Savaş ve Stagflasyon Gölgesinde Piyasalar
Geçen yılı geride bırakırken yaklaşık iki yıla yakın mücadele edilen ve özellikle küresel ekonomileri yakından etkileyen Kovid-19 salgınının Omicron varyantı ile son bulma noktasına gelebileceğini değerlendiriyorduk. Amerika Merkez Bankası Fed önderliğinde varlık alımları hızı azaltılmış ve bitiş tarihleri yavaş yavaş netleşmeye başlamıştı.
Yücel Tonguç ERBAŞ
Her ne kadar enflasyonun kalıcı olmaya yönelik bir süre daha piyasalarda tehlike oluşturmaya devam
etmesi söz konusu olsa da Merkez Bankaları bilanço küçültmeye ve faiz artışları gerçekleştirmeye başlamışlardı.
İlk olarak gelişmiş ülke merkez bankalarından İngiltere Merkez Bankası (BoE) faizi yüzde 0,25 seviyesine çekerek Aralık ayında bu adımı attı. Bu yıl için ekonomilerde ve salgın etkisinde herhangi bilenmeyen bir
risk (Siyah Kuğu) gerçekleşmezse normalleşme yılı olabileceği konuşulmaya başlanmıştı.
Rekor borçluluk oranına sahip ülkeler, şirketler ve bireylerin bu normalleşme adımları sonrasında sıkıntıya düşebilecekleri ve sorunlar yaşanabileceği konuşulsa da faizler artarken piyasaya varlık alımları ile verilen paranın çekilmesi yeni riskler oluşması durumunda ekonomileri daha güçlü ve risk oluştuğunda bir kurtuluş senaryosu olarak değerlendirilmeye neden oldu.
2022 yılı ilk aylarında ise beklenmeyen veya tahmin edilemeyen risk, Siyah Kuğu Rusya’nın önce Belarus
ile gerçekleştirdiği geniş çaplı askeri tatbikat ve sonrasında Ukrayna’ya saldırması ile gerçekleşmiş oldu. Normalleşme adımları atmaya hazırlanan merkez bankaları politikalarına devam ederken salgın belirsizliğinden söylemlerini savaş belirsizliğine çevirmek zorunda kaldı. Yaklaşık bir aydır devam eden yeni jeopolitik risk ise tüm 2022 beklentilerinin yeniden gözden geçirilmesine neden oldu.
Piyasalar değerlendirildiğinde Rusya’ya 5000’e yakın yaptırımın küresel anlamda gerçekleştirilmesi,
Swift kanallarından tüm ihracat kanallarına, bazı enerji kanalları dışarda tutulmak kaydıyla, yaptırımların uygulanması tüm dengelerin değişmesine neden oldu. Zaten bahane arayan ve geçtiğimiz son iki yıl kadar sıcak paranın piyasada olmayacağını fiyatlayan küresel borsalarda satışlar derinleşti. Arz sıkıntısı beklentileri ile petrol fiyatları tarihi zirvelere doğru hareket ederken, risk algısında bozulma ile güvenli liman görülen altın ve gümüşe talebin artığını görüyoruz.
Diğer yandan Rusya’nın en yüksek ihracat kalemlerinin başında gelen gıda emtialarında da yükselişlerin benzer bir beklenti ile gerçekleştiği görülüyor.
İçinde bulunduğumuz yılın ilk çeyreğini geride bırakırken yeni bir risk algısının getirdiği sonuçları savaş ve olası stagflasyon gölgesinde nasıl okumalıyız? Piyasalarda her türlü gelişmenin arkasından beklentileri doğru belirleyerek olacakları doğru tahmin ettiğinizde her zaman fırsatlar oluşabilir.
Bu bağlamda savaşın ne kadar devam edeceği, olası bir anlaşma sonrasında Rusya’ya uygulanan yaptırımların ne kadarının hangi süre içinde devam edeceğini ve bu gelişmelerin hangi pazarlarda hangi ürünleri nasıl etkileyeceğini tahmin etmek yatırım yaparken bu yıl önemli düşünülmesi gereken konu başlığı olarak karşımıza çıkıyor.
Beklentilerimizi sıralarken salgın sonrasında savaşın en kısa sürede sonlanmasına rağmen bu yıl küresel anlamda yüksek enflasyonla yaşamaya devam edeceğimiz bir yıl olacağını söyleyebilirim.
Özellikle savaşın uzaması ve diğer ülkelerin dahil olarak bir nükleer savaş haline dönüşmesi bizim beklentilerimizin dışında olasılıkları beraberinde getirebilir. Bu seçeneği dışarda bıraktığımızda tarafların bu jeopolitik riski çok uzatmadan en geç önümüzdeki bir ay içinde bir anlaşmaya varmaları tansiyonu düşüren adım olacaktır.
Bu aşamadan sonra Rusya’ya uygulanan yaptırımların gücü ve süresi 2022 yılında olası ekonomilerde
resesyon yani durgunluk ve yüksek enflasyonun yaşandığı dönemlere geri dönüş gerçekleşecek mi sorusuna yanıt bulmamızı sağlayacaktır.
Rusya’ya uygulanan yaptırımların barış gerçekleşmesine rağmen aynı hız ve oranda yılsonuna kadar
devam etmesi yüksek enflasyon ile birlikte dünyanın birçok ekonomisine durgunluğu da beraberinde getirecektir. Eğer barış olur ve uygulanan yaptırımların en az yüzde 70’i anlaşma sonrasında bir ay içinde kaldırılırsa stagflasyon riski ortadan kalkabilir diye düşünüyorum. Son 150 yılda 14 kez durgunluk yani resesyon yaşandı dünyada.
Bu durgunluk senaryolarının kendilerine has özellikleri ve nedenleri olduğunu söyleyebiliriz. İçinde bulunduğumuz dönemde ise önce salgın sonrasında ise savaşın yaratabileceği tehlike durgunluğu bir kez daha yüksek enflasyon ile birlikte yaşamamıza neden olabilir. Bu dönemlerde tahviller ve altın gibi değerli metaller daha çok talep görürken, özellikle borsalarda sert satışların yaşandığı dönemler olduğunu söyleyebiliriz.
Bu durumda içinde bulunduğumuz yıldan ne beklemeliyiz? Öncelikle çok sert etkileri olan ve yaklaşık iki yıl boyunca devam eden Kovid-19 salgıları etkileri sonrasında Rusya-Ukrayna arasında yaşanan savaşın bu ekonomik koşullarda çok uzamasını beklemememiz gerekiyor. İnsanların belli bir amaç uğruna bu kadar zorluk çektikten sonra bir şekilde daha fazla kan dökülmeden bu savaşa son vereceğini düşünüyorum.
Diğer taraftan Rusya’ya uygulanmaya başlayan yaptırımlar ise devam edecek gibi gözüküyor.
Bu senaryo gerçekleşirse merkez bankaları yüksek seyreden enflasyonla birlikte faiz artışlarına devam edebilirler fakat özellikle Fed’in son toplantısında 2022 büyüme beklentisini yüzde 4 seviyesinden yüzde
2,8 seviyesine indirdiği gibi revizyonlarında gelmeye devam ettiğini görebiliriz.
Bu arada hangi pazarlar bu gelişmeden etkilenir sorusuna ise yüksek enflasyon, yüksek faiz ve
durgunluğun getirdiği şirket karlılıklarında erimenin doğal olarak borsaları aşağı yönlü baskılayacağını söyleyebiliriz. Özellikle Fed gibi 9 trilyon dolara yaklaşan bilanço büyüklüğünün genişlemiyor aksine
azalıyor olması ve buna diğer merkez bankalarının da katılıyor olması piyasada para bolluğunun da
bitmesi anlamına gelir ki bu da borsalar için çok iyi bir senaryo olmaz.
Diğer taraftan ürüne erişimin hala azalması tarım emtialarında fiyat yükselmesine devam edilmesi anlamına geliyor. Her ne kadar son dönemde İran ve Venezuela gibi ülkelerin petrol rezervlerinin petrol
piyasasına gelmesi tartışılsa da bu anlamda Rusya’ya uygulanan yaptırımlar Petrol fiyatlarının da yüksek
seyretmesine neden olacaktır. Enflasyon ve risk algısında bozulma konuşulduğunda ilk akla gelen altın gibi değerli metallerde de talebin devam edeceğini düşünmek gerekiyor. Enflasyonu yüksek seyretmesi gerekli düzenlemeler yapılsa da alım gücünün azalması ve oluşan talebin küresel ekonomiye yeteri kadar ivme sağlayamamasına neden olacaktır.
Genel olarak yükselişlerin ve düşüşlerin, iyimserlik ve kötümserlik ile dalgalandığı bir yılı daha yaşamaya ekonomik açıdan hazırlıklı olmalıyız. Bu yıl yaşayacağımız yüksek enflasyonda enflasyon üzeri getiri hedeflemek yerine paramızı enflasyona karşı koruyabilmemiz bile başarı olacaktır.
Bu anlamada diğer yıllardan farklı olarak farkı ürünlerde oluşan bir sepet içerisinde özellikle enflasyonun yüksek kalmasından olumlu etkileneceğini düşündüğünüz ürünleri bu paket içinde değerlendirmek doğru olacaktır. Yurt dışında emtia fiyatları ile değerli metaller, yurt içinde ise borsa bu yıl genelinde ön plana çıkmaya devam edecek gibi gözüküyor. Düşünülecek paket içinde bu ayrıntılar dikkate alınarak yatırım
daha sağlıklı olacaktır.
Geçen yılı geride bırakırken yaklaşık iki yıla yakın mücadele edilen ve özellikle küresel ekonomileri yakından etkileyen Kovid-19 salgınının Omicron varyantı ile son bulma noktasına gelebileceğini değerlendiriyorduk. Amerika Merkez Bankası Fed önderliğinde varlık alımları hızı azaltılmış ve bitiş tarihleri yavaş yavaş netleşmeye başlamıştı.
Yücel Tonguç ERBAŞ
Her ne kadar enflasyonun kalıcı olmaya yönelik bir süre daha piyasalarda tehlike oluşturmaya devam
etmesi söz konusu olsa da Merkez Bankaları bilanço küçültmeye ve faiz artışları gerçekleştirmeye başlamışlardı.
İlk olarak gelişmiş ülke merkez bankalarından İngiltere Merkez Bankası (BoE) faizi yüzde 0,25 seviyesine çekerek Aralık ayında bu adımı attı. Bu yıl için ekonomilerde ve salgın etkisinde herhangi bilenmeyen bir
risk (Siyah Kuğu) gerçekleşmezse normalleşme yılı olabileceği konuşulmaya başlanmıştı.
Rekor borçluluk oranına sahip ülkeler, şirketler ve bireylerin bu normalleşme adımları sonrasında sıkıntıya düşebilecekleri ve sorunlar yaşanabileceği konuşulsa da faizler artarken piyasaya varlık alımları ile verilen paranın çekilmesi yeni riskler oluşması durumunda ekonomileri daha güçlü ve risk oluştuğunda bir kurtuluş senaryosu olarak değerlendirilmeye neden oldu.
2022 yılı ilk aylarında ise beklenmeyen veya tahmin edilemeyen risk, Siyah Kuğu Rusya’nın önce Belarus
ile gerçekleştirdiği geniş çaplı askeri tatbikat ve sonrasında Ukrayna’ya saldırması ile gerçekleşmiş oldu. Normalleşme adımları atmaya hazırlanan merkez bankaları politikalarına devam ederken salgın belirsizliğinden söylemlerini savaş belirsizliğine çevirmek zorunda kaldı. Yaklaşık bir aydır devam eden yeni jeopolitik risk ise tüm 2022 beklentilerinin yeniden gözden geçirilmesine neden oldu.
Piyasalar değerlendirildiğinde Rusya’ya 5000’e yakın yaptırımın küresel anlamda gerçekleştirilmesi,
Swift kanallarından tüm ihracat kanallarına, bazı enerji kanalları dışarda tutulmak kaydıyla, yaptırımların uygulanması tüm dengelerin değişmesine neden oldu. Zaten bahane arayan ve geçtiğimiz son iki yıl kadar sıcak paranın piyasada olmayacağını fiyatlayan küresel borsalarda satışlar derinleşti. Arz sıkıntısı beklentileri ile petrol fiyatları tarihi zirvelere doğru hareket ederken, risk algısında bozulma ile güvenli liman görülen altın ve gümüşe talebin artığını görüyoruz.
Diğer yandan Rusya’nın en yüksek ihracat kalemlerinin başında gelen gıda emtialarında da yükselişlerin benzer bir beklenti ile gerçekleştiği görülüyor.
İçinde bulunduğumuz yılın ilk çeyreğini geride bırakırken yeni bir risk algısının getirdiği sonuçları savaş ve olası stagflasyon gölgesinde nasıl okumalıyız? Piyasalarda her türlü gelişmenin arkasından beklentileri doğru belirleyerek olacakları doğru tahmin ettiğinizde her zaman fırsatlar oluşabilir.
Bu bağlamda savaşın ne kadar devam edeceği, olası bir anlaşma sonrasında Rusya’ya uygulanan yaptırımların ne kadarının hangi süre içinde devam edeceğini ve bu gelişmelerin hangi pazarlarda hangi ürünleri nasıl etkileyeceğini tahmin etmek yatırım yaparken bu yıl önemli düşünülmesi gereken konu başlığı olarak karşımıza çıkıyor.
Beklentilerimizi sıralarken salgın sonrasında savaşın en kısa sürede sonlanmasına rağmen bu yıl küresel anlamda yüksek enflasyonla yaşamaya devam edeceğimiz bir yıl olacağını söyleyebilirim.
Özellikle savaşın uzaması ve diğer ülkelerin dahil olarak bir nükleer savaş haline dönüşmesi bizim beklentilerimizin dışında olasılıkları beraberinde getirebilir. Bu seçeneği dışarda bıraktığımızda tarafların bu jeopolitik riski çok uzatmadan en geç önümüzdeki bir ay içinde bir anlaşmaya varmaları tansiyonu düşüren adım olacaktır.
Bu aşamadan sonra Rusya’ya uygulanan yaptırımların gücü ve süresi 2022 yılında olası ekonomilerde
resesyon yani durgunluk ve yüksek enflasyonun yaşandığı dönemlere geri dönüş gerçekleşecek mi sorusuna yanıt bulmamızı sağlayacaktır.
Rusya’ya uygulanan yaptırımların barış gerçekleşmesine rağmen aynı hız ve oranda yılsonuna kadar
devam etmesi yüksek enflasyon ile birlikte dünyanın birçok ekonomisine durgunluğu da beraberinde getirecektir. Eğer barış olur ve uygulanan yaptırımların en az yüzde 70’i anlaşma sonrasında bir ay içinde kaldırılırsa stagflasyon riski ortadan kalkabilir diye düşünüyorum. Son 150 yılda 14 kez durgunluk yani resesyon yaşandı dünyada.
Bu durgunluk senaryolarının kendilerine has özellikleri ve nedenleri olduğunu söyleyebiliriz. İçinde bulunduğumuz dönemde ise önce salgın sonrasında ise savaşın yaratabileceği tehlike durgunluğu bir kez daha yüksek enflasyon ile birlikte yaşamamıza neden olabilir. Bu dönemlerde tahviller ve altın gibi değerli metaller daha çok talep görürken, özellikle borsalarda sert satışların yaşandığı dönemler olduğunu söyleyebiliriz.
Bu durumda içinde bulunduğumuz yıldan ne beklemeliyiz? Öncelikle çok sert etkileri olan ve yaklaşık iki yıl boyunca devam eden Kovid-19 salgıları etkileri sonrasında Rusya-Ukrayna arasında yaşanan savaşın bu ekonomik koşullarda çok uzamasını beklemememiz gerekiyor. İnsanların belli bir amaç uğruna bu kadar zorluk çektikten sonra bir şekilde daha fazla kan dökülmeden bu savaşa son vereceğini düşünüyorum.
Diğer taraftan Rusya’ya uygulanmaya başlayan yaptırımlar ise devam edecek gibi gözüküyor.
Bu senaryo gerçekleşirse merkez bankaları yüksek seyreden enflasyonla birlikte faiz artışlarına devam edebilirler fakat özellikle Fed’in son toplantısında 2022 büyüme beklentisini yüzde 4 seviyesinden yüzde
2,8 seviyesine indirdiği gibi revizyonlarında gelmeye devam ettiğini görebiliriz.
Bu arada hangi pazarlar bu gelişmeden etkilenir sorusuna ise yüksek enflasyon, yüksek faiz ve
durgunluğun getirdiği şirket karlılıklarında erimenin doğal olarak borsaları aşağı yönlü baskılayacağını söyleyebiliriz. Özellikle Fed gibi 9 trilyon dolara yaklaşan bilanço büyüklüğünün genişlemiyor aksine
azalıyor olması ve buna diğer merkez bankalarının da katılıyor olması piyasada para bolluğunun da
bitmesi anlamına gelir ki bu da borsalar için çok iyi bir senaryo olmaz.
Diğer taraftan ürüne erişimin hala azalması tarım emtialarında fiyat yükselmesine devam edilmesi anlamına geliyor. Her ne kadar son dönemde İran ve Venezuela gibi ülkelerin petrol rezervlerinin petrol
piyasasına gelmesi tartışılsa da bu anlamda Rusya’ya uygulanan yaptırımlar Petrol fiyatlarının da yüksek
seyretmesine neden olacaktır. Enflasyon ve risk algısında bozulma konuşulduğunda ilk akla gelen altın gibi değerli metallerde de talebin devam edeceğini düşünmek gerekiyor. Enflasyonu yüksek seyretmesi gerekli düzenlemeler yapılsa da alım gücünün azalması ve oluşan talebin küresel ekonomiye yeteri kadar ivme sağlayamamasına neden olacaktır.
Genel olarak yükselişlerin ve düşüşlerin, iyimserlik ve kötümserlik ile dalgalandığı bir yılı daha yaşamaya ekonomik açıdan hazırlıklı olmalıyız. Bu yıl yaşayacağımız yüksek enflasyonda enflasyon üzeri getiri hedeflemek yerine paramızı enflasyona karşı koruyabilmemiz bile başarı olacaktır.
Bu anlamada diğer yıllardan farklı olarak farkı ürünlerde oluşan bir sepet içerisinde özellikle enflasyonun yüksek kalmasından olumlu etkileneceğini düşündüğünüz ürünleri bu paket içinde değerlendirmek doğru olacaktır. Yurt dışında emtia fiyatları ile değerli metaller, yurt içinde ise borsa bu yıl genelinde ön plana çıkmaya devam edecek gibi gözüküyor. Düşünülecek paket içinde bu ayrıntılar dikkate alınarak yatırım
daha sağlıklı olacaktır.