YENi REHBERLiK KANUNU HAKKINDA
Bir süredir, Turizm Bakanımızın daveti üzerine Turist Rehberliği Meslek Kanunu düzenlemeleri üzerine toplantılar yapıyoruz. Bu toplantılara Sayın Bakanımız dışında, TUREB, IRO, TÜRSAB, TURSAPNET ve Değerli Bürokratlarımız katıldılar.
Cem Polatoğlu
Görüldü ki, uzlaşmaz denilen taraflar ortak müştereklerde pekâlâ anlaşa biliyorlar. Hatta Rehber-Acentacı olarak birçok noktada Rehberlerin lehine müdahil olduk. (aşağıda). 8 Şubat tarihinde taraflar kanun hakkındaki görüşlerini Turizm Bakanlığına ilettiler. Nihai toplantı ise Sayın Bakanımızın katılımıyla 17 Şubat’ta gerçekleşti.
KANUN, ACENTA VE REHBERLERİ KARŞI KARŞIYA GETİRDİ.
Son kanun 2012 senesinde, kızı ve damadı Turist Rehberi olan dönemin bakanı tarafından meslek paydaşlarına tartışmaya açılmadan, o zamanki Türsab Başkanının onayı ile çıkarıldı. Bu kanun, hem acentaları mağdur etti, hem de 1618 sayılı Seyahat Acentaları kanunu ile çelişti. Yerli turiste Uludağ, Abant, Yürüyüş turlarında bile rehber bulundurma zorunluluğu getiren bu kanunun çıkmasından itibaren, Turist Rehberleri ile Acentalar suni bir kavganın içine girdiler. Biz rehberler 4 ayda Rehberlik hakkı kazanırken, Rehberlik Fakültesinde 4 sene okuyan gençlere, dil bilmiyor diye Rehberlik hakkı verilmemesi büyük sorun oluşturdu. Oysa bu gençler, Türklere, Türkiye’de Türkçe Rehberlik yapacaklar. Dil öğrenirlerse de yabancılara rehberlik yapacaklar. Yani 4 sene hukuk okuyana Avukat, Mühendislik okuyana Mühendis derken Rehberlik okuyana Rehber diyemiyorduk.
Gerçek çözüm; Acentalar, Rehberler, Otel ve Ulaşım sektörünü de içine alacak ortak bir TURİZM KANUNU çıkartılmasıdır. Ancak aşağıda, düzenlenmekte olan bazı kanun maddeleri ve yorumlarım bulunmaktadır;
· Sanat Tarihi, Arkeoloji mezunlarına rehberlik kurslarında kolaylık sağlanacaktır.
- Bizler, rehber olmak için 22 ders okuduk. 2 ay Türkiye turu yaptık. Rehberlik misyonu 2 dersle kazanılmıyor. Bunun psikolojisi var, İlk yardımı var, Güvenliği var, Ermeni, Kürt, Dış ilişkiler, Dinler tarihi vs derslerimiz var, var, var… Bu okullardan mezun olanlar, okudukları derslerden muaf olsunlar ama geri kalan dersleri ve “Türkiye Tanıtım Turu” gezisini tamamlasınlar istiyoruz.
- Rehberlerin yakını, arkadaşı her kim olursa olsun acenta dışı tur yapmaları yasaklanmalıdır. Acenta 1001 emek ve masrafla yurtdışından tur getirecek. Şehir turunu Rehbere verecek. O rehber gruba “ben size daha ucuza bir Boğaz turu, Gece turu yapayım” diyerek müşteri alacak. Yakalanırsa “akrabamdı, arkadaşımdı” diyecek. Oturup Turisti karakolda sorguya çekecek bir durum yok. Çok gerekliyse, her rehberin tanıdık onlarca acentası var. Rica etsin. Biz, tanıdık acentalar 1 kuruş kar almadan memnuniyetle paydaşlarımıza yardımcı oluruz. Aksi takdirde bu işin sonu gelmez. Müşteriye korsan taksici gibi “Size ucuza tur yapıyorum, ama sorarlarsa aman beni daha önceden tanıyorsunuz” dedirtir, felaket olur. Bunu özellikle “Long Weekend-Istanbul” turlarımızda yaşıyoruz. (Yemin edebilirim ama ispat edemem). Bu nedenle rehberler tarafından açılan satış amaçlı web siteleri, forumlar, aplikasyonlara izin verilmemelidir.
------------------------------ ------------------
Bu ve bunlar gibi 30’a yakın madde içeren kanun teklifinde bizce eklenmesi gereken hususlar da mevcuttur.
Bunlar;
- Gelir Vergisi Kanunu ve Vergi Usul Kanununun 66/5 kanun maddesine göre Rehberlerin tabi oldukları iş kolu; EBE, SÜNNETÇİ, ARZUHALCİLER, SAĞLIK MEMURLARI ile aynı katagoridedir. Bu konum, Sigortalılık ve Vergi Durumu yeniden revize edilerek düzeltilmelidir.
- Turizm için tanımlanmış alanlarda dijital rehberlik servisini kullanacak olan belediye, şirket veya benzeri kurumların “MESAM” örneğinde olduğu gibi ulusal ya da bölgesel rehber birliklerine telif hakkı ödemesinin gerekliliğini savunuyoruz.
Cem Polatoğlu
Görüldü ki, uzlaşmaz denilen taraflar ortak müştereklerde pekâlâ anlaşa biliyorlar. Hatta Rehber-Acentacı olarak birçok noktada Rehberlerin lehine müdahil olduk. (aşağıda). 8 Şubat tarihinde taraflar kanun hakkındaki görüşlerini Turizm Bakanlığına ilettiler. Nihai toplantı ise Sayın Bakanımızın katılımıyla 17 Şubat’ta gerçekleşti.
KANUN, ACENTA VE REHBERLERİ KARŞI KARŞIYA GETİRDİ.
Son kanun 2012 senesinde, kızı ve damadı Turist Rehberi olan dönemin bakanı tarafından meslek paydaşlarına tartışmaya açılmadan, o zamanki Türsab Başkanının onayı ile çıkarıldı. Bu kanun, hem acentaları mağdur etti, hem de 1618 sayılı Seyahat Acentaları kanunu ile çelişti. Yerli turiste Uludağ, Abant, Yürüyüş turlarında bile rehber bulundurma zorunluluğu getiren bu kanunun çıkmasından itibaren, Turist Rehberleri ile Acentalar suni bir kavganın içine girdiler. Biz rehberler 4 ayda Rehberlik hakkı kazanırken, Rehberlik Fakültesinde 4 sene okuyan gençlere, dil bilmiyor diye Rehberlik hakkı verilmemesi büyük sorun oluşturdu. Oysa bu gençler, Türklere, Türkiye’de Türkçe Rehberlik yapacaklar. Dil öğrenirlerse de yabancılara rehberlik yapacaklar. Yani 4 sene hukuk okuyana Avukat, Mühendislik okuyana Mühendis derken Rehberlik okuyana Rehber diyemiyorduk.
Gerçek çözüm; Acentalar, Rehberler, Otel ve Ulaşım sektörünü de içine alacak ortak bir TURİZM KANUNU çıkartılmasıdır. Ancak aşağıda, düzenlenmekte olan bazı kanun maddeleri ve yorumlarım bulunmaktadır;
- Kanunda, 2 senelik Rehberlik Üniversitesi mezunlarının “Türkçe Bölgesel”, 4 senelik Rehberlik Üniversitesi mezunlarının “Türkçe Ulusal” Rehberlik Kokartı sahibi olmaları yer almaktadır.
- Türkçe Rehberlik Mezunları bakanlığın tespit ettiği taban ücrete göre %30 daha düşük ücret alacaklardır.
· Sanat Tarihi, Arkeoloji mezunlarına rehberlik kurslarında kolaylık sağlanacaktır.
- Bizler, rehber olmak için 22 ders okuduk. 2 ay Türkiye turu yaptık. Rehberlik misyonu 2 dersle kazanılmıyor. Bunun psikolojisi var, İlk yardımı var, Güvenliği var, Ermeni, Kürt, Dış ilişkiler, Dinler tarihi vs derslerimiz var, var, var… Bu okullardan mezun olanlar, okudukları derslerden muaf olsunlar ama geri kalan dersleri ve “Türkiye Tanıtım Turu” gezisini tamamlasınlar istiyoruz.
- Bakanlık, Tureb ve/veya Tursab’ın gerekli gördüğü zamanlarda, Bakanlıkça rehberlik sınavı açılması.
- Eylemsiz Rehberlerin 5 senede bir dil ve bilgi denetimleri yapılacaktır.
- Kültür ve Turizm Bakanlığına bağlı Müze ve Ören yerlerinde münferiden rehberlik hizmeti verilebilir.
- Sadece Ören Yeri, Şehir Turu ve Müzelerde Rehber alma zorunluluğu vardır.
- Çince bilenlere Rehberlik Kokartı verilmesi kolaylaştırılmalıdır.
- Rehberlerin kaçak acentacılık faaliyetlerinin önüne geçilmelidir.
- Rehberlerin yakını, arkadaşı her kim olursa olsun acenta dışı tur yapmaları yasaklanmalıdır. Acenta 1001 emek ve masrafla yurtdışından tur getirecek. Şehir turunu Rehbere verecek. O rehber gruba “ben size daha ucuza bir Boğaz turu, Gece turu yapayım” diyerek müşteri alacak. Yakalanırsa “akrabamdı, arkadaşımdı” diyecek. Oturup Turisti karakolda sorguya çekecek bir durum yok. Çok gerekliyse, her rehberin tanıdık onlarca acentası var. Rica etsin. Biz, tanıdık acentalar 1 kuruş kar almadan memnuniyetle paydaşlarımıza yardımcı oluruz. Aksi takdirde bu işin sonu gelmez. Müşteriye korsan taksici gibi “Size ucuza tur yapıyorum, ama sorarlarsa aman beni daha önceden tanıyorsunuz” dedirtir, felaket olur. Bunu özellikle “Long Weekend-Istanbul” turlarımızda yaşıyoruz. (Yemin edebilirim ama ispat edemem). Bu nedenle rehberler tarafından açılan satış amaçlı web siteleri, forumlar, aplikasyonlara izin verilmemelidir.
------------------------------
Bu ve bunlar gibi 30’a yakın madde içeren kanun teklifinde bizce eklenmesi gereken hususlar da mevcuttur.
Bunlar;
- Tüm Yurt içi ve Yurt dışı Rehberlere, tur süresince acenta tarafından, yolcularımıza olduğu gibi “zorunlu kaza sigortası” yapılmalıdır.
- Rehberlerin acentalara Serbest Meslek Makbuzu veya Fatura vermeleri mutlaka sağlanmalıdır.
- Rehberlerin tabi oldukları iş kolu değişmelidir.
- Gelir Vergisi Kanunu ve Vergi Usul Kanununun 66/5 kanun maddesine göre Rehberlerin tabi oldukları iş kolu; EBE, SÜNNETÇİ, ARZUHALCİLER, SAĞLIK MEMURLARI ile aynı katagoridedir. Bu konum, Sigortalılık ve Vergi Durumu yeniden revize edilerek düzeltilmelidir.
- “Dijital rehberlik” konusunda
- Turizm için tanımlanmış alanlarda dijital rehberlik servisini kullanacak olan belediye, şirket veya benzeri kurumların “MESAM” örneğinde olduğu gibi ulusal ya da bölgesel rehber birliklerine telif hakkı ödemesinin gerekliliğini savunuyoruz.