Turizm Cevherini Kullanamayan Türkiye Ekonomisi
Türk Turizmi 50 yıldır bir Mega Proje olarak Türkiye’nin gündeminde olsa da, tüm dünyanın yeniden keşfetmeye çalıştığı Anadolu’ya çok uygun olan ‘bu çağdaş ekonomik cevherin bilinmeyen yönlerini’ hala idrak edebilmiş değiliz.
Dünya çapında 1950’lerde parlayan ve Avrupa’nın Akdeniz merkezli olarak hızla geliştirdiği bir yeni ekonomi sektörü sıfatıyla, ‘turizmin bugün bilmece gibi çok sektörlü bir endüstri’ olarak, yönetsel dinamikleri ile verimlilik ve etkinliğinin artırılmasına çalışıldığının farkında mıyız?
Türkiye turizme 1970’lerde DPT’nin ‘bu yeni sektöre girilmesi’ kararıyla bilinçli olarak girdi ve tüm Beş Yıllık Kalkınma Planlarında ‘döviz yumurtlayan kaz çiftliği’ olarak önem vererek izledi.
Fakat Kamu Muhasebesi açısından çok sektörlü yapıyı sadece döviz girdisi olarak kayda geçebildi ve 1982 de devreye sokulan Turizmi Teşvik Yasası ile destekleme yoluna gitti.
Ancak “sektörler arasındaki ilişkileri düzenlemeden Özal’ın özel teşvikleriyle hızla ve plansız büyüyen turizm bugün çok ciddi çıkmazlardadır.
Çünkü “turizme başlanan 1970’lerdeki ülkesel ve bölgesel turizm planlaması” artık yok ve balon gibi büyüyen ülkesel turizm faaliyetlerindeki “altına hücum zihniyeti” hala devrede ve ezberler bozulabilmiş değildir.
Çarpık gelişme sürecinin Anadolu’yu unutarak kıyıları işgal eden çok hatalı politika sonuçları hala düzeltilemedi. Anadolu değerlerinin kısmen kullanılmasıyla, hızla palazlanarak küresel çapta dikkat çeken Türk Turizmi’nin bugün hala el yordamıyla günü kurtarmaya çalışarak, yarınları görememesi söz konusu.
TURİZMDE RASYONEL DÜZEN ve STRATEJİK HAMLE KARARI VERİLDİ AMA?
Özetle “70’lerde başlayan turizm ‘kamu arazileri tahsisi ve reeskont kredileriyle desteklenip’ hızla gelişse de, ortaya çıkan ciddi sorunları gidermek üzere “2002’deki 2.Şura’da Stratejik Hamle ile toparlanmak” kararı alındı.
Ancak, bu kapsamda Turizm Bakanlığınca yoğun çalışmalarla 2007’de resmen yürürlüğe sokulan 2007-2023 Türkiye Turizm Stratejisi, son 12 Yıldır bir türlü uygulanamadı.
Özellikle 2016’daki Uçak ve 2017’deki Darbe krizleriyle gelen çöküşte “stratejik toparlanma sürecine” dahi girilemedi.
Planlı ve “yapısal sorunların giderildiği bir yapıya niyet edilerek” bu anlamsız durumun toparlanmasına 17 yıl önce karar verilmesine rağmen bir türlü uygulanamamasının ardında da “turizmin kafa karıştırıcı çetrefil bilmeceleri” yatmaktadır.
Bunlar analiz edildiğinde ortaya çıkan sonuç ise “alt çıkar guruplarının ufak hesaplarda uzlaşamamasına ve bütünsel yapıyı gözetememelerine paralel yaşanan hengâme süreci” ve Türk Turizmi’ne çok yakışan ‘lafla yürütülen peynir gemisi’ sıfatıyla da pekişerek anlamlı kılmaktadır.
Son 15 yıldır turizm camiasına “yaşanan süreçler üzerinden analiz ve sentez yorumları paralelinde öneriler sunarak Milli Stratejimizin gönüllü medya avukatlığını sürdürmüş bir ‘araştırmacı yazar’ olarak” son beş yıldır da “olayın ciddi boyutlarını gözeterek Aktivist olabilmek çabaları” sürdürüyoruz.
Bu kapsamda bu yazılarla konuyu ‘turizm camiası ötesinde Ekonomist görüşlerin gündemlerine sokmayı’ ve dikkatlerini çekerek ULUSAL GÜNDEME GİRMESİYLE Kısır döngülerden kurtulunmasını amaçlıyoruz.
Bu bakımdan “söz konusu çok ilginç boyutlardaki endüstriyel çelişki detaylarını saklı tutarak” Ulusal ekonomiye yansıyan ‘hayret verici kayıp boyutlarının çıplak gerçeklerini aktarmakta” yarar var.
Zira “turizm cevherinin çağdaş ihtiyaçlara uygun bir şekilde yönetilmeyip, niyet edilen reformların başlatılsa bile yürütülememesi sonucu istenmeden heba edilen döviz girdisi kayıpları “ulusal dış borçlar düzeyindedir.
ÖZÜ: PLANLI TURİZM ÇALIŞABİLSEYDİ Bugün TÜRKİYE’NİN CARİ AÇIKLARI ve DIŞ BORÇLARI DÜZEYİNDE İLAVE KAZANÇ TURİZM GELİRLERİNE EKLENEREK ULUSAL BORÇLAR BİRİKMİŞ OLMAYACAKTI.
BÜTÜNSEL PEFORMANS ANALİZİNDE ORTAYA ÇIKAN TÜRK TURİZMİ GERÇEKLERİ
Bundan 15 Ay önce katıldığımız 11.Plan Turizm Özel İhtisas Komisyonu için “ev ödevimizi yaparak eski analiz dosyalarımızı güncelleyip” hazırlıklı gittiğimiz ve 70 kişilik seçme uzmanların katıldığı toplantıda, tespitlerimizi net olarak anlatmamıza ve öneriler getirmemize rağmen sonuç fiyasko oldu. Zira “turizmi geleneksel şekilde “izleyerek tahminlerle yürütmek” yerine “hedefleyerek bilinçli yönetmek” gibi yeni bir Stratejik Taktik önerdik ve sonuçta bu türlü bir taze kan değişikliğine ‘tavsiye düzeyinde bile’ gidilemedi.
Ancak 5 Yıllık Plan verileri ve TÜİK Turizm İstatistikleri detaylarıyla bezenmiş detay analiz çalışmalarında, yıllarca sürdürülen öneriler paralelinde gelinen “turist sayısından döviz gelirine geçilerek performans izlenmesi” genel kabul görmeye başlasa da, geçmiş yılların ders alacak analizleri hiç dikkate alınmıyor. Turizmin ‘gerçek katma değer üretim detayları’ da “el yordamıyla verilen demeçlerdeki yıllık hedef rakamları” çerçevesinde ‘hep havada ve temennilerde’ kalıyor. Oysa bunun çok basit bir yöntemi var!
İlk kez “turizme başlangıç yıllarındaki hiç veri olmayan kesitte” zorunlu kalarak PLANLAMA HEDEFİ OLARAK GELECEĞE DÖNÜK GEREKLİ KAPASİTE HEDEFİNİ Belirlemek üzere 1977 yılında yaptığımız 1990 yılı projeksiyonu %5’lik yanılma paylarıyla gerçekleşmiş ve ‘benzer bir gelişimin bugün bile etkili olarak potansiyeli yansıtarak geçerliliğini koruduğu’ da tespit edilmiştir. Şimdi ise elimizde 40 yıllık gerçekleşme verileri mevcut olduğundan, çok daha sağlıklı ve Bölgesel detaylarda ayrıntılı tahminler mümkündür.
Bu yöntemi kullanarak 2000 sonrası Antalya Bölgesi için hazırladığımız
TURİZM RAPORLARINDA ULUSAL TURİZMİN DE RAKAMLARINI Vermiş olmamıza rağmen “turizm camiası ArGe çalışmalarına hiç itibar etmeyerek” el yordamı ve içi boş rakamlarla ‘turizmi lafla yürütme kolaylığını benimsemiş’ ve bu tutum da, zamanla tüm camiada rekabetçi ve yarışmalı bir racon haline dönüşmüştür. Bugün “2023 Stratejisinin 86 Milyar$ olan 2023 gelir hedefini” 50 Milyar sanarak 70’e ulaşmaya gayretler ediliyor.
Fakat bu konularda “Bakanlık dahi ArGe ve resmi çalışma yapmadığı için geniş çapta belirsizlik içinde yol bulmaya çırpınan turizm için, eldeki tek kaynak ’11.Plan ÖİK çalışmalarının yayınlanmayan tutanakları kapsamında tarafımca verilen detaylı analizlerdir’ ve burada özetlenen makro yorumlar da bu verilere dayanmaktadır.
Daha önce özet olarak Turizm Piyasası için 8 Dönemlik 5 Yıllık Planlar itibariyle derlenen tablomuzu burada daha da özetleyerek Makro Ekonomik yorumlarımızı kısaca sergiliyoruz.
Makro analiz Tablosunun önemli mesajları şu notlarla özetlenebilir;
Dünya çapında 1950’lerde parlayan ve Avrupa’nın Akdeniz merkezli olarak hızla geliştirdiği bir yeni ekonomi sektörü sıfatıyla, ‘turizmin bugün bilmece gibi çok sektörlü bir endüstri’ olarak, yönetsel dinamikleri ile verimlilik ve etkinliğinin artırılmasına çalışıldığının farkında mıyız?
Türkiye turizme 1970’lerde DPT’nin ‘bu yeni sektöre girilmesi’ kararıyla bilinçli olarak girdi ve tüm Beş Yıllık Kalkınma Planlarında ‘döviz yumurtlayan kaz çiftliği’ olarak önem vererek izledi.
Fakat Kamu Muhasebesi açısından çok sektörlü yapıyı sadece döviz girdisi olarak kayda geçebildi ve 1982 de devreye sokulan Turizmi Teşvik Yasası ile destekleme yoluna gitti.
Ancak “sektörler arasındaki ilişkileri düzenlemeden Özal’ın özel teşvikleriyle hızla ve plansız büyüyen turizm bugün çok ciddi çıkmazlardadır.
Çünkü “turizme başlanan 1970’lerdeki ülkesel ve bölgesel turizm planlaması” artık yok ve balon gibi büyüyen ülkesel turizm faaliyetlerindeki “altına hücum zihniyeti” hala devrede ve ezberler bozulabilmiş değildir.
Çarpık gelişme sürecinin Anadolu’yu unutarak kıyıları işgal eden çok hatalı politika sonuçları hala düzeltilemedi. Anadolu değerlerinin kısmen kullanılmasıyla, hızla palazlanarak küresel çapta dikkat çeken Türk Turizmi’nin bugün hala el yordamıyla günü kurtarmaya çalışarak, yarınları görememesi söz konusu.
TURİZMDE RASYONEL DÜZEN ve STRATEJİK HAMLE KARARI VERİLDİ AMA?
Özetle “70’lerde başlayan turizm ‘kamu arazileri tahsisi ve reeskont kredileriyle desteklenip’ hızla gelişse de, ortaya çıkan ciddi sorunları gidermek üzere “2002’deki 2.Şura’da Stratejik Hamle ile toparlanmak” kararı alındı.
Ancak, bu kapsamda Turizm Bakanlığınca yoğun çalışmalarla 2007’de resmen yürürlüğe sokulan 2007-2023 Türkiye Turizm Stratejisi, son 12 Yıldır bir türlü uygulanamadı.
Özellikle 2016’daki Uçak ve 2017’deki Darbe krizleriyle gelen çöküşte “stratejik toparlanma sürecine” dahi girilemedi.
Planlı ve “yapısal sorunların giderildiği bir yapıya niyet edilerek” bu anlamsız durumun toparlanmasına 17 yıl önce karar verilmesine rağmen bir türlü uygulanamamasının ardında da “turizmin kafa karıştırıcı çetrefil bilmeceleri” yatmaktadır.
Bunlar analiz edildiğinde ortaya çıkan sonuç ise “alt çıkar guruplarının ufak hesaplarda uzlaşamamasına ve bütünsel yapıyı gözetememelerine paralel yaşanan hengâme süreci” ve Türk Turizmi’ne çok yakışan ‘lafla yürütülen peynir gemisi’ sıfatıyla da pekişerek anlamlı kılmaktadır.
Son 15 yıldır turizm camiasına “yaşanan süreçler üzerinden analiz ve sentez yorumları paralelinde öneriler sunarak Milli Stratejimizin gönüllü medya avukatlığını sürdürmüş bir ‘araştırmacı yazar’ olarak” son beş yıldır da “olayın ciddi boyutlarını gözeterek Aktivist olabilmek çabaları” sürdürüyoruz.
Bu kapsamda bu yazılarla konuyu ‘turizm camiası ötesinde Ekonomist görüşlerin gündemlerine sokmayı’ ve dikkatlerini çekerek ULUSAL GÜNDEME GİRMESİYLE Kısır döngülerden kurtulunmasını amaçlıyoruz.
Bu bakımdan “söz konusu çok ilginç boyutlardaki endüstriyel çelişki detaylarını saklı tutarak” Ulusal ekonomiye yansıyan ‘hayret verici kayıp boyutlarının çıplak gerçeklerini aktarmakta” yarar var.
Zira “turizm cevherinin çağdaş ihtiyaçlara uygun bir şekilde yönetilmeyip, niyet edilen reformların başlatılsa bile yürütülememesi sonucu istenmeden heba edilen döviz girdisi kayıpları “ulusal dış borçlar düzeyindedir.
ÖZÜ: PLANLI TURİZM ÇALIŞABİLSEYDİ Bugün TÜRKİYE’NİN CARİ AÇIKLARI ve DIŞ BORÇLARI DÜZEYİNDE İLAVE KAZANÇ TURİZM GELİRLERİNE EKLENEREK ULUSAL BORÇLAR BİRİKMİŞ OLMAYACAKTI.
BÜTÜNSEL PEFORMANS ANALİZİNDE ORTAYA ÇIKAN TÜRK TURİZMİ GERÇEKLERİ
Bundan 15 Ay önce katıldığımız 11.Plan Turizm Özel İhtisas Komisyonu için “ev ödevimizi yaparak eski analiz dosyalarımızı güncelleyip” hazırlıklı gittiğimiz ve 70 kişilik seçme uzmanların katıldığı toplantıda, tespitlerimizi net olarak anlatmamıza ve öneriler getirmemize rağmen sonuç fiyasko oldu. Zira “turizmi geleneksel şekilde “izleyerek tahminlerle yürütmek” yerine “hedefleyerek bilinçli yönetmek” gibi yeni bir Stratejik Taktik önerdik ve sonuçta bu türlü bir taze kan değişikliğine ‘tavsiye düzeyinde bile’ gidilemedi.
Ancak 5 Yıllık Plan verileri ve TÜİK Turizm İstatistikleri detaylarıyla bezenmiş detay analiz çalışmalarında, yıllarca sürdürülen öneriler paralelinde gelinen “turist sayısından döviz gelirine geçilerek performans izlenmesi” genel kabul görmeye başlasa da, geçmiş yılların ders alacak analizleri hiç dikkate alınmıyor. Turizmin ‘gerçek katma değer üretim detayları’ da “el yordamıyla verilen demeçlerdeki yıllık hedef rakamları” çerçevesinde ‘hep havada ve temennilerde’ kalıyor. Oysa bunun çok basit bir yöntemi var!
İlk kez “turizme başlangıç yıllarındaki hiç veri olmayan kesitte” zorunlu kalarak PLANLAMA HEDEFİ OLARAK GELECEĞE DÖNÜK GEREKLİ KAPASİTE HEDEFİNİ Belirlemek üzere 1977 yılında yaptığımız 1990 yılı projeksiyonu %5’lik yanılma paylarıyla gerçekleşmiş ve ‘benzer bir gelişimin bugün bile etkili olarak potansiyeli yansıtarak geçerliliğini koruduğu’ da tespit edilmiştir. Şimdi ise elimizde 40 yıllık gerçekleşme verileri mevcut olduğundan, çok daha sağlıklı ve Bölgesel detaylarda ayrıntılı tahminler mümkündür.
Bu yöntemi kullanarak 2000 sonrası Antalya Bölgesi için hazırladığımız
TURİZM RAPORLARINDA ULUSAL TURİZMİN DE RAKAMLARINI Vermiş olmamıza rağmen “turizm camiası ArGe çalışmalarına hiç itibar etmeyerek” el yordamı ve içi boş rakamlarla ‘turizmi lafla yürütme kolaylığını benimsemiş’ ve bu tutum da, zamanla tüm camiada rekabetçi ve yarışmalı bir racon haline dönüşmüştür. Bugün “2023 Stratejisinin 86 Milyar$ olan 2023 gelir hedefini” 50 Milyar sanarak 70’e ulaşmaya gayretler ediliyor.
Fakat bu konularda “Bakanlık dahi ArGe ve resmi çalışma yapmadığı için geniş çapta belirsizlik içinde yol bulmaya çırpınan turizm için, eldeki tek kaynak ’11.Plan ÖİK çalışmalarının yayınlanmayan tutanakları kapsamında tarafımca verilen detaylı analizlerdir’ ve burada özetlenen makro yorumlar da bu verilere dayanmaktadır.
Daha önce özet olarak Turizm Piyasası için 8 Dönemlik 5 Yıllık Planlar itibariyle derlenen tablomuzu burada daha da özetleyerek Makro Ekonomik yorumlarımızı kısaca sergiliyoruz.
Makro analiz Tablosunun önemli mesajları şu notlarla özetlenebilir;
- 2009-2018 yıllarını kapsayan 9. ve 10.Plan dönemlerinde ENDEKS Verisinin 74 ve 7’ye düşmesi
- ENDEKS Verisinin 3.Dönemdeki 120’den 40’a düşmesi PERFORMANSNIN ÜÇTE BİRE DÜŞMESİDİR
- 4.DÖNEMDE 10 Yıllık kesitte Ancak 123’lük PERFORMANS ARTIŞI gözetilmesi Gerçekçi bir HEDEFTİR
- 8.9. ve 10 Plan dönemlerinde “giderek düşen TBH (Turist Başına Harcama)” önemli bir kan kaybıdır
- PERFORMANSIN TOPARLANMASI için “17 Yıldır ihmal edilen Stratejik HAMLE Hayati bir unsurdur
- Zira söz konusu BAŞARILAMAYAN “17 Yıllık 2.Hamle süreci” tam da 8.,9.,10. Planlar dönemidir
- NİYET EDİLEN HAMLE ve UYGULANAMAYAN MİLLİ STRATEJİ UYGULANSAYDI