Bursa Uluslararası Balkan Ülkeleri Tiyatro FestivaliBu yıl dördüncüsü düzenlenen “Bursa Uluslararası Balkan Ülkeleri Tiyatro Festivali”açılışını “Gayri Resmi Hürrem” oyunuyla yaptı., Bursa seyircisi tarafından da oldukça beğeniyle izlendi.Bu yıl dördüncüsü düzenlenen“Bursa Uluslararası Balkan Ülkeleri Tiyatro Festivali” için Bursa Devlet Tiyatrosu’nun davetlisi olarak Bursa’daydık. Tüm ekip, bizleri festival boyunca ağırlayacak kadar cömert ve misafirperverlerdi.Ancak program yoğunluğu sebebiyle sadece festivalin açılışında, Özen Yula’nın yazıp yönetttiği ve Ankara Devlet Tiyatrosu tarafından sahnelenen “Gayri Resmi Hürrem”i ve festivalin kapanışına doğru da Romanya’dan “Actorchestra”, Makedonya’dan da “Minik Thomas’ın Ordusu” oyunlarını izleyebilme fırsatını yakalayabildim.Özen Yula, Gayri Resmi Hürrem’de Hürrem Sultan’ı hafızasını kaybetmiş bir cariyeyle harem dairesinde bulunan gizli odasında karşılaştırıyor. Cariye ve Hürrem, Sultanın hayatından sahneler oynarlar.Bu iki başrolde sahneyi İpek Atagün Gezener ve Gülin Ersoy paylaşıyor. Her ne kadar TV dizisi olarak aylarca izlemiş olsak da tiyatro sahnesinde yaratıcılığı ve sıcaklığıyla pamuklara sardığımız sevgili Özen Yula’nın şiirsel kelimeleriyle ve gözüyle o ihtişamlı sarayın bir odasında Hürrem’i izlemek büyük zenginlik.Romanya’dan gelen Bükreş Ulusal Tiyatrosu“Actorchestra” perforrmansı ile festivaldeydi. İster müzikli oyun ya da performans ister bir show veya konser deyin. Türü her nasıl adlandırılıyor olsa da bence üç müzisyen oyuncu tam bir uyumla şahane bir gösteriyle salonu tıkabasa dolduran seyirci tarafından dakikalarca alkışlandı. Anlatılan hikayede üç müzisyenin enstrümanlarıyla üstünlük sağlamaya çalışmalarına seyirci oluyoruz.50 dakika süren bu müzikal mücadelenin metni A Collective Creation tarafından yazılmış. Horia Suru tarafından neredeyse kusursuza yakın bir bütünlükle sahneleniyor. Oyuncular, Petre Ancuta, Florin Calbajos ve Emilian Marnea. Bir daha gelirler mi, başka bir yerde izleme şansı bulabilir misiniz bilmiyorum ama yine de bu ekibi tanımak için internetten şöyle bir araştırın derim.Makedonya, festivale Tetoca Ulusal Tiyatrosu’nun “Minik Thomas’ın Ordusu” ile katılmıştı. Oyun, zaman zaman yüreğinizi ağzınıza getiriyor, zaman zaman hikayenin geriliminden ruhunuz daralabiliyor. Ama sonuçta dekoruyla, oyunculuklarıyla gözünüzde, ruhunuzda iyi kotarılmış bir oyun izlemenin hazzıyla salondan ayrılıyorsunuz.Martin Mcdonagh tarafından yazılan “Inıshmore’lu Yüzbaşı” oyununun bir uyarlaması olan “Minik Thomas’ın Ordusu”nu Quendrim Rijani yönetiyor. Oyuncular, Muzafer Etemi, Petrit Neziri, Arsim Fazlia, Blerim Ismani, Sabina Memishi, Arsim Kaleci, Ermal Çanga, Sokol Hajrullai, Berat Mahmuti, Shkumbin Zeqiri.İzlediğim bu üç oyun da birbirinden farklı tarzlarda ve keyifliydi. Festivali düzenleyenler bu dengeyi sağlamaya özen göstermiş. Şimdiden seneye hangi gruplar, hangi oyunlarla karşımıza çıkacak, merak etmeye başladım bile.Festivale Türkiye, Arnavutluk, Makedonya, Romanya, Kosova ve Bulgaristan’dan tiyatro grupları katıldı. Beşyüze yakın konuk ağırlandı. Tabii ülkenin şu an içinde bulunduğu kaotik durum, Balkan ülkelerinin kendi sorunları derken oyun seçmek, tiyatro gruplarını getirmek biraz zor olmuş.Herşeye rağmen Bursa Uluslararası Balkan Ülkeleri Tiyatro Festivali, dördüncü kez binlerce Bursa seyircisinin yoğun ilgisiyle ve alkışlarıyla bir sonraki seneye daha heyecanla hazırlanmaya başlayacak.Festivalde 55 çocuk, 95 yetişkinin katıldığı atölye çalışmalarıda vardı. Kukla yapmaktan, buluntu malzemelerden kostüm yapmaya ve ışık tekniği ve tasarımı üzerine uygulamalı atölyeler gerçekleştirildi.Festival süresince biletlere tiyatro gişesinden veya devlet tiyatroları sitelerinden ulaşabilirsiniz. Fiyatlar tam: 8 TL indirimli: 5 TL, müzikal oyunlarda ise tam: 12 TL indirimli: 7,50 TLFırsat bulmuşuz bir kaç günlüğüne İstanbuldan uzaklaşmışız, oyun izlemek dışında bu güzel şehirde bir süre boş vakte sahip olmuşuz. O zaman biz de bu şehri kısa da olsa biraz yaşayalım dedik.Bursa... nam-ı diğer Yeşil Bursa… Her ne kadar betonlaşma bu şehirde de hızla artsa da yine de yeşili İstanbul’a oranla daha fazla. Bursa’ya gitmişken yapılması gerekenler var: Mesela bu camileriyle ünlü yeşil şehrin merkezinde kurulu çarşıyı turlamak, biraz alışveriş yapmak ve tabii kestane şekeri almak...Yoruldunuz, acıktınız…O zaman tabii ki en ünlüsü, en güzeli, en eskisi Kebapçı İskender’e uğramadan olmaz. Küçük, mavi renkte bir kebapçı dükkanı. Tabii önündeki uzun sıraya dayanabilirseniz, bu sevimli mekanda mükemmel tereyağlı iskender kebabınızı afiyetle yiyebilirsiniz.Yok ben sıra beklemek istemiyorum, bir an önce o dayanılmaz lezzeti tatmak istiyorum diyorsanız başka bir mekan önerim var. 300 - 400 metre kadar yürüdüğünüz zaman ileride aynı kebapçının daha büyük başka bir salonuna ulaşıyorsunuz. Aynı lezzetle, mis gibi tereyağlı iskenderini burada zahmetsiz bir şekilde mideye indirebilirsiniz.Bursa’ya gelip de termal sulardan yararlanmamak,hamama gitmemek olmaz. Şehrin en ünlü kaplıcası Kervansaray ve Swiss-Çekirge Palas otel. Biz bu sefer Swiss termal-spa’yı tercih ettik. Termalde sizi mentol kokusu karşılıyor. Gerçekten bütün bedeniniz dinleniyor, o termal suyun sıcaklığıyla, enerjisiyle müthiş bir rahatlık veriyor; arındığınızı hissediyorsunuz.Tuz yataklarında vücudunuzu arındırabilir, gözeneklerinizi, solunum yollarınızı tuz odasında terapilerle açabilirsiniz. Hamamda kese veya masaj da yaptırabilirsiniz. En önemlisi; buraya geldiğinizde sadece termal havuza bile girmeniz sizi rahatlatacak, buradan huzurla ayrılacaksınız. Personelin ilgisi ve güleryüzü, ortamın temizliği en önemli ve ilk iki tercihten biri olmasının nedeni.Bursa’da bir akşam mutlaka Arap Şükrü Sokağı’na gitmelisiniz. Bizim İstanbul’daki Nevizade’yi andıran bu sokakta sıra sıra dizili meyhanelerden birinde rakınızı yudumlayın, mezelerinizi yiyin, keyfinize bakın. Sokak müzisyenleri istek şarkılarınızı çalsın, sizler de fasılın tadını çıkartın.Son olarak kışın Bursa’nın en bilinen, en çok tercih edilen yerlerinden biri Uludağ. Ben bu sefer gitmedim ama kayak yapanların, bembeyaz karları sevenlerin vazgeçemedikleri bir başka güzelliktir. Bursa’ya gittiyseniz bir kere de olsa o bembeyaz karın tadını çıkartmalı, temiz havasını solumalı ve çam ağaçlarının altında mangalda sucuk ekmek yemelisiniz.Ben derim ki; Ülkemizin her bir noktası görülmeye değer. Bursa’ya gidin hele ki festival zamanı gidin. Hem yeşil Bursa’yı gezme, görme, tanıma fırsatını yakalayın hemde bize kültürel olarak çok yakın duran Balkan ülkelerinin tiyatro gruplarından oyunlar izleme şansına sahip olun. Her zaman keyifle ve sevgiyle…
KÜLTÜR-SANAT
01 Nisan 2017 - 01:22
Güncelleme: 08 Mart 2023 - 16:01
Bursa Uluslararası Balkan Ülkeleri Tiyatro Festivali
Bursa Uluslararası Balkan Ülkeleri Tiyatro Festivali Bu yıl dördüncüsü düzenlenen “Bursa Uluslararası Balkan Ülkeleri Tiyatro Festivali”açılışını “Gayri Resmi Hürrem” oyunuyla yaptı., Bursa seyircisi tarafından da oldukça beğeniyle izlendi.
KÜLTÜR-SANAT
01 Nisan 2017 - 01:22
Güncelleme: 08 Mart 2023 - 16:01
İlginizi Çekebilir