"Kur Korumalı Mevduatta toplam bakiye ağustos itibarıyla 140 milyar dolardı. Şu an geldiğimiz noktada 70 milyar dolar civarına indi"
"(Kredi kartı faizi) Yakın dönemde bir ayarlama yaptık. Şu ana kadar gelen veriler, bunun harcamaları epey bir makulleştirdiğini gösteriyor"Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Fatih Karahan, geçen yılın ağustos ayında 140 milyar dolar seviyelerinde olan Kur Korumalı Mevduattaki (KKM) toplam bakiyenin gelinen noktada 70 milyar dolar civarına indiğini bildirdi.Karahan, Merkez Bankası İdare Merkezi'nde bu yılın 2'nci Enflasyon Raporu'nun tanıtımı amacıyla düzenlenen bilgilendirme toplantısında, Başkan Yardımcıları
Hatice Karahan ve Osman
Cevdet Akçay ile soruları yanıtladı.Türk lirasının değeri konusunda Bankanın duruşunun sorulması üzerine Karahan, kur hedeflerinin olmadığını söyledi.Karahan, kurun serbest piyasa koşullarında, arz-talep dengesiyle oluştuğuna dikkati çekerek, bu doğrultuda dönem dönem dövize, dönem dönem de Türk lirasına talebin artabileceğine dikkati çekti.
Esas amaçlarının dezenflasyon olduğuna işaret eden Karahan, "Bunu sıkı para politikası duruşuyla, talepteki dengelenme üzerinden yapmak istiyoruz." dedi.Karahan, sıkı para politikası duruşu çerçevesinde Türk lirasının güçlenebileceğini belirterek, faizlerin geldiği seviye ve enflasyondaki düşme ihtimali göz önünde bulundurulduğunda hem yurt içi yerleşiklerden hem de yurt dışından talebin artabileceğini bildirdi. Karahan, bu kapsamda kurun aşağı ya da yukarı yönlü hareket edebileceğini ifade etti.Karahan, "Verilere erişimde daha fazla şeffaflık konusunda bir çabanız olacak mı? Özellikle TÜİK'in açıklamayı kestiği madde fiyatlarını yeniden yayınlanması konusunda siyasi otoriteyle ilgili bir görüşmeniz ya da talebiniz olacak mı? TCMB, KKM'lerin döviz karşılığını açıklayacak mı?" şeklindeki bir soruya ise şu yanıtı verdi:"TÜİK'in kendi tercihidir. O konuda benim bir fikir belirtmem doğru olmaz. Biz beklenti yönetimi açısından iletişimimizi para politikası duruşu üzerinden yapıyoruz. Bu doğrultuda tahminlerimizi de oluşturuyoruz. Bunu da kamuoyuyla şeffaf bir şekilde sebepleriyle neden nereye geleceğini net bir şekilde anlatıyoruz.Enflasyon düştükçe beklentiler de olumlu yönde ilerleyecektir. Kur Korumalı Mevduatta toplam bakiye ağustos itibarıyla 140 milyar dolardı.Şu an geldiğimiz noktada 70 milyar dolar civarına indi. Burada şeffaflık olarak değerlendirebiliriz. Döviz cinsinden yararlanmayı sorun görmüyorum. Şeffaflığı artırmak adına daha detaylı veri yayımı konusunu değerlendiririz."
- "İletişimizi kurarken ihtiyatı ön plana çıkarmayı daha doğru buluyoruz"Bir "Merkez Bankacısının görevinin endişe duymak" olduğuna ilişkin bir sözü hatırlatılan Karahan, şu değerlendirmede bulundu:"Özellikle enflasyonun yüksek olduğu seviyelerde, her zaman ihtiyatlı duruş önemlidir. Baz senaryo... Biz bir şekilde gideceğini öngörüyoruz ama burada aşağı yönlü de yukarı yönlü de riskler var.Ama biz yukarı yönlü risklere daha çok önem veriyoruz. Katılığın umduğumuz gibi çözülmemesi halinde talepteki dengelenmenin beklediğimiz hızda olmaması halinde eğer görünümde bir bozulmaya yol açacak olursa risk açısından ilave sıkılaşma yapacağımızı söylemiştim. Ama bakış açımızda, politika duruşumuzu da değerlendirirken iletişimizi de kurarken her zaman ihtiyatı ön plana çıkarmayı daha doğru buluyoruz."Sosyal medyadaki "üst banknotları sayma makineleri" gibi paylaşımlar anımsatılarak, Bankanın üst banknot konusunda çalışması olup olmadığının sorulması üzerine Karahan, "Paranın kendisi ortada yokken bununla uyumlu banknot makinesi nasıl oluyor bilmiyorum ama genel olarak önemli bir soru.Üst kupür banknota ihtiyaç olup olmadığı birçok faktöre bağlı. Makro ekonomik finansal analizlere, teknik olarak yapılan değerlendirmelere göre buna karar veriyoruz. Bu kapsamda tedavüldeki kupür kompozisyonu değişimlerini de dikkate alıyoruz. Bunu dikkatle takip ediyoruz. Bu yaptığımız analizler sonucunda ihtiyaç görülürse gerekli adımları atacağız." diye konuştu.Swapların açılıp açılmayacağının sorulması üzerine Karahan, bu konuda yetkinin kendilerinde olmadığını, düzenleme yetkisinin Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulunda (BDDK) olduğunu dile getirdi.
- "Birinci yapmamız gereken kalıcı bir şekilde fiyat istikrarını sağlamak"Asgari ücret artışının enflasyona etkisinin sorulması üzerine Karahan, şunları kaydetti:"Asgari ücret TCMB uhdesinde değil. Biz karar verici de değiliz. Görüşmelerin bir tarafı da değiliz. Dolayısıyla bir tavsiye verilmesi de söz konusu değil.Belirlediğimiz hedefler var. Bunları revize edeceksek, etmeyeceksek bu konuda tabii ki bir görüş oluşturma durumundayız. Hizmet enflasyonunda, emek yoğun bir sektör olduğu için, talebe yönelik etkisi de var ama hizmet fiyatlarının üzerinde asgari ücretin de etkisi söz konusu. Bu konuda varsayım yaptık.Varsayım yaparken daha önceden yapılan açıklamaları gösterge olarak ele aldık. Bu çerçevede de tek asgari ücret artışı olacağı dillendirildiği için bunu varsaydık. Şu anda ücretlerin yüksek enflasyondan dolayı erimesi söz konusu. Dolayısıyla bizim birinci yapmamız gereken kalıcı bir şekilde fiyat istikrarını sağlamak.Biz enflasyonu öngörülerimiz çerçevesinde düşürürsek, ki bunda kararlıyız, bu duruşumuzu zaten yaptığımız işlerle de gösteriyoruz.Bunu yapabilirsek zaten kalıcı refah artışı olacak. Bu konuda da ücretler enflasyonist olmayacak şekilde artmaya, zaten sağlıklı şekilde artmaya devam edecek. Esas başarı göstergesi aylık enflasyonu bizim öngördüğümüz çerçevede düşmesi olacak. Çünkü o sayede biz kalıcı düşüşü sağlayabiliriz."
- "Kredi kartı faizleri konusunda ek önleme ihtiyaç duyulacağını düşünmüyorum"Güncel faiz koridoru genişliğine dair yeni bir değerlendirme düşünmediklerini ifade eden Karahan, "Para politikasının temel aracı bir hafta vadeli repo faiz oranıdır. Dolayısıyla bunu kullanmaya devam edeceğiz. Faiz koridoru gün içi oynaklığı sınırlamak için de kullanılıyor. Dönem dönem üst bandı da kullanabiliriz. Bunu bir süredir kullanıyoruz. Fakat bu bir süre sonra normale dönecektir." değerlendirmesinde bulundu.Karahan, likidite yönetimi açısından açık piyasa işlemlerinin pozitifte olmasının TCMB'nin piyasa koşullarını sıkı tutmak açısından önemli olduğunu ve bu konuda tüm önlemleri hem aktif hem de proaktif şekilde aldıklarını söyledi.Kredi kartı faizleri konusuna ilişkin ise Karahan, sadece azami faizleri düzenlemenin yetki alanında olduğunu belirterek, bunun dışında bir hamle yapmalarının söz konusu olmadığını ifade etti.Karahan, "Faiz konusunda yakın dönemde bir ayarlama yaptık. Şu ana kadar gelen veriler, bunun harcamaları epey bir makulleştirdiğini gösteriyor. Her türlü kredi gelişmesini yakından takip ediyoruz. Ne gerekiyorsa yaparız. Ancak şu aşamada, veriler ışığında kredi kartı faizleri konusunda ek bir önleme ihtiyaç duyulacağını düşünmüyorum." dedi.
Karahan, ek sıkılaşmayı mart ayı sonunda yaptıklarına da dikkati çekerek, bunun finansal koşullara hızlı bir şekilde yansıdığını söyledi.Verilerin geriden geldiğini ve araya Ramazan Bayramı tatilinin de girdiğini dile getiren Karahan, ellerindeki verilerin kredi kartı harcamalarında net bir şekilde zayıflamayı ortaya koyduğunu bildirdi.Geçmişteki çalışmaların, talep-kredi ilişkisinin güçlü olduğunu gösterdiğini anlatan Karahan, gelecek dönemde son yapılan hamlelerin de etkili olacağını düşündüğünü söyledi.Saha gözlemlerinden elde edilen işaretlerin, nisan ayından itibaren talepte dengelenmenin net bir şekilde başladığını gösterdiğini belirten Karahan, "Otomotiv sektöründe bu yönde gelişmeler oluyor. Ancak burada her zaman yukarı yönlü riskler vardır. Verileri yakından takip ederek, duruşumuzu gerekirse enflasyon görünümü çerçevesinde ayarlayabiliriz."
- "Son dönemde bir miktar reel değerlenme görüyoruz"Bankanın Türk lirasının değerlenmesi konusundaki beklentisinin de sorulması üzerine Karahan, geçmişteki sıkılaşma dönemlerine bakıldığında cari açıkta hep dengelenme görüldüğünü, bu sefer de benzer bir hareketin başladığını ve bunun devam etmesini öngördüklerini söyledi.
Karahan, şunları kaydetti:"İhracat artarken, ithalat zayıflıyor, miktar olarak da zayıflıyor. Bu da aslında beklentilerin düzelmesi kanalıyla da oluyor. Dolayısıyla başladığımızdan beri bunu görüyoruz. Haziran ayından itibaren ithalatta, diğer kalemlerde de bir azalma söz konusu. İhracatta da güçlü seyir devam ediyor. İhracat tarafına baktığımızda da esas öne çıkan kalemler verimlilik ve dış talep oluyor. Dış talep olarak en azından geçtiğimiz senelere göre daha olumlu bir durum söz konusu."
Karahan, Türk lirası tasarrufların teşvik edilmesine ilişkin soruya da şu yanıtı verdi:"Şu anki mevduat faizi en son bizim elimizdeki veride ortalama yüzde 67-68 civarında, 3 ay vadeli mevduattan bahsediyorum. Bu durumda çok ciddi reel getiri olduğu aşikar. Dolayısıyla zaten bunu piyasa hareketlerinden de görüyoruz. Burada sadece sözde kalmıyor, insanların çok hızlı bir şekilde yurt içi yerleşiklerin vatandaşlarımızın dövizlerini bozdurup Türk lirasına geçtiğini görüyoruz. Burada net bir pozitif getiriden kesinlikle söz edebiliriz."
- "İleriye dönük beklentilerimiz son derece olumlu"Başkan Yardımcısı Cevdet Akçay da bir soru üzerine enflasyon tahminindeki kaymanın çok önemli olmadığını, değişik senaryolarda yüzde 36 hedefinin tutturulmasının mümkün olduğunu söyledi.Martta yaptıkları sıkılaşmanın etkisini nisanda görmeye başladıklarını anlatan Akçay, şunları kaydetti:"Genelde etkiler 6-9 ay gecikmeyle gelir. Biz sadece politika faizini artırmadık. Yanında bazı finansal kısıtlar da getirdik. Biz biraz daha güvenli noktaya yüzde 38'e çektik ama bandın üst tarafını kesinlikle aşacağımız kanaatinde değiliz.Yüzde 42'inin içinde kalma ihtimalimizin çok yüksek olduğunu düşünüyoruz. Bizim işimiz aslında endişeleri yönetmek. İyi senaryoyu çok fazla baz alarak gitmiyoruz, sapmalarımız daha çok endişe tarafında. Sert inişin zorunlu olduğu durum vardı.Aktarım mekanizmanız zayıfsa sert iniş kaçınılmaz. Bizim uzun zamandır yapmaya çalıştığımız mekanizmayı güçlendirmek. Marttan itibaren bu mekanizmayı güçlendirdiğimiz kanaatindeyiz. İleriye dönük beklentilerimiz son derece olumlu. Bandın genişliği konusunda içimiz rahat."Başkan Yardımcısı Hatice Karahan da yabancı ülke merkez bankalarıyla yaptıkları para takası anlaşmalarında asıl amaçlarının ikili ticaretin güçlendirilmesi, doğrudan yatırım ve finansal işbirliklerinin artırılması olduğunu belirterek, bu anlaşmaların ilerleyen dönemde de ikili ilişkiler kapsamında belirlenerek devam edeceğini ifade etti.(Bitti)