KRİZLERDEN ÖĞRENİLEN: Para virüs dinlemez: Parayı tutamazsın!
1980’lerde dünya üzerinde herhangi bir ülkede herhangi bir sebeple çıkan krizlerin sayısı ve etkileri giderek arttı:
Özellikle 2010 sonrası krizlere bakalım:
Avrupa Birliği Üyesi hükümetlerin borç krizleri (2009-2019) henüz bitti. - Yunanistan Borç Krizi (2009-2019) 2010-14 Portekiz Finansal Krizi en dikkat çekenleri oldu.
Venezuella krizi 2012’den beri devam ediyor. Ukrayna Krizi 2013 – 2014 yıllarına damgasını vurdu. Aynı yıl başlayıp bir yıl süren Rusya krizi, 2014-2017 arası Brezilya Krizi, arada 2015 Çin Borsası’nın çökmesini takiben, 2018’de Türkiye’deki Para Birimi ve Borç Krizi 2010’lu yıllardaki krizlerin finali oldu.
2020’yi en başında vuran krizin sebebi ise Korona oldu. Sağlık sistemi, sosyal etkileri derken para piyasaları yeniden vuruldu.
Borsa ciddi darbe yerken, 9 Mart Kara Pazartesi ve 12 Mart Kara Perşembe global kriz tarihinde haklı yerini aldı.
Sağlık, tedbirler, etkileriyle beraber, krize sebep olan Korona Virüsünün yayılması ve öldürücü olmasının sosyal etkilerini sürekli izler haldeyiz ancak esasen para ve finans tarafında altın vuruşu yapacak sihirli kelimenin “sürdürülebilirlik” olduğu gerçeğinin bilincinde olarak “Ya sonra?” demek, sonrasını düşünmek ve hazırlıklı olmak lazım.
Her yeni krizde Amerika’yı yeniden keşfetmemize gerek yok; dikkat edilecek temel noktalar aynı:
İş dünyasında Korona, ekonomik alanda doğan krizin temel sebebi. Sadece insanların değil şirketlerin sağlığı da tehlikede.
Hali hazırda insanların evlerinde oturması sadece kendilerinin ve sevdiklerinin sağlığını korumak için değil maalesef. Aylarca evlerimizden çıkmasak da bu virüs yok olmayacak. Gün gelip virüse maruz kaldığımızda tedavi imkanlarından faydalanabilmek için bir salgın yükünü kaldırmayacak sağlık sistemini korumak adına da evdeyiz.
Evlerimizden çıktığımızda hala bir işimizin ve gelirimizin olması en önemli şeylerden biri! Gerek şirket sahipleri gerekse çalışanlar, elele verip asgari müştereklerde buluşmayı düşünmeliyiz.
Paranın virüs tanımazlığını unutmayarak duruşumuzu ve planlarımızı ona göre kurgulamak durumundayız. Hepimize şimdiden geçmiş olsun.
Sezer Koyun
Özellikle 2010 sonrası krizlere bakalım:
Avrupa Birliği Üyesi hükümetlerin borç krizleri (2009-2019) henüz bitti. - Yunanistan Borç Krizi (2009-2019) 2010-14 Portekiz Finansal Krizi en dikkat çekenleri oldu.
Venezuella krizi 2012’den beri devam ediyor. Ukrayna Krizi 2013 – 2014 yıllarına damgasını vurdu. Aynı yıl başlayıp bir yıl süren Rusya krizi, 2014-2017 arası Brezilya Krizi, arada 2015 Çin Borsası’nın çökmesini takiben, 2018’de Türkiye’deki Para Birimi ve Borç Krizi 2010’lu yıllardaki krizlerin finali oldu.
2020’yi en başında vuran krizin sebebi ise Korona oldu. Sağlık sistemi, sosyal etkileri derken para piyasaları yeniden vuruldu.
Borsa ciddi darbe yerken, 9 Mart Kara Pazartesi ve 12 Mart Kara Perşembe global kriz tarihinde haklı yerini aldı.
Sağlık, tedbirler, etkileriyle beraber, krize sebep olan Korona Virüsünün yayılması ve öldürücü olmasının sosyal etkilerini sürekli izler haldeyiz ancak esasen para ve finans tarafında altın vuruşu yapacak sihirli kelimenin “sürdürülebilirlik” olduğu gerçeğinin bilincinde olarak “Ya sonra?” demek, sonrasını düşünmek ve hazırlıklı olmak lazım.
Her yeni krizde Amerika’yı yeniden keşfetmemize gerek yok; dikkat edilecek temel noktalar aynı:
- Panik Havasına girmemeli – Dünyanın sonu gelmedi, bugün yapılacak ihmaller ve yanlısşarın ger dönüşnün olmadığı bilinmeli
- Nakit Akışına Odaklanmalı – Finans Departmanı öngörüleri paylaşmalı, raporlamalı
- Tahsilatlar hızlandırılmalı – Müşterilerle Satış Ekipleri birebir takipte olmalı
- Kriz Yönetimi Planını ve Stratejik Planları gözden geçirmeli – Eğer bu ikisi yazılı olarak çalışılmadı ise vay halinize! Krizi atlatınca ki atlatabilirseniz Yönetim Danışmanları ile çalışıp acil eylem planı yapılmalı
- Hükümetin destekleri sıkı takip edilmeli ve maksimum faydalanılması sağlanmalı – Mali Müşavirlerin ve avukatların desteğinden faydalanılmalı
- Şirket ödemeleri için yapılandırma çalışmaları başlatılmalı – Finans ekibi ile banka ilişkileri koordine edilmeli, Finansal Danışmalar ile ulusal ve uluslararası para kaynaklarına ulaşım sağlanmaya çalışılmalı
- Kurumsal İletişim ve Pazarlama birimlerinin şirketin duruşunu sağlamlaştıracak algı stratejileri yaratmalarına destek ve onay verilmeli - Bu iki ekiple koordineli çalışmalı
- En önemli kaynağımız olan İnsan Kaynakları ani reflekslerle kaybedilmemeli, ortak bir insan kaynakları politikası belirlenmeli – İnsan Kaynakları ekibi görev, sorumluluk ve yetki matriksleri odaklı Mali Müşavir ve Avukatlarla çalışarak yol almalı
İş dünyasında Korona, ekonomik alanda doğan krizin temel sebebi. Sadece insanların değil şirketlerin sağlığı da tehlikede.
Hali hazırda insanların evlerinde oturması sadece kendilerinin ve sevdiklerinin sağlığını korumak için değil maalesef. Aylarca evlerimizden çıkmasak da bu virüs yok olmayacak. Gün gelip virüse maruz kaldığımızda tedavi imkanlarından faydalanabilmek için bir salgın yükünü kaldırmayacak sağlık sistemini korumak adına da evdeyiz.
Evlerimizden çıktığımızda hala bir işimizin ve gelirimizin olması en önemli şeylerden biri! Gerek şirket sahipleri gerekse çalışanlar, elele verip asgari müştereklerde buluşmayı düşünmeliyiz.
Paranın virüs tanımazlığını unutmayarak duruşumuzu ve planlarımızı ona göre kurgulamak durumundayız. Hepimize şimdiden geçmiş olsun.
Sezer Koyun