 2030 Dünya Kupası’na ev sahipliği yapabilecek bir noktaya taşımayı hedefleri arasındaydı. Jinping, bu kapsamda oldukça iddialı olduğu 50 Puan Planı’nı duyurmuştu.
Hükümet, 2025 yılına kadar 50.000 futbol okulunun açılmasını da içeren önemli atılımlar yapmayı planlamaktaydı. Şubat 2016’da Çin Futbol Federasyonu özerk bir yapıya kavuşturulmuş. Bu, futbolun kurumsal yönetimini ulusal düzeyde geliştirmesi beklenen önemli bir yeniden yapılanma adımı olarak gösterilmişti. Çin hükümetinin bu reformları uygulama konusundaki kararlılığının Çinli şirketleri futbola yatırım yapmaya teşvik ettiğine dikkat çeken KPMG Ekibi, 2014 yılından bu yana Çinli şirketlerin Avrupa’nın birçok futbol kulübünden hisse satın aldıklarını , Çinli yatırımcıların doğrudan hisse satın alımlarının yanı
sıra sponsorluk yoluyla da Avrupa futboluna önemli yatırımlar yaptığını, Çinli birçok firmanın reklam ve sponsorluk yoluyla futbol endüstrisi içerisinde yer almak için yarıştıklarını ifade etmişlerdi
(3).Ama rüzgar bu gün artık tersine dönmüş durumda;
Simon Chadwick ve Greg Turner gibi spor ekonomisi Otoriteleri Çind’den futbol yoluyla hatırı sayılır miktarda para çıkışı olduğunu söyledi ve Çin finans sisteminin o sırada altında olduğu yoğun strese dikkat çektiler (2016'daki GSYİH büyümesi 25 yılın en yavaş büyümesiydi). 2017 yılının ortalarında Çin hükümeti, ülkenin yerel futbol programının sporda kullanılan yatırım sermayesinin tamamından yeterince yararlanmadığına karar verdi ve musluğu kapatmak için harekete geçti. "Ülke futbolun akbabaları tarafından tüketilen bir leş gibi olduğu gerçeğine” uyanmışlardı. Çin'in uluslararası futbola yaptığı yatırımların mantıksız olduğu fikrini alan Xi yönetimi, vurguyu elit futboldan yerel ve tabandan gelen çabaları desteklemeye kaydırdı.
Son beş veya altı yılda Çin hükümeti, ülkeyi bir futbol gücüne dönüştürme yaklaşımını dramatik bir şekilde değiştirdi. Turner, temel olarak, “denizaşırı ülkelere giden tüm paranın yerel kalkınmaya harcanmasının daha iyi olduğuna karar verdiler” dedi.. Son aylarda, Inter Milan (Suning Holdings Group), Southampton (Gao Jisheng) ve West Bromwich Albion (Lai Guochuan) sahiplerinin hepsinin hisse senetlerini elden çıkarmak veya sahiplik hisselerinin tamamını satmak istedikleri bildirildi.
Wang Jianlin, Çin'de futbol reformunun başlamasının ardından düşen ilk domino oldu. Şubat 2018'de, Çinli milyarder Athletico Madrid'deki hissesini elden çıkarmak zorunda kaldı. CEFC China Energy'nin kurucusu
Ye Jianming takip etti. Nisan 2019'da, kendisi de bir Avrupa futbol kulübünde (Slavia Prag) elde ettiği ilgiyi satmaya zorlandı. Daha sonra ülkenin ekonomik sistemini aşırı riske maruz bıraktığı için hapse atıldı. Bu gelişmeleri Chadwick, "yurtdışında yaşamış olan hemen hemen herkes eve dönmeye başladı" şeklinde yorumlamaktadır
(4). Futbol ekonomisi uzmanı Tuğrul Akşar 2016 yılında yazmış olduğu Çin Futbolu Nereye Gidiyor? Başlıklı makalesinde “Çin'de eski sosyalist gelenekten gelen bir olimpik sporlara yatkınlık ve spor anlayışı bulunuyor. Futbol ise sahip olduğu endüstriyel ve finansal özelliklerle daha kapitalist bir oyun olarak Çin halkı tarafından algılanıyor. Çin halkında yaygın bir futbol sevgisi bulunmuyor. Geçmişten gelen bir futbol kültürüne ve birikimine sahip değiller. Ekonomik alanda olduğu gibi Avrupa ve Amerika'ya karşı sağladıkları üstünlüğü,
bu alanda da sağlamaları çok kolay görünmüyor. Ancak, sahip oldukları finansal olanakları kullanarak, Çin futbolunu bu stratejilerle dünya gündemine taşıyabilirler ama Avrupa'nın sahip olduğu sportif ve mali rekabet üstünlüğüne ulaşmaları çok olanaklı görünmüyor” Şeklinde Çinli yatırımcıların futbola vedasını önceden tespit etmişti
(5). Bu günlerde bu ters esen rüzgarla ilgili; bir çok otorite ; “Çinli şirketlerin Avrupa futboluyla çalkantılı ve maliyetli flörtleri, dünyanın en büyük ikinci ekonomisindeki yatırım eğilimlerinin genellikle mantıksız elit siyaset, kurumsal maceracılık ve yeni fırsatlar için gerçek bir arayışla nasıl yönlendirildiğinin altını çizmektedirler”
(6). Bu günlerde Çin’in artık dünya, özellikle de Avrupa futboluna veda ederek, yerli futbolun gelişimine
para ve zaman harcayacağı net bir şekilde görülmektedir.
Kaynaklar
(1).http://www.ekospor.com/shanghai
(2).https://www.socratesdergi.com/cin-ne-yapiyor
(3).https://home.kpmg/tr/tr/home/medya/press-releases/2016/04/dunya-futboluna-331-milyon-euroluk-cin-damgasi.html
(4).https://sports.yahoo.com/chinese-investors-flee-european-football-105538940.html
(5).http://www.futbolekonomi.com/index.php/vizyon-misyon/3843-cin-futboluchinese-football.html
(6).https://www.ft.com/content/fb11b9c0-93c8-11e8-b67b-b8205561c3fe