Türkiye’de “mega proje” gerçeği
Türkiye Avrupa’da kamu-özel sektör işbirliği (KÖİ) konusunda başı çekerken, projelerin iyi planlanmaması, finansman ihtiyacını giderilememesi ve ihale şartlarının rekabetçi olmaması ilerisi için büyük zorluklar çıkartmaya aday.Gelişen dünyanın altyapı ihtiyacı hızla artarken, kamu bütçeleri talebi karşılamaya yetmiyor. Kamu-özel sektör işbirliği (KÖİ) bu eksikliği giderecek en önemli girişimlerden biri ve özellikle kullanıcıdan katkı payı ya da ücret tahsil edilebildiği alanlarda başarılı oluyor. Türkiye Avrupa’da KÖİ’de başı çekerken, projelerin iyi planlanmaması, finansman ihtiyacını giderilememesi ve ihale şartlarının rekabetçi olmaması ilerisi için büyük zorluklar çıkartmaya aday.DÜNYADA KÖİ GERÇEĞİOECD’nin yüzde 3,8 olarak öngördüğü küresel ekonomik büyüme rakamlarına erişebilmek için 2030 yılına kadar 59 trilyon dolar civarında altyapı yatırımının tamamlanması gerekirken, yıllık olarak ortalama 3,5-4 trilyon doların altyapı harcamalarına ayrılması gerekiyor.Türkiye gibi orta gelirli ülkelerde 2030 yılına kadar oluşacak altyapı talebinin, altyapı arzının 2,5 katına çıkacağı öngörülüyor. 2050 yılına gelindiğinde ise şehirlerdeki nüfusun yüzde 50 daha fazla olacağı ve bu nedenle şehirlerin taleplerine cevap verebilecek yeterli kaynağın bulunması konusunda sorunlarla karşılaşılacağı düşünülüyor.Artan altyapı talebine karşı sınırlı kamu kaynağı bir problem olarak karşımıza çıkarken, kamu-özel işbirliği (KÖİ) de günden güne hızla gelişmekte. Dünya Bankası’nın verilerine göre 1990-2015 yılları arasında 2,5 trilyon dolar tutarında toplam 6.977 KÖİ projesi hayata geçirildi.Tüm bu projeler içerisinde en çok yatırım alan sektör 1,4 trilyon dolar ile telekomünikasyon olurken, elektrik projeleri 822,7 milyar dolar yatırım topladı. Karayolu projelerinde 274 milyar dolar, havayolu projelerinde 103,7 milyar dolar ve demiryolu projelerinde ise 101,6 milyar dolar yatırım gerçekleşti.KÖİ projelerinin bölgesel dağılımına bakıldığında ise en çok yatırımın Latin Amerika ve Karayipler’e yapıldığı, bu bölgeleri ise Doğu Asya, Pasifik, Avrupa ve Orta Asya’nın takip ettiği görülüyor.Dünya genelinde KÖİ projeleri anlamında Kanada, Avustralya ve Güney Kore öne çıkan ilk üç ülke. Kanada’da 1990’lı yıllardan günümüze kadar 119,6 milyar Kanada doları tutarına ulaşan toplam 247 KÖİ projesinde ilk sırada sağlık sektörü yer alırken, ulaştırma ve adalet sektörü de en fazla yatırım alan diğer sektörler oldu.Avustralya’da aynı dönemler arasında 59 milyar Avustralya doları tutarında toplam 125 KÖİ projesi tamamlandı. Güney Kore ise 90’lı yıllardan günümüze kadar sayı olarak en çok eğitim alanında projeyi hayata geçirirken, proje büyüklüğü açısından en fazla yatırım ulaştırma sektörüne yapıldı.AVRUPA VE TÜRKİYE’DE KÖİ PROJELERİEurostat, KÖİ projelerini kamu altyapı hizmetlerinin sağlanması için kamu ve şirketler arasında imzalanan çeşitli türdeki uzun vadeli sözleşmeler olarak tanımlıyor.Avrupa’da kamu-özel işbirliği 1980’li yıllardan itibaren gelişmeye başladı. 1991-2015 yılları arasında tutarı 353 milyar Euro’ya ulaşan toplam 1.815 KÖİ projesi gerçekleştirildi. 2015 yılında gerçekleşen KÖİ projeleri ülkeler bazında değerlendirildiğinde, proje büyüklüğü açısından ilk sırada 9,2 milyar Euro ile Türkiye yer aldı. Sektörel dağılım açısından ise toplam yatırım yaklaşık yüzde 60’ı ulaştırma sektörüne ayrılmış oldu.Avrupa genelinde 2020 yılına kadar ise sürdürülebilir büyüme hedefleri kapsamında 1,5-2 trilyon Euro arasında altyapı yatırımı ihtiyacı olacağı tahmin ediliyor.Türkiye’de 1986 yılından itibaren yatırım tutarı 53,7 milyar dolar olan toplam 211 KÖİ projesi uygulamaya kondu. İşletmede olan projelerde ilk sırayı 81 projeyle enerji sektörü aldı. KÖİ proje yatırımlarında yıllık artış 2013 yılına kadar normal trendde devam ederken 2013 yılında keskin bir artış yaşandığı ancak sonrasında normal eğilimine devam ettiği görülüyor.PROJELERDE FİNANSMAN SIKINTISI HİSSEDİLİYORKÖİ projeleri Türkiye’de 4 ayrı modelde uygulanıyor: yap-işlet-devret (YİD), yap-kirala-devret (YKD), yap-işlet (Yİ) ve işletme hakkı devri (İHD). Toplam 211 KÖİ projesinden yüzde 48 payla yap-işlet-devret modeli ilk sırada yer alırken, YİD modelini yüzde 41 payla İHD, yüzde 9 payla YKD ve yüzde 2 payla Yİ modelleri takip etti. 211 projenin toplam sözleşme büyüklüğü 2017 fiyatlarıyla 123,5 milyar dolara ulaşırken en büyük payı 77,6 milyar dolar ile YİD modeliyle yapılan projeler aldı. Bu değerin içinde 67,5 milyar dolar ile en büyük pay havaalanı projelerinde görülürken, bunu enerji ve karayolu projeleri takip etti.2015 yılında AB’de gerçekleştirilen KÖİ projeleri için ortalama yatırım büyüklüğü 340 milyon dolar olurken, Türkiye’de bu rakam 350 milyon dolara ulaştı.Türkiye’de 2016 yılında hizmete açılan KÖİ projeleri arasında Kuzey Marmara Otoyolu Odayeri-Paşaköy Kesimi, Avrasya Tüneli, Osmangazi Köprüsü, Ankara Hızlı Tren Garı gibi mega projeler yer alıyor. İstanbul Yeni Havalimanı ve Gebze-Orhangazi-İzmir Otoyolu projelerinin yanı sıra birçok büyük şehirde yapımı devam eden şehir hastaneleri ve sağlık kampüsü projelerinin ise önümüzdeki yıllarda tamamlanması bekleniyor.Türkiye’de özellikle son yıllarda KÖİ projelerine daha çok önem verilirken, uygulanan proje sayısı ve proje büyüklüğü de artmaya başladı. Ancak çok sayıda projenin uygulamaya konulmasıyla birlikte projelerin finansal kapanışının zorlaştığı da görülüyor.Türkiye’de önümüzdeki yıllarda KÖİ projeleri için uzun vadeli fon kaynağı sıkıntısının yaşanabileceği öngörülüyor. Bu sıkıntıyı aşmak adına banka finansmanına ek olarak diğer finansman kaynaklarının araştırılması ve kamunun birikmiş yükümlülüklerinin iyi analiz edilmesi gerek. Ayrıca, çerçeve KÖİ mevzuatının olmaması uygulamaların standartlaşmasını ve hukuki sorunların azaltılmasını engelleyen önemli bir eksiklik olarak karşımıza çıkıyor. KÖİ projelerine bütüncül bir bakış açısının getirilmesi, projelerin geliştirilmesi, izlenmesi ve değerlendirilmesi açısından daha yapıcı etkiler sağlayacaktır. KÖİ STOKU HIZLA BÜYÜYECEKReferandumun ardından GSYIH büyümesini %5-6’a hızlandırmayı hedefleyen hükümet mega-projeleri de temel büyüme aracı seçti. Hürriyet’te yer alan habere göre Erdoğan’ın kurmayları şunları tasarlıyor:“Erdoğan, bu kapsamda halen hazırlıkları süren inşaat/kentsel dönüşüm, sağlık, ulaştırma, enerji, turizm, savunma, teknoloji 7 kritik sektörde yapılacak yeni yatırımları açıklayacak. 6 aylık süreç içinde kentsel dönüşüm sürecinin hızlandırılması, ulaştırmada yeni otoyollar, duble yollar, köprüler için ihaleye çıkılması, sağlıkta ilk etapta 30 olarak planlanan şehir hastanelerinin sayısının artırılması, Akkuyu ile birlikte Sinop ve İğneada’da yapılacak nükleer santral projelerine hız verilmesi, savunma sanayiinde yerlilik oranın artırılması, teknokent ve teknoloji geliştirme bölgelerinin kapasitesinin geliştirilmesi, yerli otomobilin hayata geçirilmesi planlanıyor.Hazırlıkları süren çalışmaya göre Çanakkale 18 Mart Köprüsü’nün ve İstanbul Üçüncü Havalimanı’nın hızlandırılması, çılgın proje olarak açıklanan ancak henüz hayata geçirilemeyen Kanal İstanbul’a başlanması öngörülüyor”.Ancak bu projelerin iç kaynakla finanse edilmesi nerdeyse imkansız. Bankaların likidite sıkışıklığı ile mevduat faizleri %15’e tırmanırken, proje finansmanında elzem olan uzun vadeli krediler bankalar için riskli. Dış finansman bulmak çok zor, çünkü halen hayata geçen Üçüncü Boğaz Köprüsü, Avrasya Tuneli ve İzmir Körfezi Köprüsü gibi projeler finansman giderini ödeyecek nakit üretemeyip Hazine garantisi sayesinde ayakta duruyor.Bir çözüm Varlık Fonu vasıtası ile döviz borçlanıp bu projeleri finanse etmek. Bu durumda ise kamunun borç yükü artacak ve özel sektörün borçlanma maliyetleri yükselecek. Bir anlamda, istihdam ve yatırım ve mega-projelere feda edilerek, büyümede istenen hedeflere erişilemeyecek.Sonuçta, Ankara proje stoğunu elden geçirip daraltmak zorunda kalacak, ya da vergileri yükseltecek.