Yatırımlara Yerel-Küresel Ölçekte Yön Veren AnkaraDünya ekonomilerinin güçlerini karşılaştırmak için kullandıkları yöntemlerden biri olan GSYİH, belirli bir dönem içinde üretilen bütün nihai malların o yıla ilişkin ortalama piyasa fiyatları baz alınarak oluşan toplam değer olarak tanımlanmaktadır. Arzu FİDANKüresel ölçekte Dünya Bankası 2021 yılında tüm Dünyada GSYİH büyüme oranını %5,8 olarak açıklamıştır. Türkiye’deki durum incelendiğinde ise, Dünya Bankası verilerine göre Ülkemizde 2021 yılında 815 milyar $ GSYİH elde edilmiş olup, aynı yılın ekonomik
büyüme oranı %11 olarak kaydedilmiştir. Ülkelerin global ekonomik büyüme verileri dikkate alındığında, Türkiye %11 büyüme ile Gelişmiş Ülkeler (%5,1), Gelişmekte olan Ülkeler (%7,4) ve Avrupa Birliği Ülkeleri (%5,4)’ne oranla önemli bir başarı ivmesi kaydetmiştir.Dünya Ekonomisi ölçeğinde Küresel Ticaret dinamikleri önemli oranda pay sahibidir. Küresel Ticaret hacmindeki gelişmeler, ülke ekonomilerinin performanslarının
önemli bir göstergesidir.Dünya genelinde Ülkelerin ihracat rakamları ve büyüme oranları bu performansların en önemli belirleyicileridir. 2020 yılı ilk yarısında ortaya çıkan Covıd-19 salgını, küresel ölçekte birçok sektörün kısmen veya tamamen kapanmasına ve hatta bazı iş disiplinlerinin de durma noktasına gelmesine sebep olmuştur.Netice itibari ile bu durum ekonomik faaliyetleri yavaşlatmış, global ölçekte işgücü piyasalarını derinden olumsuz etkilemiştir. Bu dönemde salgının etkilerini azaltmak için alınan önlemler neticesinde küresel ticarette daralmalar yaşanmış, tedarik zincirleri aksamış, hammadde ve malzeme temininde sorunlar yaşanmıştır. Yaşanan bu gelişmeler ulusal ekonomileri ve kıtalararası ticareti derinden etkilemiştir.Dünya, yaşanan pandemi krizi sonrasında 2021 yılında küresel ticaret hacmini %9,8 arttırmıştır.Türkiye, alınan ekonomik önlemler ve öngörüler neticesinde bu kriz dönemini başarı ile yönetmiştir. Ülkemiz, 2021 yılında 288,5 milyar $ ihracat rakamına ulaşarak bu kriz döneminden büyük bir başarı ile çıkmış olup, bir önceki yıla oranla %24,9 artış kaydetmiştir.Aynı coğrafyada yer alan AB Ülkelerinde bu oran %10,8 olarak gerçekleşmiş olup, Gelişmiş Ülkelerde ise bu artış %9,3 olarak yaşanmıştır. Tüm Dünyada özellikle pandemi
krizi ile yaşanan kırılgan toparlanma sürecini Türkiye, Gelişmiş ekonomilerde gözlemlenen sığ daralmalara nazaran pozitif yönde aşmıştır.Ülke ekonomimiz, 21. Yüzyıl itibari ile yaşanan gelişmeler paralelinde önemli değişimler ve ilerlemeler kaydetmiştir. 2001 krizinden sonra yaşanan toparlanma süreci, piyasa ekonomisinin ne kadar önemli olduğu gerçeğini göstermiş olup, özel sektörü ulusal ekonominin merkezine taşımıştır.Bu süreçte, sabit sermaye yatırımlarında artış kaydedilmiş, iş gücü ve
istihdam önemli ölçüde artmış, teknolojik yatırımlar dijitalleşmeyle entegrasyon sürecine girerek, tüm dünyada olduğu gibi Ülkemizde de değişim ve dönüşüm süreci başlamıştır. Yaşanan bu değişim süreci ile verimliliği yüksek, üretken ekonomiye geçiş sağlanmıştır.
Tüm bu süreçler, pandemiden olumsuz etkilenen diğer Uluslara nazaran Ülkemizin toparlanma sürecini olumlu yönde etkilemiştir.Ülkemiz yaşanan tüm bu süreçler doğrultusunda gelişmekte olan ülkelerkategorisinde yer alan önemli bir ekonomi olmasının yanı sıra küresel ekonomide ve ticarette de kilit birrol oynamaktadır.
Tüm Dünya Ülkelerinde politik, stratejik ve ekonomik kararlar devletin yönetim merkezi olan başkentlerdealınmaktadır. Ülkemizin ticari ve ekonomik politikalarında Başkentimiz Ankara merkezi karar alma ve uygulama mekanizmasında yönlendirici, karar verici ve uygulayıcı otoriter rol üstlenmektedir. Yatırımlara yön veren ve üretken gücü olan başkentimiz ulusal ekonomiye katkı sağlama misyonu ile sektörel tüm paydaşları desteklemektedir.Başta üretim ve sanayi olmak üzere, ulaşım, inşaat, turizm, enerji, eğitim, tarım ve balıkçılık gibi olmazsa olmaz tüm lokomotif sektörlere ve ilgili sektörel tüm paydaşlarına yön veren başkentimiz, ulusal ölçekte yönlendirici, destekleyici
ve düzenleyici yetkinliktedir.Türkiye’nin gayrisafi yurtiçi hasılasının illere göre
dağılımı incelendiğinde Ankara’nın ulusal ekonomide önemi yadsınamaz bir gerçektir. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, Ankara ili Ülkemizde yaratılan
gayrisafi yurtiçi hasılanın yaklaşık %10’una ev sahipliği yapmaktadır. Son 10 yıllık süreçte sektörler Ülke geneli itibariyle incelendiğinde ülkemizin sanayi (%8’i), inşaat (%13’ü), bilgi ve iletişim (%17’si), finans ve sigortacılık (%10’u), mesleki idari ve destek hizmet
faaliyetleri (%12’si), eğitim sağlık ve sosyal hizmetler (%13’ü), diğer hizmet faaliyetleri (%25’i) sektörlerinde Ankara’nın öncü ve yönlendirici konumda olduğu görülmektedir.
Başkentimiz ulusal ekonomide de kritik rol oynamaktadır.İl bazında son 15 yıllık süreçte gerçekleştirilen yüksek düzeydeki sabit sermaye ve
kazandırdığı sanayi ve hizmet sektörlerinin bilgi ekonomisi ve yüksek teknolojiye adaptasyonu sonucunda, yüksek verimlilik ve üretkenlik elde edilmiştir.
Ankara, Ülkemizin en yüksek sabit sermaye yatırımı gerçekleştirilen ikinci ili olma özelliğine sahiptir.
Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı verilerine göre Ankara ili kapsamında 2019 yılı itibariyle yapılan sabit sermaye yatırımları toplamı 7,1 milyar TL olmuştur.Ankara’dan sonra en yüksek yatırım yapan şehir olan İzmir’de aynı dönemde yapılan yatırım tutarı sadece 2,2 milyar TL’dir. Ankara’nın 2004 yılındaki yatırım tutarı olan 575 milyon TL ile karşılaştırıldığında il sınırları içerisindeki yıllık yatırım tutarı %11,39
artış göstermiştir.Ulusal perspektifte değerlendirildiğinde Ankara’nın Ülkemizin yatırımlarına yön veren,
bu yatırımlar sayesinde yarattığı istihdam ve katma değer ile ulusal ekonominin öncü illerinden biri olduğunu söylemek mümkündür.
Ülkemizde toplam nüfus 2021 yılı TUİK verilerine göre, 84.680.273 olarak belirlenmiş olup, bu oranın %50,1’ini (42.428.101) erkek, %49,9’unu (42.252.172) kadın nüfus oluşturmaktadır. Ülke nüfusunun %6,8’ine 5.747.325 kişi sayısı ile ev sahipliği yapan Ankara, Ülkemizin ikinci en kalabalık nüfusa sahip şehridir.Ankara İl nüfusunun cinsiyetlere göre dağılımı ise ülkenin genel durumunu yansıtmaktadır. Ankara ili nüfusu 2.843.409 erkek (%49,5), 2.903.916 kadın (%50,5) kadından oluşmaktadır.Ayrıca, SGK 2021 yılı verileri baz alındığında 24,8 milyon kişi kamu ve özel sektörde istihdam edilmektedir. Ankara, 2 milyon işgücü ile Ülkemizin toplam istihdamının %7’sini kapsamakta ve en yüksek istihdam sağlayan ikinci il olma özelliği ile ön plana çıkmaktadır.Yatırımları ile istihdam oluşturan Ankara, ülke gayrisafi yurtiçi hâsıla içindeki payını her geçen gün arttırarak Ülkemizin üreten ve ekonomiye yön veren şehir misyonunu sürdürmektedir. Yatırımların lokomotif gücü olarak da addedilen başkentimiz,
makroekonomik öneminin yanı sıra, girişimciliğin ve KOBİ’lerin de merkezi konumundadır. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) verilerine göre son beş yıllık süreçte (2017-2021 yılları arasında) Ülkemizde yıllık kurulan mükellefiyet sayısı ortalama 124 bin
işletme civarındadır.Ankara ili ise yıllık ortalama 11 bin işletme ile Türkiye’de yeni kurulan mükellefiyetlerin %9’una ev sahipliği yapmaktadır. Bu özelliği ile Ankara ili Ülkemiz iş dünyasının girişimcilik tarafında öncü rolündedir. Ülkemiz, 2021 yılında 496,6 milyar $ dış ticaret hacmi ile son 9 yıla oranla %17,6 büyüme kaydetmiştir. Toplam dış ticaretimizin %45,3’lük kısmı ihracat, %54,7’lik kısmı ise ithalat hacminden
oluşmaktadır. Başkentimiz 2021 yılında ülkemizin dış ticaretinde 24,1 milyar $’lık hacim ile %4,85’lik değer payını oluşturmaktadır.Son dokuz yıllık süreçte başkentimizin
dış ticaret hacminde %29,6’lık artış seyri görülmüştür. Aynı yılda14,6 milyar $ ithalat hacmi gerçekleşmiş olup, bir önceki yıla göre %27,4 artış kaydedilmiştir. Aynı yıl ihracat rakamları ise, bir önceki yıla nazaran %19,3 artış ile 9,5 milyar $ olarak gerçekleşmiştir. Bu veriler ışığında, Ankara önemli sermaye yatırımları, üretim ve istihdama katma değer
sunan, girişimciliği ile ön planda olan başkentimiz olmasının yanı sıra Ülkemizin dış ticaretinde de aktif rol üstlenmiştir.Teşvikler, kamunun sahip olduğu kaynakların sosyo-ekonomik ülke menfaati önceliğinde daha verimli alanlara aktarılması olarak ifade edilmektedir.Ülkemizde 2021 yılında Yatırım teşvik sistemi kapsamında, öngörülen toplam sabit yatırım tutarı 2020 yılına oranla %15 artarak 274,9 milyar TL, istihdam sayısı %25 artış ile 381.093 kişi, düzenlenen yatırım teşvik belge sayısı ise %21 oranındaki artış
seyri ile 12.740 adet belge olarak gerçekleşmiştir.Bölgeler bazında 2021 yılında verilen yatırım teşvik belgelerinin %43’lük kısmını oluşturan 5.492 adet belgenin en gelişmiş bölge olan 1. bölgedeki yatırımlar için düzenlendiği görülmektedir.Konumu itibariyle 1. Bölgeden yatırım teşvik belgesi alabilen Ankara ayrıca, Genel, Bölgesel, Orta-Yüksek Teknoloji, Öncelikli, Stratejik ve Proje Bazlı Teşvik Belgeleri de alabilmektedir.
Ülkemizin önde gelen Organize Sanayi Bölgelerinden birisi olan “Ankara Sanayi Odası 1. Organize Sanayi Bölgesi” Ankara’nın ilk OSB’si olarak 1990 yılındangünümüze kadar üretim faaliyetlerini sürdürmektedir.Ankara, aktif 12 ayrı OSB kuruluşu ile ülkemizin
ekonomik refah ve istihdamına katma değer sağlamaktadır. Üretilen ürün ve hizmetlerin uygun maliyetlerle üretim ve ulaşımını sağlayabilmek için tedarik zinciri, rekabetçi konumda olan ekonomilerde çok modlu taşımacılık ağı ve lojistik merkezler ihtiyacını
gün yüzüne çıkartmıştır.Bu gereksinimle, Türkiye’nin ilk uluslararası taşımacılık üssü olarak kurulan “Ankara Lojistik Üssü” uluslararası ve yurtiçi lojistik hizmeti veren Ankara’nın öncü kuruluşudur. Günümüzde Demir İpekyolu güzergâhında starejik konumda yer alan Ankara, Çin’den Avrupa’ya kıtalararası kesintisiz bir ulaşım hizmeti sunmaktadır.Ayrıca, ulaşılabilir merkezi konumu ile Marmara, Ege, Akdeniz ve Karadeniz bölgesine çok modlu taşımacılık alternatifleri ile başkentten erişim sağlanabilmektedir.Bu kapsamda, tüm Dünyada olduğu gibi Ülkemizde de, değişen küresel dinamikler ulaşım koridorlarının gelişimi ve ülkelere etkisi gibi yaklaşımlar beraberinde çok modlu taşımacılık yatırımlarına ivme kazandırmaktadır.
Ortadoğu ve Avrupa arasındaki transfer üssü konumunda olan ülkemiz 2021 yılı dış ticaret taşımalarının yaklaşık %85’lık kısmı deniz yolu aracılığı ile gerçekleştirilmiştir.
Deniz yolu taşımalarının belkemiği olan limanlarımız her geçen gün artan dış ticarette önemli rol üstlenmektedir.Transit ticaretin de artarak önem kazandığı günümüzde, bu gelişime paralel olarak liman kapasitelerinin geliştirilmesi ve yeni liman yatırımları
ihtiyacının elzem olduğu gözlenmektedir.Tüm bu gereksinimlerin lokomotifi olan Ankara, ihtiyaç duyulan ulaşım yatırımlarına gelecek öngörüleri ve stratejik karar verme otoritesi ile yön vermektedir.İhtiyaç duyulan yatırım projelerini, hayata geçirecek olan yatırımcının da gerçekçi yatırım kararları alması önemli bir husustur. Bu minvalde, yatırımlara yön veren ve yatırımcıları doğru yönlendiren Ankara merkezli şirketimiz, “Üreten Ankara” hizmeti anlayışıyla kıyı yapısı ve endüstriyel tesis yatırımlarında yatırımcının üretim ve hizmet gücünü arttırıcı reel süreç yönetimi ve danışmanlık faaliyetlerini sürdürmektedir.Göz o ki ufkun ötesini göre, akıl o ki başa geleceği bile…
büyüme oranı %11 olarak kaydedilmiştir. Ülkelerin global ekonomik büyüme verileri dikkate alındığında, Türkiye %11 büyüme ile Gelişmiş Ülkeler (%5,1), Gelişmekte olan Ülkeler (%7,4) ve Avrupa Birliği Ülkeleri (%5,4)’ne oranla önemli bir başarı ivmesi kaydetmiştir.Dünya Ekonomisi ölçeğinde Küresel Ticaret dinamikleri önemli oranda pay sahibidir. Küresel Ticaret hacmindeki gelişmeler, ülke ekonomilerinin performanslarının
önemli bir göstergesidir.Dünya genelinde Ülkelerin ihracat rakamları ve büyüme oranları bu performansların en önemli belirleyicileridir. 2020 yılı ilk yarısında ortaya çıkan Covıd-19 salgını, küresel ölçekte birçok sektörün kısmen veya tamamen kapanmasına ve hatta bazı iş disiplinlerinin de durma noktasına gelmesine sebep olmuştur.Netice itibari ile bu durum ekonomik faaliyetleri yavaşlatmış, global ölçekte işgücü piyasalarını derinden olumsuz etkilemiştir. Bu dönemde salgının etkilerini azaltmak için alınan önlemler neticesinde küresel ticarette daralmalar yaşanmış, tedarik zincirleri aksamış, hammadde ve malzeme temininde sorunlar yaşanmıştır. Yaşanan bu gelişmeler ulusal ekonomileri ve kıtalararası ticareti derinden etkilemiştir.Dünya, yaşanan pandemi krizi sonrasında 2021 yılında küresel ticaret hacmini %9,8 arttırmıştır.Türkiye, alınan ekonomik önlemler ve öngörüler neticesinde bu kriz dönemini başarı ile yönetmiştir. Ülkemiz, 2021 yılında 288,5 milyar $ ihracat rakamına ulaşarak bu kriz döneminden büyük bir başarı ile çıkmış olup, bir önceki yıla oranla %24,9 artış kaydetmiştir.Aynı coğrafyada yer alan AB Ülkelerinde bu oran %10,8 olarak gerçekleşmiş olup, Gelişmiş Ülkelerde ise bu artış %9,3 olarak yaşanmıştır. Tüm Dünyada özellikle pandemi
krizi ile yaşanan kırılgan toparlanma sürecini Türkiye, Gelişmiş ekonomilerde gözlemlenen sığ daralmalara nazaran pozitif yönde aşmıştır.Ülke ekonomimiz, 21. Yüzyıl itibari ile yaşanan gelişmeler paralelinde önemli değişimler ve ilerlemeler kaydetmiştir. 2001 krizinden sonra yaşanan toparlanma süreci, piyasa ekonomisinin ne kadar önemli olduğu gerçeğini göstermiş olup, özel sektörü ulusal ekonominin merkezine taşımıştır.Bu süreçte, sabit sermaye yatırımlarında artış kaydedilmiş, iş gücü ve
istihdam önemli ölçüde artmış, teknolojik yatırımlar dijitalleşmeyle entegrasyon sürecine girerek, tüm dünyada olduğu gibi Ülkemizde de değişim ve dönüşüm süreci başlamıştır. Yaşanan bu değişim süreci ile verimliliği yüksek, üretken ekonomiye geçiş sağlanmıştır.
Tüm bu süreçler, pandemiden olumsuz etkilenen diğer Uluslara nazaran Ülkemizin toparlanma sürecini olumlu yönde etkilemiştir.Ülkemiz yaşanan tüm bu süreçler doğrultusunda gelişmekte olan ülkelerkategorisinde yer alan önemli bir ekonomi olmasının yanı sıra küresel ekonomide ve ticarette de kilit birrol oynamaktadır.
Tüm Dünya Ülkelerinde politik, stratejik ve ekonomik kararlar devletin yönetim merkezi olan başkentlerdealınmaktadır. Ülkemizin ticari ve ekonomik politikalarında Başkentimiz Ankara merkezi karar alma ve uygulama mekanizmasında yönlendirici, karar verici ve uygulayıcı otoriter rol üstlenmektedir. Yatırımlara yön veren ve üretken gücü olan başkentimiz ulusal ekonomiye katkı sağlama misyonu ile sektörel tüm paydaşları desteklemektedir.Başta üretim ve sanayi olmak üzere, ulaşım, inşaat, turizm, enerji, eğitim, tarım ve balıkçılık gibi olmazsa olmaz tüm lokomotif sektörlere ve ilgili sektörel tüm paydaşlarına yön veren başkentimiz, ulusal ölçekte yönlendirici, destekleyici
ve düzenleyici yetkinliktedir.Türkiye’nin gayrisafi yurtiçi hasılasının illere göre
dağılımı incelendiğinde Ankara’nın ulusal ekonomide önemi yadsınamaz bir gerçektir. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, Ankara ili Ülkemizde yaratılan
gayrisafi yurtiçi hasılanın yaklaşık %10’una ev sahipliği yapmaktadır. Son 10 yıllık süreçte sektörler Ülke geneli itibariyle incelendiğinde ülkemizin sanayi (%8’i), inşaat (%13’ü), bilgi ve iletişim (%17’si), finans ve sigortacılık (%10’u), mesleki idari ve destek hizmet
faaliyetleri (%12’si), eğitim sağlık ve sosyal hizmetler (%13’ü), diğer hizmet faaliyetleri (%25’i) sektörlerinde Ankara’nın öncü ve yönlendirici konumda olduğu görülmektedir.
Başkentimiz ulusal ekonomide de kritik rol oynamaktadır.İl bazında son 15 yıllık süreçte gerçekleştirilen yüksek düzeydeki sabit sermaye ve
kazandırdığı sanayi ve hizmet sektörlerinin bilgi ekonomisi ve yüksek teknolojiye adaptasyonu sonucunda, yüksek verimlilik ve üretkenlik elde edilmiştir.
Ankara, Ülkemizin en yüksek sabit sermaye yatırımı gerçekleştirilen ikinci ili olma özelliğine sahiptir.
Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı verilerine göre Ankara ili kapsamında 2019 yılı itibariyle yapılan sabit sermaye yatırımları toplamı 7,1 milyar TL olmuştur.Ankara’dan sonra en yüksek yatırım yapan şehir olan İzmir’de aynı dönemde yapılan yatırım tutarı sadece 2,2 milyar TL’dir. Ankara’nın 2004 yılındaki yatırım tutarı olan 575 milyon TL ile karşılaştırıldığında il sınırları içerisindeki yıllık yatırım tutarı %11,39
artış göstermiştir.Ulusal perspektifte değerlendirildiğinde Ankara’nın Ülkemizin yatırımlarına yön veren,
bu yatırımlar sayesinde yarattığı istihdam ve katma değer ile ulusal ekonominin öncü illerinden biri olduğunu söylemek mümkündür.
Ülkemizde toplam nüfus 2021 yılı TUİK verilerine göre, 84.680.273 olarak belirlenmiş olup, bu oranın %50,1’ini (42.428.101) erkek, %49,9’unu (42.252.172) kadın nüfus oluşturmaktadır. Ülke nüfusunun %6,8’ine 5.747.325 kişi sayısı ile ev sahipliği yapan Ankara, Ülkemizin ikinci en kalabalık nüfusa sahip şehridir.Ankara İl nüfusunun cinsiyetlere göre dağılımı ise ülkenin genel durumunu yansıtmaktadır. Ankara ili nüfusu 2.843.409 erkek (%49,5), 2.903.916 kadın (%50,5) kadından oluşmaktadır.Ayrıca, SGK 2021 yılı verileri baz alındığında 24,8 milyon kişi kamu ve özel sektörde istihdam edilmektedir. Ankara, 2 milyon işgücü ile Ülkemizin toplam istihdamının %7’sini kapsamakta ve en yüksek istihdam sağlayan ikinci il olma özelliği ile ön plana çıkmaktadır.Yatırımları ile istihdam oluşturan Ankara, ülke gayrisafi yurtiçi hâsıla içindeki payını her geçen gün arttırarak Ülkemizin üreten ve ekonomiye yön veren şehir misyonunu sürdürmektedir. Yatırımların lokomotif gücü olarak da addedilen başkentimiz,
makroekonomik öneminin yanı sıra, girişimciliğin ve KOBİ’lerin de merkezi konumundadır. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) verilerine göre son beş yıllık süreçte (2017-2021 yılları arasında) Ülkemizde yıllık kurulan mükellefiyet sayısı ortalama 124 bin
işletme civarındadır.Ankara ili ise yıllık ortalama 11 bin işletme ile Türkiye’de yeni kurulan mükellefiyetlerin %9’una ev sahipliği yapmaktadır. Bu özelliği ile Ankara ili Ülkemiz iş dünyasının girişimcilik tarafında öncü rolündedir. Ülkemiz, 2021 yılında 496,6 milyar $ dış ticaret hacmi ile son 9 yıla oranla %17,6 büyüme kaydetmiştir. Toplam dış ticaretimizin %45,3’lük kısmı ihracat, %54,7’lik kısmı ise ithalat hacminden
oluşmaktadır. Başkentimiz 2021 yılında ülkemizin dış ticaretinde 24,1 milyar $’lık hacim ile %4,85’lik değer payını oluşturmaktadır.Son dokuz yıllık süreçte başkentimizin
dış ticaret hacminde %29,6’lık artış seyri görülmüştür. Aynı yılda14,6 milyar $ ithalat hacmi gerçekleşmiş olup, bir önceki yıla göre %27,4 artış kaydedilmiştir. Aynı yıl ihracat rakamları ise, bir önceki yıla nazaran %19,3 artış ile 9,5 milyar $ olarak gerçekleşmiştir. Bu veriler ışığında, Ankara önemli sermaye yatırımları, üretim ve istihdama katma değer
sunan, girişimciliği ile ön planda olan başkentimiz olmasının yanı sıra Ülkemizin dış ticaretinde de aktif rol üstlenmiştir.Teşvikler, kamunun sahip olduğu kaynakların sosyo-ekonomik ülke menfaati önceliğinde daha verimli alanlara aktarılması olarak ifade edilmektedir.Ülkemizde 2021 yılında Yatırım teşvik sistemi kapsamında, öngörülen toplam sabit yatırım tutarı 2020 yılına oranla %15 artarak 274,9 milyar TL, istihdam sayısı %25 artış ile 381.093 kişi, düzenlenen yatırım teşvik belge sayısı ise %21 oranındaki artış
seyri ile 12.740 adet belge olarak gerçekleşmiştir.Bölgeler bazında 2021 yılında verilen yatırım teşvik belgelerinin %43’lük kısmını oluşturan 5.492 adet belgenin en gelişmiş bölge olan 1. bölgedeki yatırımlar için düzenlendiği görülmektedir.Konumu itibariyle 1. Bölgeden yatırım teşvik belgesi alabilen Ankara ayrıca, Genel, Bölgesel, Orta-Yüksek Teknoloji, Öncelikli, Stratejik ve Proje Bazlı Teşvik Belgeleri de alabilmektedir.
Ülkemizin önde gelen Organize Sanayi Bölgelerinden birisi olan “Ankara Sanayi Odası 1. Organize Sanayi Bölgesi” Ankara’nın ilk OSB’si olarak 1990 yılındangünümüze kadar üretim faaliyetlerini sürdürmektedir.Ankara, aktif 12 ayrı OSB kuruluşu ile ülkemizin
ekonomik refah ve istihdamına katma değer sağlamaktadır. Üretilen ürün ve hizmetlerin uygun maliyetlerle üretim ve ulaşımını sağlayabilmek için tedarik zinciri, rekabetçi konumda olan ekonomilerde çok modlu taşımacılık ağı ve lojistik merkezler ihtiyacını
gün yüzüne çıkartmıştır.Bu gereksinimle, Türkiye’nin ilk uluslararası taşımacılık üssü olarak kurulan “Ankara Lojistik Üssü” uluslararası ve yurtiçi lojistik hizmeti veren Ankara’nın öncü kuruluşudur. Günümüzde Demir İpekyolu güzergâhında starejik konumda yer alan Ankara, Çin’den Avrupa’ya kıtalararası kesintisiz bir ulaşım hizmeti sunmaktadır.Ayrıca, ulaşılabilir merkezi konumu ile Marmara, Ege, Akdeniz ve Karadeniz bölgesine çok modlu taşımacılık alternatifleri ile başkentten erişim sağlanabilmektedir.Bu kapsamda, tüm Dünyada olduğu gibi Ülkemizde de, değişen küresel dinamikler ulaşım koridorlarının gelişimi ve ülkelere etkisi gibi yaklaşımlar beraberinde çok modlu taşımacılık yatırımlarına ivme kazandırmaktadır.
Ortadoğu ve Avrupa arasındaki transfer üssü konumunda olan ülkemiz 2021 yılı dış ticaret taşımalarının yaklaşık %85’lık kısmı deniz yolu aracılığı ile gerçekleştirilmiştir.
Deniz yolu taşımalarının belkemiği olan limanlarımız her geçen gün artan dış ticarette önemli rol üstlenmektedir.Transit ticaretin de artarak önem kazandığı günümüzde, bu gelişime paralel olarak liman kapasitelerinin geliştirilmesi ve yeni liman yatırımları
ihtiyacının elzem olduğu gözlenmektedir.Tüm bu gereksinimlerin lokomotifi olan Ankara, ihtiyaç duyulan ulaşım yatırımlarına gelecek öngörüleri ve stratejik karar verme otoritesi ile yön vermektedir.İhtiyaç duyulan yatırım projelerini, hayata geçirecek olan yatırımcının da gerçekçi yatırım kararları alması önemli bir husustur. Bu minvalde, yatırımlara yön veren ve yatırımcıları doğru yönlendiren Ankara merkezli şirketimiz, “Üreten Ankara” hizmeti anlayışıyla kıyı yapısı ve endüstriyel tesis yatırımlarında yatırımcının üretim ve hizmet gücünü arttırıcı reel süreç yönetimi ve danışmanlık faaliyetlerini sürdürmektedir.Göz o ki ufkun ötesini göre, akıl o ki başa geleceği bile…