Gelişen piyasalar ciddi bir baskı altında, iyimserliğini korumaya çalışan uzmanlara karşılık piyasada artan endişeler daha çok ses çıkarıyorAsya para birimleri, tahvilleri ve hisseleri, ABD Başkanı Donald Trump’ın İran’la olan nükleer anlaşmasından çekilmesiyle, petrolde gerçekleşen yukarı yönlü ivme ve Orta Doğu’da tansiyonun yükselmesine bağlı endişelerle düştü.Zaten son günlerde Arjantin, Türkiye ve Endonezya gibi ülkeler aldıkları sert darbeler nedeniyle sadece bizim değil global piyasaların da oldukça yakından takip ettiği bir konumdalar.Yükselişteki dolar ve daha yüksek borçlanma maliyetleri, Arjantin ve Türkiye para birimleri üzerinde yıkıcı bir etki yaratırken, gelişmekte olan piyasaların üç yıldır süren faiz indirim döngüsünün sona ermesi ihtimalini artırıyor.Yıllardır yükselen dolar gelişmekte olan pazarlar için kötü haber olarak algılandı ve her ne kadar son yıllarda gelişmekte olan dünyadaki pek çok ilerleme görülse de, son fiyat hareketleri bu durumun o kadar da değişmediğini gösteriyor. Yükselen dolar ile birlikte gelişmekte olan para birimleri, JPMorgan endeksine göre son iki haftada yüzde 3 oranında zayıfladı.Uluslararası Finans Enstitüsü’nün bu haftaki rakamları, gelişen ülkelerden çıkışın 2013’te yaşanan kriz dönemine kıyasla daha hızlı olduğunu gösterdi. IIF, iki haftada 5,5 milyar doları olarak kaydedilen fon çıkışını “geçmiş krizlerin hayaleti” olarak nitelendirdi.İyimser olunabilir mi?Ancak bazı analistlere göre hala iyimserlik için sebepler var.İlk olarak, gelişmekte olan piyasalara doğru yükseliş beklentisi hala korunuyor. JPMorgan’a göre, gelişmekte olan ekonomilerin sermaye fonlarına bu yıl içerisinde 43 milyar dolardan daha fazla giriş olduğu, ABD hisse senedi fonlarından çıkışların da aşağı yukarı aynı miktarda olduğu görülüyor. Bu kısmen gelişmekte olan piyasaların son zamanlarda gelişmiş ekonomilere göre daha da hızlı bir şekilde büyüyor olmasından kaynaklanıyor.Salı günü ABD’li bir danışmanlık firması olan DataTrek Research tarafından yayınlanan pazar duyarlılığı araştırmasına göre, yatırımcılar, teknoloji hisselerine dair endişelere rağmen, gelişen ülkelerin varlıklarının bu yıl piyasanın üzerinde daha iyi performans göstereceğine inanıyorlar.İkincisi, ve daha da önemlisi, gelişmekte olan piyasa hisse senetleri üzerindeki gerginlikler aslında içten içe bir nimettir. Amerikan piyasalarında yaşanan düşüşler ve değerlemelere gözünü dikmiş yatırımcılar için gelişmekte olan ülkelerin hala cazip görüldüğü noktalar vardır.Lauressa Advisory’nin ortağı olan Nicholas Spiro’ya göre “Gelişmekte olan ülke hisse senetleri hala değerli”Yeterli mi?
Bu iyimserliklere rağmen piyasanın büyük bölümünde ise bunların yeterli olmadığı düşüncesiyle artan endişeler hakim.Ve Doları yatırımcılarının gelişmekte olan piyasalara kayması fedakarlık değildir. Onların motivasyonu, ABD’de veya başka yerlerde mevcut olandan daha yüksek algılanan risk karşılığında daha yüksek getiri elde etmektir. Eğer denge ABD’nin lehine kayarsa, sermaye akışları da tersine dönecektir.Ve bu anlamda denge değişmeye başladı. ABD’nin manşet işsizlik rakamı Aralık 2000’den bu yana ilk kez yüzde 3,9’a çıksa da, ABD’nin istihdam ve kazanç verileri heyecan verici olmayabilirdi, fakat yine de Haziran ayında ABD Merkez Bankası’nın faiz artırımına devam etmesi için yeterli olması gerekiyor. Yolda başka faiz artırımlarının da olduğu beklentisi oldukça yüksek.Yerel sorunlar, yerel para birimi zayıflığının başlıca etkenlerinden, ancak Hong Kong’ta olduğu gibi başka bir ortak payda da var; ABD’nin sıkı para politikası şu anda ABD Doları’na yardımcı oluyor.En zayıf avPiyasalar yırtıcı hayvanlar gibi davranabilirler, ilk olarak en zayıf av olarak gördükleri şeyi takip ederler. Arjantin ve Türkiye şu anda genişleyen pazarlar alanında o olmazsa olmaz rolü yerine getiriyor. Ama muhtemelen son olmayacaklar.Gelişmekte olan piyasalardaki yetkililerin kendilerine sordukları soru değişmiş olabilir, Credit Agricole’da EM araştırma ve strateji bölümünün global yöneticisi Sebastien Barbe “Şimdi birçok merkez bankası için soru şu: Daha hızlı bir şekilde faizler artırılmalı mı?” diyor. Sadece normalde savunmasız olanlar da değil, Doğu Avrupa’nın nispeten sakin sığınaklarında bile bu konu konuşuluyor. Çek merkez bankası, yeniden faizlerin artırılması gerektiği konusunda uyardı.Singapur’da Goldman Sachs ekonomisti Nupur Gupta, “Endonezya Merkez Bankası, rupideki kayıpları durdurabilmek için gelecek hafta faiz oranlarını artırabilir” dedi.Endişe varsa satış da varTüm bu yaşananlar gelişen ülkeler varlıklarına yığılmış getirilerin devam edeceğini öngören fon yöneticileri için büyük bir darbe oluyor. Özellikle de yeni yatırımcılar, yeni kurulan fonlar, portföylerinde geçmiş yılın getirilerine bakarak gelişmekte olan ülkelerin pozisyonlarını yeni genişletmiş olanlar vs. için bu durumlar daha acı verici olabilir.Yabancıların yerel tahvil pazarının büyük bir bölümüne sahip olduğu Endonezya gibi ülkeler, sonuç olarak, satış dalgasına en kötü darbeyi yiyenler olmuştur. Credit Agricole’den Barbe, “Endişe varsa, bu fonlar dışarı çıkar,” diyor.Son yıllarda milyarlarca dolar sermaye gelişmekte olan piyasalara aktı, ancak durum tersine dönüyor olabilir. Arjantin ve Türkiye’yi özel durumlar olarak nitelendirmek işin kolayına kaçmak olurdu, ancak bu oldukça naif olur. ABD’nin getirileri artmaya devam ederken, gelişen piyasaların para birimlerinde görülen zayıflık daha da genele yayılabilir.
EKONOMİ
09 Mayıs 2018 - 21:30
Gelişen piyasalardaki en zayıf av
EKONOMİ
09 Mayıs 2018 - 21:30