DEİK Başkanı Olpak sorularımızı yanıtladı: İçe kapanma değil tedbir sürece uygun
İthalat rejimindeki değişime 'içe kapanıyor' diye bakmanın yanlış olduğunu söyleyen Olpak, 'İş dünyası olarak kalıcı olmayacağını düşünüyoruz.' dedi. Olpak, Batılı dev şirketlerin kurtarma adı altında kamulaştırıldığını, merkez bankalarının görev tanımlarının değişmeye başladığına dikkat çekti
RECEP ERÇİNDış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Başkanı Nail Olpak, Türkiye'nin son dönemde ithalat rejimindeki değişimlerin içe kapanma olmadığını, atılan adımların pandemi sürecinin bir yansıması olarak değerlendirdiklerini ifade etti. Başkan Olpak'a, gümrük vergilerinin artırılmasına yönelik bir kesimin "Türkiye içine kapanıyor" söylemlerinin iş dünyasında nasıl yankılandığını sorduk. Dönemsel olarak uygulamaya içe kapanma olarak bakılabileceğini fakat globalleşmeden glokalleşmeye (yerel koşullara uyum sağlama) evrilen sürece bakılması gerektiğini anlatan Olpak, şunları söyledi: "Öncelik mevcudu ayakta tutabilmek. Tedarik zincirini koparmadan, bütün kurumlarda en az zayiatla kalabilmek. Kısıtlama ise kısıtlama... Türkiye'de ilk defa sınav var diye sokağa çıkma yasağı yaşandı. Niye oldu? Hastalıkla sınavı birleştirip 'insanların sokağa çıkmasını nasıl önleriz' diye ortaya konuldu.
DEİK Başkanı Nail Olpak
Türkiye içe mi kapanıyor, sıkı yönetim mi getirecek diye bakarsak yanlış bakış açısı olur. İş dünyasının ithalat yönelik değerlendirmesi; deprem vergisi gibi kalıcı olmayacağını düşünüyoruz. Öyle olursa biz yüksek sesle dile getiririz. Ama dünyada da devletlerin hayatımızdaki yeri artacak. Koca koca Batılı şirketlerin kurtarma adı altında kamulaştırıldığını görüyoruz. Hatta merkez bankalarının klasik görevler dışında işte FED yatırım fonlamasından söz ediyor. Fotoğrafı böyle okumak lazım. Bunu sadece Türkiye'nin tercihi gibi görmek yanlış olur. Salgının bize dayattığı veya öğrettiği bir süreç olarak görmek lazım."
GREEN DEAL TARİFE DIŞI ENGELTürkiye'nin sanal fuarlar ve heyetlerle ticari ilişkilerini pandemi sürecinde de yoğunlaştırdığına işaret eden Başkan Olpak, "İçe kapanıyor muyuz, kapanmıyor muyuz? AB'nin bundan önce başlattığı European Green Deal diye bir kavram var. Bunun için bir trilyon avrodan söz ediliyordu. Bunun şartlarına uygun altyapıya sahip değilseniz, mallar gelecek ama gümrük kapısında kalacak. Bu tam tarife dışı bir engel. Bunun bize Kuşak Yol'dan daha büyük bir etkisi olacak. AB 'uygulamaya başladım sen de uymuyorsun' deyince ağlamak, sızlamak imkanı olmayacak. Önemli konu başlıklarından biri bu olmalı. Onların bütçelerinden alarak kendi içimizde bu dönüşümü sağlayabiliriz" ifadelerini kullandı.
ÇİN İLE İŞBİRLİĞİ VURGUSUSohbet sırasında DEİK Başkanı Olpak'a, Çin'in Kuşak Yol projesinin Türkiye için bir tehdit olup olmadığı da soruldu. Hatırlanacağı üzere DEİK bu konuda detaylı bir rapor hazırlamıştı. Çin'in bu konuda kararlı olduğunu ve Türkiye'nin onun önüne engel koyacak gücü olmadığını belirten Olpak, şu görüşleri dile getirdi: "Buradaki zararı nasıl minimize edip faydamıza nasıl çeviririz? Kuzeyden giden yol bize dokunmuyor, güneydeki de dokunmuyor. Orta koridor var. Çin'den kalkan tren Avrasya Tüneli'nden geçti. Bizim lojistik üstünlüğümüzün elimizden alınacağı bir süreç.
Gemi ile 40-45 günde ulaştığı Avrupa'ya 12-13 günde ulaştı. Bir haftaya indirmenin derdinde. Yapılması gereken; oraya giden vagonlar boş dönmeyecek birileri dolduracak. O birileri içinde olmak. Burayı bir lojistik üs olarak değerlendirip, ek serbest bölgelerle bu işten pay alabilmeye çalışmak, bunu yapmadığımız takdirde ihracatının yüzde 50'sini AB'ye yapan Türkiye için Kuşak Yol risk oluşturuyor." Olpak, yeni süreçte Çin'e alternatif pazarların ön plana çıkacağına ilişkin değerlendirmeler üzerine de, "Çin'e alternatif ürünlerimizi koymak zorundayız ama Çin'de oyun dışı kalmayacağı için Çin ile işbirliği anlamında görüşmeler yapıyoruz. Sonuçlanmadığı için yorum yapmayacağım" dedi.
YEREL PARALARLA TİCARET ARI KOVANINA ÇOMAK SOKMAKTIRTicaret Bakan Yardımcısı Gonca Batur Yılmaz öncülüğünde, Çin, Malezya, Güney Kore gibi ülkeler ile yerel paralarla ticaret konusunda toplantılar yapıldığını hatırlatan DEİK Başkanı, "Yerel paralarla ticaret; zülfü yare dokunmak! Geçerli para sistemi, SWIFT dışında işlem yapmak istiyorsunuz; arı kovanına çomak sokmaktan söz ediyorsunuz. Bu o kadar kolay değil bir anda olsa ikisi bir araya gelip, 'üçüncüye niye ihtiyaç duyalım, gel el sıkışalım' denir.
Ama buradaki çomağın nereden sesinin geleceğini görerek, kademe kademe gidilmesi lazım. Ümitliyim, bu işler böyle başlar. Dinamikleri iyi ifade ediyorsanız karşının da menfaatlerini koruyorsanız, artarak devam ediyor" diye konuştu. ABD ile 100 milyar dolarlık ticaret hacmi konusunda yaptıkları çalışmanın bir benzerini AB ile ticaret ve Asya Pasifik ile ticarette de yapmak için harekete geçtiklerini açıklayan Olpak'a, "S-400'leri almasak bu 100 milyar dolar gündeme gelir miydi?" diye sorduğumuzda, "Uluslararası ilişkiler bir elle, el sıkışırken bir taraftan yumruk sıkmak gibi" ifadelerini kullandı.
NORMALLEŞME VARSA 'İŞTEN ÇIKARMA' KALKMALIPandemi sürecinde Kısa Çalışma Ödeneği (KÇÖ), vergi, prim ertelemeleri, uygun koşullu kredi gibi desteklerin iş dünyası açısından memnuniyetle karşılandığını kaydeden Olpak, "KÇÖ devam etmeyecek gibi görünüyor ama işten çıkarma yasağı sürecek. KÇÖ kaldırılıyorsa normalleşme olduğu için kaldırılıyordur. O zaman normalleşiyorsak, kendisi ayrılan bir insanla bile anlaşıp ayrılamıyorsunuz. Bunun dengelenmesi gerektiğini düşünüyorum" dedi."Amacımız işçi çıkarmak değil ama normalleşmeyi konuştuğumuz süreçte normalleşiyoruz diye KÇÖ'yü kaldıracaksak işçi çıkarmanın da kaldırılması gerekir" görüşünü dile getiren Olpak, kıdem tazminatı konusunun, taşınabilir ilave yükler olduğu takdirde sürüncemeye bırakılmamasını istedi.Olpak, "Sendikalı işçiler haklarından mahrum kalmadan, olmayanların faydalanabilmeli. Kovid sebebiyle yaşananlar iş kazası, meslek hastalığı mıdır? Yarın bu konuda gündeme gelirse hiçbir işletme ayakta kalamaz. Hayatın bedelini parayla mı düşünüyorsun değil ama iş barışı ve hatta iş diye bir şey kalmaz" diye konuştu
MISIR'DA MEVCUT YATIRIMLARDA SIKINTI YOKMısır ile siyasi gerginliğin bu ülke ile ticari ilişkileri nasıl etkilediğini DEİK Başkanı'na sorduğumuzda, şu bilgileri verdi: "Mısır'da bizim firmalarımızın ciddi yatırımları var. İş Konseyi Başkanımızın da yatırımları var. Siyasi ilişkilerimizin olumsuzluğundan, mevcut yatırımlar etkilenmedi. Ama ilave iş alabilmek bazında olumsuzluk, bu kaçınılmaz sonuçtur."
BAKANLARLA SIKI TEMASDün videokonferans yoluyla düzenlediği toplantıda ekonomi gazetecilerinin sorularını yanıtlayan DEİK Başkanı Olpak'ın verdiği önemli mesajlardan biri de ilgili bakanlıklar ile ilişkiler konusundaydı. Genel ticareti ilgilendiren bir konuda acil çözüm bekleyen bir sorunu Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan'ın kabine toplantısında olmasına rağmen yazışma yoluyla çözdüğünü, yine Hazine ve Maliye Bakanı Dr. Berat Albayrak'ın başta çek kredisi olmak üzere, pandemi sürecinde iş dünyasının taleplerini ivedilikle çözüme kavuşturduğunu anlatan Olpak, bu anlamda verilen destekler ve atılan adımlar hususunda iş dünyasının memnun ve müteşekkir olduğunu söyledi.Paketlerin geneline bakınca iş dünyasından kendisine gelen geri dönüşlerde; mesela çek kredisi sayesinde, ödenmeyen çek ve senet krizi yaşanmasını önüne geçildiğini belirten Olpak, destek paketleri hususunda yaptıkları 460 toplantıda bu yönde olumlu dönüşler aldıklarını anlattı.
ABD'NİN ASIL DERDİ 5G!ABD ile Çin arasında pandemi öncesi başlayan çekişmeye değinen DEİK Başkanı, özetle şunları ifade etti: "Biz birinin yanında diğerinin karşısında olmayacağız. Çin buraya kendi haliyle gelmedi. Elbette bir devlet aklı var ama bütün gelişmiş ülkeler bizzat şirketleriyle orada yer aldılar. ABD de 'ben Çin ile ticari ilişkilerimi durduracağım' demiyor. Bunu lehine çevirmeye çalışıyor. ABD'li Senatör Lindsey Graham ile yaptığımız toplantıda 'hedef 100 milyar dolarla kalmamalı, serbest ticaret anlaşması (STA) olmalı' dedi ama Suriye, S-400 konusunu dile getirdi.
Bunun yanında 5G teknolojisi ve Huawei ilişkilerini devreye koydu. ABD, Çin ilişkilerinde rakamsal boyutta değil 5G'yi önemsiyor. Çin Huawei ile ön almış durumda. ABD, Çin'i frenlemek istiyor. 'Müttefiklerimizin 5G'de bizimle çalışmasını isteriz' dedi. S-400 konusu da ciddi bir pazarlık konusu.. Bu bir pazarlık konusu, pazarlıkta kimin neyi ne kadar götüreceğini göremiyoruz. Yaptırımları kenarda bir tehdit unsuru olarak görüyoruz. STA'dan söz etmesini de önemli görüyorum."
RECEP ERÇİNDış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Başkanı Nail Olpak, Türkiye'nin son dönemde ithalat rejimindeki değişimlerin içe kapanma olmadığını, atılan adımların pandemi sürecinin bir yansıması olarak değerlendirdiklerini ifade etti. Başkan Olpak'a, gümrük vergilerinin artırılmasına yönelik bir kesimin "Türkiye içine kapanıyor" söylemlerinin iş dünyasında nasıl yankılandığını sorduk. Dönemsel olarak uygulamaya içe kapanma olarak bakılabileceğini fakat globalleşmeden glokalleşmeye (yerel koşullara uyum sağlama) evrilen sürece bakılması gerektiğini anlatan Olpak, şunları söyledi: "Öncelik mevcudu ayakta tutabilmek. Tedarik zincirini koparmadan, bütün kurumlarda en az zayiatla kalabilmek. Kısıtlama ise kısıtlama... Türkiye'de ilk defa sınav var diye sokağa çıkma yasağı yaşandı. Niye oldu? Hastalıkla sınavı birleştirip 'insanların sokağa çıkmasını nasıl önleriz' diye ortaya konuldu.
DEİK Başkanı Nail Olpak
Türkiye içe mi kapanıyor, sıkı yönetim mi getirecek diye bakarsak yanlış bakış açısı olur. İş dünyasının ithalat yönelik değerlendirmesi; deprem vergisi gibi kalıcı olmayacağını düşünüyoruz. Öyle olursa biz yüksek sesle dile getiririz. Ama dünyada da devletlerin hayatımızdaki yeri artacak. Koca koca Batılı şirketlerin kurtarma adı altında kamulaştırıldığını görüyoruz. Hatta merkez bankalarının klasik görevler dışında işte FED yatırım fonlamasından söz ediyor. Fotoğrafı böyle okumak lazım. Bunu sadece Türkiye'nin tercihi gibi görmek yanlış olur. Salgının bize dayattığı veya öğrettiği bir süreç olarak görmek lazım."
GREEN DEAL TARİFE DIŞI ENGELTürkiye'nin sanal fuarlar ve heyetlerle ticari ilişkilerini pandemi sürecinde de yoğunlaştırdığına işaret eden Başkan Olpak, "İçe kapanıyor muyuz, kapanmıyor muyuz? AB'nin bundan önce başlattığı European Green Deal diye bir kavram var. Bunun için bir trilyon avrodan söz ediliyordu. Bunun şartlarına uygun altyapıya sahip değilseniz, mallar gelecek ama gümrük kapısında kalacak. Bu tam tarife dışı bir engel. Bunun bize Kuşak Yol'dan daha büyük bir etkisi olacak. AB 'uygulamaya başladım sen de uymuyorsun' deyince ağlamak, sızlamak imkanı olmayacak. Önemli konu başlıklarından biri bu olmalı. Onların bütçelerinden alarak kendi içimizde bu dönüşümü sağlayabiliriz" ifadelerini kullandı.
ÇİN İLE İŞBİRLİĞİ VURGUSUSohbet sırasında DEİK Başkanı Olpak'a, Çin'in Kuşak Yol projesinin Türkiye için bir tehdit olup olmadığı da soruldu. Hatırlanacağı üzere DEİK bu konuda detaylı bir rapor hazırlamıştı. Çin'in bu konuda kararlı olduğunu ve Türkiye'nin onun önüne engel koyacak gücü olmadığını belirten Olpak, şu görüşleri dile getirdi: "Buradaki zararı nasıl minimize edip faydamıza nasıl çeviririz? Kuzeyden giden yol bize dokunmuyor, güneydeki de dokunmuyor. Orta koridor var. Çin'den kalkan tren Avrasya Tüneli'nden geçti. Bizim lojistik üstünlüğümüzün elimizden alınacağı bir süreç.
Gemi ile 40-45 günde ulaştığı Avrupa'ya 12-13 günde ulaştı. Bir haftaya indirmenin derdinde. Yapılması gereken; oraya giden vagonlar boş dönmeyecek birileri dolduracak. O birileri içinde olmak. Burayı bir lojistik üs olarak değerlendirip, ek serbest bölgelerle bu işten pay alabilmeye çalışmak, bunu yapmadığımız takdirde ihracatının yüzde 50'sini AB'ye yapan Türkiye için Kuşak Yol risk oluşturuyor." Olpak, yeni süreçte Çin'e alternatif pazarların ön plana çıkacağına ilişkin değerlendirmeler üzerine de, "Çin'e alternatif ürünlerimizi koymak zorundayız ama Çin'de oyun dışı kalmayacağı için Çin ile işbirliği anlamında görüşmeler yapıyoruz. Sonuçlanmadığı için yorum yapmayacağım" dedi.
YEREL PARALARLA TİCARET ARI KOVANINA ÇOMAK SOKMAKTIRTicaret Bakan Yardımcısı Gonca Batur Yılmaz öncülüğünde, Çin, Malezya, Güney Kore gibi ülkeler ile yerel paralarla ticaret konusunda toplantılar yapıldığını hatırlatan DEİK Başkanı, "Yerel paralarla ticaret; zülfü yare dokunmak! Geçerli para sistemi, SWIFT dışında işlem yapmak istiyorsunuz; arı kovanına çomak sokmaktan söz ediyorsunuz. Bu o kadar kolay değil bir anda olsa ikisi bir araya gelip, 'üçüncüye niye ihtiyaç duyalım, gel el sıkışalım' denir.
Ama buradaki çomağın nereden sesinin geleceğini görerek, kademe kademe gidilmesi lazım. Ümitliyim, bu işler böyle başlar. Dinamikleri iyi ifade ediyorsanız karşının da menfaatlerini koruyorsanız, artarak devam ediyor" diye konuştu. ABD ile 100 milyar dolarlık ticaret hacmi konusunda yaptıkları çalışmanın bir benzerini AB ile ticaret ve Asya Pasifik ile ticarette de yapmak için harekete geçtiklerini açıklayan Olpak'a, "S-400'leri almasak bu 100 milyar dolar gündeme gelir miydi?" diye sorduğumuzda, "Uluslararası ilişkiler bir elle, el sıkışırken bir taraftan yumruk sıkmak gibi" ifadelerini kullandı.
NORMALLEŞME VARSA 'İŞTEN ÇIKARMA' KALKMALIPandemi sürecinde Kısa Çalışma Ödeneği (KÇÖ), vergi, prim ertelemeleri, uygun koşullu kredi gibi desteklerin iş dünyası açısından memnuniyetle karşılandığını kaydeden Olpak, "KÇÖ devam etmeyecek gibi görünüyor ama işten çıkarma yasağı sürecek. KÇÖ kaldırılıyorsa normalleşme olduğu için kaldırılıyordur. O zaman normalleşiyorsak, kendisi ayrılan bir insanla bile anlaşıp ayrılamıyorsunuz. Bunun dengelenmesi gerektiğini düşünüyorum" dedi."Amacımız işçi çıkarmak değil ama normalleşmeyi konuştuğumuz süreçte normalleşiyoruz diye KÇÖ'yü kaldıracaksak işçi çıkarmanın da kaldırılması gerekir" görüşünü dile getiren Olpak, kıdem tazminatı konusunun, taşınabilir ilave yükler olduğu takdirde sürüncemeye bırakılmamasını istedi.Olpak, "Sendikalı işçiler haklarından mahrum kalmadan, olmayanların faydalanabilmeli. Kovid sebebiyle yaşananlar iş kazası, meslek hastalığı mıdır? Yarın bu konuda gündeme gelirse hiçbir işletme ayakta kalamaz. Hayatın bedelini parayla mı düşünüyorsun değil ama iş barışı ve hatta iş diye bir şey kalmaz" diye konuştu
MISIR'DA MEVCUT YATIRIMLARDA SIKINTI YOKMısır ile siyasi gerginliğin bu ülke ile ticari ilişkileri nasıl etkilediğini DEİK Başkanı'na sorduğumuzda, şu bilgileri verdi: "Mısır'da bizim firmalarımızın ciddi yatırımları var. İş Konseyi Başkanımızın da yatırımları var. Siyasi ilişkilerimizin olumsuzluğundan, mevcut yatırımlar etkilenmedi. Ama ilave iş alabilmek bazında olumsuzluk, bu kaçınılmaz sonuçtur."
BAKANLARLA SIKI TEMASDün videokonferans yoluyla düzenlediği toplantıda ekonomi gazetecilerinin sorularını yanıtlayan DEİK Başkanı Olpak'ın verdiği önemli mesajlardan biri de ilgili bakanlıklar ile ilişkiler konusundaydı. Genel ticareti ilgilendiren bir konuda acil çözüm bekleyen bir sorunu Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan'ın kabine toplantısında olmasına rağmen yazışma yoluyla çözdüğünü, yine Hazine ve Maliye Bakanı Dr. Berat Albayrak'ın başta çek kredisi olmak üzere, pandemi sürecinde iş dünyasının taleplerini ivedilikle çözüme kavuşturduğunu anlatan Olpak, bu anlamda verilen destekler ve atılan adımlar hususunda iş dünyasının memnun ve müteşekkir olduğunu söyledi.Paketlerin geneline bakınca iş dünyasından kendisine gelen geri dönüşlerde; mesela çek kredisi sayesinde, ödenmeyen çek ve senet krizi yaşanmasını önüne geçildiğini belirten Olpak, destek paketleri hususunda yaptıkları 460 toplantıda bu yönde olumlu dönüşler aldıklarını anlattı.
ABD'NİN ASIL DERDİ 5G!ABD ile Çin arasında pandemi öncesi başlayan çekişmeye değinen DEİK Başkanı, özetle şunları ifade etti: "Biz birinin yanında diğerinin karşısında olmayacağız. Çin buraya kendi haliyle gelmedi. Elbette bir devlet aklı var ama bütün gelişmiş ülkeler bizzat şirketleriyle orada yer aldılar. ABD de 'ben Çin ile ticari ilişkilerimi durduracağım' demiyor. Bunu lehine çevirmeye çalışıyor. ABD'li Senatör Lindsey Graham ile yaptığımız toplantıda 'hedef 100 milyar dolarla kalmamalı, serbest ticaret anlaşması (STA) olmalı' dedi ama Suriye, S-400 konusunu dile getirdi.
Bunun yanında 5G teknolojisi ve Huawei ilişkilerini devreye koydu. ABD, Çin ilişkilerinde rakamsal boyutta değil 5G'yi önemsiyor. Çin Huawei ile ön almış durumda. ABD, Çin'i frenlemek istiyor. 'Müttefiklerimizin 5G'de bizimle çalışmasını isteriz' dedi. S-400 konusu da ciddi bir pazarlık konusu.. Bu bir pazarlık konusu, pazarlıkta kimin neyi ne kadar götüreceğini göremiyoruz. Yaptırımları kenarda bir tehdit unsuru olarak görüyoruz. STA'dan söz etmesini de önemli görüyorum."