Piyasalar geçmişteki jeopolitik gerginliklerle nasıl yüzleşti?
Jeopolitik olayları öngörmek hiç de kolay bir iş değil. Bununla beraber, piyasaların bu olaylara nasıl tepki vereceklerini anlamak ve buna göre pozisyon takınmak çok daha zorCFA Enstitüsü tarafından yapılan bir araştırmaya göre, küresel yatırım uzmanlarının üçte ikisinden daha fazlası küresel jeopolitik iklimin ve gerilimin önümüzdeki üç ila beş yıllık dönemde yatırım getirilerini olumsuz yönde etkilemesini bekliyor.Geçtiğimiz dokuz ayda dünya siyaseti ve buna bağlı olarak küresel ekonomi oldukça farklı deneyimler yaşadı. Brexit süreci ile başlayan dönemeçten itibaren AB ve Kıta Avrupa’sında gündem oldukça karışık ve bu belirsiz ortam Donald Trump’ın Kasım ayında ABD Başkanı seçilmesi ile beraber daha da artmış oldu.Öte yandan çok yakın bir tarihte, 6 Nisan’da, Başkan Trump, Esad rejimi tarafından sivillere yönelik düzenlendiği düşünülen kimyasal saldırıya tepki olarak Suriye hava üssünün vurulması emrini verdi, böylece bıçak sırtında ilerleyen küresel siyasette yeni bir jeopolitik çatlak daha oluştu.Bu krizin daha da tırmanıp büyüyeceği ya da bunun tek seferlik bir olay olup olmadığı konusunda nokta atışı tahminlerde bulunmak imkânsıza yakın, yine de yatırımcıların piyasaların geçmişteki jeopolitik olaylara nasıl tepki verdiğinin farkında olması kritik bir nokta.Geçmiş deneyimlere dönüp bakıldığında, örneğin, 1914’te I. Dünya Savaşı’nın başlangıcını takip eden altı ayda, Dow Jones’un değeri yüzde 30’dan fazla düşmüştü. Öte yandan, o yıl, borsa altı ay boyunca tamamen kapalıydı, çünkü likidite tamamen kurumuştu.Ancak hemen ertesi yıl borsa yüzde 88’den fazla yükseldi ve Dow Jones yıllık rekor en yüksek getiriyi sağlayarak tarihe geçti. Öte yandan, 1914’teki savaşın başlangıcından 1918’in sonunda sona erene kadar, Dow toplamda yüzde 43’ten fazla getiri sağlamış oldu.Hitler, Polonya’yı 1 Eylül 1939’da işgal etti. 5 Eylül’de piyasalar açıldığında, Dow yalnızca tek bir günde neredeyse yüzde 10 yükseldi. Pearl Harbor’daki ABD deniz üssüne yapılan saldırı, Aralık 1941 başında gerçekleştiğinde, hisse senetleri hemen ertesi pazartesi günü yüzde 2,9 düşüşle açıldı, ancak bu kayıpların tekrar kazanılması sadece bir ay sürdü. İkinci Dünya Savaşı’nın başlangıcından 1945 sonuna kadar olan süreçte ise Dow’un getirisi yılda ortalama yüzde 7’den fazla olmuştur.Kore Savaşı Kuzey Kore’nin Güney’i işgal ettiği 1950 yazında başladı. Bu çatışma 1953 yazında sona erdi. O dönemde Dow, yıllık olarak yüzde 16 ya da neredeyse toplamda yüzde 60’lık bir artış gösterdi. ABD birlikleri 1965 yılının Mart ayında Vietnam’a gönderildi. Dow, o yılın kalanını yüzde 10’a kadar artışla tamamlamış oldu. ABD askerlerinin sonuncusu 1973’te Vietnam’dan çekildiğinde, borsanın getirisi yılda yüzde 5’in biraz altındaydı.Küba Füze Krizinde yani 1962 Ekim’inde nükleer savaşın eşiğine gelindi. Çatışma, 16 Ekim 1962’den 28 Ekim’e kadar 13 gün sürdü. İki haftalık bu dönemde Dow, şaşırtıcı derecede sakin kaldı ve sadece 1,2 puan kaybetti. O yılın geri kalanında ise Dow yüzde 10’dan fazla kazanacaktı. 1990 yazında Körfez Savaşı’ndan sonraki üç hafta boyunca hisse senetleri yüzde 13,3 oranında düştü. O yılın Temmuz ayından Ekim ayına kadar S & P 500, yüzde 19,9 oranında düşüş gösterdi, ancak o dönem aynı zamanda piyasaların durgunluk dönemine denk düşmüştü.11 Eylül 2001’deki trajediyi izleyen iki haftadan daha kısa bir süre içerisinde piyasalarda yüzde 15’e yakın keskin bir düşüş yaşandı. Ancak, ekonomi o sırada zaten durgunluğun ortasındaydı ve hisse senetleri düşüş trendi içindeydi, bununla beraber yalnızca birkaç ay içinde hisse senedi piyasası tüm kayıplarını kapadı.Bu noktadan hareketle, uluslararası çatışmalar, jeopolitik gerilimler ve hisse senetleri piyasasının karmaşık bir ilişki içerisinde olduğu gözlemlenebilir. Bununla beraber, önümüzdeki yıllarda işlerin çığırından çıkması durumunda izlenecek kesin bir yol haritası yok. Jeopolitik belirsizlik karşısında finansal kararlar vermek korkutucu bir öneri ve bu nedenle yatırımcılar kendi kontrolleri dışında gelişmelerin yaşanabileceğinin farkında olmalılar.Jeopolitik olayları öngörmek hiç de kolay bir iş değil. Bununla beraber, piyasaların bu olaylara nasıl tepki vereceklerini anlamak ve buna göre pozisyon takınmak çok daha zor.