Türkiye, enerjisi ve dinamizmiyle dikkat çeken bir ekonomi ve dünya ekonomisi içinde de kendine önemli bir yer edinmiş durumda.
Dinamik yapısı, genç ve yetenekli nüfusu, ayrıca stratejik coğrafi konumuyla yabancı yatırımcılar için cazip bir merkez olmaya devam ediyor.
2024 yılında Türkiye'ye yapılan doğrudan yabancı yatırımlar, bir önceki yıla göre %15 artarak 13 milyar doları aştı. Bu yatırımlar, yalnızca ekonomik büyümeyi desteklemekle kalmıyor; teknoloji transferinden istihdam yaratımına, yenilikçi çözümlerin geliştirilmesine kadar geniş bir yelpazede ülkeye katkı sağlıyor.
Yatırımın Rotası: Uzun Vadeli Projeler ve Güçlü İşbirlikleri
Yabancı yatırımcılar, Türkiye’de genellikle uzun vadeli projelere odaklanıyor. Bu projeler, hem ekonomik büyümeyi destekliyor hem de sürdürülebilir kalkınma hedeflerini gözetiyor. Yenilenebilir enerji alanında Siemens Gamesa’nın İzmir’de kurduğu 200 milyon Euro değerindeki rüzgar türbini fabrikası, yerel istihdamı arttırırken Avrupa pazarına ürün ihraç ediyor. General Electric ise 500 MW kapasitelik rüzgar santrali projeleriyle, Türkiye’nin enerji ithalatını azaltma hedefine katkı sağlıyor.
Ortaklık modelleri, bu yatırımların başka bir kritik boyutunu oluşturuyor. Ford Otosan ve Koç Holding’in elektrikli araç üretimi için yaptıkları 1,5 milyar dolarlık yatırım, Türkiye’yi Avrupa’nın önemli bir üretim merkezi haline getirdi. Benzer şekilde Hyundai Assan, İzmit’teki tesisinde yılda 230 bin araç üreterek otomotiv sektörüne çok büyük bir değer katıyor. Bu işbirlikleri, ekonomik katkının yanı sıra teknoloji transferi ve bilgi birikimi ile geleceğe yön veriyor.
Dönüşüm Rüzgarı: Sektörlerdeki Büyük Değişim
Yabancı yatırımlar, Türkiye’nin çeşitli sektörlerinde önemli bir dönüşüm yarattı. Otomotiv sektörü, bu dönüşümün merkezinde yer alıyor. Mercedes-Benz Türk, Aksaray’daki fabrikasına yaptığı 150 milyon Euro’luk yatırımla üretim kapasitesini %40 artırarak yılda 20 bin kamyonu Avrupa’ya ihraç ediyor. Renault ise 100 milyon Euro yatırım yaparak Bursa tesislerini hibrit araç üretim merkezi haline getirdi ve Türkiye’yi Avrupa’nın hibrit otomobil liderliğine taşıdı.
Enerji sektörü de dikkat çekici yatırımlarla yeniden şekilleniyor. Shell Türkiye, 500 milyon dolarlık yatırımla elektrikli araç şarj istasyonları kurarak altyapıyı güçlendirdi. Akkuyu Nükleer Güç Santrali, Rosatom tarafından yürütülen 20 milyar dolarlık bir proje olarak Türkiye’nin enerji arz güvenliğine katkıda bulunuyor ve enerji bağımsızlığı için kritik bir rol oynuyor.
Teknoloji alanında ise Getir ve Trendyol gibi girişimler, uluslararası yatırımlarla global pazarlarda etkili oyuncular haline geldi. Getir, aldığı 2,5 milyar dolarlık yatırımla ABD, Almanya ve Fransa operasyonlarını genişletirken, Trendyol Alibaba’dan sağladığı 1,2 milyar dolarlık destekle lojistik altyapısını güçlendirdi. Bu girişimler, Türkiye’nin teknoloji sektöründeki küresel rekabet gücünü artırıyor.
Perakende sektöründe IKEA, 2024 yılında Türkiye’de gerçekleştirdiği 150 milyon Euro’luk yatırımla üç yeni mağaza açarak 3000 kişiye istihdam sağladı. CarrefourSA, 150 milyon dolarlık yatırımla tedarik zincirini güçlendirerek yerli üreticilerle iş birliğini artırdı ve tüketicilere daha verimli hizmet sunmayı hedefledi.
Finans sektöründe, HSBC Türkiye’nin dijital bankacılık hizmetlerini geliştirmek için yaptığı 200 milyon dolarlık teknoloji yatırımı, finansal hizmetlerin modernizasyonunu hızlandırırken, BNP Paribas’ın TEB ortaklığı KOBİ finansmanındaki liderliğini pekiştirerek sektörde güçlü bir örnek oluşturdu. Bu yatırımlar, finansal sistemin daha verimli ve erişilebilir hale gelmesine önemli katkılar sağlıyor.
Geleceği Birlikte Şekillendirmek
Yabancı yatırımlar, Türkiye’nin ekonomik kalkınmasında kritik bir rol oynuyor. Sağladıkları teknoloji transferi, istihdam ve yenilikçi çözümlerle Türkiye ekonomisinin küresel ölçekte daha rekabetçi hale gelmesine önemli katkılar sağlıyor. Gelecekte, bu yatırımların etkisi yalnızca ekonomik büyüme ile sınırlı kalmayacak; sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşmada da kilit bir rol oynayacak.
Yenilenebilir enerji, ileri teknoloji ve dijitalleşme gibi alanlarda büyüme potansiyeli, Türkiye’nin uluslararası yatırımcılar için cazibesini artırmaya devam ediyor. Ekosistemin giderek güçlenmesi, daha fazla yenilikçi girişimin doğmasına zemin hazırlarken, yerel ve global işbirliklerini de teşvik ediyor. Türkiye, yatırımcı dostu politikaları ve stratejik adımları sayesinde yalnızca bir yatırım merkezi değil, aynı zamanda bir inovasyon üssü olma yolunda ilerliyor.
Bu çerçevede, gelecekte yapılacak yatırımların yalnızca ekonomik büyümeyi değil, toplumun tüm kesimlerini kapsayan bir kalkınma anlayışını desteklemesi hedefleniyor. Bu vizyon, Türkiye’nin hem bölgesel hem de küresel ölçekte güçlü bir ekonomik aktör olarak yerini sağlamlaştırmasını sağlayacak.