1.Kendinizi, eğitim durumunuzu, ilgi alanlarınızı kısaca bize anlatır mısınız?
İsmim Işıkgün Akfırat. 1993 İstanbul doğumluyum. Boğaziçi Üniversitesi Felsefe Bölümü son sınıf öğrencisiyim. 2008’de FETÖ’nün Ergenekon Kumpası’nda hedef alınan Vatan (İşçi) Partisi yöneticilerinden biri olan Adnan Akfırat’ın oğluyum. Baba tarafından Gaziantep Nizip, anne tarafından Çanakkaleliyim. Lise yıllarından beri Vatan (İşçi) Partisi Öncü Gençlik saflarında mücadele ediyorum. Şu anda Öncü Gençlik Genel Yönetim Kurulu üyesiyim ve Eğitim Bürosu Başkanlığını sürdürüyorum.
2. Seçime giren 9 partiden, 208 aday ile, en çok genç Milletvekili adayı çıkaran parti Vatan Partisi olarak göze çarpıyor. Vatan Partisinin gençliğe verdiği bu özel önemin sebebi ve genç adayların özellikleri nelerdir?
Vatan Partisi gençliğine güveniyor, çünkü Vatan Partisi’nin gençliği makam mevki mücadeleleri içinde değil, toplumsal mücadeleler içinde pişiyor. Ergenekon-Balyoz kumpaslarına karşı ve milli bayramların yasaklanmasına karşı yüz binlerce insanı örgütlemek gibi bir tecrübesi var. Onlarca üniversitede Atatürkçü ve vatansever gençliği en örgütlü şekilde temsil ediyor. Partisinin getir götür işlerini değil Genel Sekreterlik, Genel Saymanlık gibi en önemli vazifelerini üstleniyor. Kurultayların vitrin süsü değil, karar ve icra heyetlerinin öznesi oluyor. Kendisini milletvekilli danışmanlığına kapak atmak üzere değil Türkiye’yi kuşatan çetin sorunları çözmek üzere yetiştiriyor. Türk milletini bağımsızlığa, özgürlüğe, refaha kavuşturmak için en ağır yükleri gülümseyerek yüklenmeye hazırlanıyor.
3.Türkiye’nin eğitim sistemini nasıl değerlendiriyorsunuz? Önerileriniz nelerdir?
Türkiye’de eğitim sistemi tamamen kontrolden çıkmış ve diplomalı işsiz fabrikasına dönüşmüş vaziyette. Müfredatı ve sınav yöntemi her yıl değiştirilen ilk ve ortaöğrenim sistemini bir tarafa bırakıyorum. Altyapısı oluşturulmadan açılan üniversiteler ve itibarsızlaştırılan meslek yüksek okulları, yükseköğrenim mantığının altını oyuyor. Akademide başarının ve etik ölçütlerin, araştırma imkan ve teşviklerinin, kadro olanaklarının zayıf ve denetimden yoksun olması, niteliği durmadan düşürüyor. FETÖ ve PKK’nın verdiği zarar ve atamalarda kayırmacı/ideolojik tutumlar bu kötü gidişatı körüklüyor. Bu tablo yamalarla, ufak tadilatlarla değişmez. Köklü bir eğitim reformuyla üniversitelerin standartlarını yükseltmeyi, tüm üniversite programlarını ekonomiyle işbirliği ve bir ulusal istihdam politikasıyla yeniden örgütlemeyi, üniversiteleri özerkleştirmeyi ve demokratikleştirmeyi öneriyoruz.
4.Vatan Partisi’nin başarılarını neler olmuştur? Türkiye’ye ve dünya siyasetine yansımaları neler olmuştur?
Genel Başkanımız Doğu Perinçek Ermeni Soykırım yalanını AİHM’de bitirerek, on yıllardır devletin, hükümetlerin, muhalefetin yapamadığını yaptı. “Gelin birlikte yapalım” dediğinde, “kendinizi küçük düşürürsünüz” diyorlardı. Haklı dava, başı dik tutum ve örgütlü eylem sonuç verdi. Ergenekon-Balyoz kumpasını dağıtan da bu irade oldu ve hapse atılan Türk Ordusu’nun özgürleşmesine öncülük etti. Amerikancı siyasetler Türkiye’yi komşularıyla düşman yaptığında İran’la, Rusya’yla, Suriye’yle ilişkilerin düzelmesinde belirleyici rol üstlendi. Avrasya’da yükselen uygarlığın kapılarını Türkiye’ye açtı. Türkiye’nin farklı geleneklerden gelen vatanseverlerini tek bir disiplin ve program altında toplayarak Türkiye’nin Bandırma Vapuru oldu ve yeniden kurtuluşa doğru ilerliyor.
5.Sizin dışınızda bulunan diğer seçenekleri nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bizim dışımızdaki Partiler üç aşağı beş yukarı aynı programda birleşiyor. Toprak bütünlüğümüzün sağlanması ve terörün bitirilmesi için ABD’ye karşı dik tutum alma, İncirlik Üssü’ne el koyma, HDP’yi kapatma, Suriye devletiyle barışma kararlılığını gösteren Vatan Partisi bir yanda, ABD’ye karşı ayağı titreyenler ve hatta onun dayattığı politikalara teslimiyette ısrar edenler diğer tarafta. Vatan Partisi dışında tüm partiler açılımcı oldu. Hangi parti iktidara gelse, ekonomik depreme karşı IMF’nin acı reçetesine teslim olup kemer sıkmaktan başka bir çözümü bulunmuyor. İktidar “önce ben”, muhalefet ise “önce liberal demokrasi” diyor. “Önce vatan” diyen ve çözüm programını ortaya koyan sadece Vatan Partisi. Toplam olarak tüm partiler, sistem dışında bir çözüm sunmuyor. Dolayısıyla, Türkiye’nin karşı karşıya olduğu sistemsel sorunlara gerçek bir alternatif oluşturmuyor.