Borçlanma eğilimi arttı merkez faizi indirdi
Tüketici Güven Endeksine göre vatandaşların tasarruf eğilimi yüzde 13 düşerken, tüketim için borçlanma eğilimi yüzde 12 oranında arttı. Kredi kanallarının açık kalmasını isteyen Merkez, enflasyondaki düşüş beklentisiyle faizi 100 puan indirdi
RECEP ERÇİNTürkiye ekonomisini ilgilendiren iki kritik açıklama dün geldi. Bunlardan ilki TÜİK'in Tüketici Güven Endeksiydi. Endeks koronavirüsün etkisini en çok hissettirdiği nisan ayında bir önceki aya göre yüzde 5.8 oranında azaldı. Endeks mart ayında 58.2 iken nisanda 54.9 oldu. Bu düzey endek tarihindeki en düşük endeks değerlerinden biri olarak kaydedildi. Endeksin 100 olması tüketicinin iyimser olduğunu anlamına geliyor. Türkiye'de tüketici güveni genelde 70-80'ler seviyesine geldiğinde beklentilerin olumlu olduğu anlamına geliyor. Ancak endeks uzun süredir 60 seviyesinin altında. Bu da büyümenin tüketim ayağının eksik olduğunu gösteriyor. Nisan 2020 endeksinde dikkat çeken bir unsur da "Gelecek üç aylık dönemde tüketimin finansmanı amacıyla borç kullanma ihtimali" oldu. Bu endeks değeri nisanda yüzde 12 arttı. Gelecek 12 aylık dönemde tasarruf etme ihtimali ise yüzde 13.1 düştü. Buna göre vatandaşlar hayatlarını idame ettirmek için borçlanma zorunda kalacak.
NAKİT AKIŞI KRİTİKDiğer yandan dün beklenen ikinci açıklama Merkez Bankası'ndan geldi. Dün toplanan Para Politikası Kurulu (PPK), bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını (politika faizi) 100 baz puan düşürerek yüzde 9.75'ten yüzde 8.75'e çekti. Bankanın duyurusunda "Salgın hastalığa bağlı gelişmelerin Türkiye ekonomisi üzerindeki olumsuz etkilerinin sınırlandırılması açısından finansal piyasaların, kredi kanalının ve firmaların nakit akışının sağlıklı işleyişinin devamı büyük önem arz etmektedir" denildi. Küresel gelişmeler paralelinde Türk lirasında gözlenen değer kaybına karşın başta ham petrol ve metal fiyatları olmak üzere uluslararası emtia fiyatlarındaki keskin düşüşün devamının enflasyon görünümünü olumlu etkilediği vurgulanan duyuruda, şunlar kaydedildi: "Üretim ve satışlardaki düşüşe bağlı birim maliyet artışları takip edilmekle birlikte toplam talep koşullarının enflasyonu sınırlayıcı etkisinin arttığı tahmin edilmektedir. Bu gelişmeler doğrultusunda yıl sonu enflasyon tahmini üzerindeki risklerin aşağı yönlü olduğu değerlendirilmiştir."
ENFLASYONA ÇİFT ETKİAçıklamaya göre Merkez Bankası, hem petroldeki düşüş hem de kriz nedeniyle talepteki daralma yüzünden enflasyonda gerileme bekliyor. Nitekim nisan ayı tüketici güveni anketinde de otomobil, konut alımı veya bina inşaat veya tamiratına yönelik beklentiler yüzde 30'lar düzeyinde azalmış durumda. Diğer yandan Merkez Bankası kararı ile dolar kuru 6.97 TL'den 6.99 TL'ye sıçradı. Piyasadaki gösterge tahvilin faizi ise yüzde 9.45 olarak kaldı. Merkez Bankası'nın faiz indirmesiyle mevduat faizlerinin daha da aşağı çekilmesi bekleniyor. Vatandaşların dövize yönelmesi söz konusu olsa da bu seviyelerden döviz alımı da oldukça riskli. Üstelik son BDDK kararları nedeniyle bankaların rasyo cezası ödememeleri için döviz mevduatlarında temkinli gitmeleri gerekecek. Kredi tarafında ise riskler yüzünden faizlerin nasıl bir yön izleyeceği merak konusu.
Tüketici Güven Endeksine göre vatandaşların tasarruf eğilimi yüzde 13 düşerken, tüketim için borçlanma eğilimi yüzde 12 oranında arttı. Kredi kanallarının açık kalmasını isteyen Merkez, enflasyondaki düşüş beklentisiyle faizi 100 puan indirdi
RECEP ERÇİNTürkiye ekonomisini ilgilendiren iki kritik açıklama dün geldi. Bunlardan ilki TÜİK'in Tüketici Güven Endeksiydi. Endeks koronavirüsün etkisini en çok hissettirdiği nisan ayında bir önceki aya göre yüzde 5.8 oranında azaldı. Endeks mart ayında 58.2 iken nisanda 54.9 oldu. Bu düzey endek tarihindeki en düşük endeks değerlerinden biri olarak kaydedildi. Endeksin 100 olması tüketicinin iyimser olduğunu anlamına geliyor. Türkiye'de tüketici güveni genelde 70-80'ler seviyesine geldiğinde beklentilerin olumlu olduğu anlamına geliyor. Ancak endeks uzun süredir 60 seviyesinin altında. Bu da büyümenin tüketim ayağının eksik olduğunu gösteriyor. Nisan 2020 endeksinde dikkat çeken bir unsur da "Gelecek üç aylık dönemde tüketimin finansmanı amacıyla borç kullanma ihtimali" oldu. Bu endeks değeri nisanda yüzde 12 arttı. Gelecek 12 aylık dönemde tasarruf etme ihtimali ise yüzde 13.1 düştü. Buna göre vatandaşlar hayatlarını idame ettirmek için borçlanma zorunda kalacak.
NAKİT AKIŞI KRİTİKDiğer yandan dün beklenen ikinci açıklama Merkez Bankası'ndan geldi. Dün toplanan Para Politikası Kurulu (PPK), bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını (politika faizi) 100 baz puan düşürerek yüzde 9.75'ten yüzde 8.75'e çekti. Bankanın duyurusunda "Salgın hastalığa bağlı gelişmelerin Türkiye ekonomisi üzerindeki olumsuz etkilerinin sınırlandırılması açısından finansal piyasaların, kredi kanalının ve firmaların nakit akışının sağlıklı işleyişinin devamı büyük önem arz etmektedir" denildi. Küresel gelişmeler paralelinde Türk lirasında gözlenen değer kaybına karşın başta ham petrol ve metal fiyatları olmak üzere uluslararası emtia fiyatlarındaki keskin düşüşün devamının enflasyon görünümünü olumlu etkilediği vurgulanan duyuruda, şunlar kaydedildi: "Üretim ve satışlardaki düşüşe bağlı birim maliyet artışları takip edilmekle birlikte toplam talep koşullarının enflasyonu sınırlayıcı etkisinin arttığı tahmin edilmektedir. Bu gelişmeler doğrultusunda yıl sonu enflasyon tahmini üzerindeki risklerin aşağı yönlü olduğu değerlendirilmiştir."
ENFLASYONA ÇİFT ETKİAçıklamaya göre Merkez Bankası, hem petroldeki düşüş hem de kriz nedeniyle talepteki daralma yüzünden enflasyonda gerileme bekliyor. Nitekim nisan ayı tüketici güveni anketinde de otomobil, konut alımı veya bina inşaat veya tamiratına yönelik beklentiler yüzde 30'lar düzeyinde azalmış durumda. Diğer yandan Merkez Bankası kararı ile dolar kuru 6.97 TL'den 6.99 TL'ye sıçradı. Piyasadaki gösterge tahvilin faizi ise yüzde 9.45 olarak kaldı. Merkez Bankası'nın faiz indirmesiyle mevduat faizlerinin daha da aşağı çekilmesi bekleniyor. Vatandaşların dövize yönelmesi söz konusu olsa da bu seviyelerden döviz alımı da oldukça riskli. Üstelik son BDDK kararları nedeniyle bankaların rasyo cezası ödememeleri için döviz mevduatlarında temkinli gitmeleri gerekecek. Kredi tarafında ise riskler yüzünden faizlerin nasıl bir yön izleyeceği merak konusu.