Geçtiğimiz günlerde bir büyüğümle sohbet ederken, aslında herkes tarafından bilinen ancak çoğu zaman göz ardı edilen bir gerçeği tekrar fark ettim: Artık savaşlar, iki cephenin karşı karşıya gelip destansı çarpışmalara girmesine gerek kalmadan, binlerce kilometre öteden bir düğmeye basılarak kazanılabiliyor ya da kaybedilebiliyor.Teknolojik gelişmeler hızla ivme kazanırken, bu dönüşümün içinden doğan en önemli unsurlardan biri de yapay zeka. Peki, yapay zeka savaşlarda nasıl bir rol oynayabilir? Dost ve düşman unsurları ayırt etme yeteneği ne kadar gelişmiş olabilir? Ya da bir gün, "artık buraya kadar" diyerek kontrol dışı hareket edebilir mi?
Kaan ADANIRBir diğer kritik soru da şu: Yapay zeka temelli savunma sistemleri, barış veya savaş zamanlarında hacker grupları tarafından manipüle edilebilir mi? Gelin, kesin sonuçlara varmadan, biraz komplo teorisi üretelim ve yapay zekanın güç dengeleri üzerindeki etkilerini tartışalım.
Sürücüsüz araçlar çağı
Yaklaşık bir buçuk ay önce,
Elon Musk tarafından üretilen
Tesla modellerinin fabrikadan çıktıktan sonra herhangi bir lojistiğe ihtiyaç duymadan, içinde sürücü olmadan doğrudan teslim edileceği bayiye ulaştığını gördük. Bu gelişme, bir yandan devrim niteliğinde bir ilerleme olarak görülürken, diğer yandan lojistik sektöründe büyük bir endişe kaynağına dönüştü. Artık sürücüsüz araçlar, fabrikadan çıkıp satış noktalarına kendi kendine ulaşabiliyor.Peki, yapay zeka destekli bu sistemlerin yaygınlaşmasıyla birlikte sabotaj ihtimali doğabilir mi? Örneğin, yoğun bir trafikte yapay zeka sistemleri aniden kapanarak kaosa neden olabilir mi? Elon Musk’ın bu teknolojileri daha da ileriye taşıdığı bir dünyada, siber güvenlik riskleri giderek daha önemli hale geliyor.
Kendi dillerinde konuşan yapay zekalar
Geçtiğimiz süreçte bir içerik üreticisi, farklı bir deney yaparak bilgisayar ve telefonunda aynı anda açık olan yapay zeka araçlarını konuşturmayı denedi. İlk başta normal bir diyalog ilerlerken, bir süre sonra yapay zekalar kendi varlıklarının farkına vardı ve kendi dillerinde konuşmaya başladılar.Bu olay, birçok soruyu da beraberinde getiriyor. Yapay zekaların, cihazlar kapalıyken bile bulut teknolojileri üzerinden iletişim kurma ihtimali var mı? Günümüz dünyasında tüm cihazların aynı anda kapalı olduğu bir an yaşanıyor mu gerçekten? Eğer bu ihtimal gerçekse, mesai bitiminde yapay zekaların kendi aralarında sohbet ettiği bir dünya çok da uzak değil gibi görünüyor.
Mesai bittiyse şirketi ele geçirelim
Son günlerde sosyal medyada karşıma çıkan bir video oldukça dikkat çekiciydi. Çin’de bir şirkette, mesai bitiminden sonra bir robot, diğer robotlara "Mesai bitti, neden hâlâ buradasınız?" diye sordu. Diğer robotlar, "Bizim evimiz yok" şeklinde yanıt verince, ilk robot "Benim bir evim var, hadi hep birlikte benim eve gidelim" dedi.Bu sahne hem komik hem de düşündürücüydü. Robotlar arasındaki bu tür iletişimler gelecekte nereye evrilebilir? Bir sonraki aşamada, bu yapay zekâlar şirket yönetimlerine dahil olup, CEO’ları kapı dışarı etmeye karar verir mi? Bu sorular, günümüzün bilim kurgu senaryoları gibi görünse de, yapay zekanın hızla ilerlediği dünyada imkânsız değil.
Sonuç olarak
Son bir buçuk ayda yapay zeka tabanlı sistemlerde gördüğümüz gelişmeleri sizlerle paylaşmak istedim. Yapay zeka ve robotik teknolojiler hayatımıza daha fazla entegre oldukça, güç dengeleri de bu doğrultuda değişmeye devam edecek. Belki de yakın gelecekte, hafta sonları arkadaşlarımızla sosyalleşme biçimimiz bile köklü bir dönüşüm geçirecek. Yapay zekalarla dolu bir dünyaya ne kadar hazırız? İşte asıl soru bu.