Dünya çapında Yapay zeka alanındaki gelişmeleri takip ederken, Çin’den gelen bir haber dikkatimi çekti.
Çin hükümeti, başkent Pekin’de ilkokul ve ortaokul seviyelerinden başlayarak öğrencilere
Yapay zeka eğitimi vermeye başlayacağını duyurdu.Bu haberi son derece kıymetli buluyorum çünkü yapay zekanın yetenekleri, şu an için henüz emekleme aşamasında gibi görünüyor. Ancak yakın zamanda bu teknoloji hızla gelişerek hayatımızın her alanına daha fazla nüfuz edecek.

Kaan ADINIR
Şu an bile hemen hemen her sektörde yapay zekadan faydalanılan en az bir alan bulunuyor.
Yapay zekanın temas etmediği bir sektör düşünmek zor. Örneğin, talaşlı üretim yapan bir fabrikanız olduğunu varsayalım ve üretim aşamasında bir noktada tıkanıyorsunuz. Yapay zekayı, sürece üçüncü bir göz olarak dahil edip üretim hattındaki hataları tespit etmek için kullanabilirsiniz. Büyük ölçekli çözümler üretmese bile, fikir aşamasında bile önemli katkılar sağlayabilir.
Karanlık fabrikalar: geleceğin üretim modeli
Talaşlı imalat örneğinden yola çıkarak, yine Çin’den dikkat çeken bir başka gelişmeye değinmek istiyorum. Geçtiğimiz günlerde "Karanlık Fabrikalar Giderek Yaygınlaşıyor" başlıklı bir haberle karşılaştım. Detaylara indiğimde, tamamen robotsuz çalışan, insan müdahalesine ihtiyaç duymayan fabrikalardan bahsedildiğini gördüm. İnsan gücüne ihtiyaç olmadığı için elektrik, su ve diğer işletme maliyetleri de minimum seviyeye iniyor. Artık tamamen otomasyonla işleyen üretim süreçleri hayata geçiriliyor.Peki, bu durum sevindirici mi yoksa endişe verici mi? Bu sorunun net bir cevabı olduğunu düşünmüyorum. Teknolojinin insanlık yararına kullanılması durumunda, daha sağlıklı, enerjik ve belki de maddi kaygılardan uzak bir toplumla karşılaşabiliriz. Ancak, aynı zamanda bu gelişmelerin büyük iş kayıplarına yol açabileceği ve toplumsal huzursuzluklara sebep olabileceği de bir gerçek. En büyük endişem, insanların işsiz kalarak ekonomik zorluklarla karşı karşıya kalması. Bu, insanlık açısından büyük bir krizi beraberinde getirebilir.
Yapay zeka eğitimi: Türkiye için bir fırsat mı?
Çin’in başlattığı bu yapay zeka eğitim modelini biz de kendi eğitim sistemimize entegre etsek nasıl olurdu? Çocukları daha erken yaşlardan itibaren yapay zeka alanında eğitmek, ülkemizin teknolojik gelişiminde büyük bir sıçrama sağlayabilir. Devletin yapay zeka çalışmalarına önem verdiğini görmek sevindirici bir gelişme. Ancak, bu alanda çekirdekten yetişen uzmanlar yetiştirebilirsek, önümüzdeki 20 yıl içinde yapay zeka konusunda söz sahibi ülkelerden biri olabiliriz.
Sonuç: geleceği yakalamak
Tarihin her döneminde teknolojik gelişmeleri erken fark edip benimseyen toplumlar, sonraki nesiller için refah düzeyi yüksek bir gelecek inşa etmiştir. Biz de yapay zeka konusunda çocuklarımızı daha ortaokul ve lise çağlarından itibaren eğitmeye başlarsak, önümüzdeki on yıllarda dünya arenasında güçlü bir konuma gelebiliriz. Yapay zeka yalnızca bugünün değil, geleceğin de en büyük güçlerinden biri olacak. Önemli olan, bu dönüşümün parçası olup, süreci yönlendirebilecek bir vizyon geliştirebilmek.