Son haftalarda, yükselen enflasyon ve bence daha önemli olan yükselen enflasyon beklentileri, başta kısa vadeli faizler olmak üzere 2 ve 10 yıllık tahvil faizlerde ana zirvelere doğru hareket yarattı. Bunun bir kısmını ABD faizlerinin de yükseldiği bir ortamda da izlesek de özellikle yakın vadede ABD'de 10 yıllık faizi 2,50'lerin üzerine geçecek mi diye tartışırken, 2,30'larda yeniden izledik. Bu da gösteriyor ki gelişen ülke para birimleri üzerindeki faiz baskısı azalıyor. Peki bu ortamda TL neden hala negatif ayrışmasını sürdürüyor ya da asıl soru 3,90'ları test etmiş bir Dolar/TL, daha önceki testi gibi neden hızlı bir şekilde aşağı inmedi. Bu sorunun tek cevabı var aslında. "enflasyon" bu seviyelerdeyken, TL'nin değer kazanması için ciddi bir gerekçe yok. 3,50'lerin altından hızlıca geldiğimiz 3,90'larda artan jeopolitik riskler konuştuk, Irak, Suriye ve ABD vize krizi derken, piyasa 3,80 üzerinde kalmakta ısrarlı.
Peki bu resim nereye kadar devam edebilir. Artık bir düşüş zamanı gelmedi mi diye sormak gerekiyor. En son izlediğimiz 3,90 hareketi gösteriyor ki yükselişte zorlanma var ve hacimlerde düşüş var. Teknik çalışanların daha iyi bileceği bir konu fakat zirvelerin daha nazlı yükseldiği bir grafikte düşüş beklemek yanlış olmayacaktır. Perşembe günü düşen faizler de şimdilik bunun bir göstergesi olarak görülebilir. Aşağıdaki grafik, Türkiye 2 ve 10 yıllık faizleri ve aynı grafikte aşağıdaki kısım da manşet ve çekirdek enflasyonu gösteriyor.
Bu resimde eksik olan ve resmi bozabilecek bir etken, yani kısacası geri çekilmenin önündeki engel ise opsiyon piyasasındaki görünüm. Bizim opsiyon volatilitesi olarak tanımladığımız, ama piyasa dilinde risk iştahının yönünde ise TL aleyhine resim devam ediyor. Görünen o ki piyasa Dolar alım opsiyonlarında hala aktif. Bu da şimdilik geri çekilme önünde teknik bir engel olarak görülebilir.
Sonuç: TL'nin orta uzun vadede negatif ayrışmasını yapısal olarak kabul eden bir piyasa ortamı var. Buna karşın kısa vadeli fazladan ayrışmayı, enflasyon haricinde bazı alt kalemlere bağlayacak olursak, bir 3,78 - 3,83 hareketini olağan karşılamak gerekiyor. Faizlerin düşüşü devam edecek olursa TL üzerinde baskı da kalkabilir. Tabii buraya bir parantez açalım. Yeniden 3,50 hareketi beklemek aşırı iyimserlik olur. Şu enflasyon ortamına, bu faiz, bu faize bu TL.
Peki bu resim nereye kadar devam edebilir. Artık bir düşüş zamanı gelmedi mi diye sormak gerekiyor. En son izlediğimiz 3,90 hareketi gösteriyor ki yükselişte zorlanma var ve hacimlerde düşüş var. Teknik çalışanların daha iyi bileceği bir konu fakat zirvelerin daha nazlı yükseldiği bir grafikte düşüş beklemek yanlış olmayacaktır. Perşembe günü düşen faizler de şimdilik bunun bir göstergesi olarak görülebilir. Aşağıdaki grafik, Türkiye 2 ve 10 yıllık faizleri ve aynı grafikte aşağıdaki kısım da manşet ve çekirdek enflasyonu gösteriyor.
Bu resimde eksik olan ve resmi bozabilecek bir etken, yani kısacası geri çekilmenin önündeki engel ise opsiyon piyasasındaki görünüm. Bizim opsiyon volatilitesi olarak tanımladığımız, ama piyasa dilinde risk iştahının yönünde ise TL aleyhine resim devam ediyor. Görünen o ki piyasa Dolar alım opsiyonlarında hala aktif. Bu da şimdilik geri çekilme önünde teknik bir engel olarak görülebilir.
Sonuç: TL'nin orta uzun vadede negatif ayrışmasını yapısal olarak kabul eden bir piyasa ortamı var. Buna karşın kısa vadeli fazladan ayrışmayı, enflasyon haricinde bazı alt kalemlere bağlayacak olursak, bir 3,78 - 3,83 hareketini olağan karşılamak gerekiyor. Faizlerin düşüşü devam edecek olursa TL üzerinde baskı da kalkabilir. Tabii buraya bir parantez açalım. Yeniden 3,50 hareketi beklemek aşırı iyimserlik olur. Şu enflasyon ortamına, bu faiz, bu faize bu TL.