TARIMDA SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK
Dünyamız, üzerinde yaşayan canlıların yaşamının devam etmesini sağlayan bir çok kaynak sunsa da söz konusu kaynaklar yok olma tehlikesiyle karşı karşıyadır. Kaynakların tükenmesi yaşamın devamlılığını zorlaştırmaktadır.
Bu durum da gelecek nesillere günümüz dünyasından daha iyi bir dünya bırakabilmek amacıyla sürdürülebilirlik çalışmaları gün geçtikçe çok büyük önem kazanmaktadır.
Sürdürülebilirlik, kavram olarak yeni bir tabir olsa da ülkemizde önceki nesiller her türlü israf ve tasarruf felsefesiyle dünyanın kendilerine sunmuş olduğu canlı, cansız tüm kaynakları dikkatli kullanmaktaydı. Ancak, günümüze geldiğimizde artan ekonomik, çevresel, sosyal ve daha sayabileceğimiz bir çok artan imkanlarla kaynakların kontrolsüzce kullanılması gelecek nesillerin geleceğini tehdit etmeye başlamıştır.
Bu durumun artan nüfus, gelişen teknoloji vs ile tüketime dayalı bu ekonominin başta ABD, Avrupa ve bir çok gelişmiş ülke sürdürülebilir olamayacağını, dünyamızın ekosisteminin, sosyal dengesinin bozulmaya başlamasıyla çözüm aradı ve sürdürülebilirlik kavramı hayatımıza kavramsal olarak girmeye başladı. Modernleşen dünyamızda sürdürülebilirlik zorunlu bir ihtiyaçtır.
Canlıların sağlıklı şartlarda yaşayabilmesi için sürdürülebilir tarım öne çıkan çalışmaların başında gelmektedir. Gelecek nesillerin iyi bir dünyada yaşaması için sürdürülebilir ekilip biçilecek topraklar büyük önem arz etmektedir.
Sanayi devriminden sonra tüm dünyada tarımsal üretim süreçlerindeki artan enerji ihtiyacı, nüfus artışı ve artan hızlı kentleşme ile insanların tüketim miktarlarının artması sonucunda talebin sağlanabilmesi için yoğun tarımsal uygulamalar; çevre kirliliği, doğal kaynakların azalması, tahrip edilmesi gibi birçok soruna neden olmuştur. Söz konusu sorunlarla mücadele etmek, verimi artırabilmek için yapılan tarımsal uygulamaların yerini sürdürülebilir tarım almalıdır.
Tarımda sürdürülebilirlik, tarım uygulamaları doğal kaynakları etkin olarak kullanma, toprakları koruma, bio çeşitliliği artırma, çevreyi olumsuz etkilerden koruma ve toplumsal refahı artırma amacını taşır. Bu hedeflere ulaşmak için;
Toprağın korunması: toprak, mineral ve organik maddelerden oluşmaktadır. Organik maddeler toprakta oluşan veya toprağa düşen bitkisel ve hayvansal canlılar veya bunların kalıntılarıdır. Toprakta oluşan humus toprağın havalanması, su tutması ve toprak organik canlıları için önemlidir. Bu nedenle toprağın erozyondan, çeşitli doğa olaylarından korunması, insan faaliyetleri sonucu yok olmasını veya zarar görmesini önlemek ve sürekli üretken kalmasını sağlamak için fiziksel, kültürel ve bitkisel tedbirlerin alınması gerekmektedir.
Verimlilik ve kalite: toprak verimliliği, bitki besin maddelerinin bitkilere faydasını, su ve oksijen elverişliliğini ve toprak mikro organizmalarının aktivitelerini kontrol eden toprak zerrelerinin ve organik maddenin fiziksel düzen ve dağılımını kapsayan terimdir. Üretimde kalite, diğer sektörlerdeki arayışlar gibi tarım ürünleri için de geçerlidir. Eskiden üretim miktarının artırılması önem arz ediyor iken, artık ürünün kalitesi öne çıkmaktadır. Üretimde kalite, güvence sistemi önemlidir.
Bunun manası tarımsal üretimde üretilen ürünlerin her koşulda istenilen özellikte olmasını gerektirmektedir. Sonuçta tarımsal ürünün kalite konusunda belirlenmiş tüm koşulları yerine getirme, güveni sağlama amacıyla planlı ve sistematik etkinliklerin tümü sonucu tanımlanan yüksek verimlilikle ürün yetiştirme ve gıda güvenliğini sağlama önemlidir.
Su yönetimi: su kaynaklarının sürdürülebilirliği sosyal, fiziksel, ekonomik ve ekolojik bir kavramdır. Sürdürülebilir su kaynakları yönetimi, gelecek nesiller içme, kullanma, sulama, endüstriyel ve rekreasyon amaçlı su kullanımı için ekosistemin korunması hizmetlerini kapsar. Su yönetiminde sürdürülebilirliğin sağlanması için gerekli hususlar; su israfının önlenerek suyun korunması, suyu ekonomik kullanan sulama sistemlerinin etkinliğinin artırılması, yüzey su kullanım miktarının toprak ve ürün tipi ile sınırlandırılması, yeraltı suyu kullanımının kontrollü ve ihtiyaç ile sınırlandırılması, azami su tasarrufunun teşvik edilmesi gerekmektedir.
Kimyasal gübre ve pestisit kullanımı:doğal yada suni gübreler çevre ve insan sağlığını etkileyecek kaynakları sömürecek ölçüde yoğun kullanımı mevcut ve gelecek nesillerin yaşamını tehlikeye atmaktadır. Sürdürülebilir tarım için suni girdiler ve kimyasal ilaçlar planlı ve kontrollü olarak kullanımı minimize edilmelidir.
Biyo çeşitliliği koruma: tarımsal biyolojik çeşitlilik sadece bitkileri içermez. Ürünlerin yetişmesini sağlayan organik maddeler tarım yapılan toprağın çeşitli atıklarla kirletilmesi yanısıra toprağa değer katan hayvan türleri de önemli tehditler altındadır. Bu nedenle doğal habitatın korunması ve çeşitliliğin artırılması desteklenmelidir.
Döngüsel Tarım: döngüsel tarım olarak adlandırabileceğimiz bu ekonomi, tarımsal bio kütlenin ve gıda işleme süreçleri sonucu oluşan atık ve artıkların yeniden kullanılabilir kaynaklar olarak gıda sistemi içinde tutulması anlamına gelmektedir.