Liranın zayıflığı, 2012’den bu yana ülkenin en büyük satış anlaşmasının zamanlamasına katkıda bulunmuş olabilir. Salı günü, Dubai’deki Emirates NBD, Sberbank PJSC’nin Türk birimi olan Denizbank’ı 14,6 milyar lira (3,2 milyar dolar) karşılığında alma konusunda anlaştı.İlk ÇatlaklarKurumsal sektör rekor seviyede olan 337 milyar dolarlık yabancı para borcu geri ödemek zorunda kalırken, bankalar yerel ve uluslararası politikalardaki kargaşa nedeniyle serbest düşüşteki lira nedeniyle kredilerinde 78 milyar lirayı (17 milyar dolar) yeniden yapılandırmak zorunda kaldı. Bankaların hükümet destekli bir kredi programı sayesinde yükselen ve yüzde 128’e varan kredi-mevduat oranları nedeniyle zaten sınırlara ulaşmış durumdalar. Dolayısıyla bankaların artık yeni kredi verme olanakları azaldığından şirketler de artan oranda dış borçlanmaya bağımlı hale geliyor.Doğu Avrupa bankalarına bakan Bloomberg Intelligence analisti Tomasz Noetzel, “Varlık kalitesi zaten ilk çatlakları yansıtır nitelikte: , yeniden yapılandırılmış kredilerde artış şimdi liranın değer kaybı devam ettikçe daha da hızlanacak” dedi. “Marjları korumak daha karmaşık hale gelecek. Potansiyel bir GSYİH yavaşlaması ise sadece gelir yaratma zorluğunu artıracak.”Bankalar hükümetin tek taraflı büyümeye odaklanma arzusunun sonucu olarak kötü kredilerinde artış ve karlarında düşüşle karşılaşma riski altındaBloomberg’ten Aslı Kandemir ve Constantine Courcoulas imzalı haber Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın büyüme üzerindeki ısrarının bankacılık sektörü üzerinde yarattığı risklere odaklanmış. Bankacılık sektörünün sağlığı Türkiye ekonomisinin sağlığı açısından yaşamsal çünkü Türkiye ekonomisinin temel direği mali disiplin ise, bankalar da direğin dengesini sağlayan gurçatalar.Ve şimdi bankalar hükümetin tek taraflı büyümeye odaklanma arzusunun sonucu olarak kötü kredilerinde artış ve karlarında düşüşle karşılaşma riski altında.Dünyanın en hızlı büyüyen gelişmekte olan ülkelerinden biri olan Türkiye’de kredi veren konumunda bulunan banklar kendilerini Recep Tayyip Erdoğan’ın 24 Haziran’da yapılacak erken genel seçim kazanma emellerinin merkezinde buluyorlar. Devlet, geçen yıl büyümede yakaladığı yüzde 7,4’lük artışa devam etmek için harcamaları artırmakta. Baskı da tabi piyasa faizinin altında kredi vermeye zorlanarak yüksek enflasyon karşısında kar marjları tehlikeye giren bankaların üzerinde.Oy desteğini güçlü tutmak için faiz artışına yol vermeyen Erdoğan’ın iktisadi politikalarına olan inancın kayboluşu zaten liranın dolara karşı rekor seviyeye düşmesine neden oldu. Bu da tabi çoğu yabancı parayla borçlu olanları büyük bir baskı altına sokuyor. Merkez bankası tarafından yapılan faiz artışları da, bazı analistler tarafından rekor seviyeye yakın yüksek olan enflasyonu kontrol altına almaya yeterli olmadığı için eleştiriliyor.Nomura International Plc.’den Ekonomist İnan Demir’e göre “Türkiye şu anda bankacılık sektörüne zarar verme riski taşıyor.” Zayıflayan lira şirketlerin bilançolarını vurdukça “bankaların aktif kalitesinde bir erozyona neden olacak.” Merkez bankasının eylemsizliğinin sadece sorunu derinleştirdiğini sözlerine ekliyor. Herhangi bir “yabancı para birimi şoku mevduat sahipleri ve yabancı borç verenleri riskten kaçmaya daha da çok yöneltebilir.”Şimdilik, ekonomide ve siyasi alanlarda yaşanan karmaşaya rağmen bankaların takipteki kredileri toplam kredilerinin yüzde 3’ünün altında. Üstelik her türlü fırtınaya karşı kendilerini korumak için yüzde 12’lik bir sermaye yeterlilik oranına sahip olan bankalar yeterli tamponlara sahip.Türk Bankalar Birliği 16 Mayıs’ta yaptığı açıklamada, bankacılık sektörünün riskleri göğüsleyecek kadar güçlü ve ekonominin şoklara karşı dayanıklı olduğunu söylemişti. Açıklamanın önemli bir parçası, yeniden yapılandırılan kredilerin toplam krediler içinde sadece yüzde 3,8 paya sahip olduğu ve bunların da yüzde 80 oranda geri ödendiğiydi.Moody’s Investors Service 15 Mayıs’ta yayınladığı notunda bankaların işletim ortamının daha zorlu hale geldiğini, bu nedenle batık kredi oranının bu yılsonuna kadar yüzde 4’e yükselebileceğini; buna neden olarak da daha fazla şirketin mali sıkıntılarla karşılaşacağını ve inşaat sektörünün zayıflığını belirtmişti. Moody’s bu yıl Türkiye’nin yüzde 4 ve gelecek yıl yüzde 3,5 oranında büyümesini bekliyor.Yatırımcılar zaten bir süredir bankacılık sektörünün mevcut ekonomik ortamda zorluk yaşayacağı beklentisi içindeler. Son 12 ayda Borsa İstanbul 100 Endeksindeki yüzde 8,3’lük artışa karşılık 13 üyeli Borsa İstanbul Bankalar Endeksi son 12 ayda yüzde 9,4 oranında değer kaybetti.Erdoğan’ın 15 yıllık yönetimini uzatması anlamına gelecek şekilde 24 Haziran seçimlerinden kazanarak çıkması hali, bankalar üzerindeki baskıyı daha da artırtacak gibi duruyor. Çünkü seçim sonrası para politikası için daha fazla sorumluluk alma taahhüdünde bulunması liradaki kan kaybını durduracak faiz artışlarının daha da ertelenmesi demek. 64 yaşındaki cumhurbaşkanı yıllarca merkez bankasını enflasyonu düşürmek için faiz oranlarını kullanmakla eleştirirken, bankaları da uyguladıkları faizi düşürmeye çağırdı.Hatırlanacağı üzere Başbakan Binali Yıldırım’ın çağrılarına 7 Mayıs’ta yanıt veren yedi banka, konut kredi faiz oranlarını indirmişlerdi. Bu bankaların konut kredileri, sistemdeki toplam kredinin yaklaşık yüzde 10’unu oluşturuyor. Devlet tarafından işletilen Ziraat Bankası A.Ş. tarafından yönlendirilen bankalar, Nisan ayında yüzde 1,87 olan tüketici enflasyonu ile kıyaslandığında, ipotek oranlarını ayda yüzde 0,98 seviyesine düşürmüşlerdi.Nomura’dan Demir, “Piyasalarda oynaklık bu kadar yüksekken bu hareketin büyük harcamalarda bir satın alma çılgınlığı tetikleyeceğinden kuşku duyuyorum” diyor. Türkiye’de konut satışları Nisan ayında bir önceki yıla göre yüzde 9.9 düşüş gösterdi. Demir, “zaten konut satışlarında ucuz kredi nedeniyle bir patlama yaşanırsa bu durum bankaların karlarını aşındırır” diye ekliyor.
EKONOMİ
22 Mayıs 2018 - 21:11
Türk bankaları da kur riski nedeniyle tehdit altında artık!
EKONOMİ
22 Mayıs 2018 - 21:11