Sanayici, kalkınma için reçete önerdi: Yenilikçi bir işbirliği kurgulamamız gerekiyor
Sektörel endeksler eylülde geriledi. Küresel ekonominin yapısal sorunlarının pandemi ile daha da belirginleştiği durumda özel sektörün tek başına büyümeyi sürüklemesinin zor olduğunu belirten
İSO Başkanı, 'Yenilikçi bir kamu-özel sektör işbirliği reçetesi kurgulamamız gerekiyor' dedi
İSO Başkanı, 'Yenilikçi bir kamu-özel sektör işbirliği reçetesi kurgulamamız gerekiyor' dedi
Ekonomideki "V" çıkış yarım kaldı. Yükseliş patikasında yataya dönüş başladı. Eylül ayında mevsim etkilerinden arındırılmış güven endeksi bir önceki aya göre; hizmet sektöründe yüzde 6.4 artarken, perakende ticaret sektöründe yüzde 1.5 ve inşaat sektöründe yüzde 2 azaldı. Önceki aylarda perakende ticaret ve inşaatta hızlı çıkışlar yaşanırken hizmetler geride kalmıştı. Yaz biterken hizmetlerin nihayet diğer
iki sektöre yakınsadığı görülse de 74.9 seviyesi, perakende ticaretteki 93.5 ve inşaattaki 83.3 seviyelerinin gerisinde kaldı.
Ancak üç sektöründe 100'ün altında değer alarak kötümser tarafta olduklarını hatırlatalım. Dün Merkez Bankası tarafından açıklanan reel kesim güven endeksinin de eylülde 0.9 puan azalarak 105.3'e gerilediği görüldü. İmalat sanayisi genelinde kapasite kullanım oranı (KKO) ise, eylülde bir önceki aya göre 1.3 puan artarak yüzde 74.6 oldu. Buna göre kapasite kullanımı 2018 ve 2019'daki 76'lar seviyesinin altında kalsa da marttan bu yana en yüksek düzeye erişti.
BÜYÜK PROJELER ZAMANI
Üretim cephesindeki son gelişmeler böyle olurken bu ayki İstanbul Sanayi Odası (İSO) Meclis toplantısına Türkiye Varlık Fonu Genel Müdürü Zafer Sönmez konuk oldu. Sanayicilerin talebi, Varlık Fonu'nun sahip olduğu finansal güç ve imkanların üretime yönelik büyük projeler için kullanılması şeklinde oldu. “Türkiye Varlık Fonu’nun sahip olduğu finansal güç ve imkanların, nitelikli üretime yönelik büyük projeler için doğru
ve etkin bir şekilde kullanıldığı takdirde, ülkemizin önemli yapısal sorunlarına cevap verebilecek potansiyeli barındırdığına inanıyoruz” diyen İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, küresel ekonominin yapısal sorunlarının pandemi ile daha da belirginleştiği bir konjonktürde özel sektörün büyümeyi sürükleyecek, büyük ölçekli yatırımlar yapacak bir dinamizmi kendi başına sergilemesinin zor göründüğünü vurguladı. Bahçıvan “Bu durum, yatırımlarda kamunun yol gösterici ve yönlendirici rolüne ihtiyacı artırırken, riskin ve getirinin kamu-özel arasında paylaşıldığı bir yatırım anlayışını öne çıkarıyor. Varlık fonları tam da bu
noktada değer kazanıyor. Yenilikçi bir kamu-özel sektör işbirliği reçetesi kurgulamamız gerekiyor” dedi.
Türkiye’nin değişen küresel değer zincirinde kilit oyuncu olabilmek, rekabet gücünü artırabilmek, yüksek teknoloji ve katma değer odaklı bir üretim yapısına geçebilmek amacıyla yeni bir sanayileşme hamlesi yapmak zorunda olduğunu söyleyen Bahçıvan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Hiç kuşkusuz ki bu gerçek, yerli kaynakları harekete geçirecek ve ithalat yoğunluğunu azaltacak büyük ölçekli ve stratejik sanayi yatırımlarının hayata geçirilmesini zorunlu kılıyor. Bu noktada, Türkiye Varlık Fonu’nun, yapacağı yatırımlar ve atacağı adımlar ile Türk sanayicilerinin nitelikli hedeflere yönelik gelişimine çok önemli katkıları olmasını bekliyoruz.”
DEVLETLER GİRİŞİMCİ KİMLİK DE ÜSTELİYOR
Türkiye Varlık Fonu Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Üyesi Zafer Sönmez toplantıda yaptığı konuşmada, Türkiye Varlık Fonu’nun Türkiye’nin stratejik yatırım kolu olduğuna vurguladı.
iki sektöre yakınsadığı görülse de 74.9 seviyesi, perakende ticaretteki 93.5 ve inşaattaki 83.3 seviyelerinin gerisinde kaldı.
Ancak üç sektöründe 100'ün altında değer alarak kötümser tarafta olduklarını hatırlatalım. Dün Merkez Bankası tarafından açıklanan reel kesim güven endeksinin de eylülde 0.9 puan azalarak 105.3'e gerilediği görüldü. İmalat sanayisi genelinde kapasite kullanım oranı (KKO) ise, eylülde bir önceki aya göre 1.3 puan artarak yüzde 74.6 oldu. Buna göre kapasite kullanımı 2018 ve 2019'daki 76'lar seviyesinin altında kalsa da marttan bu yana en yüksek düzeye erişti.
BÜYÜK PROJELER ZAMANI
Üretim cephesindeki son gelişmeler böyle olurken bu ayki İstanbul Sanayi Odası (İSO) Meclis toplantısına Türkiye Varlık Fonu Genel Müdürü Zafer Sönmez konuk oldu. Sanayicilerin talebi, Varlık Fonu'nun sahip olduğu finansal güç ve imkanların üretime yönelik büyük projeler için kullanılması şeklinde oldu. “Türkiye Varlık Fonu’nun sahip olduğu finansal güç ve imkanların, nitelikli üretime yönelik büyük projeler için doğru
ve etkin bir şekilde kullanıldığı takdirde, ülkemizin önemli yapısal sorunlarına cevap verebilecek potansiyeli barındırdığına inanıyoruz” diyen İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, küresel ekonominin yapısal sorunlarının pandemi ile daha da belirginleştiği bir konjonktürde özel sektörün büyümeyi sürükleyecek, büyük ölçekli yatırımlar yapacak bir dinamizmi kendi başına sergilemesinin zor göründüğünü vurguladı. Bahçıvan “Bu durum, yatırımlarda kamunun yol gösterici ve yönlendirici rolüne ihtiyacı artırırken, riskin ve getirinin kamu-özel arasında paylaşıldığı bir yatırım anlayışını öne çıkarıyor. Varlık fonları tam da bu
noktada değer kazanıyor. Yenilikçi bir kamu-özel sektör işbirliği reçetesi kurgulamamız gerekiyor” dedi.
YENİ SANAYİLEŞME HAMLESİ
Türkiye Varlık Fonu’nun büyük ve güçlü şirketlere yönelik yatırımlarla bölgesel ve küresel liderler çıkarmayı ve cari açığa önemli katkısı olan sektörlere yönelik yatırımlarla ülkemizin dışa bağımlılığını azaltmayı hedeflediğine dikkat çeken Bahçıvan “Böylece sanayicilerimizin yurtiçinde üretilen kaliteli ve ucuz ürünlere ulaşması, maliyetlerini kısarak karlılığını artırması ve maliyet avantajı ile uluslararası pazarlarda rekabetçi hale gelmesi mümkün olacak" ifadelerini kullandı.Türkiye’nin değişen küresel değer zincirinde kilit oyuncu olabilmek, rekabet gücünü artırabilmek, yüksek teknoloji ve katma değer odaklı bir üretim yapısına geçebilmek amacıyla yeni bir sanayileşme hamlesi yapmak zorunda olduğunu söyleyen Bahçıvan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Hiç kuşkusuz ki bu gerçek, yerli kaynakları harekete geçirecek ve ithalat yoğunluğunu azaltacak büyük ölçekli ve stratejik sanayi yatırımlarının hayata geçirilmesini zorunlu kılıyor. Bu noktada, Türkiye Varlık Fonu’nun, yapacağı yatırımlar ve atacağı adımlar ile Türk sanayicilerinin nitelikli hedeflere yönelik gelişimine çok önemli katkıları olmasını bekliyoruz.”
DEVLETLER GİRİŞİMCİ KİMLİK DE ÜSTELİYOR
Türkiye Varlık Fonu Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Üyesi Zafer Sönmez toplantıda yaptığı konuşmada, Türkiye Varlık Fonu’nun Türkiye’nin stratejik yatırım kolu olduğuna vurguladı.
Günümüzde devletin tanımının yeniden yazıldığını ve artık devletin sadece düzenleyici değil, girişimci bir kimlik de üstlendiğine dikkat çeken Sönmez “Bugünün gerçeğinde ne sadece devlet ne de özel sektör yatırımlarıyla ekonomiyi ayakta tutabiliriz; iki tarafın da iş birliği yapması gerekiyor. Türkiye’nin stratejik konularında sermaye yatırımları yapmaya devam edeceğiz" dedi.
“Türkiye’nin öncelikli yapısal sorunları olan cari açık ve tasarrufa yönelik projeler yapıyoruz. Her 10 üründen 9’unu ithal eder konumda olduğumuz petrokimya alanında 10 milyar dolarlık yatırımla Türkiye’nin öncelikli ihtiyacı olan ürünlere yönelik tesisler kuracağız" bilgisini veren Sönmez, fon olarak yaptıkları faaliyetleri sanayicilere anlattı.
'FIRSATI DEĞERLENDİRİRSEK 50 MİLYAR DOLARA ULAŞIRIZ'
Boğaziçi Bilgisayar Genel Müdürü ve Türkiye Bilişim Derneği (TÜBİDER) Başkan Yardımcısı Ümit Önder, dünyadaki bilişim ve iletişim sektörünün büyüklüğünün 5 trilyon dolar olduğunu söyledi.
Türkiye’de bu tutarın 27 milyar dolar olarak hesaplandığını belirten Önder, salgın nedeniyle kırılan küresel tedarik zinciri sisteminden Türkiye’nin ciddi avantajlar elde edebileceğini, fırsatların iyi değerlendirilmesi halinde ise Türk bilişim sektörünün büyüklüğünün 50 milyar dolara çıkabileceğini ve bu sayede küresel oyuncuların Türkiye’ye yatırım iştahının kabarabileceğini bildirdi.
PAZAR İKİ MİLYONA ÇIKACAK
Uzaktan eğitim ve uzaktan çalışma nedeniyle taşınabilir bilgisayar satışlarının yılın ilk sekiz ayında bir yıl öncesine göre yüzde 70 arttığı bilgisini paylaşan TÜBİDER Başkan Yardımcısı Önder, "Türkiye’de geçen sene toplam bilgisayar satış adedi 1.6 milyon adetti. Bu sene ise daha ilk sekiz ayda yüzde 40’lık bir
büyüme ile 915 bin adet bilgisayar satışı oldu. Yıl sonunda bu sayının iki milyon adede ulaşacağını tahmin ediyoruz. Bu da toplam bilgisayar adedinde yıllık yüzde 25’lik büyümenin oluşacağını gösteriyor.
Diğer yandan evde çalışma düzeni ve yeni normal etkisi ile yazıcı ve monitör pazarında da yüzde
40’lık bir büyüme oldu" dedi.
“Türkiye’nin öncelikli yapısal sorunları olan cari açık ve tasarrufa yönelik projeler yapıyoruz. Her 10 üründen 9’unu ithal eder konumda olduğumuz petrokimya alanında 10 milyar dolarlık yatırımla Türkiye’nin öncelikli ihtiyacı olan ürünlere yönelik tesisler kuracağız" bilgisini veren Sönmez, fon olarak yaptıkları faaliyetleri sanayicilere anlattı.
'FIRSATI DEĞERLENDİRİRSEK 50 MİLYAR DOLARA ULAŞIRIZ'
Boğaziçi Bilgisayar Genel Müdürü ve Türkiye Bilişim Derneği (TÜBİDER) Başkan Yardımcısı Ümit Önder, dünyadaki bilişim ve iletişim sektörünün büyüklüğünün 5 trilyon dolar olduğunu söyledi.
Türkiye’de bu tutarın 27 milyar dolar olarak hesaplandığını belirten Önder, salgın nedeniyle kırılan küresel tedarik zinciri sisteminden Türkiye’nin ciddi avantajlar elde edebileceğini, fırsatların iyi değerlendirilmesi halinde ise Türk bilişim sektörünün büyüklüğünün 50 milyar dolara çıkabileceğini ve bu sayede küresel oyuncuların Türkiye’ye yatırım iştahının kabarabileceğini bildirdi.
PAZAR İKİ MİLYONA ÇIKACAK
Uzaktan eğitim ve uzaktan çalışma nedeniyle taşınabilir bilgisayar satışlarının yılın ilk sekiz ayında bir yıl öncesine göre yüzde 70 arttığı bilgisini paylaşan TÜBİDER Başkan Yardımcısı Önder, "Türkiye’de geçen sene toplam bilgisayar satış adedi 1.6 milyon adetti. Bu sene ise daha ilk sekiz ayda yüzde 40’lık bir
büyüme ile 915 bin adet bilgisayar satışı oldu. Yıl sonunda bu sayının iki milyon adede ulaşacağını tahmin ediyoruz. Bu da toplam bilgisayar adedinde yıllık yüzde 25’lik büyümenin oluşacağını gösteriyor.
Diğer yandan evde çalışma düzeni ve yeni normal etkisi ile yazıcı ve monitör pazarında da yüzde
40’lık bir büyüme oldu" dedi.