Serbest piyasaya bir darbe de Papa'dan
Papa Francis, salgının serbest piyasanın başarısızlığını kanıtladığını söyledi.
Özel mülkiyetin ‘mutlak hak’ kabul edilemeyeceğini belirten Papa, ‘Zengin uluslar zenginliğini fakirlerle paylaşmak zorundadır’ dedi.
Özel mülkiyetin ‘mutlak hak’ kabul edilemeyeceğini belirten Papa, ‘Zengin uluslar zenginliğini fakirlerle paylaşmak zorundadır’ dedi.
Katolik dünyasının ruhani lideri Papa Francis, koronavirüs salgını krizinin serbest piyasa ekonomisinin başarısız olduğunu kanıtladığını söyledi.
Pazar günü yaptığı açıklamada, serbest piyasa yöntemlerinin toplumu başarısızlığa uğrattığını belirten
Papa Francis’in Kovid-19 sonrası dünya vizyonu, Katolik piskoposlara gönderdiği ‘insanların kardeşliği’ konulu bir genelge ile açıklandı.
Genelgede, Papa'nın küresel ekonominin adaletsizlikleri, yoksulluk, göç, sağlık alanındaki dengesizlikler, siyasi kutuplaşma gezegenin yıkımı gibi konulardaki vaazları yer aldı ve bugünün sorunlarını çözmek için daha fazla dayanışma çağrısı yapıldı.
ÖZEL MÜLKİYET MUTLAK BİR HAK DEĞİL
Papa’nın genelgesinde ayrıca, bazılarının savurgan bir hayat sürerken, bazılarınınsa hiçbir şeye sahip olmadığı koşullarda özel mülkiyetin mutlak bir hak olarak kabul edilemeyeceğini belirtti.
‘NEOLİBERALİZMİN DOGMALARI’
Doğrudan serbest piyasa ekonomisinin yöntemlerini hedef alan Papa, “Bizi piyasa özgürlüğünün her şeyi güvende tutmak için yeterli olduğuna inandıracak olanlar vardı” dedi. “Neoliberalizmin toplumsal sorunlara tek çözüm olarak ortaya koyduğu bu dogmaları kınadığını” vurgulayan Papa, iyi bir ekonomi politikasının istihdam yaratılması ve bunun kesintiye uğramaması ile mümkün olabileceğini söyledi.
‘PARA İMPARATORLUĞUNUN YIKICI ETKİLERİ’
Papa, pandeminin karşısında "dünya sistemlerinin kırılganlığının her şeyin piyasa özgürlüğü ile çözülemeyeceğini gösterdiğini" vurguladı.
2007-2008 ekonomik krizinin değişim için kaçırılmış bir fırsat olduğunu belirten Papa, “Toplum para imparatorluğunun yıkıcı etkileri ile yüzleşmelidir” dedi.
ZENGİN ULUSLARDAN FAKİR ULUSLARA
Francis, yoksullara yardım etmek için servetin yeniden dağıtılması ve herkes tarafından doğal kaynaklara daha adil erişim sağlanması çağrılarını tekrarladı.
“Zengin uluslar zenginliğini fakirlerle paylaşmak zorundadır” diyen Papa, ancak "kesinlikle otoriter ve soyut bir evrenselcilik önermediğini" söyledi.
PAPA, ABD’Lİ SİYASETÇİLERİ HEDEF ALDI
Papa ayrıca, isim vermeden “diğer uluslara karşı nefret ve korku politikası yürüterek en bencil eğilimler ile popülerlik peşinde koşan” politikacıları kınadı: “Şeytanlaştırmaya ve tecrit etmeye çalışan popülist siyaseti kınıyor ve diyaloğu, dayanışmayı ve ortak yarar için çalışmak adına samimi çabayı teşvik eden bir ‘karşılaşma kültürü' çağrısında bulunuyoruz.”
Ayrıca, ABD’deki ırkçılık vakalarını eleştirdi.
Papa’nın başka ulusları hedef alan politikacılara yönelik bu eleştirisi akıllara ABD Dışişleri Bakanı Pompeo ile yaşadığı krizi getirdi.
VATİKAN-ÇİN İŞBİRLİĞİ
Geçen hafta Roma'da ABD'nin Vatikan Büyükelçiliği'nin düzenlediği Diplomasi Yoluyla Dini Özgürlüklerin İlerletilmesi ve Savunulması Konusunda Papalık Sempozyumu'nda konuşan Pompeo, Çin'i “dünyada dini özgürlüklerin en çok saldırı altında olduğu yer” olarak nitelendirmişti.
ABD Dışişleri Bakanı, Roma ziyareti öncesi yaptığı açıklamalar ve yayımladığı makaleyle Pekinle piskopos atama anlaşmasını yenileyen Vatikan'ı açıkça hedef almıştı. Aynı şekilde ABD Başkanı Trump da Vatikan’a Çin ile ilişkilerinden dolayı tepki göstermişti. Papa Francis ise bu iddialar üzerine ABD Dışişleri Bakanı Pompeo’nun kendisi ile görüşme talebini reddetmişti.
Pazar günü yaptığı açıklamada, serbest piyasa yöntemlerinin toplumu başarısızlığa uğrattığını belirten
Papa Francis’in Kovid-19 sonrası dünya vizyonu, Katolik piskoposlara gönderdiği ‘insanların kardeşliği’ konulu bir genelge ile açıklandı.
Genelgede, Papa'nın küresel ekonominin adaletsizlikleri, yoksulluk, göç, sağlık alanındaki dengesizlikler, siyasi kutuplaşma gezegenin yıkımı gibi konulardaki vaazları yer aldı ve bugünün sorunlarını çözmek için daha fazla dayanışma çağrısı yapıldı.
ÖZEL MÜLKİYET MUTLAK BİR HAK DEĞİL
Papa’nın genelgesinde ayrıca, bazılarının savurgan bir hayat sürerken, bazılarınınsa hiçbir şeye sahip olmadığı koşullarda özel mülkiyetin mutlak bir hak olarak kabul edilemeyeceğini belirtti.
‘NEOLİBERALİZMİN DOGMALARI’
Doğrudan serbest piyasa ekonomisinin yöntemlerini hedef alan Papa, “Bizi piyasa özgürlüğünün her şeyi güvende tutmak için yeterli olduğuna inandıracak olanlar vardı” dedi. “Neoliberalizmin toplumsal sorunlara tek çözüm olarak ortaya koyduğu bu dogmaları kınadığını” vurgulayan Papa, iyi bir ekonomi politikasının istihdam yaratılması ve bunun kesintiye uğramaması ile mümkün olabileceğini söyledi.
‘PARA İMPARATORLUĞUNUN YIKICI ETKİLERİ’
Papa, pandeminin karşısında "dünya sistemlerinin kırılganlığının her şeyin piyasa özgürlüğü ile çözülemeyeceğini gösterdiğini" vurguladı.
2007-2008 ekonomik krizinin değişim için kaçırılmış bir fırsat olduğunu belirten Papa, “Toplum para imparatorluğunun yıkıcı etkileri ile yüzleşmelidir” dedi.
ZENGİN ULUSLARDAN FAKİR ULUSLARA
Francis, yoksullara yardım etmek için servetin yeniden dağıtılması ve herkes tarafından doğal kaynaklara daha adil erişim sağlanması çağrılarını tekrarladı.
“Zengin uluslar zenginliğini fakirlerle paylaşmak zorundadır” diyen Papa, ancak "kesinlikle otoriter ve soyut bir evrenselcilik önermediğini" söyledi.
PAPA, ABD’Lİ SİYASETÇİLERİ HEDEF ALDI
Papa ayrıca, isim vermeden “diğer uluslara karşı nefret ve korku politikası yürüterek en bencil eğilimler ile popülerlik peşinde koşan” politikacıları kınadı: “Şeytanlaştırmaya ve tecrit etmeye çalışan popülist siyaseti kınıyor ve diyaloğu, dayanışmayı ve ortak yarar için çalışmak adına samimi çabayı teşvik eden bir ‘karşılaşma kültürü' çağrısında bulunuyoruz.”
Ayrıca, ABD’deki ırkçılık vakalarını eleştirdi.
Papa’nın başka ulusları hedef alan politikacılara yönelik bu eleştirisi akıllara ABD Dışişleri Bakanı Pompeo ile yaşadığı krizi getirdi.
VATİKAN-ÇİN İŞBİRLİĞİ
Geçen hafta Roma'da ABD'nin Vatikan Büyükelçiliği'nin düzenlediği Diplomasi Yoluyla Dini Özgürlüklerin İlerletilmesi ve Savunulması Konusunda Papalık Sempozyumu'nda konuşan Pompeo, Çin'i “dünyada dini özgürlüklerin en çok saldırı altında olduğu yer” olarak nitelendirmişti.
ABD Dışişleri Bakanı, Roma ziyareti öncesi yaptığı açıklamalar ve yayımladığı makaleyle Pekinle piskopos atama anlaşmasını yenileyen Vatikan'ı açıkça hedef almıştı. Aynı şekilde ABD Başkanı Trump da Vatikan’a Çin ile ilişkilerinden dolayı tepki göstermişti. Papa Francis ise bu iddialar üzerine ABD Dışişleri Bakanı Pompeo’nun kendisi ile görüşme talebini reddetmişti.