Stratejist Murat Berk yazdı: ABD seçimleri sonrası?
30 Ekim tarihli son strateji raporumuzda (“Apple ve Piyasalar”) piyasaların kısa vadeli ve geçici bir dip yapma arayışında olduğunu düşündüğümüzü […]
30 Ekim tarihli son strateji raporumuzda (“Apple ve Piyasalar”) piyasaların kısa vadeli ve geçici bir dip yapma arayışında olduğunu düşündüğümüzü aktarmıştık. Ayrıca kısa vadede karamsarlığın aşırıya kaçmış olabileceğini düşünmeye devam ettiğimizi de aktarmıştık. O tarihten bu yana Nasdaq ve S&P 500 endeksleri yaklaşık yüzde 3, BIST 100 endeksi de dolar bazında yüzde 9 civarı yükseldi. Aynı dönem içinde de TL nin güçlendiğini ve Türk bono faizlerinin de gerilediğini gördük.Bu bağlamda ABD seçim sonuçlarına küresel piyasaların verdiği tepkiyi anlayışla karşılıyor fakat kalıcılığı konusunda emin olamıyoruz.ABD politikası konusunda uzman değiliz fakat sürpriz olmayan bir seçim sonucunun yani Demokratların Cumhuriyetçileri frenleyebileceği bir meclis aritmetiğinin ABD’de önemli politika değişikliklerine gideceği görüşüne şüphe ile yaklaşıyoruz. Dolayısıyla bu sonucun daha zayıf bir USD ve daha güçlü bir gelişmekte olan ülkeler döviz kurları trendine dönüşeceği görüşlerine şimdilik katılamıyoruz.Bu bağlamda daha önce bahsettiğimiz ABD başkan yardımcısı Mike Spence’in Hudson Enstitüsünde yaptığı ve Çin’i hedef aldığı konuşmasını da hatırlatmak istiyoruz. Mevcut ABD ticaret politikası yolunun değişmeden kalacağını ve bu cephede daha fazla tırmanmanın muhtemel olduğunu düşünmeye devam ediyoruz.Yine ABD seçim sonuçlarının ek ABD mali genişlemesinin bitmesi anlamına gelebileceği yönündeki argümanları anlıyoruz, ancak her iki partinin da ek altyapı harcama projeleri üzerinde mutabık kalması konusunda isteklerini hafife alınmaması gerektiğini düşünüyoruz.Şu anki mali teşviğin durması durumunda da, bunun neden ABD ekonomisi veya piyasalar için iyi haber olması gerektiğini anlamakta zorlanıyoruz. Evet mali genişlemenin durması daha yavaş bir büyüme anlamına gelir ki bu da zaman içinde Fed’in ara vermesine sebep olabilir ve bu da piyasalar için iyidir argümanı anlaşılabilir.
Fakat küresel ekonomi stagflasyon benzeri sinyaller vermeye devam ediyor ki bu da ekonomik döngülerde geç safhada görülebilen, büyümenin zayıflarken ve enflasyonun yüksek kalması durumuna yol açabilir. Dolayısıyla Fed’in faiz artışlarına devam etmesi gerekebilir. Sadece Fed değil, ECB ve BoJ dahil olmak üzere, enflasyonun merkez bankaları hedeflerinin üzerinde olması nedeniyle, çoğu diğer merkez bankaları da, büyüme hız kesse dahi, daha güvercince duruşa geçmekte aceleci olmaz diye düşünüyoruz.Son raporumuzu şu şekilde bitirmiştik: “Yukarıda bahsettiklerimiz daha ziyade düşüş trendine girmiş olduğunu tahmin ettiğimiz küresel piyasalarda trend karşıtı yükseliş olasılıkları olarak değerlendirilebilir. 2019’un ilk çeyreğinde küresel ekonomide olası şartların ve değişimlerin ne yönde olabileceğini, daha zor olma ihtimalini de göz önünde bulundurarak düşünmenin, şimdiden analiz etmeye, hazırlanmaya çalışmanın faydalı olabileceği görüşümüz devam ediyor.”Geçen zaman zarfında görüşlerimizde önemli değişiklikler olmadı. Özellikle küresel fonlama maliyetleri tarafında gevşemeye yönelik henüz fazla sinyal belirmedi. Ayrıca yukarıda anlatmaya çalıştığımız gibi çoğu merkez bankasının duruşunda da önemli değişiklikler beklemiyoruz. Bu bağlamda 3 aylık ABD Doları LIBOR’un 2008 krizinden beri en yüksek seviyelerde olmaya devam ettiğini ve ABD 5 yıllık bono reel faizlerinin de artmaya devam ederek ve 2010’dan bu yana en yüksek seviyede olduğunu belirtelim.Bizce küresel riskli varlık pozisyonları için risk ödülü potansiyeli artık son raporumuzun çıktığı (ve piyasalar için olumlu olanların azınlıkta göründüğü) tarihteki kadarki elverişli değil.Yazar: Yapı Kredi Yatırım Baş Stratejisti Murat Berk “Tepki Sonrası?”
30 Ekim tarihli son strateji raporumuzda (“Apple ve Piyasalar”) piyasaların kısa vadeli ve geçici bir dip yapma arayışında olduğunu düşündüğümüzü aktarmıştık. Ayrıca kısa vadede karamsarlığın aşırıya kaçmış olabileceğini düşünmeye devam ettiğimizi de aktarmıştık. O tarihten bu yana Nasdaq ve S&P 500 endeksleri yaklaşık yüzde 3, BIST 100 endeksi de dolar bazında yüzde 9 civarı yükseldi. Aynı dönem içinde de TL nin güçlendiğini ve Türk bono faizlerinin de gerilediğini gördük.Bu bağlamda ABD seçim sonuçlarına küresel piyasaların verdiği tepkiyi anlayışla karşılıyor fakat kalıcılığı konusunda emin olamıyoruz.ABD politikası konusunda uzman değiliz fakat sürpriz olmayan bir seçim sonucunun yani Demokratların Cumhuriyetçileri frenleyebileceği bir meclis aritmetiğinin ABD’de önemli politika değişikliklerine gideceği görüşüne şüphe ile yaklaşıyoruz. Dolayısıyla bu sonucun daha zayıf bir USD ve daha güçlü bir gelişmekte olan ülkeler döviz kurları trendine dönüşeceği görüşlerine şimdilik katılamıyoruz.Bu bağlamda daha önce bahsettiğimiz ABD başkan yardımcısı Mike Spence’in Hudson Enstitüsünde yaptığı ve Çin’i hedef aldığı konuşmasını da hatırlatmak istiyoruz. Mevcut ABD ticaret politikası yolunun değişmeden kalacağını ve bu cephede daha fazla tırmanmanın muhtemel olduğunu düşünmeye devam ediyoruz.Yine ABD seçim sonuçlarının ek ABD mali genişlemesinin bitmesi anlamına gelebileceği yönündeki argümanları anlıyoruz, ancak her iki partinin da ek altyapı harcama projeleri üzerinde mutabık kalması konusunda isteklerini hafife alınmaması gerektiğini düşünüyoruz.Şu anki mali teşviğin durması durumunda da, bunun neden ABD ekonomisi veya piyasalar için iyi haber olması gerektiğini anlamakta zorlanıyoruz. Evet mali genişlemenin durması daha yavaş bir büyüme anlamına gelir ki bu da zaman içinde Fed’in ara vermesine sebep olabilir ve bu da piyasalar için iyidir argümanı anlaşılabilir.
Fakat küresel ekonomi stagflasyon benzeri sinyaller vermeye devam ediyor ki bu da ekonomik döngülerde geç safhada görülebilen, büyümenin zayıflarken ve enflasyonun yüksek kalması durumuna yol açabilir. Dolayısıyla Fed’in faiz artışlarına devam etmesi gerekebilir. Sadece Fed değil, ECB ve BoJ dahil olmak üzere, enflasyonun merkez bankaları hedeflerinin üzerinde olması nedeniyle, çoğu diğer merkez bankaları da, büyüme hız kesse dahi, daha güvercince duruşa geçmekte aceleci olmaz diye düşünüyoruz.Son raporumuzu şu şekilde bitirmiştik: “Yukarıda bahsettiklerimiz daha ziyade düşüş trendine girmiş olduğunu tahmin ettiğimiz küresel piyasalarda trend karşıtı yükseliş olasılıkları olarak değerlendirilebilir. 2019’un ilk çeyreğinde küresel ekonomide olası şartların ve değişimlerin ne yönde olabileceğini, daha zor olma ihtimalini de göz önünde bulundurarak düşünmenin, şimdiden analiz etmeye, hazırlanmaya çalışmanın faydalı olabileceği görüşümüz devam ediyor.”Geçen zaman zarfında görüşlerimizde önemli değişiklikler olmadı. Özellikle küresel fonlama maliyetleri tarafında gevşemeye yönelik henüz fazla sinyal belirmedi. Ayrıca yukarıda anlatmaya çalıştığımız gibi çoğu merkez bankasının duruşunda da önemli değişiklikler beklemiyoruz. Bu bağlamda 3 aylık ABD Doları LIBOR’un 2008 krizinden beri en yüksek seviyelerde olmaya devam ettiğini ve ABD 5 yıllık bono reel faizlerinin de artmaya devam ederek ve 2010’dan bu yana en yüksek seviyede olduğunu belirtelim.Bizce küresel riskli varlık pozisyonları için risk ödülü potansiyeli artık son raporumuzun çıktığı (ve piyasalar için olumlu olanların azınlıkta göründüğü) tarihteki kadarki elverişli değil.Yazar: Yapı Kredi Yatırım Baş Stratejisti Murat Berk “Tepki Sonrası?”