KOVİD Gölgesinde Finans Kaynaklarına Erişim Fırsatları
Cratone Danışmanlık kurucusu başarılı iş insanı Sezer Taştemel Koyun ile deneyimlerini konuştuk, Kovid-19 dönemi gölgesinde ulusal ve uluslararası proje çalışmaları, bir kadın olarak iş yapış biçimi, KOBİ’er için hibelerle kurumsallaşma çalışmaları, uluslararası finans kaynaklarına ulaşmanın yolları ve sene sonu Türk ekonomisi ve piyasalara ilişkin görüşlerini aldık.
Cratone Danışmanlık kurucusu Sezer Taştemel Koyun
Bizimle eğitim ve iş tecrübenizi özetle paylaşır mısınız?
Ankara Atatürk Anadolu Lisesi sonrasında, 1997 yılında Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, Kamu Yönetimi bölümünden mezun olduktan sonra bir yıllık Maliye yüksek lisansı eğitimimi tamamladım. Ardından ulusal ve uluslararası mesleki eğitimlerle profesyonel gelişimime yatırımda bulunmaya devam ettim. Securitas, Commercial Union, HSBC, Amerikan Ticaret Odası ve Kaiser Mühendislik ve Müşavirlik A.Ş. gibi cok uluslu banka ve şirketlerde edindiğim tecrübelerin ardından, 2011 yılında Yönetim Danışmanlığı” alanında özellikle, uluslararası arenada “Proje Finansmanı” ve “Stratejik Yönetim” konularında hizmet üreten CRATonE Danışmanlık (www.cratone.com) şirketini 3 ortak olarak kurduk.
Diğer ortaklar ilk bir yıl içinde ayrıldılar. Cratone Danışmanlık profesyonel bir ekip kurup seneler içinde büyüyerek, İstanbul merkez ofisi yanında Almanya, Avusturya, Çekya ve Polonya’daki ofislerdeki Danışman kadrosunun da eklenmesi ile uluslararası projelerde finansman çözümleri ve stratejik yönetim alanlarında hizmet vermeye devam ediyor.
Devam eden önemli projelerinizden örnekler verir misiniz?
Şu an Kanada’da 70 dönümlük domates üretimi için Seracılık, Polonya’da 100 MW üzerinde Rüzgar,
Güneş ve Biyogaz Enerjisi Santralleri, Türkiye, Çekya ve Amerika üçgeninde 30’dan fazla patent ile
yüksek teknoloji transferleri, Bulgaristan’da 300 MW üzeri güneş ve rüzgar
Enerjisi Santrallerine danışmanlık hizmetlerimizi sürdürdüğümüz sıcak projelerden bazıları. Daha evvel Doğu Avrupa, Ukrayna ve Ürdün’de yüksek hacimli işbitirmeler gerçekleştirdik. Ayrıca Almanya,
Avusturyave İsviçre’den makina, hammade alımlarına yönelik hem Türkiye hem de
Avrupa ülkelerinde Ticaret Finansman çözümleri sunan Türkiye’deki tek şirketiz. Öte yandan özellikle Türk KOBİ’lerinin kurumsallaştırılması ve Değişim Yönetimi odaklı uluslararası banka kaynaklı Hibe Projelerimiz de devam etmekte.
Aslında iki şapkanız olduğunu görüyoruz. Öncelikle KOBİ’lerimizin kurumsallaşmada güçlenmesi yolundaki danışmanlık - hibe desteklerini biraz daha detaylandırabilir misiniz?
Kalkınma ve Yatırım Bankaları Türkiye ve benzeri ülkelerde yüzdesel hibeler vererek KOBİlerin uluslararası standartlarda net Danışmanlık desteği alarak gelişmesine katkıda bulunuyor. Elbette desteklenmesi söz konusu olan KOBİleri önce akredite olmuş Danışman firma olarak biz inceliyor, ihtiyaç analizlerini çıkarıyoruz. KOBİ şartları sağlıyor ise danışmanlık sürecini netleştirip hizmet üretiyoruz. Firma önce danışmana ödüyor ve proje bitiminde ödediği rakamın Euro cinsinden %60% - %70 oranını firmaya nakit olarak ödüyor. Burada özellikle Yönetiminde kadınların bulunduğu firmalar %70 oranında hibe alıyor ki kadının iş hayatında güçlenmesine katkıda bulunmak beni ayrıca mutlu ediyor.
Bu noktada kadın bir girişimci olarak ekonomide ve iş hayatındaki artı ve eksilerden bahsedebilir misiniz?
Büyürken bu ayrımı ailem bana hiç hissettirmedi ancak iş hayatında bir banka mülakatında ilk kez yüzleştim bu gerçekle. Teftiş sınavıı kazandığım halde bana uzmanlık teklif etmişlerdi kadın olup evleneceğim ve çocuk sahibi olup çok seyahat edemeyeceğimi düşündükleri gerekçesiyle. Teftişte ısrarlı olunca da teşekkür ettiler bana. O Türkiye’de seyahat edemeyeceğini düşündükleri kadın bugün 45 yaşında ve 4 ayrı ülkede yaşayıp 34 ülkeyle iş yaptı. Kız çocuklarını özellikle destekliyorum. Kadınlar ve çocuklarla ilgili pek çok sosyal sorumluluk projesinde yer aldım. Uluslararası “Women Empowerement Konferansları”nda ve Türkiye’de “Lider Kadınlar Zirvesi” gibi pek çok Konferans ve Zirvede konuşmacı ve moderator olarak yer alıp, mesajlarımı iletmek fırsatını yakaladım. İş hayatında kadın olmanın getireceği artı ya da eksilere odaklanmayıp çok çalıştım. Tüm kızlarımıza da bunu öneriyorum. Bilgi en büyük güç. Cinsiyet farklılıkları ortadan kaldıran yegane araç. Uluslararası danışmanlık kadromuzda tek kadın benim ve hatta en gençleriyim. Yani ne olursa olsun bilgi ve çalışma her zorluğu yenmenizi sağlıyor.
Özellikle Kovid-19’un getirdiği yeni çalışma ve hizmet biçimlerine uyum sağlamak konusunda fikirleriniz nedir?
Ben son 6 yıldır uluslararası alandaki projelerimize ilişkin online toplantı platformlarını zaten kullanıyordum. Yüzyüze tanışmadan pek çok anlaşmamızı online toplantılar ile imzalamışımdır. Dolayısı ile bizim için büyük değişiklik olmadı uluslararası projelerimizde ancak Türk firmalar çalışmadan önce geleneksel olarak dirsek teması taleplerini bu salgına rağmen ısrarla sürdürüyorlar. Hala özellikle Türk müşterilerimiz için sahadayız ama elbette tüm önlemlerimizi alarak.
Kovid - 19 demişken malum piyasalardaki daralma net. Çoğu şirketin finans ihtiyacı arttı. Bu durumun sizin işlerinize yansıması nasıl oldu?
Özellikle kurumsal altyapısı sağlam olan firmalar için finansa ulaşmak hala çok zor değil. Bu konuda doğru kılavuzluk ve danışmanlık hizmetleri vermeye devam ediyoruz. Türk KOBİ’lerinin İnsan Kaynağı, finansalları ve doğru işe yatırım yapmaları söz konusu olduğunda finans ihtiyaçları karşılanabilir.
Finans dünyasında değişen tek şey hız. Uluslararası bankalar hala para satıyor, fonlar hala yatırım yapıyorlar elbette uygun yapı ve projelere. Kurallar değişmedi ve biz bu kuralları iyi biliyoruz takım olarak.
Özellikle Enerji, Teknoloji ve Gıda sektörlerinde iddialıyız. Kovid – 19’dan çok Türk piyasasındaki firmaların asıl engeli çoğunun kurumsal yapıya kavuşmamış olmaları. Hala muhasebeci, bankacı ile finansçı ayrımını yapamayan şirketlerin finans kaynaklarına ulaşmaları mümkün olamıyor maalesef.
Malum bu koşullarda uluslararası piyasaları yakından takip ederken Türkiye ekonomisi için yorumlarınız neler?
Benim ekonomi ve finans dünyasında inandığım üç ana başlık var. Mali disiplin, şeffaflık ve istikrar. Türkiye’de farklı sektörler farklı şekillerde etkilendiler gelişmelerden. Para piyasaları da payını aldı ancak umutsuz bir yaklaşımım yine de yok. Şeffaf bir yönetim, mali disiplin ve istikrarla bu dönemi herşeye
rağmen büyüme odaklı ilerlemek yine de mümkün olabilir. Para piyasalarında ilk riskli öngörüm Mart sonu olası hareketlenmeler diyebilirim. İlk çeyrek sonu etki kendisini Mayıs başına kadar gösterecek gibi görünüyor. Yapılması öngörülen reform hareketlerinin sadece yatırımcıyı hedeflemesi ve genele yayılmaması ekonomiye maliyet yaratabilecektir.
Pandemi dönemi alınan istihdam korumaya yönelik önlemlerin kaldırılması işsizliği hızla yükseltebilmek potansiyeline sahip ki bu da enflasyon oranını sene sonunda çok yükseltebilir. Ancak hala öngörülerimiz yanında zamanımız var. Doğru adımlarla bu risklerin bertaraf edilebileceğini düşünüyorum.
Avrupa Birliği ile Ticaret anlaşmalarımıza, Çin’in olası işbirliği anlaşmalarını da hesaplayarak dikkat vermemiz gerektiğini düşünüyorum. Gerek teşviklerin netleşmesi gerekse para piyasalarının istikrarı yakalaması konularının özellikle doğru yönetilmesi yabancı yatırımcıyı ikna için gerekli.
Riskleri öngörebiliyoruz. Sürdürülebilir büyümeye hizmet için bu riskleri fırsata çevirmek adına pek çokadım atılabilir.
Ülkemiz için olası en iyi senaryonun gerçekleşmesini diliyorum.
Cratone Danışmanlık kurucusu başarılı iş insanı Sezer Taştemel Koyun ile deneyimlerini konuştuk, Kovid-19 dönemi gölgesinde ulusal ve uluslararası proje çalışmaları, bir kadın olarak iş yapış biçimi, KOBİ’er için hibelerle kurumsallaşma çalışmaları, uluslararası finans kaynaklarına ulaşmanın yolları ve sene sonu Türk ekonomisi ve piyasalara ilişkin görüşlerini aldık.
Cratone Danışmanlık kurucusu Sezer Taştemel Koyun
Bizimle eğitim ve iş tecrübenizi özetle paylaşır mısınız?
Ankara Atatürk Anadolu Lisesi sonrasında, 1997 yılında Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, Kamu Yönetimi bölümünden mezun olduktan sonra bir yıllık Maliye yüksek lisansı eğitimimi tamamladım. Ardından ulusal ve uluslararası mesleki eğitimlerle profesyonel gelişimime yatırımda bulunmaya devam ettim. Securitas, Commercial Union, HSBC, Amerikan Ticaret Odası ve Kaiser Mühendislik ve Müşavirlik A.Ş. gibi cok uluslu banka ve şirketlerde edindiğim tecrübelerin ardından, 2011 yılında Yönetim Danışmanlığı” alanında özellikle, uluslararası arenada “Proje Finansmanı” ve “Stratejik Yönetim” konularında hizmet üreten CRATonE Danışmanlık (www.cratone.com) şirketini 3 ortak olarak kurduk.
Diğer ortaklar ilk bir yıl içinde ayrıldılar. Cratone Danışmanlık profesyonel bir ekip kurup seneler içinde büyüyerek, İstanbul merkez ofisi yanında Almanya, Avusturya, Çekya ve Polonya’daki ofislerdeki Danışman kadrosunun da eklenmesi ile uluslararası projelerde finansman çözümleri ve stratejik yönetim alanlarında hizmet vermeye devam ediyor.
Devam eden önemli projelerinizden örnekler verir misiniz?
Şu an Kanada’da 70 dönümlük domates üretimi için Seracılık, Polonya’da 100 MW üzerinde Rüzgar,
Güneş ve Biyogaz Enerjisi Santralleri, Türkiye, Çekya ve Amerika üçgeninde 30’dan fazla patent ile
yüksek teknoloji transferleri, Bulgaristan’da 300 MW üzeri güneş ve rüzgar
Enerjisi Santrallerine danışmanlık hizmetlerimizi sürdürdüğümüz sıcak projelerden bazıları. Daha evvel Doğu Avrupa, Ukrayna ve Ürdün’de yüksek hacimli işbitirmeler gerçekleştirdik. Ayrıca Almanya,
Avusturyave İsviçre’den makina, hammade alımlarına yönelik hem Türkiye hem de
Avrupa ülkelerinde Ticaret Finansman çözümleri sunan Türkiye’deki tek şirketiz. Öte yandan özellikle Türk KOBİ’lerinin kurumsallaştırılması ve Değişim Yönetimi odaklı uluslararası banka kaynaklı Hibe Projelerimiz de devam etmekte.
Aslında iki şapkanız olduğunu görüyoruz. Öncelikle KOBİ’lerimizin kurumsallaşmada güçlenmesi yolundaki danışmanlık - hibe desteklerini biraz daha detaylandırabilir misiniz?
Kalkınma ve Yatırım Bankaları Türkiye ve benzeri ülkelerde yüzdesel hibeler vererek KOBİlerin uluslararası standartlarda net Danışmanlık desteği alarak gelişmesine katkıda bulunuyor. Elbette desteklenmesi söz konusu olan KOBİleri önce akredite olmuş Danışman firma olarak biz inceliyor, ihtiyaç analizlerini çıkarıyoruz. KOBİ şartları sağlıyor ise danışmanlık sürecini netleştirip hizmet üretiyoruz. Firma önce danışmana ödüyor ve proje bitiminde ödediği rakamın Euro cinsinden %60% - %70 oranını firmaya nakit olarak ödüyor. Burada özellikle Yönetiminde kadınların bulunduğu firmalar %70 oranında hibe alıyor ki kadının iş hayatında güçlenmesine katkıda bulunmak beni ayrıca mutlu ediyor.
Bu noktada kadın bir girişimci olarak ekonomide ve iş hayatındaki artı ve eksilerden bahsedebilir misiniz?
Büyürken bu ayrımı ailem bana hiç hissettirmedi ancak iş hayatında bir banka mülakatında ilk kez yüzleştim bu gerçekle. Teftiş sınavıı kazandığım halde bana uzmanlık teklif etmişlerdi kadın olup evleneceğim ve çocuk sahibi olup çok seyahat edemeyeceğimi düşündükleri gerekçesiyle. Teftişte ısrarlı olunca da teşekkür ettiler bana. O Türkiye’de seyahat edemeyeceğini düşündükleri kadın bugün 45 yaşında ve 4 ayrı ülkede yaşayıp 34 ülkeyle iş yaptı. Kız çocuklarını özellikle destekliyorum. Kadınlar ve çocuklarla ilgili pek çok sosyal sorumluluk projesinde yer aldım. Uluslararası “Women Empowerement Konferansları”nda ve Türkiye’de “Lider Kadınlar Zirvesi” gibi pek çok Konferans ve Zirvede konuşmacı ve moderator olarak yer alıp, mesajlarımı iletmek fırsatını yakaladım. İş hayatında kadın olmanın getireceği artı ya da eksilere odaklanmayıp çok çalıştım. Tüm kızlarımıza da bunu öneriyorum. Bilgi en büyük güç. Cinsiyet farklılıkları ortadan kaldıran yegane araç. Uluslararası danışmanlık kadromuzda tek kadın benim ve hatta en gençleriyim. Yani ne olursa olsun bilgi ve çalışma her zorluğu yenmenizi sağlıyor.
Özellikle Kovid-19’un getirdiği yeni çalışma ve hizmet biçimlerine uyum sağlamak konusunda fikirleriniz nedir?
Ben son 6 yıldır uluslararası alandaki projelerimize ilişkin online toplantı platformlarını zaten kullanıyordum. Yüzyüze tanışmadan pek çok anlaşmamızı online toplantılar ile imzalamışımdır. Dolayısı ile bizim için büyük değişiklik olmadı uluslararası projelerimizde ancak Türk firmalar çalışmadan önce geleneksel olarak dirsek teması taleplerini bu salgına rağmen ısrarla sürdürüyorlar. Hala özellikle Türk müşterilerimiz için sahadayız ama elbette tüm önlemlerimizi alarak.
Kovid - 19 demişken malum piyasalardaki daralma net. Çoğu şirketin finans ihtiyacı arttı. Bu durumun sizin işlerinize yansıması nasıl oldu?
Özellikle kurumsal altyapısı sağlam olan firmalar için finansa ulaşmak hala çok zor değil. Bu konuda doğru kılavuzluk ve danışmanlık hizmetleri vermeye devam ediyoruz. Türk KOBİ’lerinin İnsan Kaynağı, finansalları ve doğru işe yatırım yapmaları söz konusu olduğunda finans ihtiyaçları karşılanabilir.
Finans dünyasında değişen tek şey hız. Uluslararası bankalar hala para satıyor, fonlar hala yatırım yapıyorlar elbette uygun yapı ve projelere. Kurallar değişmedi ve biz bu kuralları iyi biliyoruz takım olarak.
Özellikle Enerji, Teknoloji ve Gıda sektörlerinde iddialıyız. Kovid – 19’dan çok Türk piyasasındaki firmaların asıl engeli çoğunun kurumsal yapıya kavuşmamış olmaları. Hala muhasebeci, bankacı ile finansçı ayrımını yapamayan şirketlerin finans kaynaklarına ulaşmaları mümkün olamıyor maalesef.
Malum bu koşullarda uluslararası piyasaları yakından takip ederken Türkiye ekonomisi için yorumlarınız neler?
Benim ekonomi ve finans dünyasında inandığım üç ana başlık var. Mali disiplin, şeffaflık ve istikrar. Türkiye’de farklı sektörler farklı şekillerde etkilendiler gelişmelerden. Para piyasaları da payını aldı ancak umutsuz bir yaklaşımım yine de yok. Şeffaf bir yönetim, mali disiplin ve istikrarla bu dönemi herşeye
rağmen büyüme odaklı ilerlemek yine de mümkün olabilir. Para piyasalarında ilk riskli öngörüm Mart sonu olası hareketlenmeler diyebilirim. İlk çeyrek sonu etki kendisini Mayıs başına kadar gösterecek gibi görünüyor. Yapılması öngörülen reform hareketlerinin sadece yatırımcıyı hedeflemesi ve genele yayılmaması ekonomiye maliyet yaratabilecektir.
Pandemi dönemi alınan istihdam korumaya yönelik önlemlerin kaldırılması işsizliği hızla yükseltebilmek potansiyeline sahip ki bu da enflasyon oranını sene sonunda çok yükseltebilir. Ancak hala öngörülerimiz yanında zamanımız var. Doğru adımlarla bu risklerin bertaraf edilebileceğini düşünüyorum.
Avrupa Birliği ile Ticaret anlaşmalarımıza, Çin’in olası işbirliği anlaşmalarını da hesaplayarak dikkat vermemiz gerektiğini düşünüyorum. Gerek teşviklerin netleşmesi gerekse para piyasalarının istikrarı yakalaması konularının özellikle doğru yönetilmesi yabancı yatırımcıyı ikna için gerekli.
Riskleri öngörebiliyoruz. Sürdürülebilir büyümeye hizmet için bu riskleri fırsata çevirmek adına pek çokadım atılabilir.
Ülkemiz için olası en iyi senaryonun gerçekleşmesini diliyorum.
Sezer hanıma çok teşekkür ederim, son zamanlarda okuduğum en iyi öngörü ler , tebrik ederim. Başarılar dilerim.
Alper Bey, Umuyorum faydalı olmuştur. Konu çok detaylı esasen ama Fevzi Köfteoğlu sayesinde "hap gibi" bir bilgilendirme olsun isteği ile işledik bu başlıkları. Çok teşekkür ederim. Saygılarımla. Sezer