DİJİTAL PARA, MERKEZ BANKALARI VE DİJİTAL ÖDEME SEKTÖRÜDijital para konusu şüphesiz ki son günlerin en popüler konularından biri. Dijital para dendiğinde ilk olarak kripto paralar ve coinler akla gelse de olay sadece bunlardan ibaret değil. Dünyada birçok ülkenin merkez bankaları da bu konuya el atmış durumda. İnci TARIMerkez Bankalarının çıkardığı, ya da çıkarmayı hedeflediği dijital paralar, Merkez Bankası Dijital Para Birimi kavramının İngilizce karşılığı olan Central Bank Digital Currency’nin baş harflerinden oluşan CBDC kısaltmasıyla karşımıza çıkıyor.Şaşırtıcı olarak ilk CBDC ne Amerika Birleşik Devletleri, ne Avrupa Birliği ülkelerinden biri, ne de Çin tarafından piyasaya sürülmüş. İlk CBCD, Bahamalar Merkez Bankası tarafından piyasaya sürülen “Sand Dollar” olmuş. Bahamalar’ı Doğu Karayipler, Nijerya, Jamaika merkez bankaları takip etmiş.Büyük ekonomiler içinde ilk CBDC çıkaran ülke ise Çin olmuş. Günümüzde dünya ekonomisinin %95’inden fazlasını temsil eden 114 ülkenin bu konuda çalışmaları bulunuyor. Başta Çin olmak üzere bu ülkelerden en az on tanesi bu konuda ciddi ilerleme kaydetmiş. Türkiye’de de dijital Türk lirası denemeleri 2022 yılı sonunda başlamış.Peki neden hemen hemen tüm merkez bankaları kendi dijital parasını yaratmanın peşine düşmüş sorusu uyanıyor doğal olarak insanın aklında. Bu durum belki de dünyada gerçekleşen parasal işlemlerin hemen hemen her gün fiziki değiş tokuştan uzaklaşıp dijitale döndüğü bir ortamın doğal bir sonucu.The Economist’te yer alan bir infografiğe göre 2021 yılı itibarıyla İsveç, İngiltere ve Finlandiya’da parasal işlemlerin tamamına yakını dijital olarak gerçekleşiyor. Bu oran Amerika Birleşik Devletleri için %75, Güney Kore için %75’e yakın, Malezya, Çin ve Japonya için ise %50 civarında, Brezilya için %25’in biraz üzerinde, Hindistan için ise %12-13 aralığında. 1950 yılında ilk kredi kartı olan Diners Club ve 1971’de manyetik şeritli ilk kredi kartı olan American Express’ten günümüze dijitalleşme bambaşka boyutlara vardığı aşikar.Dijital ödemeler sektörünün parasal boyutunu inceleyecek olursak niçin birçok kurumun hatta devletlerin bu sektörden pay alma hevesinde olduğunu çok daha iyi anlamak mümkün. Alman araştırma şirketi Statista’ya göre 2022 yılı itibarıyla sektörün boyutu 8,35 trilyon dolar olarak hesaplanıyor. Bu rakamı gözünüzde daha net canlandırmanız için Türkiye ekonomisinin 2022 yılındaki büyüklüğünün 8 katı civarında olduğunu söyleyebiliriz. 8,35 trilyon dolarlık büyüklüğün kendi içindeki dağılım gözden geçirildiğinde de bunun 5,42 trilyonunun e-ticaretten, 2,82 trilyonunun pos cihazı ödemelerinden, 0,12 trilyonunun ise EFT, havale gibi işlemlerden kaynaklandığını görebilmekteyiz.Dijital işlemlerin son beş yılda 4,1 trilyon dolardan bu seviyeye gelerek ikiye katlandığı, gelecek beş yılda ise 14,78 trilyon doları bularak iki kata yakın büyüyeceği de öngörülerden sadece bazıları. Dijital ödeme sektörünün en büyük bileşeni olan e-ticaretin büyük oyuncularından bazıları dijital ödemelerin bugünkü boyutuna ulaşmasına önemli katkılarda bulunmuş. AliPay, WeChat Pay, Apple Pay, Google Pay, PayPal, Paytm, PhonePe, Samsung Pay, Venmo ve Cash App gibi ödeme sistemleri toplamda 3,3 milyarı aşan kullanıcı sayıları ile hem içinde bulundukları ülkede hem de dünyada dijital ödemelerin bugünkü boyutuna gelmesinde rol oynamış.Örneğin e-ticaret sitesi Alibaba’nın bir parçası olarak doğan Alipay, akıllı telefon ve QR kod kullanarak ödeme yapmayı geliştirmiş ve günümüzde WeChat Pay ile birlikte Çin’de yapılan dijital ödemelerdeki payını %90’a çıkarmış. Hindistan’da Paytm, ABD’de Apple Pay ve Google Pay, Güney Kore’de Samsung Pay öncelikle ülkelerinde ardından diğer ülkelerde mobil ödemelerin dinamosu olmuşlar.Dijital ödemelerde en önde olan ülkeler hangileridir diye soracak olursak konuya iki boyuttan yaklaşmak gerekmekte. Dijital ödemelerin finansal büyüklüğü açısından bakıldığında 2023 yılı verilerine göre ilk sırada Çin yer almakta. Dünyada yapılan dijital ödemelerin neredeyse %40’ı Çin’de yapılıyor. Çin’i, küresel ödemeler sisteminden aldığı %20’nin üzerinde payla Amerika Birleşik Devletleri izliyor. Bu iki dünya devinin ardından ise İngiltere, Japonya ve Almanya geliyor. İşlem adedi açısından ulaşabildiğim en güncel veri 2022 yılında 72 milyar adetle birinci sırada Hindistan’ın yer aldığı yönünde. Hindistan’da toplam işlemler içinde dijitalleşmenin payı henüz düşük olmakla birlikte son yıllarda hızlı bir dijitalleşme söz konusu. İşlem sayılarındaki dijitalleşme Paytm, Google Pay gibi mobil ödeme sistemleri ve 2016 yılında kurularak küçük işletmeler arasında ödeme kolaylığı sağlayan UPI adlı sistem sayesinde olmuş. İşlem adedine dair diğer veriler 2021 yılına ait.
Buna göre Hindistan’ın ardından en fazla sayıda dijital ödeme işlemi gerçekleşen ülkeler sırasıyla Çin (18,5 milyar adet), Tayland (9,7 milyar adet), Brezilya (8,7 milyar adet), Güney Kore (7,4 milyar adet), Nijerya (3,7 milyar adet), İngiltere (3,4 milyar adet), ABD (1,8 milyar adet), Japonya (1,7 milyar adet) ve Türkiye (1,4 milyar adet)… Özetle Hindistan işlem adedinde, Çin ise yapılan işlemlerin parasal büyüklüğünde öne çıkıyor. Dünya çapında dijital ödeme hacminde birinci sırada yer alan Çin dijital bir toplum yaratma konusunda da lider konumunda. Birçok ülke Covid-19 sonrası mobil ödeme sistemlerini geliştirmek için yeni çabalamaya başlamışken Çin’in bu konuda açık ara önde.Son veriler, Çin’de online alışveriş yapanların sayısı 845 milyon, online ödeme sistemlerini kullananların sayısı 904 milyon ve online ödeme penetrasyon oranının %85,4 olduğuna işaret etmekte. Bu konuda Alipay ve WeChat Pay şirketlerinin rolü de yadsınamamakta. Günümüzde dijital ödeme Çin’de o kadar yaygınlaşmış ki nakit ödeme yapmaya çalışanlara neredeyse deli gözüyle bakılıyor.Dünyadaki pek çok merkez bankası, işte böyle büyük boyutlu bir finansal büyüklükten pay almak, dijital ödemeler sektöründe belirleyici olmak, dünyadaki para trafiği üzerinde söz sahibi olmak veya kara para trafiğine engel olmak gibi amaçlarla kendi dijital paralarını çıkarmaya girişmişler.Ancak bu çabada ne ölçüde başarılı oldukları konusu henüz belirsizliğini korumakta. İlk çıkarılan CBDC olan Sand Dollar, beklenilen başarıyı göstermekten uzak görünüyor, bu konuda en başarılı görünen Çin de dahi merkez bankasının yarattığı dijital para e-CNY, Alipay ve WeChat Pay’in gerisinde kalmakta. Japonya bu konuda pilot çalışmalara başlamış, ancak uygulamaya geçme konusunda çekimser davranıyor.İsveç’in Riksbank adlı bankasının mart ayında e-krona hakkında yazdığı 900 sayfalık raporun sonucunda da merkez bankası dijital parası çıkarmanın istenen etkiyi yaratacağı izlenimi doğmamakta. Velhasıl kelam, nakitsiz bir topluma evrildiğimize dair görüşler yanlış görünmemekle birlikte merkez bankalarının bu düzendeki rolü büyük olabilecek mi sorusu henüz yanıtlanamamaktadır.